gezen gezdiği, görebildiği ve okuyan okuduğu, anladığı kadar bilir diye düşünüyorum.
kim çok bildiğini iddia ediyorsa da maldır. çoğunluk mal yani anlayacağımız üzere.
öncelikle devleti yönetenlerin vicdan ve haktan bihaber olduğu yerde ne yetişkinden ne çocuktan bunların eğitimini almayı da vermeyi de bekleyemezsiniz…
devlet kaç kişinin kaldığına bakacaksa çoğunluğa sahip olmalı ki bu cogunlugu 1 dahi azaltmamak için, devlet olabilimek için… elinde ne varsa kullanmalı, denetlemeli, üretmeli ve daha bir sürü şey yapmalıdır.
üreten, düşünen, bilen ve bilecek her nesil için önce yaşam ortamının uygunluğu söz konusudur. zira insan deneyi yapan çok insan musveddeleri var araştırıp okunabilir, olmayan yerde olmayacaktır. o sebeple bence her şeyi devletten beklemek diye bir kavram elbette yok ama devletten beklersin çünkü hakkındır çünkü bir bireyden sonra bir vatandaşsın.
devlet bir şey yapmadan kimden neyi beklesin? bu kadar insan hiçbir felaketten korunmasın, işe gitsin para kazanmasın, yemek yesin zehirlensin gebersin, dışarı çıksın cinayete tecavüze denk gelsin öyle mi?
o devlet her şeyi yapacak kardeşim. devlet kalmak istiyorsa yapacak.
laf dalaşından ibarettir. zaman ve imkan insanlara vizyon kaybettiriyor ne yazık ki. neyse ki biz iki tarafta da değiliz. taraflar birbirini yiyebilir.
aslında insan dışındaki tüm varlıklar da allaha iman eder. dinler aklıyla ve vicdanıyla sınanan insanlar için var olmuştur. bu kadar merak ediyorsanız gidip okuyun alaya alınınca benim cinayetsel halüsinasyonlarım devreye giriyor.