Solcu barlarda entelektüel diskurlarla karı düşürmeye çalışan günümüz solcu tipi olmak istemiyorum yada geçmişine söven, kapitalizmde iyiymiş aslında diyenlerden. Evlenebilecek kız bulup,şirin bir ev,araba ve monoton bir hayatla konformizm batağına düşmeyede hayır diyorum.
uluslararası teori konusunda dünyanın sayılı akademisyenlerinden biridir. Fukuyama ününü büyük ölçüde Soğuk Savaş sonrasında yazdığı Tarihin Sonu adlı çalışmasına borçludur. karl marks gibi ünlü Alman filozofu Hegelden fazlasıyla etkilenen francis Fukuyama, aynı şekilde tarihin sonunu teorileştirmiş fakat Markstan çok farklı bir son öngörmüştür. Fukuyamaya göre insan doğası için en uygun yaşam şekli ve toplumsal düzen liberalizmin hüküm sürdüğü düzendir ve tarih boyunca bu düşünceyi ve bu düşünceye bağlı kurulmuş ya da kurulabilecek düzeni ortadan kaldırmayı misyon edinen güçler ile liberal düzeni daha da pekiştirmeyi amaçlayan güçler arasında çatışmalar yaşanmıştır. Tarih böyle ilerlemiştir. Fukuyamaya göre monarşi, imparatorluklar,hanedanlıklar, dini odaklar her zaman liberal ideolojiyi ve bunu savunanları alt etmeyi amaçlamış, lakin zaman içinde Liberalizm hep üstünlük sağlamıştır. Komünist ve Faşist rejimler de geçmişte vuku bulmuş Liberalizmin diğer anti-tezleridir. Ancak Fukuyamaya göre Soğuk Savaşın sona ermesi ve Batı bloğunun galibiyeti, buna ilaveten Çin ve Rusya gibi komünist düzen ülkelerin Batılı sistemlere yönelmeleri liberalizmin beklenen zaferinin gerçekleştiğini ve sonunda tek bir yol olduğunu gösteriyordu. Fukuyamanın düşüncesine göre Batılı normların yayılması zaman alacak ve Üçüncü Dünya ülkelerinin istikrarara kavuşmaları uzun sürecek ancak sonunda kesinlikle tüm dünya liberal demokrasiye ulaşacaktır.
hiçbir dalda oscar alamamış olmasına rağmen sinema tarihinde yerini başyapıt olarak alan filmlerden biridir. başyapıtın siyasal içerikli mesajlar vermekten çok ticari kaygılarla çekilmiş olması ve buna ilave olarak verdiği siyasal mesajların net olmamasına karşın Tony Montana karakteri ile bir Amerikan rüyası ve sistem eleştirisi yapıldığı söylenebilir. Montana'nın anti-komünist propagandası filmde esasen bir kötü karaktere hayat veriyor olması nedeniyle belki de ters yönde mesajlar içermektedir. yönetmen Stone'un o zamanlar şiddetli bir anti-komünist olmasına karşın aynı zamanda kendi ülkesinde de bir muhalif olduğu bilinen bir durumdur ve bu nedenle çektiği filmi bir sistemi eleştirisi olarak sayma sanırım çok da yanlış olmayacaktır. Ancak belirttiğim gibi filmi yaratanların öncelikli kaygıları ticari ve popüler vitrine hizmettir. Bu sebeple de filmin politik tavrı bakımından kapsamlı bir analiz yapmak bence fütursuz olacaktır.
ülkemizdeki yetenekli tiyatro sanatçısı kavramını tam manasıyla kitlelere gösteren az sayıdaki oyunculardandır. leenanenin güzellik kraliçesi oyununda ayakta alkışladığım, yalnız kadındaki rolüyle sahnenin her bir karesine yakıştığını zikrederek izlememe sebebiyet veren türk sinemasının güzide oyuncularından birisidir.
Bir dönemin Türkiyesini anlamak, o dönemi yaşayanlar için hatırlamak ve şimdiki zamana izdüşümlerini görmek açısından çok gerekli bir eser. kitabın arka kapağında ise şu ifadeler var: 2000'e Doğruda yazdığım izdüşümler şiirim kadar önemlidir. Kendi yaptıklarım arasında şiirimden sonra ikinci doruğa izdüşümlerde ulaştım.
Sulandırılmış tek renkle ya da mürekkeple yapılan çalışmadır.Suluboya tekniğine yakın bir çalışmadır. özellikle manzara resimleri için uygunluğu kabul edilmiştir.
gelir dağılımın etkileyen çok çeşitli sebepler vardır. kişi başına düşen milli gelir halkın günlük hayatta eline geçen para hakkında bilgiler verebilir. ekonominin büyümesi ve kişi başına düşen milli hasıla birbiriyle ilintilidir. ekonomik büyümenin artmasıyla artan milli gelir her kesimden insana eşit oranda yansıtılırsa refah seviyesinde bir artıştan söz edilebilir.