insan ne kadar öğüt alırsa alsın bazı şeyleri yaşamadan anlamıyor.
en güvendiğim iki insana hiç güvenmemem gerektiğini aylar öncesinde öğrendim, şimdi ise yeni yeni kavrıyorum.
aslında görmek istediklerimizi görüyoruz, kendi hayal dünyamızda yarattığımız karakterleri gerçek hayata uyarlamaya çalışıyoruz. sonra gerçeğin tokadını yiyince rüyadan uyanmak biraz zaman alıyor.
zeki demirkubuz'un “Dünyada bir insana inanabilmek kadar mükemmel bir şeyin henüz icâd edildiğini düşünmüyorum.” dediği o mükemmel duygu artık yok içimde. her şeye şüphe ile yaklaşır oldum.
dünyanın bütün acıları bir yana kırgınlık bir yana. tam geçti sanıyorsun beklemediğin bir an o yara göğsünün daralmasına sebep oluyor.
Bir kelimeyi yanlış söyleyince ingilizce bilmeyen lavuk bile dalga geçmeye kalkıyor. bu da insanların özgüvenini kırıyor.
biraz gayret etsek doğrusuyla yanlışıyla hintlilerden daha iyi ingilizce konuşuruz.
amerika'dan dönen hocam şöyle bir tecrübesini aktarmıştı: amerika'da amerikalılarla konuşurken yanlış telaffuz yaptığımda "şunu mu demek istedin?" diye yardımcı oluyorlardı. ama amerikalı olmayan bir kasiyere sipariş verirken yanlış telaffuz yaptığımda doğrusunu söyleyene kadar uğraştırıyorlar demişti.
işin özü: bizimkilerin girdiği telaffuz tribiyle amerika'daki sığınmacıların veya sonradan vatandaşlık alanların tribi ortak.
Sonda yazmak istediğimi başta yazmak istiyorum.
samimi bir FETÖ/tarikat düşmanı aynı zamanda Amerika karşıtı olur kardeşim. Bana bir tane büyük tarikat söyleyin ABD ile ilişkileri olmasın...
15 Temmuz'da FETÖ'nün uçakları incirlik'ten kalkmış. ABD bu darbeci teröristi teslim etmemiş, üstüne bizi yaptırımlarla tehdit etmiş.
Sizce FETÖ, Amerikasız bir darbe tertipleyebilir mi?
Bakın seçim sürecinde altılı masanın süleymancıları ve nurcuları vardı.
Erdoğan'ın da Menzilcileri vs. vardı.
Önümüzdeki iki adayın da tarikat ilişkileri var. iki adayın da istediği ekonomi bakanı Mehmet Şimşek, iki adayın da birbirinden farkı yok. inşallah bunun farkına varırız da şu çözümsüzlükten kurtuluruz.
Skinny giyinmeyi de bol giyinmeyi de her yere eşoftmanla gitme modasını çıkaranı da gibeyim. Bu ne yahu giyelim gömlek tişört takılalım işte ne uzatıyorsunuz.
"Erkekler şöyle giyinmek çok mu zor." Diyen çarlar başlatıyor bunu, yeter bırakın yakamızı.
ekşi'de yazarlık verilmeyince burada takılmaya başladım. nezih bir ortamı var. bence biraz sosyal medya yatırımıyla ekşi'yi yakalar. Biraz daha görünür olmalı sadece.
Örnek: burada birkaç güzel entry'i büyük viral sosyal medya hesaplarından paylaştırmak.
Üniversiteye giden çoğu arkadaşım aşağıda sorduğum sorulara benzer durumlarla karşılaşmıştır:
Kendinizle aynı fikirde olmayan herkese neden sopa gösteriyorsunuz?
Milliyetçi olduğunuzu söylüyorsunuz ama ne Ziya Gökalp'in ne Yusuf Akçura'nın ne de ismail Gaspıralı'nın fikirlerini kavrıyorsunuz. Adamlar döneminin sosyalizme en yakın isimleri. Neden sosyalizme bu kadar öfkelisiniz?
Devletçi olup da devletçiliği bu kadar savunmamayı nasıl beceriyorsunuz? Asıl sol fikir dediğimiz şey: Devletin piyasaya müdahale etmesi ve oraya hakim olması. Çünkü ideal devlet, halk demektir, doğru yönetilen devletin çıkarı halkın çıkarıdır.
Kanımca devrimci olmadan milliyetçi olunmaz, keza milliyetçilik için de aynı şey geçerli. Çünkü devrimcilik dediğimiz şey bugün sözde solun savunduğunun aksine milli ve kemalisttir.
işin özü milliyetçilik ülkücülere bırakılmayacak kadar önemli, devrimcilik de sol diye tanımladığımız zirzoplara bırakılmayacak kadar mühimdir bizim için.
kadınlar sanıyor ki ayrılınca sadece hayatımızdan çıkıyorlar. öyle olmuyor; hayallerimizi, planlarımızı, geleceğimizi, en mutlu anılarımızı elimizden alıyorlar. işin özü her şeyimizi elimizden alıp gidiyorlar.
artık düşünmüyorum. kendisi kaybetti. artık adım atsa da pişman olsa da olmaz kardeşim. hayattan ders alması için benim hayatımı mahvetmesi gerekmiyordu. yolu açık olsun, mutlu olsun, benden uzak olsun.
bunu okuyan kardeşim, aklını başına al. hedeflerine geleceğine odaklan, kimseyi de kendinden daha fazla sevme. düşme o hataya, birini çok sevdiğin anda durdur kendini. gerçi ne kadar söylesek de okuyarak değil yaşayarak öğreniyor insan bunları.
Yahu şu EYT meselesini çıkaranı bulmak lazım. 35 yaşındaki adamlar emekli oldu şu an çift maaşla çalışıyorlar. 70 yaşındaki amcam da 10.000 liraya survivor yaşamı sürüyor. Muhalefetiyle de hükümetiyle de rezil bir memleketiz.