2 kişi tarafından çıkartılıyor. 3. sayı şuan. "nasıl 3. sayı? sıfırdan başladık yazıyor" demeyin. ilk 2 sayı tek kişi çıkartırken 3. sayıdan sonra ekip 2 kişi olup, sıfırdan alındı gibigibigibi.
sözlük trollerine sesleniyorum. lan eşiğini beşiğini sktiklerim, az yaratıcı olsanıza. her zaman bu kalıbı kullanarak başlık açarsan, oo oo işimiz var amk.
lys'de tercih konusunda kafası bulanmış adayları söğüşlemenin yolunu bulmuşlar anlaşılan.
--spoiler--
Akıllı Tercih Sistemi'ni kullanım bedeli sadece 9.90 TL'dir. Bunu, cep telefonunuzdaki kontörlerinizden düşerek kolayca ödeyebilirsiniz. Faturalı hat kullanıyorsanız, işlemi faturanıza yansıtırsınız.
--spoiler--
hey yavrum hey. 9,90 ha? bi sktir gidin diyoruz kibarca.
bu nasıl başlık demeyin, tırnak işaretiyle açılmıyor işte, "nickinde kız kelimesi geçen yazarlara özel mesaj atmamak" gibi bişey. kelime'yi koysam sığmayacak gibi geldi, ahtapot paul'e sormak gerek gerçi sığar mı diye, neyse, direkt olaya geçersek;
bende mi oluyor lan bu sadece. okuyorum güzel bi entryi, yada kafama soru işaretleri takılıyor;
-abicim şimdi tamam da, 2. paragrafta yazdığın yazar eleştirisi olmamış sanki, ilk paragrafta aynı şeye övgü, ikincisinde eleştiri, tezatlık mı var ben mi yanlış anlıyorum?
güzelce meramımı anlatırım mahmutcuğuma. amma velakin;
olsun artı vermeye bile çekiniyor lan insan. "ulen anlamadım burayı, sorsam kesin kasten attım sanacak mesajı." diye paranoyak yaptınız lan, almayın kız'lı nick arkadaşım.
aslında bu, kızların kendilerine en ufak bi hareketi yanlış anlamaları yüzünden oluyor, gibi saçma bi tespitte yapmıyacağım ama almayın şu nickleri lan işte, nolcak ?
ehehe olay ettim yalnız, alt tarafı nick gerçi. ama yine de almayın. valla bak.
aslında "... gelen özgüven patlaması" olacaktı ama el mahkum.
4-0 geridedirler diyelim, 1 gol atıp "işte bunu yapacağız abi ya, hadi beyler aynı şekilde" tarzı cümlelerle yaşatırlar o anları.
olum ben 7-0 iken bunu söyleyen takım gördüm lan. ilk 30 dakika da bitmişti hemde. 10-1 mi ne bitti, olmadı yine. anlık birşeydir çünkü bu. "hadi abi, aynı şekilde bi daha deniyoruz" gibi fatih terim gazlamalarıyla en son euro 2008'de başarı görüldü, sonrası yok.
2008'den sonra anlamalıydı herkes, "haydi abi yapacağız" futbol anlayışından, total futbola geçtiğimizi.
ömer üründül'ün kolektif futbolu bile bu anlayışında öncesindeydi yani o derece.
bu insana bankamatik karşısında geçirdiği zamanı, uzay araştırmalarına harcamalarını sağlasak şuanda ayda ilk koloniyi kurmuş millet olurduk. daha sonra "ulan ayda oksijen yokmuş" der telef olurduk gerçi bi işi tam yapamayız zira hepimiz.
tıık tıık tıık tıık - şifre
tıık - para yatırma / çekme / borç öğrenme
tıık - para miktarı girme
tıık - onay
(ekstra)
tıık - para yatırma bölmesi açılır
tıık - onay
tıık - kart iade
arkadaş en fazla 7-8 defa basıyorsun o tuşlara, sana 10 saniye düşünme süresi de vereyim. 1 dakika da toplam bankamatiğin işlem süresi desem. yine sen o bankamatik başında 15 dakika işlem yapıp, sonunda sadece 1 kağıt parçası almanı açıklayamaz. kağıt banknot değil, direkt bildiğin sadece fiş. hem de kartsız işlem de, yani kart iade kısmındaki "tıık" eksik oluyor, sürenin kısalması bile lazım. hay ibibiğini sktiğim.
5 dakikada bir arkanı dön "arkadaşım şu işi yapıp hemen bitiriyorum" falan, daha da geriyor ortamı. hiç arkasına bakmasa sakince küfredeceğiz yani.
not : şuan benim burda yaptığım hesaplamalar yerine, uzay araştırmaları konusunda araştırma yapsaydım da bi ilerleme kaydedilebilirdi. al bi boş adam da benim.
2. entry, bunun yobazlık olmadığını, kişilerin inanç serbestliği içinde kimseye zarar vermeden istediğine inanabileceği gibi normal bi durumdan bahsetmiş olsun.
ve perde.
ilk entry silinmiş, 2. entry gibi gayet düzgün içerikli bi entrye eksi yağmaya devam ediyor.
şu sıralar pek bi revaçta. gizli yada normal her soruda cool görünme adına karşısındakine ters cevaplar veren, küçümseyen birsürü kişi var maşallah.
klasik cümlelerle olur ama bunlar, cool olurlar ama orjinal olamazlar;
-benim karşıma bunlarla gelmeyin artık.
en basit sorulara bile, amaçsız bir gerginlikle cevap verilir;
-sınavın nasıl geçti?
+sana ne.
öyle o profilden başkasına geçe geçe bunu görecek kadar ilerlediğimi anladım, sonra bıraktım kapattım sayfayı. hayır istemediğin soru gelirse yayınlamama hakkın yada kimliksiz soru almama hakkında olmasına rağmen, yayınlayıp üstüne ters cevap vermek nasıl bir düşünce açısı? al bi tanedaha
-neden ayrıldnz durukanla?
+sanane
hayır cool adam'ın sayfasını okuyordum o kadar, adam adı üstünde cool, o bile bu kadar görgüsüzlük yapmıyordu azizim.
geçen aylardaydı, gayet dağınık bir öğrenci evinde 4 arkadaş olarak televizyon başında çekirdek çitlete çitlete oturuyorduk. bir haber geçti o sırada;
-bddk başkanına mersin üniversitesi'nde yumurtalı saldırı.
diye. içeriği biraz dinledikten sonra da "lan hem de bizim bölümde" diye, haberi izleyip tanıdık biri var mı diye izlemeye koyulmuştuk. kimimiz "helal olsun", kimimiz "adamların üniversiteyle ilişkisi kesilecek" tarzı dıştan dolu içten boş yorumlar yapıyorduk ki "ohaa kıza bak lan polisler tutmuş" lafını duymamla daha bi dikkat kesilerek izlemeye başladım o saniyeleri.
ve o ay yüzlüyü gördüm. dava arkadaşını * korumak için polisleri çekiştiriyordu. polisler de o ay yüzlümü bir o tarafa bir bu tarafa savuruyorlardı. gözümü kapayıp birkaç saniye sonra tekrar açtığımda sevdiceğimin koluna girmiş bir polisi gördüm, sonrasını ise hay görmez olaydım.
o ay yüzlü, nur gözlü sevdiceğimi duvardan duvara savuruyordu emniyet mensupları. ulan canlı yayın olduğunu sansam uçarak giderdim kampüse. ama neye yarar, sevdicek 2 saat olmuştu dayak yediği.
sonra aldım bi çiçek, bi çikolata. okulda gördüm işte hem geçmiş olsuna gitmiş oluruz hem de açılayım artık dedim. reddetti. samimiydim lan halbuki.
not : son kısım hariç hepsi yaşanmıştır. son kısımda da reddetme şeysi yaşanmıştır. ühü ühü allahsız, iyiki dövmüş o polis.
ve sonrasında yaşanan hüzün. ehe inci sözlük başlıkları gibi oldu böyle devam edince.
neyse, sabah uyanırsınız, gözünüz yarım yamalak açılıp telefona saate bakmak için uzanırsınız. 5 mesaj, 6 mesaj geldiğini görebilirsiniz ama çok şanslıysanız bu mesajlar arkadaşlarınızdan, eşten dosttan gelmiş olur. ama e be amk, 6 mesajın tamamı da otomatik mesaj olamaz ya.
sn. müşterimiz, 05.04.10 son ödeme tarihli faturanız ödenmediği için hattınız bugün içerisinde aramalara kapanacaktır. odeme yapıldıysa lütfen mesajı dikkate almayınız. * üçüncü mesaj
gönderen : d smart*
ayda 8,99 tlden başlayan fiyatlarla d-smart paketi alan smile adsl lilere, ek paket 12 ay hediye, aktivasyon ücretsiz!hemen dss yazıp 2850'ye gönderin.02124445565 * dördüncü mesaj
sn abonemiz, geçmiş dönemlere ait 42,57 borcunuz bulunmaktadır. ödemelerinizi http://www.smileadsl.com 'dan yapablirsiniz.
bir olur bişey demem, 2 olur bişey demem, 3 olur ona bile eyvallah çekerim ama 5 ne abicim 5 ne amk ya. utanmasalar hepsi fatura ödemeyle ilgili olacak. hangi birine üzüleyim, faturaların son gününe gelmesine mi, komple otomatik mesaj gelmesine mi, peeh.
bir defa bu komşuların böyle bir zorunluluğu tabiki de yoktur. ancak eve gelen herhangi bir kız arkadaştan huzursuz olan yada apartmana girerken nerdeyse alkol muayenesi yapacak olan apartman eşrafı, işin komşuluk ilişkilerinde yardımlaşmaya gelmesinde yaşattıkları tezatlıktır bu bi nevi.
1 yıl olacak yakında. 1 yıldır sadece aidat gününde zilimizi çalan apartman yöneticisi, sadece ayın 15'inde daha gün bitmeden 'neden kirayı getirmediniz' diye arayan yada kapıya dayanan ev sahibi, evi ilk tuttuğumuz zamanlarda evinde kullanmadığı ve atacağı eşyaları fahiş fiyatlarla satmaya çalışan üst komşu, evde olmadığımız gün hakkında 'dün gece çok gürültü yaptınız' diye sonraki gün şikayete gelen alt komşu dışında bizle herhangi bir şekilde ilişki kurmamaya çalışan komşular olduğu için çok şanslıyız galiba.
arkadaş hiç mi bunların hali durumu nedir demezsiniz? ulan gözleme yapıp biz öğrenciler olarak size 1 tabak bile götürdük. 2 gün içinde o tabak boş gelirse yada gelmezse kafanızda kıracağım ahım olsun arkadaş.
ifrit eder insanı. siz "iyi günler" diye başlayarak derdinizi anlatmaya tam başlarsınız;
- buyrun nasıl yardımcı olabilirim?
+ iyi günler ben kredi kartımı iptal ettirmiştim de kaybettiğim için, tekrar çıkartacaktınız. ancak bugün bulundu, tekrar aktif edilme durumu var mı acaba?
- tabi efendim hemen cevaplayalım, isminizi öğrenebilir miyim ?
+ saldıray.
- malesef saldıray bey, yapamıyoruz.
bunu söylemek için neden ismimi öğrenmek zorundasın arkadaş? öyle yada böyle her saniye benim aleyhime işliyor.
bazen de ismi inatla yanlış anlarlar ki;
- isminizi öğrenebilir miyim ?
+ ali
- peki halil bey, şimdi....
+ halil değil, ali
- özür dilerim salih bey, şöyle açıklayayım....
+ ali efendim aliiii, hazreti aliii, ali osman, ali cenap, ali cengiz oyunları, burdaki aliiii.
öyle işte. ygs vardı ya bugün, kafayı değiştireyim diye başlık açıcam öyle kısmetse.
edit : vay amk zamanında bu entryi yazmışım, şimdi çağrı merkezinde çalışıyorum.
heh konu neydi anketler, daha bugün gördüm dünün beğenilen entryleri kısmında, galatasaray başlığında (bkz: fenerin kocası) gibi bir bakınız ortalardaydı. unutma bu gereksiz bilgiyi. sonra sözlük yazarlarının en beğendiği filmler başlığı olsun, yazsın biri jeux d'enfants bakınızı hangimizin gözünde biraz önce verdiğim gereksiz bilgiden daha değerli değildir ki? fanatik yazar arkadaşlar istisnaidir, geçelim yani onları.
yada sevgilinin söylediği unutulmayan sözler başlığına girerek "ulan ilerde sevgilim olursa bunlar dursun kullanırım bi ara" diyen tek manyak ben miyim arkadaş? bu başlık altına yazılanlar, tavuğa tecavüz eden sapık adam gibi bir başlık altına yazılan yada illaki yazılacak olan "idam edilesi adamdır, taksimde sallandırılası adam" gibi zorlama, hava civa tanımlamalardan daha yararlı olabilecek şeyler.
türkiye nin en güzel kadını gibi bir anket bile canım, sevdalım, belalım, canısım olan ergenlere osbir malzemesi çıkartabileceği için kat be kat değer görmelidir. bir amaca hizmet ediyor hiç yoktan.
son paragraf, sırf ergen kelimesini kullanmak için yazılmıştır. yoksa kendileriyle bir sorunum yok, sağ el ile mutluluklar kardiiiiişş.
sonracıma sonracıma, dur hazır gaza gelmişken tam çoşayım bari. hah tamam bir de 500 entry olan anket başlığa, 501. entry olarak (bkz: anket lan bu) bakınızları var ki canımdan can alıyor. öyle işte, gece 1'de niye böyle celallendiysem.
neyse işte tavsiyem, lan anketteki hassasiyeti biraz genele yayarsak, daha yaşanılır bir dünya, daha güzel akan nehirler, daha yayıla yayıla osurabileceğimiz kırlar çimenler görebiliriz.
edit : okusaydın be güzel kardeşim, 10 saniye sonra hemen eksi gelmesi sıkıcı oluyor da biraz.
bunların üstne bir başlık değil, koca sözlük bile yazılsa az kalır. koca sözlük yazmak'ta ne garip bir tanımlama oldu dimi?
bir zamanlar ne modaydı lan bu. "ilk 15 dakika gol yemezsek turu geçeriz"
o ilk 15 dakikadaki baskıyı atlatırsa devamının gelmeyeceğini sanan bir futbol mantalitemiz vardı. sonra da "hani başarı" ne başarısı mına koyim.
ben hatıramıyorum ki ilk 15 dakikada gol yiyen bir türk takımı çok istisna.
ve yine ben hatırlamıyorum ki ilk 15 dakika gol yememesine rağmen turu geçen türk takımı, yine çok istisna.
lan bu arada ekleme yapayım şimdiden
1- "bu başlığı ankete çevirecek yazar; allah seni bildiği gibi yapsın, biliyorum başlık olarak çok müsait ama anket değil lan bu."
2- 30 dakika da olabilir.
sadece "erkeklik kriterleri" diye açacaktım ama çok yere çekilir öyle olursa diye, böyle iyi.
şimdi şöyleki, 'erkeklik kriterleri' işte. "öyle mi olur lan erkek adam şöye yapar mı?" tarzından dönen muhabbetleri söylüyorum. en küçük şey bile "erkek adam değilsin" şeklinde itham edilmenize sebep olabilir. misal;
ortaokul yılları, dönemin ve şimdinin de favori sorusu;
- anneni mi seviyorsun babanı mı?
+ annemi ?
- siktir git lan, erkek adam babasını daha çok sever.
bak abartı geliyor dimi? bizzat yaşanılarak onaylanmış, tecrübe ile sabittir.
yada çok acı yemenin birer erkeklik göstergesi sayıldığı bir ortamda büyüdüğümden böyle şeyler çok göze batar olmuştur. adam bir oturuşta 10 acı turşu biberden az yerse yada yerken gözleri dolarsa, her daim "o ne lan kız gibi" şeklinde aşağılanmalı. tabi.
a bak bir de şey vardı, takım tutmamak. bu hala erkeklik kriteri olarak görülüyor zaten. yaş kaç olursa olsun, takım tutmuyorsan yine aynı şekilde yargılanırsın. yoook ben tutuyorum, ama hatırlamıyorum nasıl takım tutmaya başladığımı. belki de bu sebeple girmişimdir takım sevdasına. nerden nereye?
bu başlığı yazarken yaya kelimesinin garipliğini yeni farkettim. ulan bunca yıldır boşuna yaşamışım, 5 dakika düşündüm "ulen yanlış mı oldu?" diye, hala ya biri çıkıp "yayayı ne lan ?" bakınızı verecek diye korkuyorum o derece bu kelimeye yabancılaşmışım.
neyse hocam ne diyorduk? alt geçit-üst geçit değil, şu şeritli olanları görünce yapanları diyorum. var böyle şoförler, her araba arası 2 metre dersek 7-8 araba geçer beklersin, sonra bu 7-8 arabadan 30-40 metre arkada başka bir araç vardır, siz geçebileceğinizi sanarsınız ama o inatla öndeki arabalarla farkı kapatmak ister gibi hızlanır. işte onun amacı öndeki araçlara yaklaşmak değil, bizzati sizi ezmek. böyle bir fantazileri var onların, henüz soramadım hiçbirine ama 1-2-3 olur da her defasında bu kadar olmaz lan. muhakkak ezme amaçları var.
bu arada 2. paragrafın girişi ne s.kik olmuş. bir an matematik sorusuna saracaktım. "öndeki araçların ortalama hızı 60 km ise, en sonda ezme amacı güden araç, 100 km hızla giderse kaç yayayı ezerek öndeki gruba yetişir?"
çoğu yabancı futbolcudur. hatta çoğu değil, hepsi yabancı futbolcudur. çoğu da güney amerikalı yada orta amerikalı olurlar. artık oralarda nasıl bir piyasası varsa bu işin.
- giovani dos santos, meksika'da bağlantığı yerel bir radyo kanalında, galatasaray ile anlaştığını ve rijkaard gibi tanıdığı bir hocayla çalışacağı için mutlu olduğunu belirtti.
- robinho'nun brezilya'da yerel bir radyo kanalında yaptığı açıklamalara göre; %90 ihtimalle santos'a gideceği ve bunda dunga'nın büyük etkisi olduğunu söyledi.
- Iğdır'da yerel bir radyo programına katılan servet çetin, söylediği birbirinden güzel türkülerle gönülleri mest etti. takım otobüsünde de bu türküleri söylediğini ama hocası ve takım arkadaşları tarafından susturulduğunu dile getiren servet, "türküler bizim kültürel mirasımızdır" diyerek Iğdır halkından büyük alkış aldı. ancak "başka bir takıma transfer gündemde mi" sorularına "usandım lele usandım lele usandım ben usandım" cevabı vermesi takımdan ayrılacağına işaret olarak algılandı.
dikkat ediyorum kaç zamandır "aslında başlık böyle değildi, ancak 50 karaktere sığmadığı için bu hale getirerek açmak zorunda kaldım" temasındaki girişler yapılan başlıklar açılmıyor. sırf bu eksikliği gidermek için böyle saçma bir başlık açıyorum.
ehe yok lan yok, başlık tamam saçma ama cidden "50 karaktere sığmadığı için böyle açıyorum" hep 2 karakter eksiğim çıkıyordu. yani benim değil, başlığın karakteri eksik. yada sözlüğün. orjinali "Marketlerde satın almasız çıkışların müşteri üzerinde yarattığı stres" olacaktı. tahmin ettiğiniz üzere böyle bir başlığı "acaba olur mu" diye deneyecek kadar manyak biri 'değilim' ehe neyse ne diyorduk;
heh satın almasız çıkış.
efendim bu yerler marketlerde en ücra köşelere yapılır ve müşteriye "ulan kim oraya kadar gidecek sırf gitmemek için şurdan 2 parça şey alayım" dedirtmez, çünkü paramızı sokakta bulmadık. mecbur tıpış tıpış gidilir ama küfürler edile edile.
markete girişlerde ve satın almalı çıkışlarda * otomatik açılır kapılar varken, bu satın almasız çıkışları hep biz elimizle iteriz ancak açılır. müşteriye verilen değer işte diyerek sosyal mesaj vermeyeceğim tabiki, ben olsam ben de öyle yapardım. koca market açmışım, adam sırf gezmeye geliyor. *
neyse koçtaş'tan çıkarken bir hışım sözlüğe girip süper şeyler yazıcam ümidiyle başladım da sonlandıramıyorum "tüh onlar, hepsi kaka şeyler" diye mi bitireyim bilemedim ki.
bu çocukken çok yapılırdı. banyo yaptıktan sonra kafa üşümesin, hasta olunmasın diye annelerimiz öyle erkek-kız ayırt etmeden eşarbı bağlardı. yada bilmiyorum abicim benim çevremdekiler mi sadece böyleydi ama "ana yüreği işte" diyip geçesim de gelmiyor değil.
1) başlığın bi skime benzemediğini söyleyecek ilk kişi hiç zahmet etme farkındayım.
2) "grup çalışması" tamlamasından erotik bi çıkarımda bulunan yazar, sana söyleyecek hiç birşeyim yok.
evet başlayabilirim. olay kısaca şu abi, "evet çocuklar şimdi 3'erli gruplar halinde sayfa 152'den 160'a kadar olan kısmın tercümesini yapıyorsunuz, bu yaptıklarınız vize notunuza yansıyacaktır" bu sadece bu, başka bişey değil. gözlerim doldu o sırada, göz nezlesi olmuştum da, sonrasında strese girdim.
sınıfta enseye şaplak göte parmak 3'erli gruplar çok fazla, bunlar olmaz. şurda 2 tane kız var, onlara yanaşşsam "3. olayım mı" diye, yukarda belirttiğim erotik çıkarımda bulunan kişilerden biri olabilir bu kızlar, çok alınganlar tabi, her sözde bir anlam arıyorlar. şurdaki saf eleman, belli onun almancası benden de kötü, ilk defa sınıfta gördüm zaten.
hoca gelir sonra "sen niye kimseyle çalışma yapmıyorsun evladım" der, hocam ben tek tabanca takılacam dersin ya hoca kabul etmez, kabul etse bile sözlük yoktur elinde tek başına en fazla ne kadar çeviri yapabilirsin "ich = ben" al hocam yanındaki de nesne. evet, "saf eleman"dan benim de farkım yok, o da beni muhakkak yeni görmüştür.
10 dakika kaldı derse, bakalım bu defa nasıl bir grup çalışması istenecek bizden, yada direkt benden.
sen bu "seçmeli" kisvesindeki derse ne diye kredi koyarsın? hadi koydun anladık, bu kredi miktarı neden 3 kredi olur? hadi hepsini sineye çektim, neden istediğim derslerin hepsinde yer olmasına rağmen dolu olduğunu söyleyip, saçma saçma yönetimsel dersleri seçtirmeye çalışırsınız?
niye bu kadar soru sordum ki gerçi, bişey değişti sanki.
cümleyi toparlıyacam diye anam ağladı burda. ilk olarak en başa bir de "alışveriş merkezinde" ibaresini de koymuştum, beklemediğim bi şekilde "22 karakter daha uzun" diyince kendimden utandım.
efendim şöyle bir gerilimdir; alışveriş merkezlerinin girişinde bekleyen güvenlik görevlisi (hayatımda sadece 1 tane büyük alışveriş merkezi görmüş olsam bile yalvarırım hepsinde böyle olduğunu söyleyin) elindeki dedektör ile gelenlerin sırt çantaları olsun, kol çantaları olsun, çarpraz kalçaya çarpan göt çantaları olsun yada normal plastik poşetler olsun, hepsini o dedektörden geçirir bilindiği üzere.
"abicim bomba yok merak etme ahuhah" şeklinde espri gibi şeylere mahal verse de yine de güvenlik görevlileri bu kişilere şiddet uygulamaz, işlerini yaparlar. işlerini yaparlar diyorum da alet patlayacak kadar "dıııt dıııt" şeklinde ötse bile bişey yapmıyorlar, nasıl bi çantaya dedektör götürme sevdasıdır ben de anlayamadım.
neyse işte sen de kendi çapında küçük bir alışveriş yapmışsındır. alışveriş merkezinin kapalı olan alanına elindeki migros poşetleriyle gitmek istersin, yukarda bişeyler yemek için olabilir yada kapalı taraftan bile alışveriş yapmak isteyebilirsin. o migros poşetleriyle pull and bear da ipek yolu'nda bile yeterince iğreti duracağını bile.
güvenlik görevlisi abi/abla her zamanki gibi kapalı alanın tam klimanın üflediği yerinin karşısına geçmiş gelen geçenin çantalarına bakmaktadırlar her zamanki gibi. yine her zamanki gibi herkesin çantası öter ama yüz ifadelerini bile değiştirmezler.
senin de önünde 2 tane kadın vardır kollarında çanta. senin elinde de küçük migros poşeti falan vardır. görevlinin, 2 kadının da çantalarını dedektörden geçirmesini beklersin ki sıra kendine gelsin, senin de elinde poşet vardır çünkü pekala onla içeriye bomba sokulabilir -bak hala aynı espri- sıra sana gelir, poşeti kadının gözüne gözüne getirirsin, kadın değil poşete senin suratına bile bakmaz, arkadan gelenlere odaklanır, kaşlarıyla "hadi lan yürü git işim gücüm var" işareti yapar.
ama ne ilginçtir -hiç de ilginç değildir aslında- başka kaliteli bir markanın poşetiyle girmeye kalkınca "yine benle ilgilenmeyecek en iyisi ben rezil olmadan gideyim" düşünceleriyle elde poşet güvenliğin yanından geçerken "beyfendi bakar mısınız" sesleriyle çağırırlar.
herşey migros yüzünden mi lan? o alışveriş merkezinde en fazla ciro yapan 2 yerden biri olm migros. biri de ykm. ykm poşetlerinde de "beyfendi bakar mısınız" diyorlar ama. sadece migros'da adam yerine koymuyorlar.
galatasaray sözlükte gördüm. ...@galatasaray.li şeklinde mail adresi almak için falan kullanılan bir site. burda da ağırlıklı taraftar kitlesi galatasaray'da olunca. alındıktan sonra kullanılacağını sanmasam da dursun öyle bi köşede.
şöyle bişeydir galiba. uefa vermemiştir. fifa tarafından verilmiş bir uluslararası kupadır. 2000 yılını * çifte avrupa kupasıyla kapatan takım olan galatasaray'ın dünyada yılın takımı seçilmesi vesilesiyle verilmiştir.
yukarda bi yerlerde "hangi takımla maç yaparak almış" sorusu vardı. real madridtir kendileri. süper cupa'yı alan takım o yılı çifte avrupa kupasıyla kapatmış olacağından, dolaylı olarak.