sevgilisini düşünen; ona yük olmamak,onun durumunu bile bile onun gururu kırmamak adına ona saygıyla davranan düşenceli kızdır.
ha bunu erkek anlar da kıymetini bilirse, onu parayla doyurmak yerine, sevgisiyle, dürüstlüğüyle doyurmaya geçerse ilişki boyutu değişir.
Ama hödüğün tekiyse, nasıl olsa bu kız benle, ne dersem yapıyor, masrafı da yok, yanımda gezdiriyorum işte diyorsa, o zaman kızın boyut değiştirmesi gerekir.
film, müzik, ordan burdan öğrenilmiş dili konuşamamak bir yana, bir de dil öğrenmeye 4 yılını verip üniversite mezunu olanlar da, konuşmada büyük sıkıntılar çekmektedir. bu durum, türkiye'deki eğitim sisteminden kaynaklanmaktadır. genelde çocukları, pratik yapımına çok az zaman ayırıp,yazılı sisteme göre çalıştırılıyorlar. oysa kişi, 1 aylığına bile yurt dışına gitse sular seller gibi konuşarak gelir.
-Hangi üniversiteden mezunsun?
-...
-Aaa öyle mii, ben de orayı çok istiyorum. Eee anlat biraz..
-( ıvır zıvır geçiştirmelik bikaç cümle atılır.)
-Aaaa çok iyi yaaa. Peki ulaşımı nası, kalma olanakları nası, eğitimi güzel miii.
-...
-E peki kaç puan aldın sen bu okula girmek için?
-...
-O puanı almak için kaç net yaptın?
-Tam olarak hatırlamıyorum zaten yıllara göre değişir..
-Aaa olur mu hiç öyle sen say sayısal, sözel, dil diye tüm netlerini söyle bana. Ay yoksa benden mi sakınıyorsun, mezun olmuşsun zaten ne var sanki söyliversennnn..
-...
hava ego tatmin mi kokuyor azizim? rüyalar da gerçektir, biliriz biliriz. bir gün gerçek olur hayaller. 7842 değil 100.000 dişi bu erkeğe doğru koşar yakında... (bkz: ermiş efenim ermiş)
içindeki malzemeleri görebilmek için gözlük takmak gerekir. ucuz yiyeceklerle, gıdım gıdım koyarak, pahalı satışlar yapan kantinciler, okula başlamış yeni yetmeleri kazıklayarak kazanç sağlarlar. okulda senelik olanlar ise, akıllanmış çantasında yiyeceğini taşıyan ya da okula girmeden markete uğrayan kişilerdir.
eşine sadece evde giy(dir)sin diye mini etek alan kadın türüdür. eşi sadece evde giyeceksin diye bir şart koşuyorsa, kadın da aldığım miniyi bana giydiriceksin diye şart koşması sonucu oluşabilecek önermedir.
boyunun neye göre kısa olduğu, kilosunun kime göre şişman olduğu tartışılasıdır. bana göre 1.70 - 90 iken, sana göre 1.30- 130 olabilir. ama önemli olan nokta ne halde olursa olsun, dışlanmaması aksine sağlığına kavuşması için yardımcı olunması gereken kişidir.
utanılacak sıkılanılacak bir durum söz konusu değildir. aksine gurur duyulası bir olaydır. en basitinden; nasıl bu toplumda erkek evlat doğduğunda yere göğe sığamıyorsanız, bir kadın regl olduğunda da yere göğe sığdıramamalısınız. çocuk nasıl oluyor zannediyorsunuz, anneliğin ilk adımları nasıl oluyor zannediyorsunuz. cahil insanların, cahilce bakışları lafları yüzünden bir kadın kadın olduğunun en güzel yanlarını tadamıyor. bu tip insanlar yüzünden bir kadın en basitinden pedini bile rahatlıkla alamıyor ülkemizde. bugün, en ufak kağıt parçasına; yarın, benliğinize ...
ilk olarak, geçmişte yaşanan acı veya güzel geçirilen günleri unutmamak. acı günler geçirdiyse, ilerde geçirdiği kötü günlerde de geçmişte neleri bile atlattım, bunları da hallederim ya da güzel günler geçirip, daha sonra kötü bir süreç geçirdiğinde, güzel günleri de gördüm, yaşadıklarımdan destek alarak bunları da atlatırım demek.
ikinci olarakta, geçmişe birebir bağlı kalarak, hiçbir yeniliğe açık olmayarak yaşadıklarını ve kendine değişime uğratmayarak melankoli yaşama biçimini oluşturmaktır.
zındıkçı sevgilidir. o sevgili bile değildir, kendini öyle zannediyordur. çünkü gerçek manada sevgili olunca güven meselesinde hiçbir soru işareti olamaz.
Affetmek, artık onu düşünmeyerek, önemsemeyerek, kafadan silerek, kişinin kendisi kafasını boşaltmasıdır. karşısındakini kaale almayıp, onu kendisine karşı değersiz hissettirmesidir.