Onu özlüyorum..
aslında onu hiç görmedim,
yüz yüze gelmedim
ama onu tanıyorum..
sesini cızırtılı bantlardan dinledim,
hep siyah beyaz filmlerde gördüm yüzünü,
çelik bakışlarını şiirlerde okudum,
onu yaşıyorum..
özlü sözlerini okudum köşe başlarında..
adını her sabah okul sıralarında andım..
onun geçtiği yollardan geçiyorum,
yollarda bıraktığı anıların izini sürüyorum,
çektiği acıları ruhumda taşıyorum,
onu arıyorum...
gerçekten "o dönemle" "bu dönemin" farkını anlayamayıp verilen bir torba pirinçle unla rte yavşakcılığı yapan mallar da % 58 lik aptal kesim içersindedir. artık okadar koyunlaşmıştır ki bunlar söyleneni algılamayı bırakın hakaretleri bile iltifat sanırlar.bundan olsa gerektir ki şehidine kelle köylüsüne ananı da al git dedirmişlerdir..
köylü milletin efendisidi evet Atamın yaşadığı dönemde ve evet Türk milleti zekiydi de o dönemde..ama kalmadı şimdi köylüye saygı.saygılarını kendileri yitirdiler. "ananı da al git" dediği zaman köylümüze rte ona oylarını yani şahsiyetlerini bir torba kömüre satmadan önce.. düşünürlerdi en azından koyun gibi değillerdi Atatürkün o sözü söylediği zamanlarda...malesef ki kaybımız ülkemizin özelleştirme yalanı altında satılan her bir parçasının haricinde bu dönemki karanlıkla o dönemki aydınlık arasındaki farkı anlayamayıp o dönemle bu dönemi kıyaslamaya kalkan bu da yetmezmiş gibi Atatürkün sözünden kendine pay çıkarmaya çalışan %58lik aptal kesimdir.. !!
besmele çekenle hiçbir farkı olmayan insandır.kişinin özgür iradesine bağlı bir şeydir besmele çekmek.zorunluluğu yoktur.
(bkz: herkesin hayatına kimse karışamaz)
lahmacunkolikse eğer hiç bir zaman üşenmeden giden yiyen,arayıp bulan,söyleyen ve bir şekilde temin eden insandır.bu şahsiyet acılı çiğköfteye de asla hayır diyemeyez.
(bkz: ben)
sabah erken kalkacaksın hadi uyu kızım.. sabah olur..
onlarca kez seslenildiği için insan adından nefret eder boyuta gelir..uyan hadi kızım uyannnn kızııımmmm hala uyuyor musun uyansana hadiii uyaannn hadii......kurtulmann tek yolu wardır..uyanmak..
bir ilişkide özellikle uzun süreliyse bu ilişki istisnasız olarak tüm erkeklerin zamanla dönüştüğü durumdur.en aşık erkek bile birgün gelecek ilgisiz davranmaya başlıyacaktır.
zeki kayahan coşkun-gam kenarı
acının dağlandığı anlar vardır..
aramaya gerek yok o gelir bulur..
beraber gidilen bir lokantanın kapanması bile üzüntüdür..
veyahut lokantanın yerine dükkânı çiçekçinin tutması..
gözyaşından çorba olmaz ama..
dilin damağın yanar tuzdan..
soğutamazsın..
zamansız kırmızı bir toka çıkar nereye saklanmışsa..
saçı toplasın diyedir küçük canavarın dişleri..
ve fakat dağıtıp ısırır acıyan ne varsa..
yaşananları..
yaşanmak için sıraya girmiş ihtimalleri...
yapılmayanları..
sadece erkek olduğum için koridor tarafına oturmak durumunda kaldığım yani gam kenarının yine bana düştüğü bir otobüs yolculuğumuz olmadı hiç uzaklara..
sen benim omzumda uyuya kalmadın hareket halindeyken..
biz durduk..
durdurduk..
gidebilirdik oysa..
kimseden gizlenmemiş sadece bizi gizleyen bir tatile belki..
bir akraba düğününde dans etmedik meraklı akbaba bakışları altında mesela..
çok severdim yatakta kahvaltıyı ama buna uygun bir tepsimiz bile olmadı..
slabilirdik… Biraz daha bekleseydik..
zamanın dövdüğü bir hüzün ustasıyım ben..
kelimelerim tuğla tuğla...
her satırbaşında turuncu intihar hissi...
aklım dilim cümlelerim hep geçmişte..
geçmiş geçmiş de..
ben geçemiyorum ki..
bazen duruyorum yürüdüğümüz bir yerde..
ayaklarımız diyorum bir ara aynı anda buradaydı..
beraber bastık bu toprağa..
sahi var mıdır o günden bugüne kalan bir toprak zerreciği?
tuhaf tutsaklığımın her şeyden sen çıkarışımın şahidi kalmış mıdır etrafta?
bu bardaktan su içmişti..
bu sandalyede oturmuştu..
bu bankanın önünde buluşmuştuk ilk kez..
hiç gözümün önünden gitmiyor çimlerin üstüne denk gelmiş tavla maçımız..
elimizde soğumuş kahveler tadı bizden önce kaçmış kekimiz..
ve ikimiz de aynı anda mars olduk kıra kıra birbirimizi..
bir Allah'ın pulu durduramadı bizi...
gidişine türlü anlamlar yükledim..
istesem kalırdın..
istesen kalırdın..
gözyaşımdan düğümler attım açılması zor olsun diye umudun..
sma sevdim yine de..
seninle alakalı ne varsa sevmeye devam ettim..
son buluşmamızı sevdim..
tam giderken beni elimden tutup çeken seni sevdim..
sarılmamızı sevdim..
arkama dönüp bakamamayı..
bizim oturduğumuz masada oturan mutlu çifti sevdim nargilecide…
ne olur hep böyle kalın dedim… Ne olur..
bir yıldönümü gününde engel olamadım kendime yoldan döndüm...
sen olmasan da sana giden yoldaydım hatta birazdan evinin önünde..
ağlayarak söndürdüm yeni yasımın mumlarını..
kutlu olmadı ama!..
biliyorum biz geçtik sevgilim..
bizden geçti..
başka hayatların insanlarıyız artık..
başka umutların..
başka adam..
başka kadınların..
tamam da silebilir misin yaşadıklarını?
boyayabilir misin siyahla neşeli günlerimizi?
çıkarıp yüreğimi kanımın söndürdüğü ateşlere atabilir misin yangında ilk kurtarılacakken..
yıllar sonrasına yatırılmış acılarımız var artık karanlık mahzenlerde..
beklenmedik bir karşılaşma anında..
bir havaalanında..
bir tesadüfler garında...
bir kafede..
ya da sinema çıkışında kim bilir..
birbirine bakan şaşkın gözler..
belki evlenilmiştir belki çoluk çocuk duvarı örülmüş anıların üstüne beton dökülmüştür..
ışık mı en hızlıdır ses mi kıyasında; açık farkla galip gelir o anda hiç hesapta yokken ac..
scı hızlıdır acı..
yaşananlar bir çırpıda dirhem dirhem koparır etini..
sma ne çare; gurur engel olur..
giyilen sahte mutluluk elbisesinin düğmeleridir tebessüm..
boğazın düğümlenir..
doğuk bir merhabadır dildeki..
sma öpmek içine çekmek istersin dudaklarından hasretini..
"devam etseydik tüketseydik bu kadar güzel olur muydu" gözlerinde birikir..
“Neden yok ettik birbirimizi” ağzına gelir..
susarsın öfken hükmen mağlup olur sevdana..
üşürsün…
çok üşürsün..
gidene kalana mizahı olmayan haline üşürsün..
öyle ki..
"karda donmak üzeresindir..
uyumak tatlı geliyor dur ama..
sen öldüğünün farkında değisindir..
nefret dolu başlayıp öyle devam eden bir cümlenin sonuna konduğu anda cümleye inanılmaz bir sevimlilik katan ve kullanan her kimse o kişiden zarar gelmiyeceği güvenini vermeye yeten bir ünlemdir.
"eğer ruhlarımızı ortaya koyacaksak, senin ruhun ve benim ruhum ortaya gelecekse, allahımın üstüne yemin ederim ki senin ruhun benim ruhumun önünde diz çöker, tövbe ister." felsefesini benimsemiş ve günden güne yeni yeni ideolojiler geliştiren sonsuz ideolojiler silsilesi.
bünyesinde birikmiş enerjiyi futbol sahasında attığı gollerle açığa çıkaran ve oradan aldığı galibiyet sonrası kutlamalara o mutluluk ve enerjiyle farklı bir sahada da galibiyet alarak devam eden futbolcudur.
sütaşın son reklam filmi ki saçmalığının asıl sebebi reklamın o ürünü alıma teşvik etmesi yerine o üründen soğutması hatta hatta iğrendirmesidir.
ör:
çocuk:anne tek uçan memeli yarasa değil miydi?
anne:evet yavrum.
çocuk:peki bu iğrenç memeli inekler neden uçuyor anne.
anne: eee .. ööö... ebele gübeleee..
çocuk: anne bu süt o ineklerin mi?
anne: malesef öyle yavrum.
çocuk: ozaman anne bu ineklerin dna sıyla oynamışlar.içilmez artık o sütler değil mi anne?
anne: eeee.. öö.. ebele.. gübele..
"benim için önemli olan iç güzelliktir." sözünün tamamen palavradan ibaret olduğunu gösteren en açık örneklerden biridir ki bu aynı şekilde erkekler için de geçerlidir.
baş barmakla işaret parmağın birbirine hafif şekilde sürtülmesi ile yapılan para işaretinin tamamen duygusal bir bağ olduğu yalanına eşit bir eşitsizlik hali.