hazmı güç bir hadisedir. ama türlü atraksiyonla bu durumdan faydalanmak mümkündür. örneğin maaşına zam yapılmasını istiyorsan, patronun odasına bir torba dolusu misketle girerek aklını alabilirsin. o hıyar gibi oyuna dalıp "hehe yuttum seni!" "ahaha başı vurdum" diye çılgın atarken maaşını yakışıklı bir kıvama getirebilirsin.
halt etmenin daniskasıdır. ben şahsen bizzat kendimden biliyorum ki başak burcu olmak son derece güzel bir şeydir.
(bkz: burçlara inanmam burçsuz da kalmam)
aklı başında her yönetmenin kameramana vereceği talimatlardan biridir. hatta yönetmen biraz daha ileriye giderek kızlara zoom yapılmasını istemelidir. hatta çok daha ileriye gidilerek, asıl konu unutulup, sadece kızlar çekilmelidir.
sitenin sahibi wondrous'un bile entryleriyle (giri) içine ettiği sözlük. tanım veya örnekleme içermeyen binlerce giriyi çok aramadan bulabilirsiniz. hele ki başlık yönlendirmeleri evlere şenliktir. itü sözlük'ün çok iyi tarafları da vardır, lakin bu saydıklarım soğuma nedeni olarak bir hayli yetmektedir.
sorun değildir. ani bir manevrayla bu durumdan istifade etmek mümkündür. şöyle ki; misafirin elindeki çatalın tüm hareketleri gözle takip edilir. böylece rahatsız olan misafirin yediği burnundan getirilir. aç kaldıkları için bahane bulup erkenden giderler. anne de kekler de börekler de sana kalır. afiyet olsun.
otobüsle son durağa varmış olmanıza rağmen herkesin inmesini beklemenize ve "semih aslında iyi golcü, keşke daha fazla fırsat verilse... geçen sene bu aralar havalar daha bir ılıktı sanki..." gibi gereksiz şeyler düşünmeye neden olan durum.
çocukluğunun yarısını orada bırakıp gelenlerde bir parça burukluk gözlerinden okunmaktadır. para biriktirmeyi iyi bildikleri de bir gerçek. ota boka para vermezler. bir dayanışma içinde yaşarlar. tanıdıklarım hoş ve güzel insanlardır. severim kendilerini.
diyenin ağzına sağlıktır. ara güler fotoğraf yerine resim der. bu durum dünyanın en iyi fotoğrafçılarından biri olmasını engelleyememiştir. resimden kasıt resmetmekse problem yoktur. ayrıca "resim çektim" demek de hatalı değildir. fotoğrafçı diyaframıyla, kadrajıyla, zamanlamasıyla, enstantanesiyle, bakış açısıyla birlikte "kendi gördüğünü" yakalamaya çalışır. yorumdur bu. resmetmektir.
burayı wikipedia sanmak, her küfrü ve cinsel içeriği kakalamak, bu yolla "çok kaliteli insanımdır, ay çok banal şeyler yazılıyooo" tribine girmek. tepkisini artı veya eksi oyla belirtmek yerine sürekli mızmızlanmak.
benzer formattaki tüm sözlüklerde de yaşanan hadisedir. birinci nesil ikinci nesli döver, üçüncü nesil ikinci nesli aratır, dördüncü nesil altına sıçar vb. gibi anlamsızlıklara varan, hiyerarşiden gizli keyif alınması durumudur.
delikanlı metalcide göbek attırma isteği uyandırdığı için önce bir "bana neler oluyor" hali yaşatan ama daha sonra bağımlılık yapmasından şikayetçi olunmayan metal grubudur.
osmanlı imparatorluğu döneminde bu yapı önce cephanelik, 19. yüzyıl ortalarında da eski eserlerin toplandığı bir depo olarak kullanılmıştır. yapılan düzenlemeler ile 1869'da müze-i hümayun (imparatorluk müzesi) adını almıştır. 1875 yılında buradaki eserler çinili köşk'e (sultanahmet-gülhane)taşınmıştır. aya irini günümüzde kültür varlıkları ve müzeler genel müdürlüğüne bağlı bir anıt müzedir.
istanbul'un kadıköy semtinde bulunan iki katlı, teraslı bir cafe. serasker caddesi üzerinde (kent hotel yanı) yer alır. "yusuf abi"siyle meşhur, gidilip çayı içilesi mekan.
boşnak, bulgar, japon ve amerikalı elemanlardan oluşan ilginç bir müzik topluluğu. balkan ve akdeniz müziği ile metal müzik öğelerinin bir arada bulunduğu eğlenceli bir müzik tarzına sahipler. birçok parçasında istanbul sözü geçer. "fucc the ins" (2001), "kultura-diktatora" (2001) ve "we wame to take your jobs away" (2006) adlarında üç albümleri bulunmaktadır.
türkiye'nin en büyük reklamcılarından sayılan, ali desidero'lu, zıt tokai'li reklamlara imza atmış ali taran'ın her fırsatta söylediği sözdür. kitap okumamayı yüceltmesinin altında sanırım ben her şeyi bilirim edası saklıdır. evet, mesleğinde başarısı tartışılmazdır lakin kitap okumuyorum demekten keyif alması da düşündürücüdür.
vıcıkımsı şarkımtıraktır. eserin sahibi olan mirkelam'ın, ajdar ve alihan ile birlikte bir müzik grubu kurmasının gerekliliğini anlatır. grubun adı da "a.m.a." olmalıdır. böylece insanlar bunları dinleyip izlerken "ama?" diye bir soru sorarlar kendi kendilerine. belki.
sokakta icra edilir. kepengini indiren dükkan önlerine masa, sandalye ve halay çekilir. büyük bir sektöre kaynaklık etmiştir. her yerde "plastik masa ve sandalye kiraya verilir" tabelasını görmek mümkündür.
- yalnızca bir dakikanız kaldı!
- hocam daha önce söyleseydiniz ya?
- salak mısın?
- niye ki?
- fesuphanallah... yalnızca otuz saniyeniz kaldı!
- bak bunu da söylemedi, sıçtık!