askerlerimizi külüstür arabarla sevk eden devletin zihniyetinin doğurduğu kazalardır. tabi lüks camiler, milletvekillerinin fahiş benzn faturaları, myanmar'da ki arakan müslümanları ve bilmediğimiz daha onca önemli masraftan zavallı askerlerimize sıra gelmeyen bütçe.. sorşturma açılmalı, bunun sorumlusu bulunmalıdır. diyoruz ama işte neye yarayacak ki?
oraya gidip yerleşince sanki bütün sorunlarımı geride bırakcakmışım gibi bir his oluşuyor bende. o yüzdendir ki, her canım sıkıldığımda, daraldığımda kurtluş yolunu gidip izmir'e yerleşeceğim yeter diyerek isyan etmek bi nebze de olsa rahatlatır.
an itibariyle yaşadaığım sinir harbini bastırmak için girdiğim sözlükte en üst sıradaki başlığın bu olması bir mesaj olsa gerek. evet benim için de sinirleri yatıştırmak son zamanlarda en iyi yol sözlüğe girip sıkıntıyı onunla paylaşmak. iyi geliyor.
sahip olduğum herşeyi satıp ve herkesi bırakıp gitmek istiyorum. ama bunu planladım yani bir kızgınlık anında alınmış bir karar değil. işin kötüsü de bu.
çok eksik var hangi birinden başlayacağım bilemedim. fakat benim için göze batanlar;
- fatih sultan mehmeti çok ezmişler. çok silik, ezik bir karakter olarak lanse etmişler ki bu hiç olmamış bence.
- istanbulu fatih değil de sanki ulubatlı hasan fethetti.
- allahtan akşemsettin geldi de istanbul'u alabildi fatih.
- ama en kötüsü ulubatlı hasan'ın sevgilisi rolündeki kızın saçlarının peruk olması ve bunun korkunç bir şekilde göze batmasıydı. cast 4000 kişi arasından seçilmiş ve o kızı hangi akla hizmet o rolde oynattılar anlayabilmiş değilim. kız bi kere sarışın sen esmer yapmışsın kızı olmamış. ayrıca kızın kaşları dövme ve bariz bi şekilde itici duruyor. madem esmer yapıcaksın kızı neden direk esmer bir oyuncu seçmedin.?? hanımefendinin oyunculuğuna hiç girmiyorum bile.
- gemilerin karadan haliçe indirilmesi çok yüzeysel geçilmiş ve devamı getirilmemiş ve o fikre nasıl ulaşıldığı da vurgulanmamış ki fetih'in en önemli hatta başarısında büyük payı olan hamledir.
bunlar benim için en rahatsız edici detaylardı. onun dışında savaş sahneleri güzel ve etkileyiciydi. bu zamana kadar yapılmamışı yaptılar teşekkür ediyoruz.
ergenler bilmez ama 90 larda çocukluktan gençlik dönemine geçen çoğu insanın hafızasındadır o muhteşem şarkıları. o zamanlar zaten aşık olan bünyelerimiz onun şarkılarıyla daha da aşık olurdu. en güzel hatıralarımla birlikte hatırlayacağım harika sanatçı, çocukluğumun divası... huzur içinde yat.....
ilkokul 2. sınıfta andımız okunurken ve daha sınıfa girmeye çok var diye düşünürken dayanamayıp altıma işemiştim. sonrada hiç bişey olmamış gibi davranmıştım.
an itibariyle başıma gelmiş hadisedir efendim. hemen sözlüğü açıp sizlerle de paylaşmak istedim. malum acılar paylaşıldıkça azalır derler. denemekte fayda var.
konumuza dönelim. evet aldatılmak burda kalmıştık. olay şöyle gerçekleşti sevgili sözlük.
2 senedir beraber olduğum sevgilim 4 gündür bir dağ otelinde arkadaşlarıyla tatil yapıyor ve dün akşam şarjının bittiğini ve yemekten sonra odaya gidip yatacağım çünkü "bugün çok kaydım çok yoruldum" gibi bahanelerle bana izah ettikten sonra ertesi gün tekrar konuşmak üzere kendisiyle tatlı tatlı vedalaşıyoruz. bende saf bir şekilde biraz televizyon falan izleyip yatıyorum.
sabah uyanır uyanmaz sevgilimi arıyorum tabi günaydın için hergün yaptığım gibi. fakat telefonu kapalı olduğu için kendisine ulaşamıyorum. haliyle alıyor beni bir merak bir endişe sevgili sözlük. hemen oteli arayıp odaya bağlamalarını söylüyorum resepsiyoniste. veeee big bang!!!! telefonu gayet şuh ve uykulu bir sesle açan kadın ve sevgilimin arkadan gelen sesiyle irkiliyorum. telefonu hiç bişey söylemeden kapattım. ilk 10 dakika hayat durdu, her an gözümün önünden geçti. mantık kayboldu. kendime geldim ve içim öfkeyle doldu. 1 saat sonra hoşçakal mesajımı attım tabi. şu an işe gitmek için hazırlanmak yerine yapmak istediğim tek şey sadece uyumak. uyumak hatta uyanmamak.
hiç beklemediğim bir anda gelen bu darbeden sonra tekrar ve tekrar şu hayatta kimseye güvenemeyeciğimi anlamak bana acı veriyor.
işte böyle be sözlük. çok üzgünüm bugün. umarım o dağdan inemez!
bu senaristlerin böyle bir senaryoyu yazarken neyin kafasını yaşadığını çok merak ettiğim dizi. özellikle şu son bölüm içinde geçen fantezileriyle beni benden aldı.
şüphesiz exorcist' de kızcağızın el ve ayakları üzereinde ters bir şekilde tavanda yürümeye başlaması. bide küçük yaşta izlenildiği düşünülürse bünyede kalıcı hasar yapabilir.