yatağa yatıldığı anda kulak etraflarında vızıltısını duyarak sinirden hışımla yataktan kalkılır. odanın lambası yakılır, ani ışıktan sulanan gözbebeklerinin kendine gelme esnasında sivrisinek olmadık seviyelere çıkar, ardından gözbebeğin dakikalarca onu takip etmesi ve hah tam kondu dediğiniz yerin perde olması küçük ama can sıkıcı duruma sebep olsa da hemen ardından ya tutarsa denilip, perdeye gazete ile vurulması ama dakikalarca sürdülen takibin hüsranla sonuçlanması durumudur.
rengi bir yana, deriye sinmiş olan o izmarit kokusunun tarifi yoktur. ayrıca sigara parmağı sarartmakla kalmaz, erkeklerin bıyıklarını da sarışına cevirir yıllar geçtikçe.
bu tür insanlar kendi içlerinde neler olup bittiğini bile bilmeyecek kadar vurdumduymaz olan insanlardır. kendi derinliklerine girip bakmaya bile korkarlar. işin her zaman görünen kısmıyla ilgilenirler, taziyelerinde bile '' olur böyle şeyler '' diyip geçiştirici cümlecikler bile kurabilen kişiliklerdir. sığ insanlar, herhangi bir şeyin altını aramadıklarından sadece insan ilişkilerinde değil, hayatın her yönünde başarısızlığa mahkumdur. çünkü önemli olan hep detaylardır. herkes herkese iyilikler güzellikler yapabilir ama incelik yapmak farklıdır. pek çok kişi kabataslağı oluşturur ama ince detaylar için derinlemesine çalışmak gerekir. sığ insanlar genel geçer yargılarla oluşturulmuş hayat felsefeleri ve dikenli tellerle çevrilmiş iç dünyalarında kayıp insanlardır.
güzel ve muhtemelen gerçekleşmesi zor olan bir rüyanın ardından duyulan istektir. o güzel rüya görülüp göz açma eylemi gerçekleştikten sonra keşke uyanmasaydım diyerek gözü yumma çabası göstermektir.
bu olay tıpkı çocukluk günlerine geri dönmeyi istemek, kaybedilen bir dostla ya da sevgiliyle geçirilen mutlu anların geri gelmesini istemek gibi geri dönüşü olmayan enstantelere benzemektedir.
dilini kaybetmeye başlamış bir milletin temelleri de çürümeye başlamıştır demektir. Eşimize kızımıza sarkıyorlar diye kavga ediyoruz, ekmeğimizin işimizin kavgasını yapıyoruz. herşey için kavga ediyoruz ama dilimiz neden bu mevzular içinde yok? dilimizi ele geçiren herşeyini ele geçirir, o zaman ne bacın kalır ne işin ...
Ayrıca bu durum dilimizin yozlaşmasının bir göstergesi olarakta kabul edilebileceği gibi, çevresindeki insanların üzerinde iyi bir izlenim oluşturma çabası derdine, insanların kullandıkları bambaşka bir dil olarak görülebilir.
Ama unutulmamalıdır ki, uzun yıllar hayatını daim ettiren Osmanlı devletinin yıkılma sebeplerinden birisi de, dillerine yeni sözcük girmemesi ve dillerinin yavaş yavaş kaybetmiş olmalarıdır.
şaka, yemin gibi amaçların dışında kullanılırsa;
allah belanı versin söyleminden daha iyi bir cümle olduğu açıktır. bunu kendisine söyleyen kişilere estağfurullah,aa olur mu hiç öyle şey gibi cümleler kurmamak gerekir. çünkü bu kişinin kendine olan saygısında problem olduğunun göstergesidir,karışmamak lazım.
'' Hesabı her daim erkek ödememeli '' düşüncesine sahip olan kız. Haklıdır da, bir ilişkide maneviyet dışında da maddi açıdan da her türlü şeyler ortak olmalıdır. Tamam yırtınınana kadar inatlaşıp, ince bir düşüncenin bu denli çirkin ve küçük düşürücü bir hale getirilmesine elbette gerek yok, böyle olacaksa bunun yerine her defasında hesabı erkeğin ödemesine yeğlerim.
