An itibariyle, mazbata alınır alınmaz yapılan zulümdür. Maltepe muhitinde yatsı namazı Türkçe okunacak iddiaları ne derece doğrudur?
(bkz: n'olur n'olmaz açıklamakta fayda var bu bir mizahtır)
Evet arkadaşlar doğru duydunuz. sonsuz büyüklükteki evren içerisinde bir yerlerde öbür dünya dediğimiz yer. Zira zaman orada simdikinden çok daha yavaş ilerlemekte (bkz: kutle cekim arttıkça zaman yavaşlar) ayrıca teoloji tarihine bakarsanız gök üzerine kurulu bir çok din ve inanc normu gozlemleyebilirsiniz.
Son zamanlarda dikkat çekici bir artış yaşanmış durum. Bu sinema dalında üretim kabızlığı olarak mı kabul edilir yahut endüstriyel sinema talebe göre mi arz ediyor bilemem. Cmylmz nin de bu furyaya katıldığını gözlemliyoruz. Cumali Ceber, Recep ivedik, deliha, ağzıyla skorski sesi çıkaran adam, vine fenomeni cem gelinoğlu, mahide... Düşük bütçe yavan senaryo yüksek gişe. Herkes ekmeeene bakıyor sanırım.
Istanbul Adile Mermerci Anadolu Lisesi nin mihenk taşlarından. Yazar, şair, edebiyat öğretmeni. Emekli olduktan sonra hayalini kurduğu Yalıkavak manzarasinda bir yazlikta yaşamaya başlamıştı. Bugün sonsuzluğa uğurladik. Başımız sağolsun AMAL ailesi.
Kısa bir hikaye paylaşıcam okursan sevinirim. Geçen gün Maltepe ye gittim tapu işleri için. Pendik'de de bi iş beğeniyordum. Dedim ki hazır buraya kadar gelmişken gideyim de bir konuşayım iyi niyetimi belirteyim cv mi bırakıp dönerim. Maltepe ye zaten evden gelmek için önce Marmaray a ordan aktarma ile metroya ordan da minibüse binmiştim. Maltepe den Pendik e iş yerine metroyla gittim. Metrodan inip otobüse bindim. Sabiha Gökçenin yanında şirketin konumu.
indim otobüsten koskoca arsa. Arazi tel örgülerle çevrili. Yeni yeni büyüyor inşaat halinde binalar var. istanbul teknopark diye bir yer. içeri giriş kapısı otoyolun 1 km filan ilerisinde geçemedim. araba çarpsa en iyi ihtimalle bir yerin kırılır. Bi kaç km ötede opet var gittim. Şansıma taksi benzin alıyor. Dedim şu teknoparka giremiyorum abi atar mısın ? Normalde dedi arabayı vericem şimdi ama atayım seni başka türlü oraya yaya gidemezsin. 10 lira da taksi tuttu. Girdim içeri X blok z. katta şirket Neyse x bloka girdim. Danışma da bir kadın var bi de güvenlik. Kadın dedi ki nereye geldin ? x firmasına geldim dedim. randevun var mı dedi. yok dedim. cv mi bırakıcam iş görüşmeleri hakkında da bilgi alıp dönücem 5 dk dedim. "Yalnız o şekilde alamıyoruz "dedi. Arayın şirketi dedim. giriş kattayız bi üst katı arıyor. Kapattı telefonu konuştuktan sonra "malesef o şekilde istemiyorlar" dedi. Dedim ki bak ben 3 saattir yol geliyorum bir kağıt parçası verip çıkıcam. Kariyerden başvurun dedi işte ordan alıyorlar filan. bakmıyorlar bile dedim bana akıl vermeyin. Valla ben sizi anlıyorum dedi. ama kıpkırmızı oldum moruk. ağlıcam yani. beni anlayamazsınız dedim ben elektronik mühendisiyim. beni anlayamazsınız da anlamayın da zaten.
neyse çok mahcup olarak, insanlara bu şekilde yaklaşmaya devam edin diyerek gerisin geriye döndüm. Otobüs durağında bekliyorum ama hırsımı alamadım. internet sitelerinden buldum bi numara aradım. Biri açtı az evvel danışma ile siz mi görüştünüz dedim Cv mi almadınız filan. Yok hayır dedi bilgim yok sizi ik ya bağlıyım. Ama ters bişey dese*ağlaya ağlaya ana bacı sövücem çok sinirliyim. ik açtı telefonu Dedim cv bırakmaya 2 saat yoldan geldim 10 tane vasıta değiştirdim. Beni binadan içeri almadınız. Cv bırakacaktım yeni mezunum bu mu dedim şirket politikanız.
Biz elden cv almıyoruz o şekilde dedi. yahu dedim tamam yaptığım belki çok etik değil (kaldı ki moruk yeminle dönmüyorlar kariyerden mail atıyosun ona da dönmüyorlar) başka şirketlerde almıyor zaten dedi. yalan söylemeyin geçen hafta elden cv verdim ertesi gün aradılar dedim. ama yeni mezun oldum ben iş adabını bilmem daha önce de iş filan aramadım. iyi niyetle geldim buraya kadar. her cv bırakanı almalı mıyız dedi. abi yer sabiha gökçenin yanında yerleşim yok denecek kadar az çook uzak bir yer ve spesifik bir iş elden cv bırakmaya 8 yılda 2 kişi gelir öyle bir ortalama. yapılan iş ve teknoloji gereği tecrübeli kişiler alıyoruz zor bir iş filan dedi. tamam da alırsınız cv yi oturtursunuz güzelce 2 dk anlatırsınız ben de siktirip giderim, gidince de cv yi yırtıp çöpe atarsınız dedim. böyle rezil rüsva olmayı haketmiyorum sonuçta. ya biliyosunuz biz savuna sanayi şirketiyiz güvenlik gereği filan. ikcım ben savunmanın kralında staj yaptım hiç böyle bişey görmedim dedim. kimse kimseye bu şekilde yaklaşmadı. neyse telefonları karşılıklı kapadık.
sonra işte tam otobüse binicem duraktaydım bu süreçte biliyosun. arkamdan bir ses ağlamaklı alemi menam gitme dedi. baktım ik cı. indim sarıldık cv mi okuduk beraber. sonra doggystyle siktim afedersin. son kısım gerçek dışı geri kalan doğru. buraya kadar okuduysan helalin var. öpüldün.
Oynanan Türkiye izlanda maçında seyircinin ibnetorlar gibi bir şeyler söylemesidir. Bu adamlar Türkçe yi nerden öğrendi? imam hatipler kapatılsın. Zaten galip taraftalar nedir?
Devlet dairelerinde, askeri kışlalarda lamba anahtarlarının üzerinde yazılı ibare. Ben çok severim bu ibareyi. Peder bey askerdi çocukluğum senin adını hiç duymadığın, duyduktan sonra da muhtemelen unutacağın ilçelerde geçti. Buralarda öğrendim yürümeyi koşmayı arkadaş edinmeyi. Anasınıfı aşkımla islahiye de tanışmıştım. Sonra ilkokul da üst sınıflardan bi kıza Tercan da aşık oldum. liseye başlayana kadar 4 yer dolaştık. Her gittiğimiz yerde ışıkları söndürdük lüzumsuz olduğunda. Suları boşa akıtmadık. Memleket için senin çocuğunun hakkını yemeyelim diye tahta kurşun kaleme bile dokunmadık o askeri ofislerde geçen çocukluğumuzda.
Üniversite yeni bitti. Peder bey çok idealisttir benim. Okulu bitirmemi güzel bir kariyer hedeflememi isterdi hep. Göremedi mezuniyetimi. Geçen yıl kalp krizi geçirdi. vefat etti. Ben bu memleket için komutan peder bey için kendime saygımı yitirmemek için ışıkları hala lüzumsuz ise söndürürüm. Bu tüm yozlaşmışlığa inat ( biliyorum lanet olası aç gözlü, yalancı, bencil insanlar inancını kırmış olabilir. ) bi umutsun benim için. Bu ülke için. Lüzumsuz ise söndürmekten vazgeçme sakın ışıkları. seni seviyorum. muhabbetle....
manav,bakkal gibi bilumum bozuk para alışverişi olan yerlerde para üstü 5 kuruşun yarattığı bug' dır. hayır 5 kuruşunda değilimde 2.45 lira hesaba 2.50 lira verince insan gereksiz strese giriyor. kasiyer bazen hiç oralı olmuyor. "lan acaba vermeyi mi unuttu yoksa 5 kuruşa tenezzül mü etmiyo piç" yada "lan şimdi para üstü beklesem mi yada direk çıkıp gitsem mi" ikilemine giriyorsun. 5 kuruşsun lan sen yerini bil. beni sosyofobik yaptın.
insanın bir an kendi bedenine, hareketlerine yabancılaşması durumu.
az evvel kokoreç yemeğe dışarı çıktım. kulaklığımı taktım hem yiyorum hem yürüyorum. sonra bir sigara yaktım. yürürken anlık süre zarfında bedenimden koptum gibi hissettim. dışarıda kendi düzeninde işleyen bir döngü ve sokakta yürüyen bir adam var. bende izliyorum durumu. 8-10 saniye kadar süren durum beni korkutmaya yetti. umarım tıbbi bir karşılığı olmayan herkesin arada bir başına gelen bir durumdur. amin.
şu an itibariyle sözlükte çevrimiçi olan 1,2,3 bilemedin 4. nesil yazarlardır. bir zaman sonra sözlükte dolaşırken old school narsisizm ine tutuluyolar mıdır acaba ? ben bile(6.nesil) arada kayıyorum o çizgiye.
henüz alınmış diş fırçasını daha ilk kullanımda yere, pisli, tozlu, kaka zemine düşürmektir. daha yeni alınmıştır kaliteli bir şeydir atılsın mıdır lakin iyi para verilmiştir ve gönül el vermez. yoksa yıkanıp tekrar kullanılsın mıdır lakin zemin kir pas içinde gayet kötü bir zemindir. hadise ikilem aleminin taçsız kralıdır.
ne yazık ki 'değişmeyen tek şey değişimdir.' ilkesini benimsemiş amcalar yine farklı bi sınav sistemine geçişin sinyallerini veriyorlar. bu yeni sınav sisteminde ucu açık sorular da sorulacakmış. yani şık yok. ihtimaldir ki sınav adayları ilginç bir sisteme tanıklık edecekler.
kişinin anime izledikten sonra girdiği triptir.hatta animenin vermiş olduğu gazla kafasından 'yaza japoncaya mı başlasam lan' diye geçirenler de muhakkak olmuştur.(en azından ben.)
hayat anlayışının temeline dişileri yerleştirmiş, sırf kız tavlayabilmek için onca arkadaşını bir çırpıda satabilecek kişiliksizdir. böyle arkadaş olacaksa hiç olmasındır. aklınızdan yaran varda mı gocunuyosun gibi sorular geçiyor sanırım. evet ne yazikki var.
iç gıdıklayıcı bir tattır. yeme faslından sonra dişlere yapışan ezilmiş kraker kitlelerini bulundukları yerlerden çıkarabilmek tam bir ustalık gerektirir.
ona buna 'biz anadolu çocuğuyuz olum, biz vatanımızı kimselere vermeyiz.' diyip arkasından askere gitmemek için kaçan insandır. böyle insanların var olabileceği düşüncesi bile üzücüdür.(vay be ne kadar paradoksal sayın sevirciler)