10 ağustos 2014 tarihinde cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Türkiye cumhuriyetinin tartışmasız en büyük lideri olan recep tayyip Erdoğan'a oy verecek olan akıllı seçmenlerin sandığa giderken kullandığı ifade biçimi.
solcu kesimin yanında sol görüşlü mecmualarla poz vererek,
fethullahçıları görünce eline risale alıp şov yaparak, (ki burada uyaralım: risale müellifi fethullahçı değildir nurculardır ve hatta fethullah nurcular içinde hain olarak bilinir)
MHP'li görünce kurt işareti yaparak,
devrimci görünce zafer işareti yaparak,
Müslüman görünce fatiha suresini okuyarak,
muhalif görünce "ben islamcı veya cemaatçi değilim" diyerek,
chp'li görünce çarşaf yırtarak,
Hristiyan görünce hac işareti yaparak,
Siyonist görünce "ama tarafsız olmalıyız" diyerek,
milletin karşısına geçince de "Mehmet akif Ersoy babamın en yakın arkadaşı" deyip milletin gönlünü fethederek,
zübükzade'nin karşısında galibi olduğu eşleştirme.
emre uslu: en gizli belgelere ulaşıp istihbarat ile dalga geçen fakat bir gazetenin arşivine nasıl ulaşacağı konusunda twitter'daki takipçilerinden yardım isteyen zeka küpü.
mehmet baransu: paralelcilerin dibinden ayrılmayan ve onlardan belge dilenen über araştırmacı gazeteci.
önder aytaç: bu özürlüyü anlatmaya pek gerek yok ama ağzından küfrü eksik olmayan, üretemeyen ve her yerden hunharca kovulan başarılı akademisyaahahahahahahaha pardon sinirlerim bozuldu..
kaleşnikofu burnunda ağrı belediye başkanı olan sırrı sakık'ın ilk icraatı olarak kazım karabekir ismini ağrı ilinden sileceği iddiası ile ortaya çıkan düşmanlık.
halbuki kazım karabekir "şark aslanı" olarak bilinir doğuda. bu unvanı da boşuna almadı. bu gibi terörist yanlısı vicdansızları ibreti alem için caddelerde asmak lazım.
geniş perspektiften bakınca misyonu ile uyuşmayan durum.
gerçek olduğu iddia edilen bir hadise.
vatandaş ateizm derneğini arar ve karşılıklı iltifatlaşmadan sonra vatandaş;
-bir şey sormak istiyorum. der.
karşılığı,
-tabi buyrun. olarak alır. adam kibar nihayetinde.
-küçük bir derneğin neden bir başkana ihtiyacı var?
-çünkü bir organizatör, bir idareci olmalı. cevabını alır.
ve akabinde ölümcül soruyu sorar,
-küçük bir dernek bile organizatörsüz idare edilemiyorsa, bu koca kainat nasıl organizatörsüz olabilir?
cevap;
-dııııııııtt dıtdıtdıtdıııııııııııııııııııııııııııııııııt.
kaynak: twitter da gördüğüm iddia.
sonuç olarak gerçek bir görüşme olmasa da çarpıcı değil mi?
araştırma ruhunu daima koruduğunu iddia edip islâmiyete gelince tv ve gazetelerdeki islamofobi'yi yayma projesine kendini kaptıran sığ zekalı ve araştırma özürlüsü insanların algısıdır.
bu gibi densizler kalkıp ateist ve deist olan son derece gereksiz insanları savunurlar müslümana karşı.
halbuki bir araştırsa, islam tarihinde ne büyük cevherler olduğunu görecektir. tabi kör değilse.
abdülhalık gücdüvani
imamı rabbani
şahı nakşibendi
imamı gazali
imamı azam
abdülkadir geylani
hepimizin bildiği mevlana ve şems
beyazıdi bestami
niyazi mısri
yine hepimizin bildiği yunus emre
hacı bektaşı veli
velilerin velsi hz ali
ve daha nicesi..
islam vahşeti değil hoşgörüyü ihtiva eder. bugünkü islam ülkelerindeki alev islamı anlayamadığımız içindir. islamı %100 yaşadığımız için değil.
"aaaaaaa bak yazdım olay oldu yaşasın" naralarını içinde fırtına niteliğinde kopartan yazardaki değişikliklerdir.
bunlar;
tüylerde diken diken olma durumu,
çevresine bakarken kıçında hafif kalkma, vb.
bu tip yazarlar genelde ateist olduğuna dikkat çekmek isterim. bunu anlamak zor değil, çünkü, bu tek yönlü ve kısır fikirli şahısların tek amacı islâmı nasıl/nereden/ne zaman/ne yapsam da zedelerim/laf çakarım gibi düşüncelerden öteye gidemeyenlerdir.
bir bakarsın dindarları fişlerken, bir bakarsın sözlüklerde yazarken, bir de bakmışsın medyada bangır bangır pohpohlanırken görürüz.
bunların genellikle namus, şeref, haysiyet gibi kavramları yaşamlarında barındırmazlar. onlar için hiç önemi yoktur bu gibi şeylerin. tek amaçları şu mevcut dünyada fiziki anlamda bahtiyar olmak.
görüldüğü üzere kendilerine hayrı yok. işin üzücü yanı bazı yaltaklanmacılarda bundan medet umuyor, teveccüh bekliyor.
salak arkadaşım bunların kendine hayrı yok, neyi bekliyorsun?..
neyse..
bahsi geçen kişilerin hedefleri;
ne kadar kazandım/kazıkladım/popüler oldum,
ne kadar becerdim/becerildim/verdim/veriştirdim vs..
dünya denen ahiret gemisinde olduğunun farkında değillerdir haliyle. bizleri olduğu gibi onları da bir gelecek bekliyor. bu dünyada istedikleri kadar rezillik yapsınlar, istedikleri kadar bizleri aşağılamaya çalışsınlar. iki günlük dünya elbet bir gün bitecek. şöyle bir arkalarına baksalar o yaşadıkları şeylerden geriye ne kalmış? çok zaman mı acep geçmişi.. maalesef sadece bir 'an' bunların hepsi.
bu kadar yazıyı yazmamın sebebi pezevenk sanayici midir nedir öyle bir nick'i olan yazar. biraz baktım yazılarına gerçekten bir insan hiç mi beynini düşünmek için kullanmaz! tam bunu düşünecekken vazgeçtim.
düşünmeyi istemeyen adamın halini ve geleceğini ben neden düşüneyim? hemen kendimi toparladım ve çıkış butonuna usulca tıkladım.
zaytung denen topluluğun tek parti dönemini (vahşet ve özgürlük kısıtlamalarının ve zulmü iliklerine kadar yaşadımız zamanlar) çok seven tipler olduğu aşikar.
bu sebeple hiç utanmadan, arlanmadan ve bizleri hiç mi hiç şaşırtmadan mısır'daki idam hadisesi ile dalga geçerek geçmişten onlara miras kalan kronik hastalığının devam etmesi durumu.
zaytung genel müdürü olan liseli O.Ç.'dan özgürlük açıklaması;
"özgürlük hepimize gerekli!" hepimize derken entel olan bize yani. başkası üstüne alınmasın.