O ne dediyse tam tersini yapmak istiyorum. Ona gıcık olduğum için yapın dediklerini yapmamak daha cazip geliyor.
Zaten namaz kılmıyorum ama o dediği için daha çok kılmayasım geliyor. Emir veren tavırları otoriter ve diktatör bir ebeveyn gibi. Zıtlaşıp hiçbir dediğini yapmamak daha iyi geliyor. Din ve vicdan hürriyetimize bile müdahalede bulunuyor.
Bir şeyi yapmaktan rahatsızlık duyuyorum ama yapmazsam da yapamamaktan rahatsızlık duyuyorum. Bu ne yaman çelişki. Hadi ben uyurken düşünün filozof olup açıklayın.
Ondan saplantılı şekilde nefret ettiğim için günde en az 20 kez sayfasına bakıyorumdur. Bunun sıklığını azaltmam gerek. Yavaş yavaş azaltmak birden kesmekten daha kolay olabilir.
Bulgarlara takmış sözlük yazarıdır. Ben Türk’üm diyen herkes Türk’tür onlar da Türk olduğunu düşünüyorsa ve dillendiriyorsa Türklerdir. Tarih kitaplarına baksın bulgarlar slavlaştırılmış türklerdir, kökleri türk boylarına dayanır.
Frank Lucas’ın kendisi tam bir ‘devil’s advocate’dir. Söyledikleri de bu doğrultudadır!
Tam tersi olan türk düşmanı olmak ama islam düşmanı olmamak daha tehlikelidir. Din değiştirilebilir ama doğuştan gelen etnik köken değiştirilemez. Hazarlar yahudi, avarlar hristiyandı. Farklı türk boyları farklı dini kabullendi. Gelecekte başka bir dine de geçiş olabilir. Din iradi olarak değiştirilebilen bir şey ama etnik köken kalıcı.
Ramazanda oruç tuttuğunu iddia eden frank lucasın bel altı küfürler ettiği başlıktır. Nasıl oruç tutuyor belli değil? Yedi ceddini bilmem naparım yazmış oha. Ulu orta diğer yazara küfrediyor. Gün bizi gammazlayanı gammazlama günüdür.