takyonlar, varlığı sadece matematiksel olarak tartışılabilen tanımlamalardır. ortaya çıkmalarının en büyük sebebi kütle-enerji denklemidir.
hepimizin bildiği, belki de fizik tarihinin en önemli formüllerinden birisi olan kütle-enerji formülü, einstein ın meşhur e=mc² sidir. bu, kütlesi var olan bir cismin sahip olduğu enerjinin, ışık hızının karesi ile doğru orantılı olduğunu gösteren bir tanımlamadır. gözlemlenebilen evrendeki bütün cisimlerin kütlesi reel sayılarla ifade edilebildiğinden, yani denklemin sağ tarafındaki bölüm sürekli pozitif olduğundan, bu kuram, yani kütlenin daima eneriye çevrilebileceği, günümüz fiziğini temel taşlarından birisini oluşturmuştur. işte takyonlar, bu denklemden 'kütlesi reel olmayan bir cisim' tanımı yapılması üzerine ortaya çıkmıştır, daha doğrusu, denklemin sağ tarafının pozitif olmadığı farazi bir durum düşünüldüğünde, kütlenin tanımı reellikten çıkmıştır.
biraz daha açalım, yukarıda bahsettiğimiz e=mc², albert einstein ın genel görelelik teorisi olarak geçmektedir, kütlelerin maksimum enerjilerinin ışık hızı ile olan ilgisini ve ışık hızına yakın hızlarda kütlenin-enerjiye dönüşeceğini, bu sebepten dolayı reel bir kütlesi olan hiç bir cismin ışık hızına ulaşamayacağını ispatlamıştır (bunun ispatı için güneş ve dünya arasındaki ışığın hızından yararlanarak dünyanın dönüş hızını hesaplama ve bunun sağlamasını yapmak gerekiyor. isteyen araştırabilir). ancak her teorem gibi bu teoremin de istisnaları mevcut, bunlardan bir tanesi de özel görelelik kuramı dır.bu kuramdan bahsederken;
ilk hali e = m . c² olan teorem,
e = [m.c²] / (1- v²/c²)^1/2] olarak evrim geçirmektedir.
yani ilk teoremdeki kabullere, bir de cismin ilk ve son hızı arasındaki fark eklenmiştir, buradaki v değeri cismin ilk hızıdır, genel görelelik kuramında da ilk hız genelde 0 kabul edildiğinden formül otomatikman e=mc² ye dönüşmektedir. işte konunun en önemli noktası burasıdır, çünkü soru buradan çıkmıştır. bu denklemdeki v değeri c değerinden fazla olduğu durumda, e sonsuza doğru yakınsamakta ve e değeri sonsuza doğru yakınsadığından, maddenin kütlesi reel yani tanımlı evrenden çıkmaktadır. ancak v değerinin c değerinden fazla olması demek, bir cismin ilk hızının ışık hızından fazla olması demektir ki, bu şekilde bir cismi ne gözlemleyebiliriz, ne de onunla ilgili herhangi bir ölçüm yapabiliriz. çünkü maddenin yapısı, bu hızlarda tamamen değişmekte, ortam ve uzay-zaman ile ilgili varsaydığımız bütün kuramlar devre dışı kalmaktadır. bu da klasik reel sayılar evreninde belirtilemeyen, ancak karmaşık sayılar evreninde ifade edilebilen bir çeşit tanımlamalar doğurmaktadır.
ne demiştik, heh tanımlamalar. işte bu sebepten, yani denklemdeki bir varsayım üzerine oluşan ve imkansızlığı ya da varlıkları ispatlanamadığından dolayı takyonlar sadece matematiksel tanımlar olarak kalmaktadır ve uzun bir süre de o şekilde kalacaktır. çünkü özel görelelik teorisinin geçerli olduğu hızlarda uzay-zaman eğrisi dediğimiz şeyin değişmesi, zaman dediğimiz kavramın mekan ile yer değiştirmesi, maddenin bulunduğu evren ile tamamen aynı özelliğe sahip olması, bir şeyin aynı anda hem olup hem de olmaması gibi tamamen gözlemlenebilen evrenin dışında ama kuramsal olarak var olabilmeleri ihtimal dahilinde olan bir çok olgu karşımıza çıkmaktadır. bu sebepten dolayı takyonların ne olup olmadığı konusunda henüz net bir ispat yoktur.
meraklısına not: bu muazzam kere muazzam konu ile ilgili bu kadar sığ bir yorum yüksek ihtimalle yeterli olmayacaktır ancak araştırmacı ruhlu bünyeler için aşağıdaki konulara göz atmaları tavsiye edilir.
preacher da azrail bozması psikopat şahıs. kalbindeki nefret bütün cehennemi dondurduğu için şeytan tarafından dünyaya geri dönüp onun infazlarını gerçekleştirme teklifi sunulan ve bunu kabul eden karakter. şeytan, cehennemde kalan son ateşte kılıçlarını eritir ve ona iki adet revolver yapar. Bunların mermisi hiçbir zaman bitmez, hiç ıskalamaz, istisnasız her vurduğunu öldürür. saint bunları aldığı zaman ilk iş şeytanı öldürür, dünyaya geri dönüp intikamını alır ve sonsuz bir uykuya dalar. yalnızca jesse custer ı öldürmesi için bir kez daha uyandırılır.
70 li yıllarda ilk kez ortaya çıkışından beridir, özellikle abd çizgi roman tarihinde bir çok şeye öncülük etmiş efsane çizgi roman Serisi.
klasik Ultimate good karakterlerle dolu Marvel evreninde ilk kez kötü adam kanı döken karakter Frank castle dır. suç Dünyası ile savaşta klasik kötü adam metotlarını (işkence, adam kaçırma, cinayet, soygun gibi) kötü adamlara uygulayan ilk adamdır. daredevil kurbanlarını bağlayıp polise teslim eder, peter parker amcasını öldüren adamı bağışlar, Hulk o kadar delirmesine rağmen sadece düşmanını bayıltır. Bu her ne kadar 60 lı yıllardaki çizgi romanda şiddet yasasının kalıntıları ve etkileri olarak açıklansa da, okuyucu bu kadar stilize edilmiş bir dünyada şiddetin sadece evil tekelinde olduğunu görmektedir. Halbuki gerçek Hayat hiç de öyle değildir.
punisher suçluları konuşturmak için onlara işkence eder, Bebek katillerini kıyma makinelerine atar, kundakçıları fırınlarda yakar, suç ailelerinin yemeklerini bombalar, cenazelerine saldırır, onların parasını kullanır ve kesinlikle acımaz. Bu Vahşi yöntemlerini onaylamayan üst düzey yetkililere rağmen, sıradan polisler ve vatandaşlar tarafından büyük destek görür. medyayı çok iyi kullanır.
herhangi bir süper gücü yoktur. Her gün antreman yapan bir adamın gücüne sahiptir. Çok iyi eğitimli ve tecrübeli bir Askerdir, hayatta kalma, gerilla savaşı, taktik ve yok etme konusunda uzmandır. Bu sebepten dolayı karşısına çıkan suçluları nasıl oyması gerektiğini çok iyi bilir.
punisher, yaptığı bütün bu eylemlerin aslında hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini, bir fark yaratmayacağını bilir. hayattaki tek amacının, tamamen imkansız bir hedef olduğunun farkındadır. Ancak yine de devam eder. Çünkü onun için tek bir gerçek vardır,
if you guilty, you are dead.
dipnot: punisher ve amacı, Varoluşu üzerine detaylı bilgi için, tek Sayılık punisher: Thé End e göz atılmalıdır.
yazılmış en iyi çizgi roman serisidir. çizgi roman ın çocuklar için bir zaman geçirme aracı değil, edebi değeri olan ve alt metinleri ciddi manada sorgulanması gereken bir eser olarak görülmesindeki en önemli noktalardan bir tanesidir.
'söyleyin bana cehennemin yaratıkları, zebaniler, şeytanlar,
cennetin hayali olmasaydı, hanginiz yaşamaya devam edebilirdi?'
vertigo comics in 1994-2000 yılları arasında yayınladığı ve oldukça başarılı olmuş bir çizgi roman serisi.
jesse custer, teksaslı sıradan bir kasaba vaizi iken, cennet ve cehennem arasında çıkan bir karmaşada ortaya çıkan genesis adlı bir yaratığın vücuduna girmesi ile tanrısal güçlere sahip olur. güçlerini anlamaya ve hayatını düzene koymaya çalışırken, bir yandan da dünyanın bu hale gelmesinden sorumlu olduğunu düşündüğü tanrının peşine düşer. ama tabi ki yalnız değildir, yanında eski tetikçi kız arkadaşı tulip o'hare ve irlandalı alkolik vampir proinsias cassidy ona yol arkadaşlığı ederken, isa nın soyunu koruduğunu iddia eden the grail, jesse nin psikopat cajun büyükannesi, cehennem den onu öldürmek için gönderilmiş saint of killers, sadomazoşist bir hitler manyağı da olaya dahil. orta ve batı amerika nın çorak arazilerinde, çöllerde ve kasabalarda geçen hikayede onlarca hikaye ve yan karakter de, çizgi roman a enfes tatlar katar.
garth ennis ve steve dillon elinden çıkma bu eser, çok sert dini ve politik göndermeleri ile '90 ların ikinci yarısında büyük ses getirmiş ve hatırı sayılır bir hayran kitlesi edinmiştir.