Daha önceleri de cami sattıkları şeklinde haberlere konu olan AKP'li Üsküdar Belediyesi'nin, ilçe sınırları dahilinde hayrat olarak yaptırılmış ve yıllardır insanlara hizmet eden, her türlü bakımı da vakıf tarafından karşılanan çeşmeleri teker teker ve hiç bir sebep göstermeden yıktırmış olmasıdır. Bu anlamsız davranış, #ÇeşmemeDokunma şeklinde tekpi almıştır.
gündemin de yoğunluğu malum, gün içerisinde atılan seri twitler sonrası, sözlüğe uğrayan yazarın, entry girmeye çalışırken, anlık olarak alt tarafta karakter sayacı araması, göremediği halde, halen twit atıyormuş hissiyle cümleleri kısaltmaya çalışması, meramını 140 karakterle anlatmaya kasması durumudur.
giriş: istanbul'da gerçekleşen ve akıllara dugunluk veren harekettir.
--spoiler--
istanbul'da, külçe altın şeklindeki promosyon çakmakların, iran'dan getirdiği altın çakmaklar olduğunu söyleyerek 6 kişiyi 20 bin lira dolandırdığı iddia edilen 60 yaşındaki aydın k., polis tarafından yakalandı.
polisin belirlemelerine göre zanlı, yolda rast gele seçtiği insanların yanına yaklaşarak "irandan altın kaplama çakmak getirdim. bunu satacak kuyumcu arıyorum. isterseniz size satabilirim" diyor.
tam bu sırada zanlının suç ortağı yanlarına gelerek "ben kuyumcuyum. bu çakmak gerçekten çok değerli. siz almıyorsanız ben alayım. iki katı paraya satarım" diye araya giriyor.
önüne gelen bu fırsatı kaçırmak istemeyen mağdurlar piyasa değeri 2 ile 5 arasında değişen çakmakları, binlerce lira karşılığında satın alıyor.
--spoiler--
yorum : Yolda rastladığı ve hiç tanımadığı bir adamdan, ayaküstü 2-5 bin TL vererek çakmak* alan akıllı (!) vatandaşlar oldukça, zaman zaman yine karşımıza çıkması muhtemel bir olaydır.
bir günlük gazetenin, bugünkü nüshasında, bir köşe yazarının ortaya attığı durum sorgulamasıdır. yazar, yaptığı küçük araştırma sonuçlarına göre chp lideri kemal kılıçdaroğlu'nun askerliğine dair bir tek ipucuna dahi ulaşamamış ve sormuştur: "kemal kılıçdaroğlu asker kaçağı mı?" yazar, köşesinde sadece bilgi edinme hakkını kullanmak için bu soruyu sorduğunun altını çizerek gandi kemal'in nerede ve nasıl askerliğini yaptığını merak ettiğini yazmıştır.
--spoiler--
kılıçdaroğlu asker kaçağı mı?
Haydaaa! Şimdi bu da nereden çıktı mı diyorsunuz? Arz edeyim: internette, Kılıçdaroğlu'nun Çukurca'daki sınır karakollarını ziyaretiyle ilgili vatandaş yorumlarına bakıyordum. Habervitrini.com'da, Erdal'ın, "Eğilse ne olur ki, adamda boy yok, çömelse hepten kaybolacak, askerlik yapan herkes siperin ne olduğunu bilir. Kılıçdaroğlu askerlik yapmamış herhalde..." yorumunu okuyunca beynimde bir şimşek çaktı. Sahi, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, askerliğini nerede ve ne olarak yapmıştı... Merak edip, onlarca, Kemal Kılıçdaroğlu biyografisi taradım; askerlik yapıp yapmadığına dair en ufak bir ipucu bulamadım. Lütfen bu konuda biri beni aydınlatsın... Kılıçdaroğlu askerlik yaptı mı, yapmadı mı? Yanlış anlaşılmasın...
-Bilgi edinme hakkımı kullanmak istiyorum!..
biyografi etik değil
En son, CHP internet sitesine baktım. Oradaki özgeçmişte de Kemal Kılıçdaroğlu'nun askerlik durumuyla ilgili en küçük bir bilgi yok! Askerlik şubesine gidip gitmediği bile belli değil: http://www.chp.org.tr/genelbaskan-ozgecmis.aspx Er miydi, yedek subay mı, bedelli mi yaptı, çürüğe mi çıktı, boyu mu tutmadı, kaçak mı; vatandaştan gizlenen ne?
-Kılıçdaroğlu askerlik yapmadıysa -ki öyle görünüyor- neyi tartışıyoruz?
-Siperde çömelse ne yazar, dikilse ne!..
--spoiler--
chp yönetimince ilgili açıklama derhal yapılacaktır kanaatindeyim...
çalışma odanızda, masanızın, kitaplığınızın vs. üzerinde, kısa süreli tembelliğiniz sonucu biriken eşyaların, olaya el atan titiz eşiniz (ya da anneniz) tarafından temizlenmesi sonucu ortaya çıkan durumdur. genellikle, masanın üzerinde bırakmaya alıştığınız micro sd kartlar, kartvizitler, flash bellekler ile, anahtarlar, çakmak, pil, soket, konnektör, klips gibi küçük nesneler, hatta bazen kredi kartı, cüzdan, ajanda, kamera kasedi, sigara paketi, el feneri, şarj aleti, usb aktarım kablosu gibi daha irice olanlar, o temizlik sonrası garip bir şekilde ortadan kaybolur. kimi zaman, bu kayıpları farkederek kendisine sorduğunuzda, eşiniz (ya da anneniz) tarafından uygun görülerek kaldırıldıkları köşelerden çıkar, kimi zaman da bizzat yaptığınız ikinci temizlik sırasında çok alakasız bir yerden elinize geçene kadar kayıp kalırlar. söz konusu temizlikte "eşya yutma canavarı" olarak adlandırdığım elektrik süpürgesi de kullanılmışsa, bir daha asla bulunamayabilir, ya da eşyanın önem derecesine göre, süpürge torbasına balkonda otopsi yapmanıza sebebiyet verirler. home office çalışan erkekler (ya da ailesiyle yaşayan öğrenciler) tarafından sıklıkla yaşanması muhtemeldir.
Çocukluğumda kaçırmamaya çalıştığım, çok şey öğrendiğim, belgesel, film ve televizyon dünyasına neredeyse sayesinde merak saldığım, hatırlayınca şöyle durup bir "off" çektiğim, faydalı, eğitici, öğretici bir televizyon klasiği. Malesef ki 80 sonrası doğan kuşağın kaçırdığı, şimdiki çocukların benzerlerine çok az rastlayabileceği bir program.
--spoiler--
"Çocuk ve aileye yönelik eğitici ve eğlendirici bir dünya belgeseli" olan ve yayına girdiği günden beri, milyonlarca izleyicinin ilgisini çeken ve ekran başına toplayan, "Barış Manço ile 7'den 77'ye" programı 1988 yılında doğdu.
"Barış Manço ile 7'den 77'ye", adından da anlaşılabileceği gibi tüm yaş gruplarına hitap ediyor ve kendi içerisinde özel bölümlerden oluşuyordu.
"Adam Olacak Çocuk" ile çocuklara, "ikinci Kahvaltı" ile büyüklerimize ve yaşlılara, "Dönence" ve "Dere Tepe Türkiye" ile yetişkinlere; dolayısıyla herkese hitap ediyordu.
Normal hayatında sağ elini kullandığı halde, birçok aleti kullanırken birden solak gibi davranmaya başlayan kişilere, bu entrynin yazarı tarafından verilen isimdir. Bu kişilere kendisi de dahil olduğu için, böyle bir isim koymakta sakınca görmemiş, hatta deneyerek bulduğu için bundan emin olmuştur. Bu kişiler bilgisizliklerinden dolayı değil, hiç görmedikleri bir enstrumana da refleks olarak ters yaklaştıkları gibi, bildikleri halde de kendilerine o şekilde rahat geldiği için bu davranışlarında ısrar ederler. Alet kullanımına verilecek örnekler çoğaltılabileceği gibi, kısaca aşağıda özetlenmiştir:
- Gitar, bağlama ya da bilimum telli çalgıla eline geçince, penayı sol eline alıp, sağ eliyle notalara basmaya çalışmak.
- Ortaokul yıllarında müzik öğretmeniyle blok flütün tutuluşu konusunda ters düşmek.
- Askerde tüfeği sol omuzuna yaslayarak, tetiği sol elle çekmeye çalışmak, uzman çavuşlarla didişmek, "bu adam solak la" denilerek, üzerine gidilmemek.
- Fotoğraf çekerken deklanşöre sağ eliyle basarken, sağ gözünü kapatıp, vizörden sol gözüyle bakmak.
- At binerken, ters tarafta durup, (atın solu yerine sağı) üzengiye ilk olarak sol yerine sağ ayağını koymak.
Bu kişiler bu ve benzeri istisna durumlarda sanki doğuştan solak gibi normalin tam tersi davransalar da, alışılageldik birçok durumda sağ ellerini kullanarak hareket ederler...
Fırat nehrinden tutulan kocaman sazan balıklarının, bir bahçe içinde yakılan ateşin etrafına çakılan kazıklara tutturularak, dikine dizilmesi ve saatler boyu pişirilmesiyle ortaya çıkan, sadece elle ve kuru soğan eşliğinde yenilen leziz bir balık yemeğidir...