türk takımlarından hangisi avrupaya gidip o takımlarla maç yaparsa hemen o yabancı takımın formasını giyerler. dolayısıyla kendini istenmeyen hale getirirler.
babanın futbol ile alakası yoktur, annenin sevdiği dizi maç saati ile çakışıyordur ve kız kardeşin yada ablan vardır. çogunluk ağır basar ve osman'ı izlemek zorunda kalırsın.
maçta nasıl oynadığımıza yada sonucunun ne olduğuna falan hiç bir şeye takılmıyorum. benim gözüme çarpan iki şeyden bahsetmek istiyorum.
bu ikisi de istiklal marşı okunurken ;
1- bütün milli takım milli marş esnasında türk bayrağına bakarak istiklal marşımızı okudu. bunların içinde ersan ilyasova ve emir preldzic okumadı tabikide. fakat ömer onan denen basketçi arkadaşımız etrafı seyrediyordu milli marş esnasında. ama önünde ki emir preldzic bir türk olmamasına rağmen milli marş boyunca gözlerini bayrağımızdan ayırmadı. tıpkı diğer takım arkadaşları gibi. bu benim gözümde bu adamı göklere çıkardı. çünkü bu adam hangi milli formayı giydiğini ve saygısını gösteriyor.
2-yine milli marş esnasında kamera taraftarı gösteriyor, yine her zaman ki gibi taraftarımız bayrağa konsantre olmuş durumda fakat bir abimiz var ki kamerayı takip ediyor ve kendisini çektiğini görünce arkada tam kadraja girmeye çalışıp el sallıyor gülüyor falan. milli marşa saygı sıfır. koskocaman bir sıfır.
evet çok milliyetçi yaklaştığımın farkındayım. ama çok dikkatimi çekti be arkadaş. üzüldüm doğrusu.
15 gün önce kıl dönmesi ameliyatı olmuşum. götümdeki dikişler yeni alınmış ve alındıktan sonra patlamış. götümde pansuman ve yarın dikiş atılmayı bekleyen açık bir yara var. bunların üstüne evim kartalda ve yaklaşık 60 - 70 km uzaklıkta ki stada bu halde gittim. ilk düdükle üçleye başladım. bu muydu be abi ? bunca çileye sonuç bu muydu ? hiç mi vicdanınız yok ulan bu taraftara karşı. bu senede mi bamya ?
ama kimseye meydan bırakmak yok iki el kanda da olsa o parçalı forma giyilir ve gidilir desteklenir.