müslüman; ateist sesi duyunca kudurur.
müslüman; allah'a kitaba paygambere laf edilince kudurur.
müslüman; bilim deyince kudurur!
müslüman; kadın hakkı diyince kudurur!
müslüman; sanat deyince kudurur!
müslüman; sorgula deyince kudurur!
müslümana evrim gerçektir de; yüz kere kudurur.
müslümana evrim teorisi adem ve havva mitolojisinden bin kat daha gerçekçidir;
akla mantığa yatkındır de kudurur.
müslümana bilim de... akıl de... mantık de... korkma de... sorgula de... zincirlerinden kurtul; özgür ol! de
gotik sanatın şık bir türevidir. her ikisi de süsleme, motif ve renge önem vermiştir.
boyut ve ölçekte çarpıtma gotik sanatın bütün biçimlerinin ortak özelliğidir. en tipik özellik krallar, kraliçeler, isa ya da meryem gibi ana figürleri öteki daha önemsiz figürlere göre daha büyük betimleme eğilimidir.
"utangaç" olarak nitelenmiş ve rönesans sanatıyla karşılaştırıldığında haksız bir biçimde tutucu, geri kafalı olarak tanımlanmıştır. *
Pragta, Eski Şehir Meydanında, yani şehrin tam kalbindedir Saat Kulesi. Bu meydan bir çok kişiyi geçmişin izlerinde bir yolculuğa çıkarır.
işte bu meydandaki meşhur saati, 15.yy sonlarında Charles Üniversitesinde profesör olan Hunuş Usta yapmıştır. Amacı, Kutna Hora şehrindeki Kemikli Kilisede olduğu gibi insanlara bir mesaj vermektir. Herkes bir gün geldiği yere geri dönecek yani elbet bir gün toprakla özleşip ölecek!
Saati yapar yapmaz dünyanın en önemli adamı haline gelir. Kraldan daha fazla adı duyulmaya başlar çünkü, Avrupanın her yerinden insanlar Praga sadece ve sadece saati görmeye gelir. Zamanla Hunuş Ustaya başka ülkelerden de teklifler gelir, fakat Hunuş usta bu teklifleri reddeder. Zamanla bu teklifler Kralın kulağına kadar gider ve Kral, Hunuş Ustanın saati başka bir yere de yapmasını önlemek için onun gözlerine mil çektirir. Kör olan Hunuş Usta da kendini saatin mekanizmasına bırakarak intihar eder. Asıl amacı saati bozmaktır, saati bozarak intikamını alır. Saati 50 yıl kadar çalıştıramazlar, daha sonra başka bir saat ustası onarır.
Hunuş Ustanın saati, Güneşin, Dünyanın ve Ayın konumlarını gösteren astronomik bir saattir. Saatin dış tarafındaki rakamlar ibranicedir. Bu Babil saatini göstermektedir. Hunuş Usta, (saati Eski Şehir Meydanına yaptığından, meydanın bir paraleli de Yahudi mahallesi olduğundan) Yahudilerin nüfusunun fazla olduğu bir bölgede onları ezmemiş, onlara da bir jest yapmış ve Babil saatini de kendi saatine eklemiştir.
Saatin etrafında 4 tane kukla vardır. Bu kuklalar insanlara neleri yapmamaları gerektiğini anlatır. Soldan en baştaki, elindeki aynayla kendine bakar; kendini beğenmişliği sembolize eder. Onun yanındaki kukla, elinde altın torbası olan bir Yahudidir; cimriliği sembolize eder. Bir yandaki kukla ise iskelettir; yaşama karşı isteksizliği anlatır. Sonuncu kukla, elinde mandoline benzer bir müzik aleti bulunan ve Türke benzetilen adam da; gece hayatına ve sefahate düşkünlüğü anlatır. Kısacası bu kuklalar, kendini beğenmiş, cimri, yaşama karşı isteksiz ve sefahate düşkün olmayın der.
Saatin altında da insanlara yapmaları gerekenleri anlatan 4 kukla vardır. Bu kuklalar da, bilime, adalete, astronomiye ve eğitime önem verme konusunda bizleri uyarır.
Her saat başı, isanın 12 havarisi de pencerenin önünden geçerek ufak bir gösteri yapar. Horozun ötmesiyle gösteri biter.
saldırıdır.
başkasının hakkına el uzatmaktır.
kişinin kendisine ait olmayan bir bölgeye girmesidir.
fizyolojik ihtiyaç nedir?
açlık susuzluk gibi ilkel güdülerdir; cinsellik de buna dahildir.
hak nedir?
hukuken korunan menfaattir.
bu tanımlardan yola çıkarak baktığımızda bir noktada tıkanıyorum.
cinsellik fizyolojik bir ihtiyaç, tıpkı açlık gibi. karnımız doymazsa o güne kadarki bütün birikimimizi, namusumuzu, ahlak kitabımızı bir kenara bırakıp karnımızı doyurmanın gerekirse en vahşi yollarını arıyoruz. çalıyoruz belki de.
peki gerçekten cinsellik de böyle mi?
erkek kişisi bir ilişki yaşayamamışsa tecavüz etme hakkı doğar mı?
bu gerçekten böyle midir?
bu çok ama çok vahşice değil midir?
bütün erkekler potansiyel tecavüzcü müdür?
peki tecavüz kimlere edilir?
tarihteki bütün tecavüzleri, uğrayan kişi veya ailesine yüklemek ne kadar doğrudur?
özetle;
sapkınsınız, psikopatalojiniz bunu gösteriyor...
bu mudur?
çok soru sordum, siz de çok soru sorun. doğrusu ben işin içinden çıkamadım.
elimden geldiğince objektif olmaya çalıştım, kaldıramadım.
hey yavrum hey.
1908 doğumlu italyan yazar.
bir arkadaşının yardımıyla robinson crusoe'yu çevirerek ingilizce öğrenmiştir.
ilk kitabı piccola borghesia' (küçük burjuvalar)dır.
birçok çeviriye daha imza atmıştır, italya için önemli bir yazardır.
şu an elimde fil adlı romanı var, ilk sayfalarındayım. akıcı bir üslubu ve güzel benzetmeleri var.
hatta kitap sanırım bir benzetmeye dayalı.
brezilyalı ressam candido portinari 1903- 1963 yılları arasında yaşamıştır.
italyan asıllı ana- babadan brezilya'da doğmuştur. ilk resim çalışmalarına 1918 yılında rio de janeiro'da başlamıştır. 1928- 1932 yılları arasında avrupa'nın çeşitli ülkelerini gezmiş, günün çeşitli akımlarıyla ilişki kurmuştur. brezilya'ya döndükten sonra yoğun bir çalışma dönemine giren portinari, brezilya resim sanatının 20. yüzyıldaki en önemli temsilcisi olmuştur.
melez kız** adlı tablosu milano'da modern sanatlar galerisi'ndedir. *
Amerikanın Kaliforniya eyaletinde kuzey Sen Diegoda bulunur.
200 (5.1 metre) büyüklüğe sahip dev teleskop yaklaşık 45 yıl boyunca (1948 - 1993) dünyanın en büyük teleskobu olarak astronomi dünyasına hizmet vermiştir.
ispanyaya ait olan Kanarya adalarında bulunur.
Galaksimizin merkezine odaklanarak kara delik gözlemleri yapılan dev teleskopla Wolf Rayet yıldızlarının keşifleri yapılmıştır.
ingiltere Kraliyet Rasathanesi adıyla Londra'nın Greenwich kasabasında Thames Nehri kenarında kurulmuştur.
1884 yılından beri başlangıç meridyeneninin bu gözlemevinin üzerinden geçtiği kabul edilmektedir.
Meridyen olarak tabir edilen hayali çizgilerin merkezi olarak kabul edilen Gözlemevi 0 noktası olarak kabul edilmektedir. Uluslararası gün değişim yeri de denmektedir.
1965 yılında izmir yakınlarında, Doç Dr. Abdullah Kızılırmak, Dr. Rümeysa Kızılırmak, Sezai Hazer, Ünal Akyol ve Şükrü Bozkurt'un yaptığı ilk değişen yıldız gözlemiyle hizmete girmiştir.
ermenistan'ın en radikal partisi taşnak sütyun'un uluslararası işlerden sorumlu genel sekreteri imiş kendileri.
birileri bu herife "türkiye ile yakınlaşmanız söz konusu değil mi?" diye sormuş,
[hani bu amk. (açık mert korkusuz) * ermeniler her 24 nisan'da türk bayrağını yakıyorlar ya, ondan ileri gelmiş bu soru biraz da.]
bu herif de tutmuş türkiye'nin 17 değil 18 değil 19 ilini geri istemiş!
allah razı olsun ki giresun'un tamamını istememişler.
bunun yanında bir de ilk adım olarak, soykırımın tanınmasını ve hayatını kaybetmiş ermeniler için de tazminat talep etmişler.
şimdi ben şöyle bir şey düşündüm;
bunların istekleri aslında bu 19 il falan değil, bizi tahrik etmek, kışkırtmak.
bi hrant dink olayı daha istiyorlar sanırım, canlarına susamışlar.
olum bakın akıllı olun, şey yaparlar, ııı ımmm döverler!