okuduğum zaman dumur olduğum, "ulan buna da mı kadro açtılar?" dedirtesi durum...
milliyet haberlerde yazmış adam;
"Şüpheli, Gaziantepe getirilerek sorguya alındı. Neslihan Polatbilekin cezaevinde tutulan erkek arkadaşını ziyarete gittiği, bu sırada adliyede mahkum olarak çalışan Adem Çelik ile tanıştığı ifade edildi." (bir paragrafın aynen kopyasıdır)
ayrıca tabiki; "arkası kuvvetli olmak böyle bişey demekki kardeşim, hem suç işle hem kadro al" dedirten hata
linki de: http://gundem.milliyet.co....2012/1510739/default.htm
mısırda yayımlanan el-senousa gazetesine konuşan bir din adamı kadınların muz, kabak, salatalık gibi yiyeceklere dokunmasını yasakladı. şeklinde yayınlanan haber. okurken gülmekten yarıldığım, ama bi okadar da hayıflandığım, trajikomik haber.
mısırlı din adamının gerekçesi, bu bitkilerin erkek cinsel organını çağrıştırmasıymış *
"işiniz gücünüz yokmu kardeşim sizin be?" dedirten haber.
edit: aha yeni aklıma geldi, bu herif kesin bamya... otoritesini kompleksini gidermeye kullanıyor... kesin...
ben demiştim...
sevgili dışişleri bakanımız (kuvvetle muhtemel amerika talimatına binaen) çantaya milyon dolarları koyup libyaya götürdüğünde demiştim...
libya petrolünü amerikayla avrupa paylaşır demiştim...
peki 400 milyon dolar? demişlerdi bana. yardım ettik demişlerdi.
o giden 400 milyon doları da benzine zam yapar bizden alırlar demiştim..
hay dilimi eşşek arısı sokaydı da demeyeydim.
kadıncağızın biri evinde ölü bulunur..
gerekli prosedür yerine getirilir, adli tıp "normal ölüm, beyin damarı çatlamış" diye bir rapor verir ve cenaze defnedilir...
buraya kadar herşey normal...
ve fakat; olaydan 21 gün sonra, bu olaydan bağımsız olarak, işlenen başka cinayetlerden dolayı aranan katil yakalanır. ifadesinde diğerlerine ek olarak birini daha öldürdüğünü söyler..
döner bakarlar ki az evvel bahsi geçen kadıncağız.... mezarını açarlar, tekrar! otopsi yaparlar, boynunda bir mermi bulurlar!
yani öldürülmüştür bu kadın!
olayın geçtiği yer Türkiye' dir, şehir Konya...
yahu kadın vurulmuş!! behey vicdansız nasıl farketmezsin sen bunu??
katil yakalanmasa tesadüfen?
veya bu adamın öldürdüğü insanlar tesadüfen aynı adli tıp uzmanına gitse? hepsine normal ölüm dense?
tesadüfen yaşıyoruz...
amerikada, uyuşturucu işine karıştıktan sonra, 20 yıl kaçan adamdır. 20 yıl boyunca titizlikle kaçıp herkesi öldüğüne inandıran adamdır. bu 20 yıl sonunda plakasının sahte olduğunun farkedilip, karakola götürüldüğünde, yaptığı herşeyi en ince ayrıntısına kadar anlatan adamdır. fakat bütün bunların sonunda aslında aranmadığını, 20 yıl boyunca boşuna kaçtığını öğrenen, yaptıklarını boşuna anlatıp kendini ele veren, mal adamdır.
yine türklerin tıp dünyasında açtığı bir çığır...
almanyada yaşayan ikiz kardeşten biri yengesiyle yatar ve çocuk olur... sonra "baba kim?" diye sorulmaya başlanır.. hatunla evli olan boşanır ve sonra nafakadan yırtmak için dava açar... mahkeme babalık testi yapılmasına karar verir..
sonuç: %50 - %50
neden: bu herifler tek yumurta ikizi...
gel de yarılma.. tabi bu çığır mıdır çelişki midir, tartışılır..
askerliğimi yapıyorum... asteğmenim...
olaylar şöyle başladı;
komuta binasının içine bişey yapılacaktır. esasen iç mimar işi olan bu şeyin yapılmasıyla ilgili komutanım ve karargah birlik komutanı arasındaki konuşma (ben hemen yan odadan dinliyorum):
k: bunu hemen istiyorum.. çizimlerini yaptır ve başlayın.
kbk: komutanım birliğimizde iç mimar yok..
k: hmmm... mimar?
kbk: yok komutanım...
k: hmmm.. kim yapar peki başka?
kbk: inşaat mühendisi de olsa olur komutanım
ben: zıçtıkkk!!! aha bize dönüyo mevzu....
k: e var mı birlikte?
kbk: bi tane var komutanım... (benim olduğum odayı işaret eder)
k: başka yokmu yaww?
kbk: yok
k: ...asteğmennnnnnnn
bu olay sonunda kabak başıma patlamış ve iş üstüme kalmıştır. ilk başlarda elle çizmekte ısrar etsem de ( autocad kullanmaya çalışırsam başıma bişey geleceğinin farkında olduğumdan ) birinin komutanıma, istihkam takımında autocad var diye ispiyonlaması sonucu ("sanki biz bilmiyoruz.. alla alla.. hem ben de cd'si de var kurmak istesek kurarız" fikrimi kendime saklayıp).. çizimler autocad'de çizileceeeek!! çizzzzzz!! emrini aldım..
istihkam takımına giderken, yanıma herihtimale karşı, bir autocad cd'si, bir disket ( flashdiskler yaygınlaşmamıştı o zaman ) aldım ve yola koyuldum....
kapıda istihkam takım komutanının habercisi M karşıladı, hemşerim olduğundan çocuk bayaa bi hürmet gösteriyo bana.. içeri geçtim bilgisayar başına.. ikramın bini bi para, M kapıda esas duruşta bekliyo... "komutanım bi emriniz var mı?" " komutanım şundan da istermisiniz" v.s.
bilgisayarla uğraşıyorum bi yandan.. biraz uğraşıp mevcut autocad'i açtım.. ve fakat gördüm ki, o artık autocad değil başka bişey...
iyi ki düşünmüşüm dedim ve getirdiğim autocad cd'sini taktım bilgisayara... o ne? bilgisayar görmüyo cd'yi... altından girip üstünden çıkıyorum okumuyo alet...
ve o sırada bir topuk selamı sesiyle irkildim...
M: komutanım okumuyo değil mi?
ben: okumuyo M
M: komutanım, biz de bazen cd getirip takıyoruz, okumuyo... o zaman cd'yi kremleyip takıyoruz, bu şekilde bazen okuyo..
ben: ???????????!!!!!!!!!!!!!!?????????? ve yerdeyim.... engel olamıyorum kahkahalarıma...
M: krem getireyim komutanım?
ben: yok.... yok..... gerek yok... bi taraftan gülerek, bi taraftan da "allahımmmm nasıl bir mantık?" diyerek, bu kafayla çalışamayacağımdan oradana uzaklaştım......
(daha sonra başka bi bilgisayarda tamamlanıp teslim edildi tabi çizimler... yiyosa yapma)
