Ben ne zaman mutlu olacagim sozluk. Cevremdeki insanlar mutlu olsun, her zaman yuzleri gulsun diye elimden gelen iyiligi yapiyorum ama benim icin bunlari yapan bir Allah'in kulu yok sozluk. Ben corabini cikardiginda mutlu olan birisiyim ama beni uzmeyi nasil basarabiliyolar hâla bilmiyorum.
lan sözlük acayip seviyorum onu bildiğin gibi değil abi. başlıyoruz kavga etmeye ulan kavga ederken bi hıhı diyişi var o kadar mı tatlı olur ya. genelde cevap veremeyince hıhı der. ard arda takıyorum kapakları hıhı desin diye düşün durumu artık. bazen kavganın ortasında patlatırım bombayı seni çok seviyorum derim bir sessizliğe düşer yumuşamamak için kasar kendini. lan bu o kadar mı hoşuna gider bir insanın. bak bu diyeceğim çok saçma gelebilir ama bir düşün derim ben yine de. kavga ettiğimiz için mutlu oluyorum lan ben. gerçekten seviniyorum bu halimize. deme bak deli mi sikti diye deme önce bir dinle. lan insan umurunda olmadığı adamla dövüşür kavga eder mi. en ufak bir lafına alınır mı. seni kıskanır mı. lan sen sevdiğinle niye kavga ediyorsun. bunlar yüzünden kavga ediyorsun işte. olum ben şunu anladım kavga bir ilişkinin nimeti nimeti. tamam dozajı önemli. ama kavganın sonunda ki barışma yok mu o işte olayın en güzel kısmı. onun tadını bilen iyi bilir. ses tonunda ki yumuşama. hafif alaycı bir tonun başlangıcı ve devamında çeşitli saçmalamalar ve sonunda bir duraklama ardından seni çok seviyorum... sevginin dili bir lan emin ol bir. bütün sevenler aynı şeyi yaşıyor. bakıyorum sokakta çiftler kavga ediyor görüyorum yürürken falan bizi görüyorum bir anda. ulan diyorum farklı isimler farklı kişiler ama yaşanan aynı. sevginin dili bir be genco. sadece lehçeler farklı. ama emin ol sevgisiz gitmez bu dünya. otur bir düşün dünyanın halini türkiye' nin halini için kararır hayattan soğursun. sonra ara bakıyım sevdiğini iki kelam hoş beş et sikmişim dünyasını da türkiye' sini de dersin. lan biliyorum çok hümanist oldu sevelim sevilelim ihihihi modunda oldu ama gerçekten böyle be abi. sevmek olmasa şu siktiğimin dünyası çekilir mi lan.
sevin lan birini çok sevin. sonunda kazık yeseniz de çok sevin. acısı çoktur canını çok yakar ama seven yürek harbi yürektir lan. cesaret işidir sevmek, delikanlı adamın işidir. onun verdiği o mutluluk, huzur başka hiç bir şeyde yok olum emin ol yok.
fena arabeske bağladım ama içimi sağlam boşalttım lan. zaten niye geldik buralara amk. şu dediklerimi başkasına anlatsam içinden bir sus amk tipini siktiğim der. burada en fazla eksi yerim. kim siker yalova kaymakamını peh.
yani aslında yapıyordum, 7-8 yaşlarımda. ama hala yapabiliyorum, ve beni gördüğünde "ciguli taklidi yapsanaaa" deyü isteklerde bulunan sayılı akrabalarım yok değil.
göksel taklidi de yapıyordum. aynı şehla bakışlar, aynı omuz atışlar..
en iyisini sona sakladım: pervane taklidi yapıyordum. bildiğimiz pervane. canlandırın gözünüzde.. boyun ve bakışlar sabit olmak koşuluyla kafanızı 180 derece, yavaşça çeviriyorsunuz, bu esnada üflüyorsunuz.
neden buna ihtiyaç duydum, ve neden insanlar bana yıllarca yaptırdılar bunları hiç bilmiyorum. ama böyle bi dönem atlattım ben, itirafsa, budur.
kültürleneyim, boş boş oturcama bişey öğreneyim diye bişeyler okumaya çalışırken, nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde fatih terim'in hakemin üstüne yürüme videosunu, mersin maçından sonraki basın açıklamasını, daha sonra ise salih'in orduspor'a attığı golü falan izledim. şu anda da kendimi maçın geniş özetini izlerken buldum. Final zamanlari da ders çalışmamak için de böyle yapardım. allahım ben neden böyleyim.
allahın belası. işiyorum oradan bi kapı sesi; abi naber?, odama geçiyorum çat kapı sesi; abi naber? kulaklıkla film izliyorum işaret eder derim noldu? abi naber ya?
buzdolabından bira alırım içeriden bi ses; abi nasılsın görüşemiyoruz ya? dışarıdan gelirim salonda boxer'ıyla sere serpe uzanmış televizyon izliyor ve beni görünce; abi naber? yeter amına koyayım yeter ya.
ev arkadaşımdan çok bu iti görüyorum her gün. yahu erkek erkeğe hiç sıkılmaz mı bir insan? ne bileyim mk, ben her gün yanımda karı varkende sıkılıyordum. kafamızı dinleyelim bi süre dedik, erkekler sikiyor kafamızı şimdide. te allam ya.
gel çükümü tut mk gel. sik kafamı.
not: ev arkadaşının olacaktı, neyse ayarlayın bunları. editörrrrr
itiraf ediyorum; çok zeki olduğumu düşünüyorum sözlük. öyle böyle değil, dünyanın en zekisi gibi hissediyorum kendimi. herkes salak bi ben akıllı. herşeyin üstesinden bir ben gelirmişim gibi geliyor. en güçlü, en zeki benim. a dostlar içler acısı ki kimse böyle düşündüğümü bilmiyor, bilseler dalga geçerler herhalde.
neyse ben akıllıyım, o salaklarla mi uğraşıcam canım?
arada bir halı saha maçı yaparız. ah erkekler bizi. bir gün yine maça hazırlanıyoruz. başka bir üniversiteyle maç yapacağız. soyunmuş şortu giyinmişim. şortlarımdan birini getirmişim ki astarlı. hiç de sevmem rahatsız eder çok. koridordayım. etrafıma baktım kimse yok. attım sağ elimi karıştırıyorum yerini ayarlıyorum falan. tam oturdu sağda iyi durdu artık rahatım maça çıkayım diye çektim elimi ordan ve daha şort yani kapanmıştı ki rakip takımdan bir arkadaş centilmenlik için başarılar diledi, hoş geldin dedi ve sağ elini uzattı.
şimdi o eli sıksam çocuğa yazık. sıkmasam beni kötü bilecek belki sert oynayacak. madem misafir gibi karşılandık bana umduğum ona tuttuğu dedim verdim sağ eli, bir güzel tokalaştık.
sıcak bir tokalaşmaydı. hiç unutmam.
itiraf ediyorum sözlük. kadınların ağlamasına dayanamıyorum.
geçen gün okuldan çıkmış, eve doğru yürüyordum. yolda hiç kimsenin yüzüne bakarak yürümediğim için genellikle hep düşüncelere dalmış halde ilerliyordum eve doğru. birde birinin hıçkırarak ağladığını fark ettim. başımı kaldırıp baktığımda, önümde yürüyen genç bir kız ağladığını fark ettim. nedeni her neyse, belli ki çok üzülmüştü. o an yanında geçerken sadece teselli edip üzülmeyin demek isterdim ama yapamadım ve yanından uzaklaştım.
biliyor musun sözlük, hayatım boyunca bir kadınların ağlamasını görmek kadar canımı yakan hiçbir olay olmadı. çünkü annemin ilk defa ağladığını gördükten sonra bilinçaltıma işlemişti bu duygu. annem olan mükemmel kadının ağladığını ilk defa gördüğüm an hiçbir şey yapamamıştım. belki de bu yüzden kadınların ağlamasını istemiyordum kim bilir.
ne kadar canı yanmış, ve ne kadar ağlamış olsa bile bize hiç belli ettirmemişti. bir gün okuldan eve geldiğim zaman, onu başı önünde görmüş ve yanına gitmiştim. hiçbir şey olmamış gibi toparlanırken hissetmiştim canının yandığını. belli ki bir şeye üzülmüştü ve bu yüzden gözleri kızarmıştı. neyin var anne neden üzülüyorsun dememle beraber bir şeyim yok oğlum git yemeğini ye demiş, ama ben yanından ayrılmamıştım. en sonunda artık artık tutamamıştı kendini.
göz pınarlarından yaşlar kalmayana dek bana sarılarak ağlamıştı. 11 yaşında bir çocuk aklıyla boynuna sarılıp, yanaklarını öpüp teselli etmeye çalışmıştım ama başaramamıştım. çünkü öyle çaresiz, öyle savunmasızdı ki. belki de o masmavi gözlerinin içinde umutsuzluk ve acı barındıran bakışların yere düşmesiydi beni her geçen gün öldüren.
hayatta dans etmeyen bir adamım, yalvarsalar, hatır gönül koysalar oynamam, dans etmem. ama yalnız kalınca açıyorum gorski müziğini, kaldırıyorum kolları, karaçay usulü dans ediyorum. bir gün biri şahit olacak herhalde "çizdirdik karizmayı" diye intihar falan ederim. hayırlısı be gülüm.
insanları kırmamak için çok iyi yalan söylüyorum. üniversiteyi kazanan arkadaşlarıma "tabi olum o ortamı görmen lazım" diyorum, okuyamayan arkadaşlara da "siktir et oğlum ünide bi bok yok" diyorum. kötü niyet değil lan, vallahi kırmamak için.
şu bugünün itiraflarını okudum da, herkes delirmiş lan. millet kafayı yemiş. sözlük yazarı olarak size bir şeyler itiraf edeyim:
dünya sadece dertlerden ibaret değildir, dünya sadece acılardan ibaret değildir. dünyada sadece aşk acısı yoktur. insanlar eğer isterlerse kendi aktiviteleri kapsamında hiç olmazsa en az 'bir' insanla tanışabilir. eğer çok çok az bile 'îsterlerse' bakış açılarını değiştirip başka şeylere odaklanabilir. insanlar hep aynı şeyleri yaparlarsa mutsuz olurlar. hergün bilgisayar başında yaşarlarsa mutsuz olurlar. arada paran yoksa bile dışarı çıkıp yürünmelidir, bir kitapçı, bir kafe veya bir sergi, bir söyleşi, sinema gibi yerler halk arasında 'yalnız' olsanız dahi sizi rahatlacak şeylerdir. çok film izlemek iyi bir şey değildir. insanı toplamaz. aynı şarkıyı gün boyunca dinlemek, ya da devamlı farklı şarkıları dinlemek sağlıksızlığa neden olur. insan birini kaybettiğinde (sevgili, dost, arkadaş) hayatına devam edebilen bir varlıktır. biraz acı çekmesi normaldir, bu abartılmaması gereken bir şeydir. eğer çok asosyal bir hayatınız varsa ve sağlıksız olduğunuzu düşünüyorsanız, vücudunuzun belirli yerleri ağrıyorsa, çarpıntı, kalp sızısı gibi şeyleriniz varsa, ve eğer cidden çok yalnızsanız lütfen öncelikle bir doktora gidip test yaptırınız, muhtemelen panik atağınız vardır. ki zaten bir şeyiniz çıkmayacak ya da çıkarsa tedavi önerecektir. bu tedavilerden biri de psikiyatri'dir. bu bölüm sanılanın aksine delilerin gittiği bir yer değildir, kendini kötü hissedenlerin uğradığı ve büyük kısmının çözüm bulduğu bir yerdir. lütfen kendinizi,vücudunuzu çok fazla zorlamayınız. ilerde şimdiki halinizden daha da kötü olabilirsiniz. ve lütfen kendinizin de yaşadığını, ve bu bedenin başkasına ait olmadığını unutmayınız. ne olursa olsun herkes gibi sizin de iyi hissetmeye, gülmeye hakkınız var. olabildiğince eğlenmeye, gülmeye çalışınız.
an itibariyle 6 farklı yerimden kanlarımı emen sineği tokatlayarak öldürdüm. çektirdiği o kadar acıya rağmen ölümünü görmek üzdü. hak etmiyordu çünkü bunu. neden güçlü bir hayvan olarak doğmamıştı? neden bir insan olarak doğmamıştı? aslında insan olamamak konusunda şanslı. biz çok mu özgürüz azizim? afedersin ayakta sikiliyoruz. benim özgür olduğuma karar verecek şey 177 sayfalık bir kitap mı allasen?
uzak mesafe ilişkisi... ben izmirdeyim kafamı kaldırıp bi kıza bakmadım sadakatten (aptallıktan ya da ) kız küçücük bi şehirde yapmadığını bırakmamış. oha lan şimdi de benden önceki çocuğu düşündüğünü söylerken his bu yapacak bi şey yok ki diyo rahatça. ee dokuz ayım gitti benim. onca otobüs bileti , otelde kalmalar aileyle tanışmalar falan. amınakoyim ben bunların hepsini dokuz ay sonra kafandan hala birini atamadığını duymak için mi yaptım. siz gerçekten ben kadar kolay güvenmeyin hayatımın en büyük pişmanlıklarından biri oldu. o iki çift masum söze öyle masum suratlara falan aldanıp bu kız benim her şeyim ne olursa olsun bırakmam o da bırakmaz beni falan diyip kendinizi savunmasızca bağlamayın bi ilişkiye. hoş belki siz çoktan benim dediğim gibi bi adam olmuşsunuzdur ben yeni öğreniyorum işte ben bu kadar saf biriyim çünkü. sevgilin her gece sana iyi geceler her şeyim derken kafasında hala başkaları dolaşıyodur bak belki. sonra saat 18:23 olur. o rahatça gezerken sen burda onla ilgili şeyler yazarsın. siktirin gidin lan dürüst olmayan ne kadar insan varsa siktirsin gitsin.
Çok kötü kandırıldım sözluk . oyle boyle degil cok buyuk ibnelik kurbani oldum. ilkokulda bir arkadasim "kadinlar kendilerini güldüren erkeklerden hoslanirlar" demisti ve tüm yasantimi bunun uzerine kurmustum.(cidden gerizekelai oldugumu dusunuyorum)
Artik boyle bi önermenin iyiden iyiye yanlis oldugunu dusunmeye basladim.
Çünkü kadınlar kendilerini güldüren erkekleri sikerler, sevmezler, hoşlanmazlar. bilinçli olarak da yaparlar bunu. ben bugüne kadar hiçbir kadının "aaa ne komik çocuk. çok hoşlandım ondan." dediğini veya ima ettiğini görmedim, duymadım. memlekette var o trip, niye var? cem yılmaz var. öyle klişe geliyor ancak cem yılmaz bile bu sözü söyleyip eleştiriyorsa cidden yoktur. neticede adam ünlü, adam zeki, adam zengin. bizim anca need for speed serilerinde görüp oynadığımız arabaları adam tem'de sürüyor lan.
fakat yaşadığım binlerce tecrübeye dayanarak söyleyebilirim ki, kadınlar için çok kral arkadaşsınızdır ancak. komiksiniz dolayısıyla zeki olarak da addedilirsiniz. yakışıklı olsam bile "aman ciddi değil ki yeaa erkek dediğin cool alacak, karizmatik olacak." düşüncesi hakim oluyor kadınlarda. cool takılıp, karizmatik olmaya kassanız bile bu kadınlara komik geliyor "ekikikiki yeaa çok komiksin sen. nasıl yapıyorsun böyle şeyler ekikiki" tepkisi alınıyor. e arkadaş biz yapınca öküz, ayı ve komik elin çirkin ötesi adamları sırf ünlüler diye mi cool, karizmatik?
bir hatunu baştan çıkarmak istiyor onu kendinizden hoşlandırmaya çalışıyorsanız, yeri gelince espri yapan bir adam olmanız daha iyi. baştan stand up yapıp, sonra seranat yapınca o iş yamalı oluyor. ben hatta "yatakta da komiksindir sen." diye ayar verip, itin götüne sokarak rencide eden karı da gördüm. maalesef hollywood filmlerindeki gibi hatun gelip, saçımızı ve yanığımızı okşayıp "you are so sweet." demiyor hiçbir zaman. allah vergisi mizah yeteniğini kullanarak paranın amına koymak varken, karıya kıza tebelleş olup ayarı yemeyi seçen aklımı sikeyim. Sakin yanlis anlamayin sitemim size değil.