aylardır düşünüp düşünüp karar veremediğim versus. acep bach'ın 244 numaralı kantatı olan aziz matta pasyonu mu yok mozart'ın requiem'i mi gelmiş geçmiş en iyi eser, hangisi bilemedim. bir el atın.
pkk ile mücadelede bize lazım olandır. 90'lı yıllarda olduğu gibi doğunun çeşitli illerinde beyaz toroslar devriye atıp terörist avına çıkarsa birkaç yıla kürt sorunu kalmayacaktır.
soma'da meydana gelen vahim trajedi sonucunda mevcut hükümetin tavrı, 29 nisanda önerilen önergenin -yandaş şirketler yüzünden- reddedilmesi, akabindeki iki hafta sonuda ihmaller yüzünden vahim bir patlamada 300 işçinin ölmesi -ki vardiyadaki işçi sayısı 800, sağ çıkarılan işçi sayısı 57- nedeniyle olması gereken harekattır.
bir ülkede 1000'e yakın insan, yüzde 100 hükümet ihmali yüzünden ölümle burun buruna geliyorsa, hatta ölüyorsa o ülkede hükümet istifa etmelidir. açık ve net. dünyanın her yerinde bu böyledir.
elin cumhurbaşkanı birkaç bin euro yolsuzluk yaptığı için istifa ediyor, burda sırf yandaş taşeron bir şirketi korumak için koca hükümet yüzlerce işçiyi resmen öldürüyor. dünya tarihinde böyle şerefsizlik görülmemiştir heralde.
boku çıktı artık memleketin de hükümetin de. askerin biraz onuru, duruşu kaldıysa tavrını ortaya koymalı. sert bir muhtıra ile işe başlamalı. akabinde devletin uyuyan kontrgerilla hücreleri, hükümete karşı uyandırılmalı.
başbakan diyor ya hani ''yeni türkiyeeeeeeee, yeni türkiyeeeeee'', işte yeni türkiye budur. eski türkiye'de kimler varsa uyanmalı artık.
edit: evet, yeni türkiye buysa eğer; ben darbeci, paralel ve cuntacıyım. iki tane ağaç için ortalığı yakıp yıkanlar ölen binlerce işçi için susmasın.
tehlikeli oyunlardan bir pasaj okumak, aynı zamanda vivaldi'nin gloria'sından birkaç bölüm dinlemek ve soğuk odanda ağır ağır tüten sigaradan bir nefes alıp tekrar hüsamettin albay'a, hikmet'e, sevgi'ye dönmek..
bu devleti klonladıkları gibi ne yazık ki galatasaray yönetimini de birileri klonlamıştır. camianın derin klikleri 2.5 yıllık aranın ardında tekrar iş başında.
iki gün önce floryaya yönetici olarak atanan mehmet cibara, bugün istifa etmiştir. nedeni hakkında ise tek açıklama yok. bu nasıl iş, akıl alacak gibi değil.
yazık bu taraftara, yazık bizlere, galatasaray'a gönülden bağı olanlara.
vukuu bulacak olaydır. 25 martta yayınlacak turptan sonra ülkenin gireceği hal göz önünde bulundurularak türk silahlı kuvvetleri muhtırayı verecek ve ardından tanklar sokaklarda ilerleyecektir.
hem de bizzat teşkilat-ı mahsusa'nın adamıydı. devletin gerçek sahipleri tarafından 9. ordu müfettişliği görevinden alındıktan sonra da büyük destek gördü ve kurtuluş savaşı ile birlikte cumhuriyetin temellerini attı.
atamızın derin devlet mensubu olması bazı çevreleri rahatsız edebilir belki. aksine, emperyalizm yalakası çürük iktidarların altındaki derin devlet her zaman candır.
edit: devletin gerçek sahibi millettir falan diyip kendinizi güldürmeyin. oyunu bir torba kömüre satan davarlar 1 dönüm toprağa bile sahip olamaz. ahaha.
edit3: bazı mallar kendi kurduğu devletten bahsetmiş. atatürk kendi kurduğu devleti derin devlet mensubu olarak kurdu. samsuna çıkışından cumhuriyeti ilan edişine kadar askeri ve bürokratik herşeyde derin devletin yardımı ve eli vardı. atatürk, yüce teşkilat-ı mahsusa'nın en büyük kahramanıdır.
fenerbahçe kulübü'nün borsadaki hisse senetleridir.**
işbu linkte fenerbahçe hisselerinin son durumu gözükmektedir;
http://t.co/uGhybWX6iM
yargıtay kararından sonra hisseler %8.38'lik bir değer kaybı yaşadı. bu düşüşe istinaden fenerbahçe kulübü, kap'a bir bildirimde bulundu ve ellerine resmi bir tebligat gelmediğini beyan etti. zira bu bildirim, düşüşü kırmak içindir.
şimdi babalar; borsa endeksinin %10 civarı olduğu bir ortamda %8 ciddi bir rakamdır. şuan yapıcağınız uzun vadeli yatırımlarda size 2-3 yıla çok ciddi paralar kazandırır. uzun vadedeki saniyelik işlemlerle milyoner olabilirsiniz. tabii bu noktada bir kağıt alımı yapmak hata olur. niçin mi ?
nihai karardan sonra fenerbahçe kulübü'nün küme düşürülmesi veyahut puanının silinmesinde kulüp hisselerinin değer kaybı yüzde bazında kendini 2'ye katlayabilir, %15 civarına vurabilir. işte bu noktada fenerbahçe hissesi almak size daha ucuza patlamasının yanında uzun vadedeki karınızı da arttırıcaktır.
bu şike davası olağan dışı bir durumdur, cumhuriyet tarihinde bir ilktir. zeki ve belli bir miktarda bir birikimi olan insanlar uzun vadede ciddi paralar kazanıcaktır. buna küçük yatırımcı da dahildir.
fenerbahçe bugün küme düşer, dağılma noktasına gelir ancak gücünü tekrar toplaması 2-3 yıldan fazlasını almaz. hisseler tekrar tavan yaptığında siz akıllı insanlar, ciddi paralar kazanırsınız.
not: hisse senedi alımlarını döviz bazında yapmak ciddi bir risktir, zira dolar bugün tarihinin en yüksek noktasına ulaştı. 2-3 yıl sonra aynı noktada ve daha üstünde bulamayabilirsiniz. bol şans..
edit: dikkat ederseniz linkteki bilgide fenerbahçe hisselerinin, en çok tıklanan hisseler içinde birinci sırada olduğu yazıyor. borsayla ilgilenen galatasaraylı kardeşlerimin fenerbahçe'nin düştüğü bu kötü durumdan iyi paralar kazanması, kendilerine orgazm seviyesinde hazlar vericektir. maddi-manevi müthiş birşey.
nacizane kişiliğimi kattığım hede. lise hayatım boyunca tüm okul tarafından bilinen, dedikodusu yapılan, lise sona kadar yirmi küsür kızla çıkmış olan ben, üniversiteye başlamamla değişime uğradı adeta. kendi halimde takılan, ortama karışmayan, canı sıkılınca çıkıp iki muhabbet eden yarı asosyal bir tip oldum. herkes içip sıçarken, karı kız kovalarken ben olabildiğince kontrollü olmaya çalışıyorum. hiçbir şeyin dozunu kaçırmadan, çılgılık yapmadan, olağan ve bet takılmaya o kadar alışmışım ki, çıkıp iki kızla konuşmak, flört etmek bile içimden gelmiyor.
eskiden kızlar peşimde koşardı, artık koşmuyorlarda. ne ben kimseye dokunuyorum, ne de kimse bana dokunuyor. esasen bu durumun lisede böyle olması gerekirdi, üniversitede çıldırmam gerekirdi. ama neden böyle oldu bilmiyorum, anlam da veremiyorum. içimden eğlenmek bile gelmiyor, ama kötü de hissetmiyorum. okul bitse de iş güç başlasa diyorum.
lisede çok bokunu çıkardım galiba. 2 yıl önce lise sonda biten ciddi ilişkimin de bu duruma tesiri olabilir. hayırlısı.
edit: sorun çevremin beni dışlaması değil, sorun tamamen kafamda. içinde bulunduğum ortamdan kopuk yaşama isteğim.
bünyesinde karaktersiz bir moderasyon üyesi bulunduran, bunun dışında gayet iyi muhabbetlerin döndüğü, galatasaray'ın her yönüyle konuşulduğu güzel sözlük.
şimdi, o karaktersize neden böyle dedim, başımdan geçeni bir bir anlatacağım.
fatih hoca'nın yüzünden takımın yaşadığı olumsuz süreç, fatih terim'in galatasaray'a geçmişteki kazıkları ve fatih terim'in karakteri ile ilgili olumsuz yazılar yazdım. ölçüyü kaçırdığım en kötü kelimem ''alçakça'' olmuştur. fatih terim'i eleştiren, fatih terim'in yaptığı karaktersizlikleri anlatan 3 entry girdim.
fakat, bir karaktersiz mod tarafından 10 küsür + alan, sadece tek - oy alan (o da büyük ihtimalle kendisidir) bu 3 entrym silindi. normalde entry silindiğinde sağ üst köşede silinen entrylerim bölümünde silinme nedeni belirtilir. fakat, resmen dalga geçer gibi silinen bu 3 entrymin neden silindiği bir türlü belirtilmedi. bir süre bekledim, belki neden belirtirler diye. ama bir gelişme olmadı.
bunun üzerine ''gala sözlükteki karaktersizler'' diye bir başlık açtım ve bu yapılanı orada anlattım, bana özel mesajla ulaşılmasını istedim. arkadaşlar bu gerçekten çok sinir bozucu bir durum. adam sırf fatih terim fanatiği diye doğru şeyler yazsam da neden belirtilmeden siliniyor.
adama ad vermeden karaktersiz diyorum, herkes anlıyor. seri + oy alıyorum. adam çekemiyor, benim entrymi siliyor. işte böyle bir adam kendisi, herkes de farkında.
neyse, o entryleri silen karaktersiz bana özel mesajla ulaştı. ''ben sildim, napıcaksın ?'' minvalinde konuştu. ben de nedensiz silinen entrylerin capslerini aldım, nedenleri olmadığını kanıtlamak için. sözlükten 1-2 arkadaşıma mail attım. hak verdiler, ancak açtığım başlığı silmemi istediler. açtığım başlık biraz çocukça durabilir evet, ama gerçekten çok sinirlendim çünkü fatih terim gittiğinden beri anti-terimcilere karşı böyle bir uygulama var. sadece terim ile ilgili entrylerde değil, diğer entryleri de siliyorlar.
4-3-1-2'yi anlatan bir entrym vardı, uzun uzun formasyonun her bölgesini açıklamıştım. içinde bulunduğumuz sezonu belirtmedim diye ansiklopedik ve uzun entrym düzeltilme yoluna gitmeden silinmişti. hem de sözlükteki 4-3-1-2 tartışmalarının en alevli olduğu dönemde.
isteyen her arkadaşa, gala sözlük'teki haklı davamı capsler ile kanıtlayabilirim. bende herşeyin ekran görüntüsü var. eğer burada gala sözlük yazarı varsa bana lütfen özel mesaj yoluyla ulaşsın. ekran görüntülerinin hepsini onlara atacağım. gala sözlük'ten uçuruldum, sözlüğe giremiyorum bile. o mod beni uçurdu. sizler eğer sözlükteki arkadaşla ile bu haklı davamı paylaşırsanız sevinirim. benim temennim sözlüğe geri dönmek değil, yapılan haksızlığı düzeltmektir. yapılan faşizmi sonlandırmaktır.
galatasaray sözlük yazarları da bu entrym ile ilgilenip, gala sözlükteki renkdaşlarına durumu bildirirse sevinirim. lütfen bana geri dönüş yapın, bu haksızlık son bulsun. sizlerle özel mesaj yoluyla herşeyi en ince ayrıntısıyla paylaşacağım, isim vereceğim.
oğuz atayın tüm kitalaplarını okudum. modern türk edebiyatının vücut bulmuş halidir kendisi, yazdıkları da sayfalara dökülmüş halidir. roman olayını kesinlikle bitirmiş biridir oğuz atay.
türk edebiyatında çok kaliteli, fakat birbirinin benzeri birçok isim var. ancak oğuz atay'ı bunlardan ayıran, yazdıklarının hiçbir türk edebiyatçısına benzememesidir. hiçbir edebiyatçımız, oğuz atay seviyesine ulaşamamıştır.
edit: evet, bana kalmıştır. oğuz atay'a atılan bokları, sikimsonik denmesini hazmedemedim. keşke sen yapsaydın bu tespiti.
avrupa birliğine üye ülkelerin pasaportunu taşıyan oyuncuların türk statüsünde kabul görmesi ve yabancı kontejyanına etki etmemesini dayatan kuraldır. kulübümüz*, bu kararın uygulanabilirliği için mahkemeye başvurmuştur. kararın yarın açıklanması beklenmektedir.
şimdi burda hep yazıyoruz; kimi kesicez, riera mı chedjou mu, amrabat oynar mı dany gider mi diyoruz. ancak lehimize bir karar çıkması durumunda çok büyük bir eşiği geride bırakmış olucaz. futbol takımımız inanılmaz rahatlayacak, önümüzdeki en büyük engeli kaldırmış olucaz. olumlu bir karar durumunda bu ve önümüzdeki yıllardaki hakimiyetimiz bir nevii garanti altına alınıcak. ab kuralı durumunda;
muhtemel kadromuz bu şekilde olucaktır. devre arası bir sol bek ve amrabat'ın yerine top class bir kanat oyuncusu takviyeleriyle gruplardan elenmemiz durumunda bile uefa kupasını tekrar müzemize götürmek içten bile olmaz.
bu karar çok önemli arkadaşlar, ve içimden bir ses olumlu karar alıcağımızı söylüyor. haydi hayırlısı.
abdullah çatlı, mehmet ağar, hiram abbas, yeşil kod adlı mahmut yıldırım, fuat doğu ve diyarbakır cezaevi kahramanlarından esat oktay yıldıran gibi isimleri bu mevkii için sayabiliriz. zannımca abdullah çatlı'dır.
edit: engin alan ve osman pamukoğlu'nu da katmak gerek. teşekkürler endozom.
an itibarı ile yanlışımdan dönüp başlık adını ''oğuz atay etkisi vs turgut uyar etkisi'' yaptığım versus. şimdi daha oluru olan bir versus oldu sanırım.
bu gidişle yapılması gereken yegane şeydir. iyice azdı bunlar; nfk'ya balon demeler, türlü türlü komünistlik yapmalar falan. ulusol sözlükte takılabilirler mesela.
her bokun içine ''işçi, emekçi, devrimci'' sıfatlarını sokmaya çalışan, 8 mart dünya kadınlar gününü ''8 mart dünya emekçi kadınlar günü'' yapan tiplerin kutsal görevidir bu kelimeleri her yere tıkamak. kız olanları feminist,kezban, sikik ve özgür kız havalarında takılan mallardır. erkek olanlarıysa bu malları tavlamaya çalışan sefillerdir.
galatasaray için hareketli geçmesi beklenen dönemdir. zira ünal aysal, dün kü açıklamasında ''yıldızların devamı gelicek'' demişti. peki kimler alınabilir, hangi sisteme nasıl monte edilirler bir bakalım;
savunma: zannımca carlinhos ve toure transferlerinin olucağını düşünüyorum. carlinhos ve toure, bu yaz serbest kalıcak oyuncular olduğu için şimdiden ön protokol bile imzalanmış olabilir bu isimlerle. carlinhos mevcut sol bek açığımıza ilaç olabilir, savunma kademesine randıman kazandırabilir. toure ise commandante centre back pozisyonunda savunmanın liderliğini alabilir, pozisyon bilgisi ve hava toplarına ilaç olabilir. kaleye ise -eğer muslera giderse- onur kıvrak ilk tercih olucaktır diye düşünüyorum.
orta saha: melo'nun sözleşmesinin uzatılmayacağını varsayarsak; avrupa'da bir varlık gösteremeyen ve ligde de şampiyonluk şansı olmayan, yıldız oyuncusu edinson cavani'yi madrid'e gönderecek olan napoli'den gökhan inler'i iyi bir fiyata alabiliriz -13 ila 15 milyon - hem bu oyuncu ile melo'nun açığını fazlasıyla kapatmış oluruz, hem de türk statüsünde oynayan kaliteli bir oyuncu kazanmış oluruz. 4-2-3-1 sisteminde selçuk'un yanında kesici rolünde kullanabilir veya 4-3-1-2 sisteminde hamit ve selçuk'un arkasında oynayabilir gökhan. bizim için yaz transfer döneminin en kilit ismidir.
forvet: umut'un bonservisi büyük ihtimalle toulouse takımından alınacaktır. mevcut drogba ve burak ile de elimizde 3 net forvet olmuş oluyo. burda belki elmander'in durumunda değişiklik olabilir. formdan düşen elmander yabancı sınırlaması nedeniyle ujfa,baros,melo ve riera ile birlikte takımdan gönderilebilir. elmander'in yerine alınabilicek en iyi türk forvetin getirileceğini düşünüyorum, yedek kalmayı problem etmeyecek bir oyuncu.
ağustos ayındaki dizilişimiz şöyle olursa kimse şaşırmasın;
not: 4-3-1-2 bir bakıma kanat etkinliğini azaltabilir diye düşünebilirsiniz. ama şu kadroda gerek akıcı pas ve zeka ile oynanan futbol, gerekse beklerin kalitesi nedeniyle böyle bir sorun yaşanmaz. drogba-sneijder ikilisi ile rakip savunmalar ortadan hızlı ve tek paslar ile rahatlıkla delinebilir, bunu 10 dakikalığına da olsa dün akşam gördük.
