onu gerçekten seviyor, özlüyor ve hala umutla barışacağımızı düşleyerek bekliyorum. şimdi bir başkasına da aşığım ve üstelik onu da seviyor, özlüyor ve bekliyorum.
herkes kokusundan, yumuk yumuk ellerinden falan bahsederler de o ne ya buruş buruş, kıpkırmızı, üstünde beyaz gibi sarı gibi plesanta sıvısı falan... işte çirkince bişi.
ammaa...
o şişliği attılar mı da üzerlerinden oy oy gelsin o süt kokuları, yumuk yumuk elleri, fındık burunları, fıldır fıldır gözleri...
bunu yapamayacak bir öğrenci lise 4'e kadar nasıl gelmiştir diye düşündürüyor ki 1 değil 2 değil tam 600000. bence sorgulanması gereken şeyler var: eğitim sistemi, rehberlik hizmetleri,...
2010 aralıktan beri anlık düşüncesizliklerimden dolayı birsürü arkadaşım hayatımdan çıktı. çıkanların ardından böööyle baktım, ne kalsınlar diye ne de gitsinler diye 2 kelime ettim fazladan. üzgündüm ama gereksiz bi sakinliğim, uğraşmayışım da vardı. bir süre düşünmedim, oh be dedim aynı şeyler üzerinde konuşup durmuyordum artık. bazı gereksiz şeyler de oldu kırılmadım, kırmadım da değil. ne oldu ne bitti, unuttuk, sakinledik. bir sözlük itirafını üzerime alındım, sonra mesaj kutum parladı, sonra buruk konuşmalar, buluşmalar falan filan şimdi o arayı yok saymalar, tatil planları,vs... hep güzel şeyler bunlar.
bi arkadaşım daha var ama o safi keçi. şimdi eskişehir' e geldi, arabasını parketti. bizim eve doğru baktı ama benim odama doğru değil. normalde o ne zaman eskişehir' e gelse bizim günümüz olurdu ama bugün yaşananlardan dolayı değil.
hani diyorum ki, bir arkadaşımla mesaj kutumunun parlamasıyla yine, yeni, yeniden olduk da şu bizim keçiyi de bi şekilde yola getirsen evimizin zili parlasa be sözlük!
elimi attım çantaya, elimle birlikte havalanan bir parça düştü yere. baktım ve gördüm: bira şişesinin üzerinden sıyrılmış bir kağıt... o kağıdın üzerine alelade yazılmış iki isim... ve ilerledim. sonra vazgeçip, geri dönüp yerden aldım, belki de gerçekten biriktirecek başka bir hatıramız olmaz diye.
elimi attım çantaya, elimle birlikte havalanan bir parça düştü yere. baktım ve gördüm: bira şişesinin üzerinden sıyrılmış bir kağıt... o kağıdın üzerine alelade yazılmış iki isim... ve ilerledim. sonra vazgeçip, geri dönüp yerden aldım, belki de gerçekten biriktirecek başka bir hatıramız olmaz diye.
regl süresince kızların çekilmez olduğu ve bunun sadece regl etkisi olduğu söyleniyor ya... bence bu bir yalan, sadece kılıf. fazladan gerilebilme, delirebilme lüksümüz olsun diye uydurmuşuz.
ne zaman onu fb chatte görsem, alamam kendimi yanlış okumaktan soyadını. ertik' tir soyadı, ben ise hep erotik diye okur, her defasında da bu kim yaa diye şaşırım. zihnim çok bulanık zaar.
uykucu olduğumu iddia eden ve fakat doğrulayamayan, odamın, memleketimin, okulumun, sınıfımın insanı.
odama, memleketime, okuluma, sınıfıma ait olduğunu belirtip uzak tutmaya çalışsamda kendimden aslında o kadar da uzak olmayan, akıbetimizin meçhul olduğu ama aslında sevdiğim bi insan.