eğer bu cevabı türkiyede yaşayan, türkiyenin nimetlerinden faydalalanan, türkiyenin ekmeğini yiyen birileri veriyorsa o zaman buyursunlar kapı orada yada iyi bir çözüm daha var türkiyeye daha doğrusu türklere ait hiç bir şeyde hak talep etmeden sıfırdan başlasınlar hayata tabi yerse.
google yeni çıkaracağı laptopu google nexus ile iphone rakip olan google şimdi de mac pclere bi rakip hazırlıyo kanımca. ama yeni bi işletim sistemi ile birlikte geliyomuş bakalım nasıl olacak.
artık pes etmektir. tv kanallarımızda her gün başalayan yeni diziler sürekli zenginlerin hayatlarını anlatıp durması artık canımdan bezdirdi, gerçi eskilerininde farkı yok misal: (bkz: aşk-ı memnu) şimdi kanal d de show tv de yeni diziler başlıyor ve bazıları devam etmekte hepside zenginlerle alakalı ukala zenginler, abartılı soyisimleri, aralarında bitane iyi, bi tane herkesin aşık olduğu yakışıklı biri, bir tane kötü kısacası hep birbirini taklit edip duran salak diziler. bu konuların dışındakileri işleyenlerde var onlara sözüm yok onlarında eleştirilecek yanları var ama başka zaman. yani kısacası şu bitsin artık şu temcit pilavı diziler artık farklı konuları işleyin ama bi zahmet başka ülkelerden çalmadan uyarlamadan yüzde yüz türk işi bişiler yapın hep hep zenginleri ve yakışıklı ama fakir kişileri anlatmasın bi zahmet.
eğer hazerfen ahmet çelebi döneminde olsaydılar eminim galata kulesi yerine bu üst geçitleri tercih ederdi. bu sabah ki malum hava şartları sonucu insanlara uçma tehlikeleri yaşatmış geçitleri yapan arkadaşlara burdan selamlarımı yolluyorum, bu nanenin üstüne insanları yağmurdan, rüzgardan koruyacak bi şeyle kapatmak bu kadar mı zor. ama yiğidi öldür hakkını yeme demişler, çıkmak zorunda olduğum o basamaklar sayesinde bacak kaslarım öküz gibi oldular. aslında bu kaslarla metrobüse binmek yerine koşsam çokta fark etmez azcık terlerim. çok merak ediyorum yaşlı bi teyzemiz, amcamız ne yapacaklar bu modern tepelere tırmanırken.
moleskine benzeri defterleriyle kalbimizde taht kurmuş marka yanlız beliz isimli serisi bulunamamaktadır.
başka bi alternatifi için (bkz: arwey) (bkz: moleskine).
nedense adam akllı başlıkların entry seviyelerinin çok aşağılarda olmasına karşılık, saçma sapan başlıkların entrylerle dolup taşması durumudur. belkide ekşi sözlüğün yakınına ulaşma hayali kurma aday adayı olmamızın sebebi budur. belkide bu durum yazarların seviyelerini gösteriyordur.
moleskine markasının türk muadilidir. çok güzel ve kullanışlı defterler üretmektedir. eskiz yapmak,not tutmak içi birebir amma velakin gelin görünkü fiyatlarıda moleskinin muadilidir. yerli malı yurdun malı diyoruz. acaba biz yıllardır bu sözü yanlış mı anlıyoruz burdaki mal yerli üreticiler tarafından her fırsatta kazıklanan bizlermiyiz. kardeşim ilk defa dedim bi işi güzel yaptık ilk defa gayet güzel bi çalışma ama çok pahalı çok. bu üretimi en azından türkiye pazarında uygun fiyatlarla yapsalar bütün pazara hakim olucaklar. diğer markaların yüzüne bakmıyacaz ama gelin görün ki bu şartlarla imkansız. sonuçta hiçbirimizin babası 5 milyar maaşla çalışmıyor(eski parayla yanlış yazmışsın demeyin sonra).
kanal d nin şu günlerde yaptığı olaydır. 1 hafta içerisinde '' öyle bir geçer zaman ki'' ve '' fatma gülün suçu ne'' adlı dizilerini defalarca kez tekrarlarını yayınladılar yeter lan artık. arka sokaklar denen rezalet dizi yetmiyomuş gibi bir de bu çıktı.
(bkz: fatma gülün suçu ne)
galiba değirmen kalemtraşta denilmekte. tam olarak ne için ve kimler tarafından kullanılır nerde satılır merak etmekte olduğum kalemtraş modelidir. şekli şemali şudur. https://galeri.uludagsozluk.com/r/49476/+
bayramı protesto ettiğini sanan gerizekalı vatan hainidir. 9 tane o. ç. geberdi diye eylem yapan gerizekalıdır. öyle bi gerizekalıdır ki bu kendiside o geberen teröristlerden farklı değildir.
malların efendisidir. her geçen gün dilimizi istila eden yabancı kelimelere hız kazandıran maldır kendileri. her gün tvde görmekten bıktım peki bu malın başlıca özelliği nedir biliyormusunuz.
şöyle bi örnekle açıklıyım: mesela bi konudan bahsediliyo diyelim ki sağlık konuşması aynen şöyle konuşur:
mal: hücrelerimizin yenilenmesi ve genç kalmamız için ingilizcede teenaging denen bıdı bıdı bıdı...
ulan mal sana kim dedi ingilizcesini söyle diye türkçe karşılığımı yok, diyelim ki yok sordukmu nedir ingilizcesi diye ibiş adam ol önce türkçeyi doğru konuş.
bilgisayar oyunlarında olan saçmalıkların tümüdür. mesela çoğu oyundaki patlayan variller ateş ediyosunuz patlıyo ve düşmanlarınızı yok ediyorsunuz hayır böyle patlama özelliği olan varili açık bi yere koydukları yetmiyomuş gibi bide düşmanlar ne hikmetse bunlarının yanından ayrılmaz.
insanı cinnete sevk eden durumdur. tv yi açmışsın ve hoşuna giden bi progam bulmuşsun ses gayet güzel izliyosun tam o sırada reklamlar başlıyor ve ses bir anda tavan yapıo ev inliyo sesi kısıyosun reklam bitiyor ve izlediğin program kaldığı yerden devam ediyo ama reklamlarda kıstığın sesten dolayı duyamıyorsun ve tekrar sesi açıyosun gün boyunca bu böyle devam ediyor. yeter artık bıktım ulan her seferinde sesi ayarlamaktan.
gerçekten merak edilen durumdur. söylenilenlere göre durum ikiye ayrılmaktadır. birincisi parayı bastırdıktan sonra her yere girersin, ikincisi ise dgs de gerekli puanı alamadan kapısından bile geçemezsin.
40 yıl düşünsek aklımıza gelmiyecek ve bizi hayrete düşüren diyaloglardır. bi tanesi bugün tesadüfen kulak misafiri oldum.
iki çocuk kız arkadaşlarında bahsediyolar, biri balkondan diğerine bağırarak anlatıyo çocuk işte:
balkon güzeli olan oğlan: bo
aşağıdakininde adı sedattı yanlış hatırlamıyosam: s
bo: olum, olum ben beş tane kızla çıktım.
tabi o sırada sedat sesini çıkartmamıştır ve bo. tekrarlar.
bo: olum ben beş tane kızla çıktım.
sedat: orospusunda ondan.
harbiden böyle olmuştur. mustafa topal oğlunun '' bülent ersoyun önünü kestiler'' espirisinden bu yana böyle bi ayar verme duymamıştım hemde 10- 12 yaşındaki bi çocuktan.
bilgisayar oyunlarında ulaşılması gereken yarışı kazanmak, rakibi öldürmek gibi oyunun gereklilikerinin dışına çıkıp başka şeylerle uğraşmaktır. örneğin yarış pistinde ters bi şekilde ilerlemek ve arkadan gelen rakiplere çarpmaya çalışmak gibi genellikle oyundan sıkılmakla veya oyunun yeterince iyi olmamasından kaynaklanır.