"hiç biri" adlı romanın yazarıdır. kendisi tarihçidir. tarih eğitimini, karadeniz teknik, anadolu, pardubice(çek cumhuriyeti) ve mimar sinan güzel sanatlar üniversinde tamamlamıştır. izmit'te doğup büyümüş ve şimdilerde izmitte yerel bir gazetede köşe yazarlığı, öğretmenlik yapmaktadır.
Vengi Ağacı: Gabon, Kamerun, Kongo, Tanzanya, Zaire gibi batı Afrika ülkelerinde yetişir. Kahverengi ile siyaha yakın renklerde olup, açık renkli şeritleri dekoratif bir görünüş kazandırır. Türkiyeye nadir geldiği için fiyatları yüksektir. Genelde mobilya kaplamalarında, bağlama, ud gibi sazların yapımında ve süs eşyalarında kullanılır.
bir de bu ağaçtan yapılan bağlamadan, sahnede güzel ses çıkıyormuş. (#11313274)
içişleri bakanlığı hava koşulları muhalefeti nedeniyle aksayan imralı ziyaretleri için yeni bir gemi almayı planlıyor. öncelikle kamuya tahsis edilmiş ve atıl durumdaki herhangi bir geminin imralıya tahsisi düşünülmekte, ancak böyle bir imkan bulunmaz ise yeni bir gemi alımına başvurulacağı söylenmekte.
bencileyin, minik bir öneri sunmak istiyorum. "savarona" yı tahsis edin siz abdullah öcalan'nınıza. hem hal-i hazırda atıl durumda bulunuyr , hem de daha aşağısı bir gemi kurtarmaz abdullan öcalanı. bu aralar gönlünü hoş tutmak lazım kendisinin. pkk nın ateşkesi onun iki dudağının arasında, takip edebildiğimiz kadarıyla. şartlar da olgunlaşınca ülkenin tabusunu veriveririsiniz, zat-ı şahanenize.
trakya üniversitesi tarih bölümü öğretim üyelerinden doç. dr. ibrahim sezgin adının önünündeki titri haketmeyen akademisyenlerden birdir. kendisini bizzat tanımam ama, dahil olduğum bir grubun üyesi olduğundan internet üzerinden yapılan yazışmalardan birine yapmış olduğu yorumdan yola çıkarak böyle bir tepitte buundum. kendisi ali nesin' in tübitak' a yazmış olduğu açık mektubun tarihçilere ait bir grupta paylaşılmasından rahatsız olmuş ve " tarihçilerin sorunları bitti de mi matematikçilerin sorunlarıyla uğraşıyoruz" şeklinde bir cevap yazmıştır.ali nesin ' e ait açık mektubu google' dan kolaylıkla bulabilirsiniz burada ali nesin, tübitak ile kendi yaşadığı problemden yola çıkarak türk bilim insanları camiasına ve bu camiada idareci konumundaki insanlara bir eleştiri getirmişken doç. dr. titrine sahip zatın verdiği cevap bu kadar sığ ve yüzeysel olabiliyor. meselenin tarihçiler ya da matematikçiler olmadığını anlayamıyor ya da anlamak istemiyor.
antik dönem yunan tragedya yazarlarından aristophanes'in "kuşlar" adlı eserinde; kuşlar tarafından yerler ile gökler arasında (tanrılar ve insanların arasında) kurulan ütopik kentin ismidir. "Nephelokohygia" kelimenin aslıdır. kelimeyi türkçe ye kazandıran; kuşlar oyununun çevirisini yapan azra erhattır.
(bkz: yeni osmanlılar)* ın düşünürlerinden bir olan ali suavi ye (yeni osmanlılar ın diğer iki düşünürü Şinasi ve Namık Kemal) verilen addır. kendisi ihtilal yapmak * için saray basacak kadar gözü kara bir ihtilalci olduğu ve her daim sarıkla dolaştığı için bu adı almıştır.
26 mart - 4 nisan tarihleri arasında, (2010 yılında ilk defa) düzenlenen organizasyondur. büyük şehir belediyesi düzenliyor. yer alarak espark arkası açık otoparkı( yenibağlar mah.) ilk yıl olmasından dolayı pek fazla yayınevi katılmamış, ancak gelecek yıllarda daha geniş katılımlı olmasını umut ettiğimiz ve eskişehir için gecikmiş bir kültür faaliyeti.
ilk sayısı bu ay (mart 2010) itibariyle çıkmış türkçü dergi. aylık olarak çıkması düşünülmektedir. derginin tüm hakkı türk milletine aittir. (kapaktan alıntı) dergide eski türk kültüründen gündeme dair yazıların yanında kitap tanıtımı da bulunmakta ve ayrıca dergi internetten edinilebilmetedir. başarılar diliyoruz.
italyada faşist hükümet kurulduktan sonra mussolini tarafıdan ülkede sayısı 2 bini aşan işçi grevlerini önlemek için kurulan kara gömleklilerin bir diğer adı faşo'dur.
Soğuk savaş döneminde çin'de trafik ışıklarında yapılan değişiklikle yeşilde değil kırmızıda geçiş yapılmaktaydı. Bugün bu uygulama ortadan kalkmıştır ancak komünist ideolojiyi resmi olarak hiçbir zaman benimsememiş ülkemde insanlar kırmızı ışıkta geçiş yapmaktadır. Birinin bu komünistleri uyarması gerekmektedir.
edit: nesini eksilersin bunun şimdi? sekter git ya.
Kanuni Sultan (I.)Süleyman (1520-1576) döneminde yaşanmış ilginç bir olayın kahrammanıdır. iran'dan istanbul'a gelen Molla Kaabız,1527'de Hz. isa'nın bütün peygamberlerden üstün olduğu savını ortaya atarak bunu, Kur'an ayetleri ile kanıtlamaya kalkışınca Sünnî ulemanın tepkisini çekti. Fakat hemen cezalandırılmayarak Divan-ı Humayunda Kazaskerler huzunda yargılandı. Molla Kaabız Kazaskerlere kendi savını uzun uzun anlattı.Anadolu ve Rumeli Kazaskerleri, Molla Kaabızın savını çürütmeden idamına hükm ettiler. Salonun "Adalet Kasrı" bölümünden yargılamayı izleyen I. Süleyman,bu durumdan memnun kalmadı ve Molla Kaabızın savları çürütülmeden cezalandırılmasına karşı çıktı. Ertesi gün yargılama Şeyh'ül islam Kemalpaşazde ile istanbul Kadısı Sa'di Çelebi tarafından tekrar yapıldı. ikinci yargılamada Molla Kaazbız'ın Kur'an daki ayetleri farklı yorumlamasında kaynaklanan savlarını çürütünce kendisine bu düşünceleri terk etmesi önerildi. O da kendi görüşlerinden vazgeçmeyince idamına hüküm verildi.
II.mahmut ile başlayan "tanzimat hareketi"nin ilk kurumlarından biridir. 1856'dan sonra "meclis-i vala" ve "ahkam-ı adliye" olmak üzere bu kurumlar daha sonra bir takım değişikliklerden geçmişlerdir. meclis-i valayı ahkam-ı adliye kurumunun kuruluş amacı, tanzimat reformlarına uygun yasalar yapmak ve bu yasaların uygulanırlığını denetlemektir. Bu kurum cumhuriyet kurumlarından olan yargıtay ve danıştay ın temelini oluşturmuştur. Bu kurumun oluşturulması Osmanlı devletinde anayasalı düzene geçişte önemli bir adım olmuştur. kimilerine göre bu kurum, Osmanlı devleti merkez yönetiminde temsil sisteminin başlangıcı olarak sayılmaktadır ancak kurumun üyeleri atama ile göreve getirildiklerinden böyle bir özelliğe sahip değildir.