(bkz: chatgpt) ile kullanılarak sistemini kodladığım ve (bkz: bootstrap) kullanarak yaptığım tasarımına sahip bir (bkz: markdown) destekli bir (bkz: php) scriptidir. Kendisi benim elimde çıkmasına rağmen kodları herkese açıktır.
Linux'un kahramanın mario tarzı bir oyunu. Oyun Türkçe dahil bir çok platformda var. Ayrıca eklenti desteği de var. Unutmadan diyeyim, oyun güncelleme alıyor.
Selamlar. Bugüne kadar kendimi bir alana adayayım dedim ama beceremedim. Hep işlerimin kusursuz ve kaliteli olmasını istedim ve o da yetmiyormuş gibi, işlerimi zar zor yapıyordum ama buna rağmen yapıyordum. Fakat, bu sabah artık oyun geliştirmiyorum diyerek o işi bıraktım.
Bugün sabah kafamın içini boşalttım ve artık bir seçim yapmalıyım dedim. Bende eskiden beri içimde kalan video çekip, insanlara yeteneğimi göstereyim dedim. Daha sonra elimde boş boş duran bir yt kanalım vardı. Artık onu aktifleştireyim dedim ve işe giriştim.
Esen ola, bir diyalolu hikaye yazıyorum. ilk bölümünü atayım.
PANDORA POISA KASAIMURA
1. Bölüm
“Yeni Bir Başlangıç”
Anlatıcı: Her şey, günün birinde Ayhan adında biri tarafından Pandora’nın kendisini Japonya’da bulmasıyla başlıyor.
Ousaka / JAPONYA
5 SENE ÖNCE
SAAT: 22:00
Kişiler: Ayhan Gazi G., Aki Ichigo ve Pandora Poisa Kasaimura
Ayhan: Aki-san, baksana ne buldum burada?
Aki: Bunun gizemini araştırıyordum uzun zamandır ama kendisini görebileceğimi hiç düşünmemiştim. Bunu bence Matsumaru Eria’ya götürelim. Oradaki insanlara tanıtır ve zengin oluruz.
Ayhan: Olur derim nasıl olsa, prenses bize karışamayacaktır.
Aki: Kendisini aktif etmemi ister misin Ayhan-senpai?
Ayhan: Bence aktif etmeyelim, başımızı Japonyanın içinde belâya sokmayalım. Mâlum, adamlar ülkesinde bunun olduğunu bilmiyor. O yüzden bunu alıp dediğin ülkeye gidelim. Orada araştırırız ama nasıl sokacağız oraya?
Aki: Turist gibi gideriz ve sonra içeriye girince senin ya da benim evimde buluşuruz ne dersin?
Ayhan: Olmaz, daha kaliteli bir fikir ver.
Anlatıcı: Cümlesinden sonra yanlışlıkla Ayhan kendi elini tutamaz önündeki açma tuşuna basarak Pandora’yı aktif eder. Ayhan ve Aki önce bağırır arkasından yine konuşmaya devam ederler.
Ayhan: Güvenliği sarstım Aki-san, ne yapalım?
Aki: Tabanları yağlayalım, derim.
Anlatıcı: O sırada Pandora uyanır.
Pandora: 1000 yıllık uykumu kim bölmeye cesaret eder.
Ayhan (Korkmuş ses tonuyla): Ben, seni istiyorum!
Pandora: istediğin oysa, hay hay ama baştan diyeyim. Ateşle oynayacaksın, insanlar senden nefret edecek ve o da yetmezmiş gibi, benim sırrımı çözmeye çalışacak kişiler bile olacak.
Aki (Korkmuş ses tonuyla): Bu konuşuyor.
Pandora (Alaycı ses tonuyla): Hey, Dünya’lı. Benim uzaylıya benzer bir halim mi var?
Aki (Utancından yüzü kızarır): Eğer kızmazsan sana prenses diyebilir miyim Pandora-sensei?
Ayhan (Şaşırıp): Yok canım, daha neler? Prenses mi, yakında buna evlenme teklifi de edersin sen Aki.
Pandora: Siz ikiniz bana kendinizi tanıtın bakayım?
Ayhan: Ne? Adımızı bilmesini isterdim bunun.
Pandora: Aman Tanrım, bunlarla işim var.
Anlatıcı: Ayhan tam adını söyleyecekken, bir kişi bu konuşmaları kaydedip polise ihbar eden kişiyi görür ve Pandora “Susun diye bağırır”, ikili makineyi kapatıp hemen Matsumaru Eria’ya kaçarlar.
GÜNÜMÜZ SAAT: 10:00
Ayhan şikayet edercesine telefonunu açar, karşısında Suki Kodomo var. Bu kadın, Matsumaru Eria’nın en ünlü dedektifidir amacı Pandora’yı bulup onu yok etmesidir. Ayhan cep telefonunu açar ve alay edercesine konuşmaya başlar.
Ayhan Gazi Gülcü, Suki Kodomo
Ayhan: Alo, bayan çok bilmiş dedektif Suki-chan.
Suki: O zaman sana kötü bir haberim var Ayhan-baka! Pandora’yı nasıl bulduğunuzu bilmem ama nerede olduğunu araştırmalarımla ve bulduğum izler sayesinde yerini saptadım, anlayacağın sizi köşeye sıkıştırdım. (Niahahahaha!)
Ayhan (içinden): Bi’sen akıllısın zaten! (Dışından): ispatın ne? Yoksa geçen ki gibi saçma sudan sebeplerle bizi mi suçlayacaksın. Sonuçta, şirkete girdin ve Matsu TV ekiplerini çağırıp şirketimizin içinde canlı yayın yaptın. Tüm şirketi gösterdin ama Pandora’yı bulamadın. Bence boşa uğraşmayın, bunu bulmak imkansız Suki-baka!
Suki: Ahaha! O gün biraz saçmaladığımı fark ettim, sağ olsun kızım eve gelince beni uyardı. Anlaşılan sizler, işi kıvırmayı iyi beceriyorsunuz. Bu kadar hızlı hamlelerle beni mat ettiğinize göre, o gün plan yaptınız. Çünkü, şirketinizi her gün gizlenip izliyorum. Günlerce, insanların içine çıkmadığınız zamanlarda mutlaka Pandora’nın odasına sızmaya çalışıyorum ama maalesef her seferinde yakalanmamak için vazgeçiyorum. Ayhan-baka, vazgeç, sonun geldi.
Ayhan: Vov, dersine iyi çalışmışsın ama beni durduramayacaksın. Şuan neredesin dur, tahmin edeyim. Evimin önündesin!
Suki: Aptalsın ve yine öylesin. Evin önünde değilim, içindeyim. Bul beni, niyahahahay!
Ayhan: Nasıl girdin evime? (Bağırarak söyler). Hemen terket.
Cümlesinden sonra telefonunu kapatır.
Ayhan (Sinirlenir): Güvenlik!
Güvenlik: Buyurun, efendim.
Ayhan: Eve birileri girmiş haberiniz yok, o dallama kızı bulun getirin bana!
Güvenlik (Şaşırmış bir ifadeyle): Tamam.
Ayhan bu sırada, şirketteki çalışan sekreterine cep telefonuyla: “Bugün gelmiyorum, şirket sana emanet!” yazıp gönderir ve Ayhan’da aramaya konulur. Akşam üstüne kadar, güvenlik tüm evi arar ama Suki’yi göremezler. Fakat, Ayhan onu bulur ve karşı karşıya gelirler.
Suki: Bak şu aptal zekiye. Beni bulabiliyormuş, neden dedektif olmadın ki?
Ayhan (Sinirli Bir Bakışla): Evimden kibarca çık, kabaca def ol.
Suki: Çıkmayacağım, bay egoist! Seninle işim var.
Ayhan: O zaman ben çıkaracağım, bayan deli.
Suki sinirlenip Ayhan’a tekme atar ama Ayhan’a değecekken sağ elini kaldırıp Suki’nin sol elinden faydalanıp yere sırt üstü yere serer.
Ayhan: Oyun bitti, güzelim. Hadi tıpış!
Suki (Bağırarak): Kolumu bırak sürtük!
Güvenlik, Ayhan ve Suki’nin yanına gelir ve Ayhan üzerinden kalkar. Güvenlik o kızı zorla kolundan tutarak dışarı atar.
Ayhan: Güvenlik sana güvenemeyecek miyim ha? Evin içinde dedektif cirit atıyor, oh! Size parayı boşa veriyorum anlaşılan, bu son şansınız, adam gibi koruyun şu evi. Bugün ben akıllılık yapmasam kim bilir bu evin altındaki yeri de öğrenir. Aki, boşuna dememiş zamanında bunlara az para ver diye. Kızı takip et güvenlik. Şimdiden itibaren eve 4 kişi daha alıyoruz. O gün akşam Ayhan sinirini atmak için Blue Bar’a gider ve çok sevdiği bir arkadaşını görür. Adı: Aako Senki’dir.
BLUE BAR SAAT: 20:00
Kişiler: Aako Senki ve Ayhan Gazi G.
Aako: Gençler, bakın kimler gelmiş, bugün burada Ayhan-senpai var!
Ayhan: Aako, konuşmamız gerekiyor. Hemde şimdi, hemen çıkalım dışarıya!
Aako: Tamam, patron.
diyerek ikili hemen Blighter Co arabasına binip bir kumsala giderler.
FIRE BEACH – MATSUMARU ERIA SAAT: 22:00
Aako: Patron, seni dinliyorum. Belli ki bugün canını sıkmışlar, anlat lütfen.
Ayhan: Bugün, Suki denen biri evime girmiş. Güvenliği atlatabildiğine şaşırdım ama asıl şaşırmam gereken şey ise, Pandora’yla ilgilenmek yerine benim evi tercih etmesine çok şaşırdım. Evde öyle ahım şahım bir şey de yokken.
Aako: Ne? Evine mi girdi?
Ayhan: Maalesef, evet ama şimdi ayak altından çektim. Yine de işi ciddiye almalıyım, belki eve kamera bile yerleştirmiş olabilir ya da olmayabilir.
Aako: O zaman yapacağın şey, o kamerayı bulman gerekiyor. Sanırım aslında beni onun için buraya getirmediğin belli, ağzındaki baklayı çıkarır mısın PATRON?
Ayhan: Aslında, demek istediğim benim evin güvenliğini arttıracak birilerine ihtiyacım var, benim elemanlardan bir cacık olmadı.
Aako arkadan bir ses duyar ve bu sesin geldiği yöne kafasını çevirir, arkasındaki kişi Benjamin Senki’dir ve kendisi de bu konuşmaya dahil olur.
Benjamin: Yapacağınız işe ben. Güvenlik elemanlarına güvenmiyorsun anlaşılan ya da çok sert çıkıştın kesin.
Ayhan: Sen beni anlamayacaksın, hiç bir zaman Benjamin-kun!
Benjamin: Puahaha!
dedikten sonra Ayhan sinirlenir ve hemen o mekanı terk eder.
ERTESi SABAH
RIJITSU – SAAT: 10:00
Kişiler: Ayhan Gazi G. ve Alperen G.
Ayhan: Ben geldim ahali, bir derdiniz var mı?
Alperen G.: Hoşgeldin, ne oldu akraba? Dün gelmediğin için, merak ettim, bir sorun mu vardı?
Ayhan: Evet, odama gidelim orada konuşuruz.
Alperen G.: Tamamdır.
RIJITSU – SAAT: 11:00
Ayhan’ın Odası
Kişiler: Ayhan Gazi G. ve Alperen G.
Ayhan: Evime Suki illeti, girdi.
Alperen G.: Nasıl olur? imkansız bence, ciddi gibisin.
Ayhan: O zaman ne yapacağız?
Alperen G.: Sanırım, plan değişikliği yapacağız.
Yer: Rijitsu
Saat: 12:00
Oda: Ayhan’ın Odası
Alan: Mekanın girişinde, Ayhan’ın masasında kişisel bilgisayarı ve hemen biraz arkasında sandalyesi var. Masanın biraz ilerisinde, iki adet sandalye ve bir adet masa bulunmaktadır. Ayhan, bilgisayar masasında otururken, Alperen ise hemen sağındaki sandalyeyi çekip sağına oturur.
Kişiler: Ayhan Gazi G., Alperen G.
Alperen G.: Akraba, yapılacak işlerimiz var. Malum, Suki denen kız bizi rahat bırakmayacak. Onu nasıl korkutmalıyız?
Ayhan Gazi G.: Bana sorarsan, o kızı takip etmelisin artık. Fakat, o kızdan tehlikeli biri var o kişiyi sen benden iyi bilirsin.
Alperen G.: Anlaşıldı.
O sırada Suki Kodomo, mavi renkli arabasıyla bir mekana gelir, bu mekan biraz kırık dökük ama içeride bir grup mafya elemanları yer almaktadır.
Yer: ???
Saat: 12:00
Oda: Patron Odası
Alan: Karanlık bir yer, neredeyse hiç bir şey gözükmüyor. Sadece sol alanın üst kısmında pencere var o kadar.
Kişiler: Suki Kodomo, Aako Zenbu, Masataka Koto, Ai Touka
Ai Touka: Beceriksiz kız Suki! Ayhan’ın evindeki bir oyuncağı bana getirmeyi başaramadın, seni BECERiKSiZ CADI!
Suki Kodomo (Korkmuşçasına): E-e-e-e-ef-ef-fendim, ben eve sızmayı başardım ama Ayhan’a evindeyim diyerek yakayı ele verdim.
Ai Touka: Beceriksiz, beceriksiz, beceriksiz! Of, Tanrım. Yanımdakilerin hepsi şapşal!
Masataka Koto: Bana sorarsan, sen planından düzgünce bahsetmiyorsun.
Ai Touka: Kırarım o kafanı, ne demek beni sorgulamak? HAAH! ÇIK DIŞARIYA. Seni bücür. (Masataka’ya ölümcül bakış atar.)
Masataka Koto: Bana ölümcül bakış atma ne olur? Dememi bekleme! Senden zerre kadar korkmuyorum, hatta nefret ediyorum.
Suki Kodomo: Seninle bir anlaşmam vardı, mafya bozuntusu Ai! Bugüne kadar sen ne istediysem, yaptım. Sıra sende, benim isteğim var, Ayhan denen kişi kendini mafya sanan bir bozuntuya ders vermeni istiyorum. Tabii, dedğimi yapmazsanız sizi polise şikayet ederim. Bildiğin öterim.
Ai Touka: Bakın şu beceriksiz çok bilmişe, senin dediğini yapmazsam polise ötecekmiş. Kızım, geç bu işleri sen bize hizmet ettin. Yani sen ötersen mesleğinden açığa alınırsın. (Hahahahaha!)
Suki Kodomo: iyi, be tamam! Poff.
Diyerek mekanı terk eder, o sırada cep telefonu çalar ve arayan Shinji Kodomo’dur. Suki telefonu açar ve sakinleşip,
Suki Kodomo: Alo, aşkım. Seni dinliyorum?
Shinji Kodomo: Şu çakma mafyaların (burada Ayhan’dan bahsediyor) evine sızabildin mi? ikin gün önce anlatmıştın bana planlarını ama bakıyorum da, beceremedin sanırım. Akşam eve bile gelmedin, bir derin mi var?
Suki Kodomo: Hayatım, Ayhan’ın evini basamadım ama adamların delirmesini istememin bir amacı vardı, dur arabaya bineyim.
Diyerek arabasına biner ve telefonunu direksiyonun önündeki boşluğa koyar ve kulaklığını kulağına takar. Daha sonra aracını çalıştırıp yoluna devam eder.
Suki Kodomo: Amacım, o adamların amacını anlamamdı. Tabii ki her istediklerini yaptım. Bugün onlardan Ayhan’a ders vermelerini istedim. Umarım becerirler, ben berceriksiz değilim sadece planımın bir parçasıydı. Ayhan’a gelince, onun evine sızıp ele verdirmemin bir sebebi vardı, güvenliği değiştirmesiydi. Tabii onlara az para koklatmadım değil.
Shinji Kodomo: Peki birgün yakalanmaktan korkmuyor musun? Sonuçta rakiplerin akuma (ŞEYTAN) düzeyinde zekası var. Onları ne zaman alt etmeye çalışsak, her zaman altından kalkmayı başarıyor. Ayhan’ın kendisinde değil o zeka, sanki bizi dinlemeyi başaran ama her zaman çözemediğimiz kişi var.
Suki Kodomo: Bir dakika! Bir dakika! O zaman asıl akuma Pandora’nın kendisidir. O zaman, onu bulup imha edersek zengin oluruz. Yatta!
Shinji Kodomo: BAKA! Akuma’yı yok edemezsin, o kadar basit değil. Onu saf dışı bırakmak için önce ayak altındakilerini çöp kutusuna atacaksın.
Suki Kodomo: Aşkım, Pandora’yı bulup ve onu yok etmek için ant içmiştim hatırladın mı? O canavarı bulduğum zaman havaya uçmuştum ama her yok etmeye çabaladığımda hep Ayhan önüme çıkıp olaylara salça olur. O yüzden onu aradan çıkarmanın en temel yolu prensese söyleyip onu biraz tatile şutlasın.
Shinji Kodomo: Puahahaha!
Cümlesinden sonra günlük işlerini konuşurlar, tabii yine de arabayı sürmeye devam eder. O sırada Ai Touka’nın elemanları onu takip ettiğini bilmediği için tüm planları açığa çıkmıştır. Bu yüzden çıldıran Ai Touka elemanlarına “Onu bulun bana” bağırır. Elemanlar korkudan onu durdurmak için harekete geçedursun, sizi Pandora odasına götürelim.
Yer: Rijitsu
Saat: 15:00
Oda: Pandora’nın Odası
Alan: Odada üç adet masa ve tam sağında bilgisayar. Ortasında kağıtlar ve solunda pandora kutusu yer almaktadır. Aşağılarındaysa kablolar birbirlerine bağlıdır.
Kişiler: Ayhan Gazi G., Pandora Poisa Kasaimura
Pandora Poisa Kasaimura: Merhaba, G. Ayhan Gazi. Sizlere nasıl yardımcı olabilirim?
Ayhan Gazi G.: Esenlikler dilerim, Hey, hey, hey! Pandora! Senden dileğim, Suki Kodomo hakkındaki düşüncelerini almak ve bundan sonraki planlarımı sana bahsetmek istiyorum.
Pandora Poisa Kasaimura: Dinliyorum, sizi o halde.
Tam planından bahsedecekken, Mi Touka mekana gizlice sızmıştır. Pandora Poisa Kasaimura ekrana “ALARM! YABANCI BiRiLERi MEKANA SIZDI!” diye yazarak siren çalar. Güvenlikteki herkes, alt kata iner. Mi Touka saklanmak yerine kendini gösterir.
Mi Touka: Ayhan, prenseslerin emrine uymuyorsun. Yine onunla oynuyorsun. Beni dellendirmeden çık yukarıya!
Ayhan Gazi G.: N’aparsın? Prensese mi şikayet edersin?
Mi Touka: Hayır, prensese ötmem! Seni onun yanına götürmeye geldim.
O sırada Alperen gelir ama bu sefer Ayhan’ın kılıcını getirir ve Ayhan’a verir, arkasından Ayhan’da kılıcı çeker.
Ayhan Gazi G.: Kork benden yarı-şeytan!
Alperen G.: Ne yarı-şeytan mı? Akraba, kime dediğinin farkında mısın?
Ayhan Gazi G.: Evet, farkındayım.
Cümlesinden sonra kılıcı Mi Touka’nın tam önüne hedef alır ama amacı zarar vermek değil, amacı gözdağı vermekti. Mi Touka ise korkudan donup kalır.
Ayhan Gazi G.: Alın şu “gereksizi”!
Diyerek mekanı terk etmek yerine Alperen’in kulağına yaklaşarak, gereksizi takip et ama sakın ağzını gram açma. Diyerek onu peşine salmıştır. Tabii o sırada Ai Touka’nın elemanları Suki’nin arabasının önüne gelip dururlar ve Suki mecburen durmak zorunda kalır, arabadan iner.
Yer: Fire Beach Yakınları
Saat: 17:30
Mekan: Dönemeçli bir köprüye yaklaşık 1 km kala.
Kişiler: A-140, ???, Suki Kodomo
??? konuşmadan A-140’ın önüne atlar ve Suki’yi kıstırmaya çalışır, tam o sırada Benjamin Senki geçtiği için o da durur ve arabadan iner ve hemen ??? kişisinin sağ elini sol eliyle tutar, arkasından sol eliyle yumruklayıp kişiye yumruk atar, o karmaşadan fırsat bulup mekanı terk eder.
Yer: Matsu Ea Porita
Saat: 19:00
Mekan: Havaalanın önünde, sağ elinde cep telefonu. Sol elinde sarı renkli bavulu. Sağ ayağında, Diamonds Army FC imzalı eski bir topuyla gözükür Asena! Akdemir ise, sol elinde kırmızı renkli bavulu ile gözükür.
Kişiler: Asena Deniz, Akdemir Yavan
Asena Deniz: Ayhan’ın beni çağırması çok nâdirdir!
Akdemir Yavan: Çılgın arkadaşımız yine ne peşinde? Futboldaki hareketleri bitti, sırada ne bizi bekliyor?
Asena Deniz: Bence bekleyip görelim.
Akdemir Yavan: Ayhan’ı arayayım da gelsin alsın bizi.
Diyerek cep telefonundan Ayhan‘ı arar ve telefonu Asena’ya verir.
Yer: Rijitsu
Saat: 15:00
Oda: Pandora’nın Odası
Ayhan Gazi G. (Cep Telefonuyla: Asena Deniz)’le konuşur.
Ayhan Gazi G.: Asena-chan! Seni bekliyordum! Geldin demekki. Artık ciddileşmenin zamanı geldi.
Asena Deniz: (Şikayet edercesine) Söyle bakalım, kapalı mavi saçlı huysuz! (Normal) Beni getirmene sevindim.
Yer: Matsu Ea Porita
Saat: 20:00
Mekan: Havaalanın önünde, sağ elinde cep telefonu. Sol elinde sarı renkli bavulu. Sağ ayağında, Diamonds Army FC imzalı eski bir topuyla gözükür Asena! Akdemir ise, sol elinde kırmızı renkli bavulu ile gözükür. Ayhan’da onları almaya gelir.
Kişiler: Asena Deniz, Akdemir Yavan, Ayhan Gazi G.
Asena Deniz: Ayhan, sonunda gelebildin. Bizi 1 saat beklettin. (Yazar tavsiyesi: Kızlar bekletilmeyi sevmez.)
Ayhan Gazi G.: Matsumaru Eria’nın hava alanına benim eve 1 saat uzaklığımda olması benim suçum mu Asena-san?
Asena Deniz: Zengin olmuşsun ama adam olamamışsın daha! Tatil ve Pandora ayağına bizleri çağırdın ama asıl amacını söylemedin.
Ayhan Gazi G.: Haklısın, asıl amacımı söylemedim de mi güzel ama önce buradan uzaklaşıp sizi evime götüreyim?
Asena Deniz: Zenginsin ama hala özel şöforun yok mu Ayhan-dono?
Cümlesinden sonra Ayhan’ın evine gider, o sırada Alperen, gizlice kendi arabasıyla, Mi Touka’nın içinde olduğu arabayı takip eder. ikili uzun takipleşmeden sonra bir mekana varırlar, bu mekanda özel bir planların anlatıldığı yer.
Yer: Touka’nın Cennet Sarayı
Saat: 22:30
Oda: Patronların Vadisi
Mekan: Odada Touka’ya bağlı olan herkes, kendi adındaki bir koltuğa otururlar. Ekip yaklaşık 60 kişiliktir. Odanın tam ortasının üstünde sarayların sık tercih ettiği lamba yer almaktadır.
Kişiler: Mi Touka, Ya Touka (Duruma göre kişiler konuşmaya katılacaktır, Ti Touka hariç)
Mi Touka: Ayhan denen döl israfın evini dinlemeyi ne kadar sürdüreceğiz?
Ya Touka: Ayhan denen israfı dinlemeyi, Pandora’yı yok ettikten sonra bırakacaksın. Daha sonra onunla istediğin gibi oynayabilirsin.
Oa Touka: Bana sorarsanız, onu öldürmeyelim. Zeki insanları hemen öldürüp köşeye atarsak, bu dünya çok sıkıcı olur. Sürü aptallarla oynamak hiç keyifli olmayacaktır.
Am Touka: Prensesleri bu olaya ne zaman salça yapacağız? Uzun zamandır, sessizleşti kendileri.
Mi Touka: Akıllıca, onu bulup Ayhan’ın üzerine yürütmeliyiz.
Ya Touka: Aferin, zekiler.
Diyerek konuşma rutin işlere döndüğü için kesiyorum, o sırada Alperen içeri sızmak yerine, o alandan arabasıyla birlikte ayrılarır. Kimse görmediğine emin olarak, cep telefonuyla Ayhan’a mesaj çeker ve o mesaj arabasının ekranına yansır.
Yolun içindeki zehir hâneden geçeceksin.
Dayanabiliyorsan, bu canilere bir bak!
Kendi cinayetine kurban gittin bile,
Halbuki, daha yaşayacak günleri vardı.
Verse 1;
Günler ayları sarmaya başlar, sizler yaşamı,
insanlardan alacak çok büyük bir hesabımız var.
Gelecek nesillerin aklını kurcalayan hokkabazlar.
Gün gelince sizinde bizden alacağınız bir emanet,
Canınızı çok yakacak, çekecekler hesabı,
Yaz kızım, diyecek hakimler, alimler,
Sizin dalga geçtiğiniz o insanlar,
Akıllanınca soracak birgün içindeki senden?
Oyuncak ayıcık gibi oynadınız milleti,
Sonra seslerini, arkasından bedenlerini,
Bildiğiniz eğlence sektörünü, içine sıçtınız.
Daha beteri, insanların Türkçe'sini bozdunuz!
Asıl meydan okumamı merak ediyorsanız,
Önce işin içine bir girin sonra denizden yüzün.
Tam ortasına varınca sizi ele geçirmek isteyen,
Canilerden canlı çıkmaya çalışın.
Çünkü burası bir oyun değil, yaşam mücadelesi,
insanlığı sizler bitirdiniz, resmen egoist savaşı,
Her yer kan savaşı, binlerce yer zulüm saldırısı,
Şimdi kendize ben çok mutluyum deyin.
NAKARAT 2X
Yanlış zamanların doğru insanları,
Şimdiki zamanların, şart adamları,
Doğruyu savunan iyilerin dostu,
Zülmeden canilerin baş düşmanı.
Verse 2
Millete önce biz iyi insanlarız deyin.
Sonra, şarkılarınızda sexualı kazındırın.
Ne iş, insanları para olarak kullanmaya başlamışsınız.
Hayrola, piyasa ne zamandır böyle?
Yeraltı cehenneminden çıktık biz,
Bundan sonra bizler bir kural koyacağız.
Bu kurala uymayan cidden sapıktır!
Kızlara yapılan işkence, o ne olacak?
Önce bize dürüst ve ahlaklı insanları yetiştirin.
Sonra gelip, insanlara üç maymunu oynayın.
iyiymiş vallahi, görmedim, duymadım, bilmedim.
Sizler biraz Vocaloid'e çekin, iyi şarkılar yapın.
Yok bizler robotto seslerine ve karakterlerine,
Başka değişle kuklalarına ve egoist palavralarına,
Kısaca, yaşayan ölü insan makinelerine muhtaçsınız.
Ne kadar da acınası bir hal? Kurtulun bu kafadan.
Sizlere parayı az sevin ki, şu azgın yapımcılar,
Kızları daha az kullansın ve daha ahlaklı klipler çıksın.
Dönen iğrenç oyunları biliyorum, çocuk!
Çocuk, senin kişisel bilgilerini bile sattılar. (ya)
Ben özgürüm diye bağırın!
Ben aşığım diye bağırın!
Ben egoist değilim deyin.
Ama sakın kendinizi satmayın.
Dürüst olun öncelikle, iyi şeylere kafa yorun.
Kötülüklerin yeri hazır bile, cehennem ateşi.
Zülmedenler, hile hurda ile para kazananlar,
işkencebazlar, hokkobazlar, palyançolar.
Sihirbazlar, iyilik perileri, komedyenler,
Koca insanlar bile size kandı ve kandırıldı.
Küçük çocukların aklı yetmiyor dediniz.
Ama sizden fazlasıyla akıllı. Sizler aptalsınız.
NAKARAT X3
Geçmişin gölgesi çok ağır, artık kaldıramıyorum.
Geleceğin meyvesi çok zehir, artık nefessizim.
Ölmeden önce, bu kabüsten uyanmalıyım.
Ama, yapamıyorum işte kelepçem var!
Outro
Dünyanın yer altına dün girdik, hemen anladık.
Toprak bile artık sizden nefret ediyor anlayın.
Bugün, kendimi tanıtıyorum, korkun bizden.
Bir efsane daha var, izleyin Yeraltı Cehennemi'ni...
Bana bir fikir verdirdi Commodore umarım bu fikri seversiniz, fikrimin adı Commodore X'i size anlatayım.
Kendisi Linux çekirdeğine sahip KonqiHD sistemine modifiye edilmiş kurulu bir makina olacak. Bu makine Commodore 64 oyunlarını desteklemesini sağlaması için o sistemin ana kodlarını ayrı dosyadan çekecek böylelikle sisteme yük olmadan tüm Commodore 64'ün tüm oyunların hepsi rahatça destekleyecek ayrıca Commodore X'e özel oyunlarda olacak.
Ama anlamazlar bazı insanlar,
insan yoksunları size kötü gözle bakarlar.
insanların kalbini kırarlar,
Sevenleri sırtından bıçaklarlar,
Çevresi bunların kim olduğunu iyi biliyor?
Nereden çıktınız ortaya, amacınız neydi ha?
Anlamazsınız, size sensei diyemem çünkü dilim varmaz.
Sizler sensei kelimesini zerre kadar hak etmiyorsunuz.
Ebola virüsü mü desem yoksa size analoji mi?
Tasavvufçu mu desem yoksa size rezil rüşva mı?
insan mısın desem yoksa size ruhsuz bir makina mı?
Rapçi misin desem yoksa size sıradan şarkıcı mı? (valla bilemedim)
Kolera bakterisi sizi ne güzel etkilemiş?
Su çiçeği hastasısın kızım, için çürümüş.
Bir de bize dinden bahsediyorsunuz.
Rapleriniz sizin gibi 2 yüzlüymüş.
Sizin derdiniz neydi ha, ilk baş küfürbazla başlamışsınız.
Sonra pesimist (karamsar) sonra dini şarkılar yapıyorsunuz.
Şimdi de kendinizi ve dinleyicilerinizi uçuruma sürükleyeceksiniz.
Yaptıklarınıza artık "PES" dedirttiriyor insanlara.
Resmen bizimle dalga geçercesine, önce Edip efendiyi takibe al.
Sonra olay büyüdüğünde arkasından çıkar, ne iş?
işçiliğiniz cidden berbat, yeni firmalar bile bu kadar nankör değil.
Sevenleriniz size yeter diyeceksin,
Ama kısa zamanda sizin bozuk plak olduğunu düşünecekler.
Sürekli ortalıkta ben sanatçıyım diye dolanacaksınız,
Sizin tek derdiniz PARA değil mi?
Sizin tek düşünceniz kullanalım köşeye atalım, değil mi?
Haklıymışsın Sitem Depresif, haklıymışsın Raffine, (Rafine)
Haklıymışsın Dumanyak, haklıymışsın Derin Darbe,
Haklıymışsın Fuks, haklıymışsın Kasırga.
Ve nice hakları yenen tüm rapçiler hepiniz haklıymışsınız.
Yalan, doğruları siler.
Doğruları, yalanlar perdeler,
Kötüler aralarında plan yapar,
iyileri yok etmek için.
Vakit daralır, tüm CV'leri silmek için,
O kadar körler ki önündekini göremezler,
Sagopa Kajmer & Kolera haliniz ortada,
Her şeyiniz döküp kırıldı. Kalpler parçalandı.
Kolundaki dövmeden bahsedelim biraz Yunus efendi.
Bir de dini üzerinden rap yapıyorsun, yaptığın çok çelişki.
Bir kaç araştırma yaptım, hepsini dinleyicilerimle paylaşmak istiyorum.
Şunu söyleyeyim baştan, sonuçlar hiç iç açıcı değil
Dinleyicileriniz sizi %80'i dini anlattığın için dinliyor.
Dinleyicilerinizin çoğu Edip Yüksel'i bile tanımıyor.
Dinleyicilerinizin bir kısmı Ceza ve Ayben'den nefret ediyor.
Dinleyicilerinizin %10'u sizden nefret ediyor ve kan kusuyor.
Geçen bir resim geçti elime şapkada fuck yazıyordu.
Cidden dalga geçiyor milletle, insan bu kadar mı yüzsüz olamaz?
Meselâ bir kaç sene önce Yunus bir çocuğu dövdü.
Ha bir de aklıma geldi, Yunus uyuşturucu ayağından tutuklandı.
Güya yurt dışından mal getirtmiş, kimi kandırıyon sen?
Neler planlıyorsun bilmiyorum ama artık kimseye bakacak yüzün kalmadı?
Başından beri seni koruduk, sana destek olduk.
Ama 1 Temmuz 2014'ten itibaren seni korumaya değmediğini anladık.
Olaydan bir kaç gün sonra ortaya hack yalanı atıldı,
Ben webmaster'im, diğerlerini boş verelim.
Diyelim ki Ichinose Studios hacklendi,
Ayak üstü en fazla düzeltmem 2 günümü alır.
Siz çocukları kandırmaya devam edin,
Sonunda kendinizi kandırırsınız,
Bu rap burada bitmiştir,
Artık gözümden düşmüştür.
Her Şey Bitti, yolun sonuna geldik.
Her Şey sonradan anlaşıldı, kötülükler.
Ya var olmasaydı iyi insanlar,
Kötülerin pençelerinden asla kimse kurtulamazdı.
Her Şey sona erdi,
Kolera bakterisi def edildi.
Piramitin sırrı çözüldü,
O kirli kalemi bırak artık.