sırf hocalara ayıp olmasın diye giriyorum. başlarda 40'ı bulan derse katılımın 15'lere 10'lara düştüğünü görünce üzülüyorum. bazen de sorular soruyorum ki hocalar mutlu olsun.
bu dünya için fazla iyi niyetliyim.
koskoca odada uçacak başka yer yokmuş gibi minnacık bardağın ağzında pır pır dönerek en sonunda pıt diye içine düşüverip hep kendi canından olan hem kahveyi içeni vicdan azabıyla ve tiksintiyle baş başa bırakıp hakkın rahmetine kavuşan salak sinektir.
değer miydi be sinekçik?
durduk yere kafama takıldı şimdi. bu abiye giysiyle savaştıları, etekleri bacaklarına dolandıkları yetmiyor gibi bu kaba eteklerle nasıl tuvalete gidiyorlardı acaba? üstelik klozet yok bişi yok, oldukça güç bi ortam.
biraz da buna kafamı yorayım. üzücü bi durum.
ilk gün saraya gitmemek için direnen, osmanlı'ya katil diyen, bağırıp çağıran, sevdiği adamla ayrılmak zorunda kalan, sevgilisiyle ayrılalı 1 hafta olmamışken sultan Süleyman'ı gördüğü an dibi düşen afedersiniz eyşan kılıklı.
Anan baban kardeşin ölmüş, sevgilinden ayrısın bi iki sahte de olsa zırlasana be kadın. Hemen de nasıl padişahın gözdesi olurum nasıl yatağına girip şehzadeler doğururum kafasında... Yazık...