alemcipolly
89 (hoş sohbet)
sekizinci nesil yazar 1 takipçi 1.50 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    yazarların sevgililerine yazdıkları yazılar

    178.
  1. solumda, sağsın... sen hayatımda ol da; ister yar ol, ister yara... Lütfun da başım üstüne, kahrında...
    2 ...
  2. türkiye

    902.
  3. ilker başbuğ un tutuklanması

    123.
  4. herkes ektiğini biçer bu hayatta... gün gelir devran da döner... bugün yediği hurmalar gün gelir poponu tırmalar... hükümete, bu konuyla orantılı doğruluğu kanıtlanmış çok ata sözümüz var daha...
    0 ...
  5. yıl olmuş 2012

    13.
  6. klasik anne sözleri

    42.
  7. "sıkma canını kızım her topal atın bir kör alıcısı vardır".. sanırım evde kaldım...
    0 ...
  8. ak parti ye oy verenler

    2.
  9. o yüzde elliyi bulabilesem burada yazmaktansa yüzlerine konuşacağım ama bir tanesiyle bile karşılaşamadım bugüne kadar... sanırım burada bir çelişki var! dur ben bunu bir düşeneyim...
    1 ...
  10. gecenin tek şarkılık özeti

    3598.
  11. iktidar el değiştirince yaşanabilecek olaylar

    7.
  12. sözlük yazarlarının itirafları

    40293.
  13. sırf annem, eş, dost vs "masaj yapsana bana " dediğinde, yok bacaktı yok sırttı hadi kolumu da sıkıver demesinde diye artık refleksoloji öğrenmek istiyorum! acaba çok mu zekiyim? yoksa tembel mi? :/
    3 ...
  14. babayla girilen komik diyaloglar

    199.
  15. Anne ve abla uzun bir yurt dışı yolculuğuna çıkınca, evdeki kadın pedi stoğu tükenir... ilk market alış veriş fırsatında küçük kız çocuğu bu konuyu babaya taşımaya karar verir... Elde alışveriş arabası başlarlar dolanmaya
    +Ne lazım kızım?
    -Şeker lazım baba
    +Peki

    +Ne lazım kızım?
    -Un lazım baba
    +Peki

    +Ne lazım kızım?
    -Orkid lazım baba
    +Napcan sen onu?
    -Akıldan geçen cevap; çorba tabağının yanına koyacağım, çorba dökülürse emer...
    Verilen cevap; ne yapabilirim baba?
    +Git al!!! bekliyorum...
    8 ...
  16. kısa entry yazan yazarların emek yoksunu olması

    62.
  17. kısa yazmak zeka işidir... durumu tek cümle ile özetlemek her babayiğidin harcı değildir...
    0 ...
  18. ben bu yazıyı sana yazdım

    8207.
  19. YAŞAM KAVGASI
    Sizlere bu satırları yazarken bir hastane odasındayım... Çok sevdiğim bir aile büyüğümün yaşam ve ölüm arasında ki savaşını, ellerim bağlı seyrediyorum... Çevrem de, vücudunda kablolarla hayata sımsıkı sarılmış, acı çeken bir sürü hasta beden... Değil; yürüyüp, koşmak... Su içmeye bile muhtaçlar...
    Bir yanımızda yaşlı kurt mütahit Mehmet amca... Tek böbreği ile hayata direnirken dün akşam kalbi durmuş... Şimdi solunum cihazına bağlı yatıyor öylece... Ama biraz yaramaz... her ne kadar kalbi yorulmasın diye kıpırdamaması gerekse de; o, kıpır kıpır * O hareketlendikçe, makine "mehmet amca yaramazlık yapıyor" diye ötmeye başlıyor... Bütün gece soğuk bir "dııttt dııttt" sesi... Yanına gidiyorum, elini sıkıca tutup size yazdığım hikayelerden bir potrpori yapıyorum... Sakinleşiyor.. Allah yardımcıı olsun...
    Bense komser Ali'şin biricik aşkı Nesrin'in yanındayım... Cicoşum... Cici annem... Kalp, şeker, tansiyon ne arasan var... Size dünya üzerinde ki bütün ülkelerin yerini gösterip; tarihi, kültürel, sosyoekonomik vs bütün özelliklerini anlatıp, tarihten siyasete, dinden spora her şeyi konuşabileceğiniz Cumhuriyet Kız Meslek Enstitüsü mezunu Nesrin Kurtuluş.... Hükümet gibi kadın derler ya... Tam da öyle işte... Müthiş bir hafıza... Ayaklı Kütüphane... Yaşayan tarih... Bundan bir kaç sene önce azrail'e çelme takıp hastaneden çıktığında, o haliyle bile giyimi kuşamını dikkat eden, Cumhuriyet ve Atatürk kadını... Çocukluğum idolü...
    Hadi cicoş, bir son dakika golü daha at! Azrail'e bir çelme daha tak! O neşenle, azminle, hayata bağlılığınla bir kez daha ayağa kalk!!!
    Derken...
    Hoooppp karşı yataktaki hasta, 47yaşında kanserden ex oldu... Yaşam ve ölüm arasındaki çizgi bu kadar incemiydi?... Şimdi odayı terk etmemiz gerekiyor... Allah onun ruhuna rahmet, kalanlara sabır versin..
    Sizin hiç su içmeye gücünüz olmadığı oldu mu? Ya da kuruyan dudaklarınızı bir parça pamukla ıslattıkları? Krize girdiğiniz her hangi bir anda, başınızda hayatınızı kurtarmaya çalışan doktorlara "boşuna uğraşmayın! ben artık gidiyorum..." dercesine baktığınız?
    Biliyorum bu hafta içinizi çok kararttım... Belki de elime bir matkap alıp, ucunu kafa tasınıza dayayarak acımasızca beyninizi oydum! Ama probleminiz her ne olursa olsun, hayatın yaşamaya değer olduğunu başka türlü vurgulayamazdım size...
    insan buralarada olunca bir kez daha anlıyor yaşamın değerini... Sevdiklerinin kıymetini... Ailesiyle beraber şen şakrak bir sabah kahvaltası daha yapabilmek ya da akşam beş çayında hoş muhabbet... Para, pul, kariyer, güzel kıyafetler, şık restaurantlar... Hepsi boş... Hepsi yalan... Siz siz olun hayata sevgi ve saygıyla bağlanın... Özellikle; sizi dünyaya getirmek için canını, canının acımasını hiç saymış annelerinize... Özellikle; size saygı da kusur etmemiş kız kardeşlerinize... Özellikle, sizin mutluğunuz için işine, eşine, evine, çocuklarına ömrünü hibe eden; bu uğurda, hiç düşünmeden mükemmel kadın olabilmek adına kendi arzularını feda eden eşlerinize...
    Emin olun ki; FiZiKSEL ya da PSiKOLOJiK şiddet yaşamadan yaşatmadan... Dargınlıklar, kırgınlıklar olmadan... Dünya sevince daha bir güzel ;)
    not: 3 aralık 2011 cumartesi günü saat 15.00'da cumhuriyet meydanındaki eski tamirhane binasında Sayın Belediye Başkanımız, izmir Baro Temsilcimiz ve Sayın prof. dr. Tülay ÖZÜERMAN'ın katılımı ile "Cumhuriyet Aydınlığında ATATÜRK ve TÜRK KADINI" paneli yapılacaktır...
    Ayrıca, 25 Kasım Cuma günü saat 14.00'da Urla Kadın Danışma ve Dayanışma merkezinde; Urla Kent Konseyi Kadın Meclisimizin, çalışma gruplarını belirlemek adına toplantımız vardır...
    Varlığınızın varlığımıza, güç vermesi inancıyla katılım ve desteklerinizi bekliyoruz...
    Tüm Anne ve geleceğin Anne adayları önünde saygı ile eğiliyorum...
    3 ...
  20. kızlarla tanışma replikleri

    179.
  21. e: pardon? bir şey sorabilirmiyim?
    k: buyrun
    e: en beğendiğiniz yeriniz ve sebebi (pispis sırıtmaktan da çekinmez)
    k: ellerim... çok sağlam osmanlı tokadı atarlar... bence denememelisin...
    2 ...
  22. saniyelik salaklıklar

    113.
  23. çaya atman gereken şekeri, çerez tabağına attığın yetmiyormuş gibi üstüne üstlük; şekerin çerezin içinde erimesini beklemek...mesleğimde lakabım; kafa koparan olsa da, aynı zamanda gazetede köşe yazarlığı yapsam da, aynı zamanda kadın meclisi yürütme kurulu üyesi olsam da... evet ben bu salaklığı yaptım! hatta daha beteri; acaba buradan geçebilirmiyim diye arabayı duvara sürdüm!!! ama öğrendim ki geçilmiyormuş... sanırım bu ara çok çalışıyorum... bir tatile ihtiyacım var...
    2 ...
  24. babanın garip huyları

    773.
  25. her ihtiyacı olduğunda, bizi ıslıkla çağırıyor... yoksa kendimizi insan zanneden köpekler miyiz biz?
    0 ...
  26. sözlük yazarlarının son zamanlarda fark ettikleri

    83.
  27. erkek ruhların gittikçe hastlandığı... dejenerasyonun, saygısızlığın, yozlaşmanın gittikçe arttığı... empati, güven, sevginin gittikçe azaldığı...
    2 ...
  28. anneanne lafları

    16.
  29. +anneanne elma yesene...
    -yok siz ağaçtan çaldınız onu... haram o...
    +iyi biz kahvaltıya iniyoruz...
    -iyi ben bi wc gidim gelirim...
    aradan 10dk geçip anneanne gelmeyince odaya geri dönülür ve o da ne! anneanne elma yemektedir!
    +anneanne! hani haramdı o?
    -bir tane canımmmm... göz hakkı bu...
    3 ...
  30. anneanne lafları

    15.
  31. tantaş, mirgos, hoydiri meydan... " hhaaahhhh şimdi napcanıızzz? sıçtı cafer bez getir " ...
    0 ...
  32. birisini hatırlatan şarkılar

    133.
  33. olacaksa büyük olsun

    3.
  34. kafa güzelken sözlükte yazmak

    3.
  35. genel de kelimeler eksik ya da yanlış harflidir... tromee; sözüm meclisten dışarı...
    1 ...
  36. vicdani ret

    319.
  37. vicdani ret; olsa olsa vicdansızlık ve bencilliktir... herkes anasından aynı doğdu...
    1 ...
  38. sebepsiz sevmek

    5.
  39. hiç kimse, hiç bir şeyi sebepsiz yapmaz... kendisi farkında olmasa bile; bilinçaltında bir sebep vardır mutlaka...
    0 ...
  40. ben bu yazıyı sana yazdım

    8141.
  41. Özleminden burnumun direği sızlıyor; denildiğinde, kastedilen duygunun nasıl bir şey olduğunu bilmiyordum ama sayende öğrendim...
    Garip bir duygu; Ciddi ciddi sızlıyor insanın burnu...
    Yüreğim sızlıyor, ey güzel sevgili! Seni düşündükçe ve daha da kötüsü seni düşünüp yanımda olmadığını farkına vardıkça içimde bir şeyler parçalanıyor...
    Çok geceler yalvardım tanrıya; bizi yarattığı o muhteşem, kusursuz ellerini; sol göğsümün içine sokup, oradaki cevahiri çekip alsın diye lakin; olmadı, yapmadı öyleki; o cevahir hala, senin için atıyor acı acı...
    Çoğu geceler uykuya dalarken, için için sana seslendiğimi, seni çağırarak uyumaya çalıştığımı fark ediyorum, yüreğim sızlayarak... Rüyalarımda ise; yine sen varsın... Birçoğunda; o canım mai gözlerindeki pırıltı ve dudağındaki tatlı tebessüm ile; " döndüm işte, geldim sana " diyorsun... Ve gecenin bir saati, seher vakti ya da güneşin doğduğu sabahın herhangi bir zaman diliminde ismini sayıklayarak uyanıyorum... Ve o an, anlıyorum ki; o günde seni unutamayacağım... Canım daha fazla acımasın diye debelene debelene uyumaya çalışıyorum belki yeniden seni görürüm diye...
    O kadar güzelsinki rüyalarımda; o kadar candan, o kadar içten ve bir o kadar sıcak...
    Keşke hiç uyanmasam diyorum, uyanmasam da sen hep öyle tatlı tatlı gülümsesen bana...
    Ne acı! Sen sadece rüyalarımdasın şu son günlerde...
    Bense; senin anılarında... Sadece bir anı...
    3 ...
  42. ben bu yazıyı sana yazdım

    8140.
  43. Çok özledim...
    Ne gözümden akacak yaş, ne de hayatımı idame ettirebilecek kadar aklım kaldı...
    Hepsi toplayıp eşyalarını, seninle birlikte çıktılar hayatımdan...
    Aynı senin gibi! Sorgusuz - sualsiz - hesapsız ve istem dışı...
    2 ...
  44. ben bu yazıyı sana yazdım

    8139.
  45. Sensiz geçen her hangi bir günün, her hangi bir saatinden, sana dair;
    bana "topla kendini, sonun iyi değil" diyorlar...
    sen yokken hayatımda; sonum varmış - yokmuş, iyiymiş - kötüymüş ne fark ederki?...
    benimki; AŞKIN, TERK-i AŞKI TERK EDEMEYiŞ hali...
    3 ...
  46. ben bu yazıyı sana yazdım

    8138.
  47. Gidişinle günümü geceye çeviren sen; huzurlu uykularımı kabusa çeviren ruhun; hala geceyi yaşayıp, güneşin ışıltısında korkup kaçan ben...

    nasıl canımı yakmışsan; ne kadar üzmüşsen beni; güneşimden kaçtım... yeniden canımın acısımasından korkup; aşktan kaçtım! peki sonra ne oldu? yine canım acıdı!! üstelik yaşamadığım bir mutluluğun keşkelerinden canım acıdı! hiç tadamadığım ya da doyamadığım aşkın keşkesinden canım acıdı!!!...
    kısacası; değişsen hiç bir şey olmadı...
    ama bugün kendime söz verdim! artık KAÇMIYORUM!!! KORKMUYORUM!!!
    göreceksin mutluluk yanı başımda beni bekliyor ve ben ona gidiyorum! çünkü; gelmesi için kimseyi beklemeyecek kadar yaşlı; sonu hüzün olsa bile ben aşkı yaşayacak kadar cesurum!!!...
    2 ...
  48. ben bu yazıyı sana yazdım

    8137.
  49. üzgünüm... gerçekten çok üzgünüm ama biz seninle kaybettik... keşke, birbirimizi yıpratmak için kullandığımız bu çabayı bizi kurtarmak için harcayabilseydik... otuzuna gelmiş iki küçük çocuk gibiyiz... sen rest çekiyorsun ben görüyorum... sonra zaman geçiyor kikirdiyoruz... eee... sonra? önemli olan çocuk gibi davranmak değil sevdiğim! çocuk ruhuyla yaşamak!
    3 ...
  50. ben bu yazıyı sana yazdım

    8136.
  51. bir kaç gün kaybolsam ortalardan diyorum
    hazır sezon açılmamışken küçük bir sahil kasabasından telefonumu kapatıp kafa dinlesem azcık...
    ben aslında öyle bir yerde yaşıyorum
    böyle gidiyosun gidiyosun....
    arkasını göremediğin bir yokuş... yokuşu tırmandığın an hayatında görebileceğin en güzel manzara...
    herkesin birbirini tanıdığı, yediğin içtiğin her şeyin organik olduğu,
    yaşayan halkın hep tebessüm ettiği
    dağın eteklerine kurulmuş deniz kenarında bir sahil kasabası
    ama şimdi o, orada diye, oraya bile gidemiyorum izmir'in boğucu gürültüsünde binaların arasına sıkışıp kaldım.... pembe panjurlu hayallerimizi demir parmaklı hapishaneye çevirdi
    ve en kötüsü onunla beraber en yakın arkadaşımı da kaybettim ben...
    eskiden olsaydı soloğu onun yanında alırdım şimdi
    göğsüne yaslanıp ''biliyormusun? bana böyle böyle yaptı! çok üzdü beni'' diye ona ağlardım o da saçlarımı okşayarak sakinleştirirdi beni...
    yani eskiden biz arkadaşken böyle yapardık...
    peki ya şimdi?
    2 ...
  52. ben bu yazıyı sana yazdım

    8135.
  53. ben yolda giderken, radyo kanallarını değiştirirdim çünkü; sen yanımdayken bile, camdan dışarıya bakıp seninle ilgili hayaller kurarak çalan paçalara eşlik etmeyi severdim; sense, radyoyu kapatıp benimle sohbet etmeyi... aslında burada bile aşktan algıladıklarımız farklıydı... sen; beni hayallerimle bile paylaşamazken, ben seni sadece yüreğimle değil beynimle de severdim...
    2 ...
  54. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük