sokakta bir dilenciye para verdiğimizi düşünün. o parayı içimizi rahatlatmak, daha iyi hissedebilmek, kendimizi iyi bir insan olarak görmek veya da günahlarımızın affedilmesini istediğimiz için mi veririz yoksa gerçekten o dilenci o parayı kullansın, mutlu olsun diye mi veririz?
veya okulda bir öğretmenin bizden okuyamadığı sınav kağıtları için yardım istesin. biz bu isteğe olumlu sonuç vermemizin sebebi öğretmenimize yardımcı olmak mıdır? yoksa kişisel çıkar (yüksek not) veya üstümüzden yükün kalkması için mi?
insan doğasının bencil olmasının bir sonucu olsa da bunları kabul etmemek yine bir bencilliktir. o anki mutluluğumuzun geçmemesi için kendimize söylediğimiz yalandır.
Örneğin hayvanların yaşamından başlarsak, hayvanlar türünün devamı için yaşar. Bunu sağlamak için çiftleşirler. Çiftleşmek için dişi (veya erkek) bulmaya çalışırlar. Karşı cinsi etkilemek için değişik kurlar yaparlar. Kendisinin ve ailesinin hayatını devam ettirmek için avlanırlar. Hepsinin amacı aynıdır. ve sonunda ölürler. bu döngü hep devam eder.
insanları düşünürsek doğduktan itibaren insanların üzerine sorumluluklar yüklenir. okula gider, iş bulmaya çalışır. ekmek parası kazanmak, daha iyi yaşam sürmek ve ailesine bakmak için bu işte çalışırlar. karşı cinsi etkilemek için çeşitli yollara başvururlar. hatta bazıları bütün gençliğini bunla uğraşarak telef eder (bkz: abazan). ve sonuçta ölürler.
Böyle bakarsak hayvanlardan bir farkımız yok. Sadece amaçlarımız hayvanların amaçlarının daha medeni gösterilmiş versiyonu. Farklı olanlar ise zaten dünyayı ve düzeni değiştiren kişilerdir.