adim hidir mahlasim budur
96 (enerjik)
beşinci nesil silik 1 takipçi 4.90 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    evrim teorisi

    482.
  1. iki artı iki dört eder ve asla beş etmez pek doğru. madem işe bu kadar pozitif bilimler ışığında yaklaşmaya meraklısınız ben de ucundan dokundurayım dedim. hadi bana pozitif bilimler ışığında iki artı iki dört eder gibi mutlak bir doğru olarak tanrıyı ispatla. gözünüzü seveyim şu olayı evrimciler materyalist tabanda, tanrıcılar da metafiziksel tabanda ele alsınlar. inandığınız şeyin zıttında ele alınca çok pis saçmalıyorsunuz lan.
    1 ...
  2. tanriya inanmamak icin bahaneler

    0.
  3. inanların olduğunu dahi ispatlayamadıkları şeye inanmayanları aşağılamak için aynı kısır döngü içinde yok olup gitmesi.
    0 ...
  4. belediye baskan aday adayi

    1.
  5. yerel seçimler öncesi yol kenarı pankartlarının kapak güzelleridir. her yerel seçim öncesi bu çekirge sürüsü ortalığın amına koyar.

    akp'nin yerel seçimler için yaptığı ibnelikler ortada; izmir içinde de ilçeleri seçmen kitlesine göre ikiye böldüler, birinin bir ucunu kesip ötekine diktiler falan filan fidan, fidanlar ağaca, ağaçlar ormana dönmeli yurdumda. bak bak bağlantıya bak.

    neyse süper yaratıcı da bir slogan bulmuşlar: ''herşey x için''. işte x yerine karşıyaka, bornova, konak gibi kentleri koyun siz. lan amını siktiğimin -burda amı sikerek pis bir ataerkillik örneği gösteriyorum. normalde yarağını siktiğim demeliydim- ordaki ''herşey'' ayrı yazılır. sen daha bunu bile bilemeyecek kadar donanımsızsan ve bunu bilemeyecek kadar donanımsız adamlardan oluşan bir ekip kurmuşsan sana oy veren kitleye kitle imha silahlarının en nadidesinden iki demet gönderiyorum.

    adayların hiçbiri beş para etmez. hele bir tane kadın aday adayı var ki, gerizekalının önde gideni. almış seçmenin her kesiminden -başı açık, başı kapalı, amı açık, amı kapalı- birer kadın pankartta; ''haydi kadınlar el ele'' diye de bir slogan. kutu kutu pense oynardık eskiden, pense olurdum falan, o günler aklıma geldi. beceremiyorsunuz abicim bu işi, siktirin gidin allasen.
    2 ...
  6. bu otuzbir mahkeme karariyla engellenmistir

    1.
  7. osbir çekmeye yarayan seks içerikli sitelerin ön bahçesindeki uyarı levhası. her sabah yan komşumun kopeği rex dibine işer.

    ''internete sansür değil sürat gerek'' dedik, süratle sansürlendik. ahhh ahhh banliyöde seks başkadır. indir indir önce o eli indir, sonra donunu topla.
    0 ...
  8. posta güvercini

    9.
  9. en ilkel haberleşme yöntemlerinden birinde kullanılan güvercin türü. güvercinin bacağına kağıdı bağlar, yollarsınız; adı üstünde postacı güvercin, tabi yol iz falan biliyor; adrese teslim.

    tabi daha pratik haberleşme yöntemleri çıkınca kendisinin modası geçmiş, kümesinde ölüme mahkum edilmiştir. yarak edilmiştir! türk zekası işte, yeni dönem haberleşme aracı olan telefonu güvercinin sırtına yapıştırınca bambaşka bi' şey olmuş. türk zekasından postmodern bir buluş: telefonlu güvercin ya da güvercinli telefon.

    http://www.hurriyet.com.t...ndem/10522786.asp?gid=229
    0 ...
  10. enderun sevgiler

    276.
  11. anneni mi daha çok seviyorsun yoksa babanı mı

    92.
  12. israil in yaptıklarını gördükçe hitleri sevmek

    10.
  13. ırkçılığı sevimli kılmak için çabalamaktır. başka bir sikim değildir.
    0 ...
  14. müslüman gençlik

    2.
  15. hüseyin üzmez'in tahliyesini protesto etmek için stand açan istanbul üniversitesi'ndeki kız öğrencilere sopalarla saldırmış gençlik...

    dünyevi işlerden ellerini ayaklarını çekmiş; mükemmele yakın, hatta mükemmele yarak pardon ramak kalmış derecede karakter sahibi, kendilerine çizdikleri yolda emin adımlarla ilerleyen genç bakıştır, siyaset meydanıdır.

    kendileri solun sağında, sağın sol alt köşesinde kendilerine ait 90 metrekare dublex denize nazır, yemeği hazır bir yer edinmişlerdir, pinekler dururlar; kimi zaman uyurlar. her biri biraz ahmet hakan, biraz necip fazıl, biraz ismet berkan birazdan...

    kendi kardeşiyse mağdur pedofil düşmanı, elin karısı kızıysa üzmez, üzülmez, üzülmez ibrahim, abraham lincoln. kahvehane köşelerinde pinekleyip, namaz kaçıran ya da kaçırmayan, kız kaçıran ya da allahın emri peygamberin kavli ile bekaret bozan, gusul abdestsiz dolaşmayan ancak sürreal alemde tecavüzcü çoşkun'un tek varisi, özürlü oğlu, pardon engelli, yok yok özürlü.

    hep aynısı olmuştur; midem bulanınca yazımı yarıda keser atarım...
    4 ...
  16. mastürbasyon çekmek

    1.
  17. 19 yıl köyde yaşadıktan sonra bir anda kendini büyük şehirde bulan kişinin yaptığı eylem. bir yanı köyde kalmıştır, bir yanı şehirli olmuştur. ''bakar mısınız, mınıza koyabiir miyim?'' cümlesiyle eşdeğerdir.

    -geçen bi masturbasyon çekmişim.
    3 ...
  18. adli tip kurumu na haftada 120 cocuk getiriliyor

    1.
  19. istanbul üniversitesi (iü) cerrahpaşa tıp fakültesi adli tıp ana bilim dalı öğretim üyesi doç. dr. coşkun yorulmaz'ın çocuk istismarının ne boyutta olduğunu anlatan sözleri.

    getiriliyor efenim malesef. benim güzel halkım, ülkemin güzide insanı kendini dogmalardan arındıramazsa -ki bu dogmanın türkiye'deki oranı %98'lerle ifade ediliyor- 120 çocuk da gelir adli tıp kurumu'na, 1200 çocuk da. lan kafasını yardığım, çocuk lan bu! adı üstünde çocuk. bu lavukları ikiye ayıralım ki, anlaşılması daha kolay olsun efenim.

    evlenmemiş pedofil:

    mahalle kahvesi gencidir. dini ona ''evlenmeden olmaz''ı emir buyurmuştur, keza karşı cinse de aynı emir buyrulmuştur. adam 25 yaşına kadar -ki bu birey 14 yaşından itibaren masturbasyon çekmeye * başlar- ancak elini düzebilmektedir. bunun için erotik filmlerdeki cillop gibi hatunları, kliplerdeki fıstık gibi dansçıları rakı keyfine meze yapar. sokakta gördüğü güzel hatunları hayal edip hayal dünyasında tecavüzcü coşkunculuk oynar. sevgilisi elini tutturur, sol memesini elletir ama sağ memesini yalatmaz, bacaklarını okşatmaz. ama bu genç dinin gerektirdiği gibi karşı cinsi sikmekten beter ama çükünü kukuya monte edemez. hava sıcak, bi' cafeye oturup buz gibi bir kola söylediniz; garson buz gibi kolayı getirdi, bir yudum çektiniz; aldı götürdü. göt gibi ortada kalırsınız. kolanın o serinletici enfes tadı damağınızda kalır. işte bu durum da o hesap, adam sol memeyi elleyebiliyor ama ''evlenmeden olmaz'' dangalaklığı yüzünden kukuya ulaşamadan kalıyor. garson kolayı götürünce gider bi' bakkaldan 2.5 litre alır kafaya dikersiniz, bu genç de gidip çoluk çocuğa bulaşıyor. neden? çünkü çocuk acizdir, korunmaya muhtaçtır, kendini koruyamaz; '' bunu birine anlatırsan anneni öldürürüm'' der genç ve çocuk çok sevdiği annesi için ebediyen susar; sadece bilinçüstü elbette. tüm bunlardan sonra bu genç annesinin beğendiği biriyle evlenir. yaşadığı bu gençlik yüzünden evliliği de mide bulandırıcıdır. gençliğinde bilinçaltına ittiği şiddet ve vahşet duygusunu ortaya çıkarır. karısını döver, karısına tecavüz eder. gibi gibi gibi. madem evlendirdik, diğer karakterimize, mahalle kahvesi amcamıza geçelim.

    evli pedofil:

    mahalle kahvesi amcasıdır. kahvenin ön bahçesinde pinekleyip iki namaz arası, batak arkadaşının kahvenin önünden geçen kızını keser. gençliğinde ortaya çıkmış cinsel kaos burda da kendini gösterir. önce kahvenin tuvaletine gidip osbir çekmeyi düşünür, sonra vazgeçip evdeki karısını düzmeye karar verir. hayallerine 1.80 boylu, güzel mi güzel, bakımlı mı bakımlı bir eş koymuştur bile ev yolunda. lakin eve girdiğinde gerçeklerin farkına varır. daha karısı ne olduğunu anlamadan karısını yatak odasına sokar ve donunu sıyır. aman allahım! karısının bacaklarındaki kıllar kendi bacak kıllarından daha siyah ve büyüktür. bir an tiksinir, sonra kafasını yukarı çevirir; çirkin, bakımsız, kıllı bir surat. kadını yüzüstü yatağa atıp kafasını yastığa bastırıp dövercesine düzer karısını. gözlerini kapatır ve altında acıyla ve nefretle inleyen kadını paris hilton olarak hayal edip işine bakar. lakin gözlerini her açışında aynı sahneyle karşılaştığından istediği hazzı alamaz. o zaman karısından biraz daha temiz, biraz daha bakımlı olmasını istesin diyorsunuz değil mi sizde benim gibi? olmaz, o zaman karısı orospu(!) olur. bunların sonucu olarak ortaya çocuk istismarı çıkar. kendini dadmin edecek başka yollar arar. bu da kendini korumaktan aciz olan çocuktur. ekstra bilgi olarak bir de ''ya da'' ekleyelim; ya da gider tamamına orospu gözüyle baktığı (çünkü onlar önüne gelenle -aslında istedikleriyle- yatanlardır) turistlere tecavüz eder*.

    yol gösterenleri 9 yaşında bir kız çocuğunu koynuna almıştır, 14 yaşındaki bir kıza tecavüz etmek dinlerinin gereğidir, yaparlar. acizlik acizin acizliğinden faydalanarak başlar efenim. ha ülkem pedofillerinin bilmedikleri bir yöntem daha var efenim; günaha girmemek için becereceğiniz kızla tek günlüğüne imam nikahı kıyarsınız, düzer, boşalır, ''boş ol boş ol boş ol'' dersiniz olur biter. birçok arap ülkesinde çok popüler olan bir tekniktir efenim bu, pek yakında türkiye semalarında...

    saygılarımı sunar, hüseyin'i üzer, üzmeyeni de fifti sentle düet yapmaya zorlarım.
    2 ...
  20. ust kesimin chp yi desteklemesi

    0.
  21. deniz baykal'la beraber chp'nin politikasını halkçı tabandan elitist, laikçi tabana kaydırmasındandır. zaten bu yüzden %25'in üstünü göremez chp.
    1 ...
  22. allah

    258.
  23. eskiden çoktu şimdi bitane. çok değişken meret, şekilden şekile giriyor.
    4 ...
  24. ayak fetişizmi

    30.
  25. istanbul un en güzel semti

    78.
  26. izmirlilerin bol bulunduğu herhangi bir semt olabilir.
    1 ...
  27. arjen robben

    517.
  28. diz kapağına kadar görünen bacaklardan erekte olan bilmem kaçıncı nesil ergen yazar.
    6 ...
  29. 10 ekim 2008 goran bregovic izmir konseri

    1.
  30. 4. balkanlılar halk oyunları festivali kapsamında, izmir'de gerçekleştirilmiş müzik kutusu.

    goran bregoviç gelir de gidilmez mi? goran bregovic lan, ayağına kadar gelmiş, gideceksin tabi. ulema, cühela ve ehli dubara; ehli namus, ehli işret ve erbab-ı livata rivayet ve ilan, hikayet ve beyan etmişlerdir ki*; goran bregovic konserine gitmek büyük sevap; cennette dublex villa veriyorlarmış didiler, biz de kalktık gittik.

    kültürpark açık hava'da (izmir enternaysonal fuarı'nın içindedir) müzik ziyafeti var hevesiyle adımlarımızı hızlandırdık fuar girişinde. gençlik ateşimizin çeşitli dayatmalarla kısıtlandığı şu günlerde 7 cihana nam salmış sofranın tadı daha fuara girmeden damakları ıslatmaya başlamıştı. emin adımlarla ilerlerken sofrada kendimize yer bulabilme ihtimalimiz, döndüğümüz her köşeden sonra artan insan sayısıyla biraz daha düşüyor, vucut bu durumu nefes darlığı ile betimliyordu. konserin yapılacağı yere geldiğimizde, kapı girişinde toplanmış kalabalıktan sıyrılıp giriş için dizilen insan kuyruğunun sonunu aramaya koyulduk. kuyruk acısı çekmenin o durumda bir tevriye örneği olduğu kurşun geçirmez bir gerçekti. bir yarım bir de çeyrek kilometre yolu yürüdükten sonra kuyruğun sonunu bulmuş olsak da, konsere giremeyeceğimizi gördüğümüzden ağlamaklı olmuştuk. epi topu 5 bin kadar insan alabilecek bir anfiye 10 binden fazla niyetli insan görünce, üzülüyor olsak da mağlubiyeti kabullenip savaştan vazgeçtik.

    savaş yorgunluğunu atmak için savaş alanından bir an önce uzaklaşmamız farzdı. zira gelecek her tıngırtı bize bir darbe daha vurmuş olacaktı. kendimizi bir meyhaneye attık; şaraplar geldi, acemi aşcının içini pişirmeyi beceremediği etlerden tattık. konser başlamış, insanlar gerçek ziyafetin tadını çıkarıyor olmalıydı; bu düşündükçe yediğimiz lokmalar boğazımda kalıyor, şaraplar kadehten yağmur olup yüreğimize yağıyordu. belki kazanırız diyerek belki de yenilen pehlivan güreşe doymaz atasözünü motto yaparak savaş alanına geri dönme kararı aldık. biz vardığımızda diğer askerler sofraya ulaşmak için kalenin kapılarını zorlamış, hatta bir kapısını kırmayı başarmış lakin kapı ağzında güçlü bir savunma hattıyla karşılaşınca emellerine ulaşamamışlardı. çetin kapışmalar sonucu birkaç kişi yaralanmış, kendi kendilerine söylenir olmuşlardı; kim bilir belki de bundan 10 yıl sonra savaş sonrası üzerine yapılacak bir psikoloji filmine konu olacaklardı.

    tatlı dil yılanı deliğinden çıkardı ve sofradakilerin bir kısmı tüketildikten sonra, bekleyen biz dilenciler içeri alındı. sofranın şefi, aşçıbaşı, sofranın başında duran kıvırcık saçlı, beyaz elbiseli adam olmalıydı. görünüşü heybetli olmasa da, kurduğu sofradan ne kadar meziyetli biri olduğu belliydi. işte müzik ziyafeti dedik, bir ondan bir ondan diye daldık kalabalığın içine içine. şarkılara eşlik ettik, yarenimle karşılıklı raks ettik. aşçıbaşının meziyetli elleri kendimizden geçmemize sebep olmuştu doğrusu, neler yapacağımızı biz bile kestiremiyorduk. 7 cihana nam salmış bu şefi izmir'e getirmeyi başarmış olanlar neden daha büyük ve daha rahat edebileceğimiz bir sofra kurmamıştı anlam veremedik. bu en başta şefe yapılmış bir hakaret, bir saygısızlık değil miydi? bunları çok fazla düşünmenin anlamı yoktu, bu sofra ortadayken yapmamız gereken her şeyin tadına bakmaktı. zaman ilerliyor, kimse bu ziyafetten kalkıp da o ruhsuz eve geri dönmek istemiyordu. lakin son kervanın kalkmasına az bir süre kalmıştı ve başka kervan da bulunamayacağından; bulunsa bile çok fazla filuri ödenmek zorunda kalınacağından ziyafetin son kısmını mecburen feda edip sofradan kalktık. yol boyunca tadını damağımızda hissettik yemeklerin, sofraya konan son yemeğin, kalasnjikov'un tadına bakamasak da ederlezi, mesecina moonlight, venzinadiko gas station gibi tatların zevk-i sefasını sürmüştük.

    ziyafet hala gözümün önünde, tatlar hala damağımda. aşçıbaşına teşekkürlerimi sunmaktan başka ne gelir elimden.

    görenler, bilenler bilir; (bkz: topcu birliği)
    1 ...
  31. 2008 2009 uefa sampiyonu galatasaray

    9.
  32. kadın

    242.
  33. ir lutuf, bir aykuttur kadın, tıpkı erkeğin olduğu gibi. erkek kadına armağandır, kadın erkeğe. erkek kadına muhtaçtır, kadın erkeğe; doğası gereği.

    tanımımızı yaptık, asıl anlatmak istediğimiz konuya gelelim; kadın hakları, sorunları gibi gereksiz, önemsiz, basit konular(!) bahsetmek istediklerim. şöyle bir satır da boşluk bırakalım ki, okunabilir olsun.

    aslında kadın sorunları denen şey yoktur; insanlık sorunları vardır. şu ulu varlıkların yaşadıkları kendileri ile ilgili problemler değil, insan olanın problemlemleridir. elbette bu sorunlardan bahsederken bu konuda belli bir birikime sahip olmak gerekir, yeterli derecede eğitim almak gerekir. zaten cevap değil midir her soruya eğitim? bilinçsizce kadın haklarını savunmak kadar yanlış bir davranış olabilir mi? sen hala ''saçı uzun aklı kısa'' bilmemnesini kullanıyorsan olmamışsın demektir.

    kadın haklarının savunulması, fenizmden öte insanı bir yaklaşımdır. bu sorun üstünlük sorunu değildir. kadınların erkekler üzerinde egemenlik kurma anlayışı değil, yaşamsal eşitliktir.

    kadına sırt dönme mavzusu, kadının ''öteki''leştirilmesi mevzusu özel mülkiyet ile ortaya çıkmıştır. bu döneme kadar anaerkil bir toplum olduğu bile söylenebilir. lakin bu dönemden sonra erkek egemen bir toplumun oluşması kadının ikinci plana atılmasına sebep olmuştur. bu süreçte kadına ve erkeğe farklı roller yüklenip toplum içindeki konumları farklılaştırılmıştır. bu durum sadece cinsel iş bölümüyle sınırlı değil, kadının kamusal alandan soyutlanması durumuna kadar varmıştır. yukarıda bahsedildiği gibi erkek egemen topluma geçişte erkek, "öteki"yle kendisi arasındaki sınırları kesin çizgilerle ayırınca erkek ve kadın arasında bir dikotomi yaratıldı. bir başka deyişle birbirini dışlayan keskin bir ikilik ortaya çıkarıldı.

    öncelikle erkek egemen kültürün ana maddesini cins ayırımcılığının oluşturduğunu ifade etmekte yarar var. kültür erkek egemen bir topluma göre uyarlandığı gibi, erkeklerin çıkarınların uygun biçimde şekillendirilmiştir. kadına, uysal, kabullenici, pasif, duygusallık giib özellikler verilirken; erkeğe, aktif, asi, yaratıcı, düşünen, yarışıcı özellikler aşılandırılmıştır. şöyle bir de örnek verelim; bir erkek duygusal davranırsa ana kuzusu, süt çocuğu gibi söylemlerle karşılaşırken; kadın özgürce davranırsa erkek fatma gibi söylemlerle karşılaşır.

    kadın ve erkek arasındaki eşitsizliği gidermek belki de geleceğin toplumunu yaratmada aşılması en temel ve en zor sorundur. hatta bazı sosyalistler bile sosyalizm rejiminin de bu durumu ortadan kaldıramayacağını düşünmektedir. eşitlikçi topluma doğru ilerlemek için kadının yalnızca ekonomik olarak özgürleşmesi yeterli değildir. kadının politik arenada ve karar alma mekanizmalarında da etkin olması gerekir. bunun için toplumsal projelerin her yapı taşında köklü bir hazırlık yapmak gerektiği açıktır.

    kadın ve erkeğin dünya katında yeri aynıdır. ne bir eksik, ne bir fazlası vardır birinin diğerine. bu konuda erkekler biraz olsun, egemen olma düşüncelerinden sıyrılmalı, bu dünya'nın iki cinse de yeteceğinin farkına varmaldır.
    0 ...
  34. okunacagini bilsem uzun entry yazacagim

    1.
  35. tam uludağ sözlük'ü özetleyen biraz isyan biraz da üzülme efekti barındıran cümle. bakınızdan oluşan bir sözlüğe uzun entry yazmak niye? zaten yazsan da okunmuyor arkadaşım. sırf bu yüzden o uzun yazıları başka sözlüklerde yazıyorum, sen bakınız girmeye devam et.
    1 ...
  36. tuz ruhu çağırmak

    1.
  37. bazen annelerin davranışlarına akıl sır ermez. aile içi şiddettin benzersiz örneklerini de sunmakta üstlerine yoktur hani.

    - anne napıyorsun?
    + cuma temizliği. hafta sonu ev temiz olsun diye.
    - e peki çarşamba yaptığın neydi?
    + o hafta içi temizliği, evimiz pis mi olsun?
    - olmasın tabi de peki pazar yaptığın ne temizliği?
    + o pazar temizliği. böylece pazartesi ve salı ev temiz olacak.
    - peki senin bu temizliklerinin benim psikolojimde bıraktığı derin yara?
    + mikrop kapsan ölsen daha mı iyi?
    - en azından daha az azap çekerim.
    + git başımdan hadi daha salonu temizlicem. git yazı mı yazacan ne yazacaksan yaz.
    - önce tuvalete gitmem lazım, az işim var.
    + dur girme banyoya, tuz ruhu döktüm. bekle, birazdan temizlicem öyle girersin.
    - ruhani bir liderim aynı zamanda diyosun.
    + git başımdam, lafa tutma beni.
    - emredersiniz.

    annemin ruhani bir lider olması çok şaşırtmadı tabi beni; her insan annesini üstün bir varlık olarak görür zati. asıl kafama takılan tuz ruhunun adının neden tuz ruhu olduğuydu. en nihayetinde tuz ruhu insan için tehlikeli bir asit. azrail tuzu olabilirdi pek tabi ismi; ölüme yol açabilecek kadar tehlikeli olması nedeniyle. sonra uçucu olmasından böyle bir isim edinmiş olabileceğini düşündüm bu metafiziksel ismin.

    niyetlenmiş bir akıl nelere kafa yoruyor! ruh çağırmanın bir çağrışım bakınızı olarak kendini çağrıştırması ile bu metafiziksel ismin nereden geldiğinin sonucuna varmam arasında geçen süre 3.5 ışık yılı bile değildi halbuki. peki ya tuz ruhu çağrılabilir miydi? ruh çağırmak gibi elzem bir meslek edinmiş 45 yaşındaki yaşındaki menopoz teyze acaba tuz ruhu da çağırabilir miydi? hemen bir fizibilite raporu istedim kaleci antrenörümden. iki güne kadar hazır olacağını söyleyince sinirlendim, muhasebeden çıkışını almasını söyledim. yıllardır yanıma çalışan, sağ koluma çıkış parası vereceğim hiç aklıma gelmemişti. üzüldüm biraz. ama şimdi düşünmem gereken çok daha önemli bir konu vardı. tuz ruhu çağırabilecek kadar becerekli, ileri derecede ingilizce bilen, netsis'den anlayan bir falcı bulmam gerekiyordu. elbette vereceğim maaş da aradığım kriterler kadar görkemliydi. birkaç kişi geldi gitti; kiminin saçını beğenmedim, kiminin etnik kimliğini, kiminin ayak bileklerinin kalınlığını.

    sonra valide sultan kapıyı çaldı, tuvaleti temizlediğini ve artık rahat rahat sıçabileceğimi belirtti. üstümden çok büyük bir yükü aldı canım annem. benim ruhani liderim.
    0 ...
  38. denize girilen hasemanin cekmesi

    1.
  39. islamiyete göre caiz olan haşemanın günah olmasına sebep olur. haşema çekince hatunun bütün vucut hatları ortaya çıkar, seksi görüntü görenleri yakar. mayo günah, erkekleri fitneye teşvik ediyor derken haşemanın tüm vucudu gözler önüne sermesiyle ortaya kabir azabı çektirecek bir mevzu çıkar. kıç yanakları görünür, meme uçları haşemayı delmeye çalışır, ayva göbeği kendini sergiler.

    şu sırarlar tatil yapan tarafsız cumhurbaşkanımızın biricik karısı hayrunisa gül'ün tatil yaptığı aklıma geldi de, meme ucu(!) kıç yanakları(!) ayva göbeği(!) yok yok allah korusun. korur zaten dininde imanında insanlar bunlar.
    0 ...
  40. sopa bulamayan annenin cocugunu pirasayla dovmesi

    1.
  41. annenin annelik vasfından yararlandığının en önemli göstergesi. çocuğun yediği dayağa göre annenin elinin hamaratlığını da öğrenmiş oluyoruz. ayrıca nimetle şaka olmaz.
    2 ...
  42. hande yenerdi de demet doping kullanmış

    1.
  43. hande yener ve demet akalın arasındaki atışmayı yorumlayan magazin manyağı söylemi. bunu söyleyeni bulursam havaya dikip gelişine mala vurcam.
    1 ...
  44. havaya dikip gelisine mala vurmak

    1.
  45. abazan erkek eylemi, ''vur dedik öldürdün''ün ün en güzel örneği.
    1 ...
  46. bozuk cd yi okutmak icin eve hoca cagirmak

    1.
  47. en ufak çizikte okunmayan sikindirik cd'lerin nasıl okunacağını bulduğunu iddia eden kişi önerisi. iki okusun üflesin bak nasıl çalışıyor. yalnız cd'nin içindeki pamela anderson'sa çok günah, bunu yapmayın. biraz önce diyaneti arayıp sordum öyle didiler.
    3 ...
  48. karsidakinin kuyusunu kazarken su bulmak

    1.
  49. kötülüklerin bazen iyilik doğurduğunu gösteren örneklerden biri. arseniksiz olduğuna da iddiaya girerim; iddiayı kazanır suyu belediyeye satarım.
    1 ...
  50. başlık parasıyla kimyasal silah başlığı almak

    1.
  51. akıllı gelin babası eylemidir. ee malum savaş yakın, baba da akıllı; başlığın savaş zamanında iyi para edeceği de kesin. bir savaş anında yıkılacak piriketten ev almaktan daha karlı bir yatırım.
    1 ...
  52. hincal uluc fulari

    5.
  53. hıncal uluç'un o dillere destan gülüşünün tamamlayıcısıdır, vazgeçilmez aksesuarıdır. kimi zaman hıncal uluç'un kendi kendinin ümüğünü sıkmaya çalıştığını düşündürecek kadar da sıkı bağlıdır bu fular. hatta kimi zaman hıncal'a sinirlenip ''ulan şu fularından tutup tavana asmak lazım bu pezemenki'' bile deriz. her seferinde farklı renklerde karşımıza çıkan, gökkuşağının parlak renklerini simgeleyen bu fular, mozambik'te varlığını sürdüren fulari kabilesinin baş terzisi fulliye tarafından özenle dikiliyormuş. ben öyle duydum.

    img.mynet.com/ha3/h/hincal_uluc.jpg

    img.blogcu.com/uploads/muratsahin123_hincal_uluc.jpg

    site.mynet.com/fenerbahcem2301/mynet_resimlerim/hincal.jpg

    bp3.blogger.com/_dw_Xjkb2OdE/R6HH0pXGrAI/AAAAAAAAAPY/ZQGr-pFQOeE/s1600-h/Hincal_Uluc.jpg
    0 ...
  54. usain bolt a kapkac girisiminde bulunan kapkacci

    1.
  55. tahminen beyoğlu'nda takılır. beyoğlu'nda şişman almanlar kendisini kesmemiş olmalı ki fantastik bir eyleme niyet etmiş, sonu hazin olmuş yazık kapkaççıdır.

    ''o 8 atleti geçiyor ben bütün istanbul emniyetini arkamdan koşturuyorum lan'' diyerek 100 metre finalinden sonra hemen pasaport ve vize işlemlerine başlamış, 200 metre finalinin akşamında pekin sokaklarında alışveriş yapan usain'in peşine düşmüştür. en uygun zamanı kollayıp ince işçilik örneği gösterip usain'in cep telefonunu araklamak isterken usain'in ezik kapkaçcımızın vucuduna değmesiyle titreşimleri hissedip irkilmesiyle olay vuk'u bulur. ani bir hareketle cep telefonunu çeken kapkaçcı ''i love you jamaika'' diyip hareket çekerek tabanı yağlamıştır. usain kendisine bilerek 40 metre avans verip sprinterliğini ortaya koyarak 150 metre ilerideki karanlık sokakta cep telefonunu alıp bayrağı eline vermiştir. evet evet usain bolt 1.96 boyunda kaslı bir izbanduttur. zaten kapkaçcının fantastik davranışının hazin sonu da bundandır. kapkaçcı bundan sonraki hayatını yine beyoğlu'nda geçirecektir ama kapkaçcı olarak değil...

    (bkz: yazık lan)
    5 ...
  56. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük