öyle ki,
sırf aşk yüzünden
ayakları yerden kesilen, elleri zangır zangır titreyen,
dili dolandığı için kelimeleri karışan,
arada sarhoş olan, utanan, sonra akıllanan ve kola ile yetinen,
şu aşk sayesinde geriye kalan 28 dişini görebildiğim
(hatta dikkatli bakınca küçük dili de görünüyor)
şirin mi şirin yazar.
neredeyse tüm hayatını ezbere bildiğimden yazıyorum;
bu sefer gerçekten mutlu.
tamamen tesadüf eseri izlemeye başladığım ve süratle aynı hafta finalini izlediğim, insanı epey bir hüzünlendiren dizi.
finali sonrasında, 'her günü son gün gibi yaşamak, mutlu etmek-mutlu olmak' cümleleri içinde sizi düşündürüp duruyor.
evet canım beyinsiz arkadaşım.
otuzlu yaşlarını aştın, evlendin, işin gücün var,
gören seni normal bir adam sanıyor.
ama iki dakika konuştuktan sonra insanda seni boğma isteği yaratıyorsun. hele ki şu günlerde.
yavrum senin zorun ne ? manyak mısın? ne demek lan ''geçen gün arkadaşlarla i phone konuşuyoruz ''
bu nasıl bir giriş cümlesi ?
kaldı ki sen kaç yaşında herifsin başka konu mu yok konuşacak ?
sığ beyinli.
lafa geldi mi mangalda kül bırakmıyorsun daha doğrusu sen öyle sanıyorsun biz kibarlığımızdan seni idare ediyoruz.
elinden bir saniye olsun düşürmediğin i phone, zırt pırt attığın saçma sapan twitler,
ingilizcem çok iyidir deyip deyip bana yaptırdığın birbirinden gereksiz çeviriler hepsinden şu sıralar nefret ediyorum.
birgün öyle bir çeviricem ki o aptal yazılarını rezil rüsva olacaksın ama yapmıyorum insanlık bende kalsın diye.
söylemeden geçemeyeceğim bir konu daha, bunda senin kabahatin yok ama evindeki o nuhu nebiden kalma buzdolabı örtüsü ne?
bir aydır gülüyorum yemin ederim. ananemde bide görmemiştim ama sayende şu fani dünyada onu da gördük şükür.
ağlaya ağlaya 25 i buluyor yaş.
sonra ne mi oluyor?
sanırım 'dank' ediyor.
tanıdığım ne kadar insan varsa, 25 inden önceki aşkları tam bir fiyasko! *
tavsiye editi: kardeşlerim, doğru kişi değilse, adına aşk demeyin. ilerleyen yıllarda karşınıza çıkacak adama haksızlık bu.
medyada yapılan hatalı haberlerle ilgili olarak cevap ve düzeltme adına, bircan eresin in otel sahibi olması durumuyla ilgili olarak açıklama yapılmıştır
bir yıl kadar önce tüm hisselerini eresin turizm ith. ihr. san. tic. a.ş adına satmıştır.
otelin gerçek sahipleri 3 kardeştir.
sevmedim sevemedim.
hayatımın her döneminde, farklı kimliğe girmeye çabalamış herkesten nefret ettim.
bu tarzı seçmiş insanların çoğu aptaldı, 'allah akıl versin' dedim.
zeka seviyesi normal olan kişilerde ise inanılmaz bir kompleks keşfettim.
farklı görünmek, sıradışı özel olmak, konuşulmak, izlenmek, beğenilmek - beğenilmemek ama ne olursa olsun
'marjinal' sıfatı altında bahsedilmek onlar için hayat demekti.
ne zavallıca.
onlara, aptal olanlara kıyasla hep daha çok kızdım.
sizin onların gerçek kimliklerini aslında görmediğinizi sanıp, yıllardır onu tanıyan kişi sanki siz değilmişsiniz
gibi, içindeki esas kıroyu bilmediğinizi düşünüp de
gözlerinizin içine baka baka ya da bakmadan (hani marjinal ya!) kendini özel gösterme çabası sinir etti beni.
sizi salak, kendini ise daha eşsiz yapmaya çalışmasıydı bu.
kısacası lafım onlara;
farklı, özel , sıradışı, erişilmez olmaya çalışıp, hatta olduğunuzu zannedip ve de hatta gerçekten öyle olduğunuza
inandırdığınızı sandığınız o an varya hani;
en rezil olduğunuz andır.
hızlısın.. hem de çok hızlı..
en son yaşadığım adrenalini düüşünüyordum ve şimdi yaşadığım ana kadar kaç yıl atmışsın.
yavaşla.
daha yaşamak istediğim, yapmaya çabaladığım çok şey var.
bunlar senin kadar hızlı gerçekleşmiyor.
yavaşla, dur biraz.
saatlerin yetmiyor işlerimi bitirmeme.
günlerin yetmiyor.
haftaların ise ayları kovalıyor.
acımasızsın..
tüketiyorsun, hissetirmeden hesapta..
öyle hissettiriyorsun ki aslında.
öyle can yakıyorsun ki.
yapma bunu.
daha listem uzun.
Harvard Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Asistan Prof. Dr. Utkan Demirci.
yumurtalık kanserinin erken teşhisi için, hızlı, ucuz ve evde uygulanabilen idrar testi geliştirdi. Evde uygulanabilen ucuz ve hızlı testin sonuçları, cep telefonları için geliştirilen uygulama programıyla anında analiz ediliyor. * http://www.netgazete.com/...dan_teshis_eden_turk.aspx
erken teşhis, ucuz maliyet ile çok kişinin hayat kurtarıcısı olduğunu düşünüyorum şimdi.
yer bilmeden
zaman bilmeden
plansız
programsız
sırt çantası alıp kaçası gelir insanın.
tabii sözlerini dile dolayıp...
Aşkıydı işiydi ihtirası düşüydü
Yere batsın faturası malı mülkü
Bağlasalar durmam
Kaşıydı gözüydü intikamın gücüydü
Ayıp denen bi şey var ya hasbinallah
Ağlasalar durmam insanım insan
Hadi kalk gidelim hemen şu anda
Kapa telefonunu bulamasın arayan da
Açarız radyoyu yol nereye biz oraya
iyi gelmez mi hiç deniz havası
Bi göz oda bulur sokarız başımızı
Bi de koyarız iki kadeh
Kafa nereye biz oraya
Kafa nereye biz oraya
Aşkına da işine de
Viran olmuş düşüne de
Yerli yersiz sözüme de
Dövmediğim dizime de
Pişmanım pişman
Pişmanım pişman
Hadi kalk gidelim hemen şu anda
Kapa telefonunu bulamasın arayan da
Açarız radyoyu yol nereye biz oraya
iyi gelmez mi hiç deniz havası
Bi göz oda bulur sokarız başımızı
Bi de koyarız iki kadeh
Kafa nereye biz oraya
Kafa nereye biz oraya
hayat gözümün önünden geçer.
doğrular görünür, yanlışlar onları götürür.
şerit biter ve her film bitiminde kendimce aldığım kararlar listelenir.
1,2,3,5,10... hep ama hep bu şerit, kendine bir kare ekleyerek çoğalır durur yaşamımda
ve kendisi görünür zaman zaman bana.
iyi ve mutlu ve huzurlu olabilmem için yeni kararlar aldırır, yeni liste yaptırır.
netice olarak kısmen başarılıdır.
zaman zaman hayal ettiğim gibi olmasada, en azından görüyorum ya hala, o da birşey.
Evli olan beş iyi arkadaş.
Lüks bir çatı katı.
Metresler.
Bir kadın cesedi.
Çatı Katının beş karakteri aynı zamanda beş cinayet zanlısı: Fazlasıyla güvenilir bir psikiyatr olan Chris, dost canlısı karizmatik mimar Vincent, sağı solu belli olmayan tehlikeli Filip, sesi soluğu çıkmayan Luc ve parti kuşu Marnix. Metreslerini çatı katına getiren bu beş adam arasında gizli bir anlaşma vardır, ama burada genç bir kadının cesedini bulmalarıyla beraber şüphe içinde birbirlerini suçlamaya başlarlar, çünkü evin yalnızca beş anahtarı vardır.
gerçek hayatla yakından ilgili bir senaryoya sahip,
gayet iyi kurgulanmış 2011 filmi.
hamsi: len, sen mi yumurtladın tolga ya sitemi?
kurbaga: ne sitesi kız, siten mi var senin?
hamsi: sitem yavrum sitem.
kurbaga: onu diyorum işte, site mi açtın kendine?
hamsi: lan sitem sitem!
kurbaga: :S
akabinde unutulmayacak bir gülme krizi başlar ve konu bu sayfaya mühürlenir.
edit: bu arada kurbaganın bu aralar leyla modunda olduğunu belirtmek gerek ki diyaloğun anlamı belirtilmiş olsun.
okula hiç gitmemiş, okuma-yazma bilmiyor olmak gerekir ki, zaten toplumda böyle insanların tarihini bilmiyor olması da çok kayıp değildir.
gerekenler biliyor tanıyor okuyor efendim.