böyle bir soru soracak olsaydı şayet annem derdim. sormasada annem derim, anneyi küçümsediğimden değil. bir kez daha doğru bir şeçim yapmış olduğumu anlardım.
tanrı kelimesine bizim istediğimiz tanrısal özellikleri yüklediğimizdendir biraz, allah kelimesinin bize çağrıştırdığı şeylerden kaçmak isteriz.sana mutlak gücü hatırlatan bir şeyden kaçmak istersin. allah, doğru yoldan sapmış olduğun bir halde ağzına alabileceğin basit bir kelime değildir. allah kelimesinden çekinirsin.
din gibi muteber bir nesneyi sorgulama hakkımız varken atatürk gibi türkiye cumhuriyetinin kurucusu olan yine de kusursuz olmayan bir ferdi sorgulama hakkımızın olması saçma değildir. bence atatürkün de arzulayacağı şey, aklı kullanmanın bir diğer yolu olan sorgulama yapan gençlerin var olmasıdır.
katılmıyorum. özür dilemek, karşınızdaki insana verdiğiniz değerin, egonuzdan yüksek olduğunu gösterir. sizin haksız ya da aciz olduğunuz manasına gelmez. sadece kalbi kibir bürünmüş, kendini bir şey sananlar böyle düşünür.
Söz konusu olmayan durumdur. buradaki sorun Allah'ın beceriksizliği değil, insanların aptallığı ve inançsızlığıdır. buna rağmen Allah birkaç kez peygamberler aracılığıyla dinini insanlara iletmiştir. ancak insanlar yine de inanmamışlardır.
hayata gerçekçi biçimde bakmalarına rağmen, kendini hayal kurmaktan alamazlar. fakat hayallerini kendine saklarlar. ayrıntılar üzerinde çok fazla düşünürler. bazen üzüntülerini hiç belli etmezler, çünkü etrafındakilerin kendilerine bir fayda sağlamayacağinı bilirler ve boş tesellilere karınları toktur.
atatürk ile tayyip'i kıyaslarlar. fakat atatürk zamanında milletin, devletin bulunduğu durum ile tayyip dönemindeki durum çok farklıdır. atatürk ne yaptı ki ? gibi sorular ile tayyip'e karşı hayranlık duyarlar. fakat hayranlık anlayıştan en uzak histir. fertler ve milletler kusursuz olamazlar. atatürkünde olduğu gibi. fakat anlamsız ve nedensiz bir şekilde atatürke karşı nefret duyarlar. tıpkı kendini atatürkçü sananların tayyipe karşı duydukları anlamsız ve nedensiz nefret gibi.