Alenen her yerde karşımıza çıkan hatun kişisi.
Farklı olup dikkat çekmek dışında bir amacı olduğunu sanmıyorum.
Ailesi de paralı, çocukları para ile özelde hukuk okutuyor.
Birileri de çıkıp ya bunlar nasıl girmiş bu fakülteye diyor ya çıldırıyorum. Sanki iyi bir devlet üniversitesini kazanmış adam.
Maalesef para olunca herşey oluyorsun. Keşke bizde de yurtdışındaki bazı üniversiteler gibi özele para ile değil mülakatla, kabul görüşmeleriyle puanlar arasından en yüksekler çağırılarak alınsa ama o gelişmişlik seviyesine gelebilmesi ülkenin 20 yılını alır nereden baksan.
Fizik, kimya ve biyolojidir. Bunların işsizliği yetmezmiş gibi bir de kpss ile ya öğretmen ya vergi müfettişi yapılmak suretiyle gerçekten bu eğitimi almış suçsuz günahsız binlerce insanın da önü kapatılmakta.
Yazık değil mi sıralamada en az 100 bin önüne geçmiş öğretmenlik mezununa. Onun suçu ne şimdi?
Aslında formasyon önlense öğretmenlerin de önü bal gibi açılacak.
Hayır madem bunlar akademisyen olmak istemiyor kapat bu bölümleri. Sonra neden bilim adamı yetişmiyor?
Sen bilim adamı olması gereken adama öğretmenlik, memurluk yolu açarsan olmaz tabii.
Biyoloji mezununun vergi takdir komisyonunda işi ne mesela ? Ama var maalesef her yere giriyorşar saçmalardan seçmeler işte.
işsizliği körüklemekten başka bir işe yaramıyorlar yemin ederim.
Eksileneceğini bile bile 10. Köyden giri giriyorum saygılar.
Partizan'dan ve milli maçlarından bildiğimiz Sırp basketbolcu. Bir de Fenerbahçe Ülker'den. Goran dragic'in önlenemez yükselişi gibi bir yükseliş bekliyorduk ama olmadı.
Kendisini kanlı canlı görmüş biri olarak adamın aşırı orantılı bir burna sahip olması kalmış nedense aklımda.
Eğitim bilimleri ile aynı değerde olduğu sanılmaması gereken bir sınavdır. Genelde öğretmenlikle karıştırılır ve alandan giriyorum dediğinizde de düz memuriyet sanarlar bence o nedenle bu sınavın alan öğrencileri için olan kısmına başka bişey denmeli artık. Çünkü öğretmen olmak ile bakanlıklarda uzman ya da müfettiş olmak arasında uçurum vardır bana kalırsa. Dolayısıyla çok elemelerden geçer bu arkadaşlar. Kendi lisans bölümleri hariç minimum 3 lisans bölümünden daha sorumludur. Hem bir hukukçu kadar iyi hukukçu hem maliyeci hem muhasebeci hem iktisatçısınızdır bu yola girdiyseniz. Sgk denetmeni filan istiyorsanız tabi başka bölümlerde de uzmanlaşmanız lazım. Yeter mi? Yetmez tabii devlete nitelikli eleman olacaksınız boru mu yetmez efendim. Kurum sınavlarına katılırsınız kpss barajını geçince. Bazıları klasik yapılır ve kpss'den daha detaylı bilgi istenir. Ama o da yetmez. Mülakatta da bu sınavda kullandığınız bilgileri sözlü olarak hatırlayabilmeniz istenir sizden ve alanınız dışında da bir soru gelebilir buradan. Ve geçtiniz diyelim. Yeter mi? Gene hayır. Bir alanda uzman olmak öyle kolay mı? Üç sene girdiğiniz kurumda hem iş öğrenir hem yeterlilik sınavlarına girersiniz. Yani yine garantiniz yok. Bu sınavlardan 70 civarı almak gereklidir ki başarılı olunabilsin. Üç yılın sonunda başarısız oldunuz diyelim düz memuriyet bekler sizi 657 ye tabi olmak var işin ucunda. Başarılı olursanız elleri öpülesi bir insansınız. Çok zorluk çektiniz ama gayretiniz neticelerini vermeye başladı bu evrede. Kendi mesleğinizi icra edebileceğiniz belki de tek yerdesiniz.
Bizim uzun zamandır alt katımızda bekar yaşayan bankacı genç taşınınca mağruz kaldığım ve öncesinde hep "yok artık" dediğim aşmış olay.
Bir de bekar yaşayanlara laf ederler fakat bir kez olsun enstruman sesi dışında ses duymamıştım senden ne iyi bir abiymişsin sen öyle.
Bu çift yeni evli de değil iki çocuğu var biri on biri iki yaşında.
insan çocuklarından utanır bee diye bağırasım geliyor çoğu zaman.
Gece uykumdan uyandırdı bir gün ve başta ne olduğunu anlayamayıp çok korktum çünkü eşyalara çarpma seslerini işittim ilk, sonra malum sesi duyunca psikolojim bozulup uyuyamadım.
Gündüz azman çocuklarının bağırma sesleri gece bunların sesleri.. Burdan bütün evli çiftlere sesleniyorum biraz apartman kültürü edinin ya da köyünüze dönün herkesin bir özel alanı var bu nedir ya?
ilk yıllarımda bana bir kaç kez denk geldiği için başlarda bölümü sevmeme nedenimdir. Anlatımı çok sıkıcıdır. Slayttan okur geçer. Çoğu zaman anlayamazsınız ne dediğini. Bunlara rağmen sınavda alasını sizden ister. Aslında dersleri zevkli ve kolay derslerdir. Bir mali hukuk değil bi tvs değil bi igv gibi hem anlaması hem anlatması zor şeyler değildir ama yine de kitaptan okumayı tercih eder kendisi.
Arkadaş grubumuzda bazılarımız okuyor bazılarımız iki yıllık filan bitirip bir yerde çalışmaya başlamışlar. Her ay toplanıyoruz düzenli olarak. Çalışan sanıyorum 2 kişi var şu an aramızda. Benim kendi çevremde de 4 ü geçmez sanıyorum. Ofis çalışanları olmaları ortak özellikleri bunların. onlar yokken aramızda süper eğlenceli muhabbet döndürüyoruz. Ne zaman ki çalışan bi iki kişi geliyo müşteriyi aradım şöyle dedim patron geldi bana böyle dedi minvalinde bayık bayık muhabbetlerle ortamın içine ediyorlar. Buradan herkese sesleniyorum. Bakın, ilginç meslekleriniz olur, değişik vakalar görürsün, ilginç davalara bakarsın, öğrencinin yaptığı komik şeyleri anlatırsın kabul. Sabaha kadar dinlerim. Ama bayık ofis muhabbetlerinizi sohbet ortamına taşıyınca çok bayağılaşıyor o ortam. Yapmayın. Gidin kendiniz gibi sıkıcı iş arkadaşlarına patronunuzdan ahkam kesin vs. Evlat olsanız sevilmezsiniz şu muhhabetinizle yemin ediyorum. Biraz okuyun, ufkunuzu açın, sabah iş akşam ev insanı olmayın lütfen ya!
Ticaret hukuku dersi ile bana hukuku sevdirmiş hocadır ki öncesinde borçlar hukuku, hukuka giriş, ticaret ile eş anlı olarak da medeni ve vergi hukukunu almaktaydım.
Fakat milat benim için Zekeriya hocadır. Dersine düzenli gidip not tutarsanız inanılmaz faydalı olur, ticaret hukuku demeyin hukukun çoğu kavramını ben bu derste benimseyip anladım.
Şu an mezunum ve bakanlık sınavlarına kendisinin notlarından çalışıyorum.
Elbette değişiklikleri de kontrol etmek lazım her sene kanunlar değişiyor fakat kendisi kadar güzel anlatanı bu alanda şahsen görmedim.
Bir de çok kalabalık bir ortamda ders işledik, amfide 300 kişi her ders olurdu.
Bir keresinde cenazesi için gelememişti ki yanılmıyorsam annesini kaybetmişti hocamız.
O hafta ders olmadı. Ertesi hafta akabinde derse gelip "neden ders olmadı biliyor musunuz? bu kadar kalabalık sınıfa anlatacak kişi bulamadık" demiştir.
Bir de kendisine ders esnasında saygısızlık edip, arkasını döndüğü an patır patır çıkan o güruha sinir olurdum.
Kendisi de sinir olmuş olacak ki "şu gördünüz kanunu -ki iki tuğla kadar vardır- çıkan arkadaşlara fırlatma" vaadi verdikten ve dersten çıkan birine hiç beklenmedik anda dönüp "nereye gidiyorsun?" sorusunu sorması ve kızın o anki dumuru sonrasında sınıftan kimsenin çıkamaması da efsanedir. Tabii ki kanun fırlatma eylemi hiçbir zaman olmadı ve latife yaptı fakat tavrı bile ayrı otoriteydi.
Dersi bittiği an, Yine dinleme fırsatım olsa da dinlesem dediğiniz çok büyük bir değerdir.
Hayvanları sevmeyen insanı da sevmez sözünü akla getiren beyan. Bakmayın siz Suriyeli filan dediğine. ikisini aynı kefeye koyabildiğine göre insan sevgisinden de yoksun olması olası.
Hayatında kaç tane suriyeliye yardım etmiş sorarım kendisine?
Benim en sevmediğim tek öğretmenimdir. Sınıfta herkesi yalakalık derecesine göre ayrıma tabii tutardı. Bazı öğrencilerin velileri bu kişiye hediye yaparlardı ya da satın alırlardı.
Benim annem çalışan bir kadın olduğu için hiçbir zaman böyle yalakalıkvari boş işlerle uğraşacak vakti olmadı.
Dolayısıyla ben ayrıcalıklılardan biri değildim.
(Ayrıca her yıl para toplayıp altın bilezik alma olayımızı da hiç anlayamamışımdır.)
ilkokul ikinci sınıftayken etüt öğretmenimle beraber sınıf öğretmenime şiir yazdık. Renkli mukavaalarla süsledik. Çok da güzel olmuştu. Emek vermiştik, özenmiştik.
Ertesi gün götürdüğümde öğretmen panoya bile asmadı.
Aynı şiiri ayrıcalıklı öğrencisi düz kağıda kurşun kalemle eciş bücüş bir yazıyla yazmıştı onu astı.
işte tam olarak o zaman bitti gözümde. çocuk aklımla, daha ikinci sınıfta yalakalığın statükosuyla tanıştığımda.
Sonra da hiç sevemedim kendisini.
Aradan yıllar geçti, üniversiteye giriş yılımda arayıp ne yaptığımı, kazanıp kazanmadığımı sordu tanımamazlıktan geldim ve suratına kapattım telefonu.
Üzerimde en çok etkisi olan öğretmenlerim ortaokuldaydı. O zamanlar müzik cdlerimizi takas ederdik, geziye seyahat ederdik, kimi zaman kitabını, kimi zaman yabancı gazeteleri getirirdi okumam için bazı branş öğretmenlerim. Tıpkı büyük bir insan gibi hissederdim o zaman kendimi. Bugün de o zamanki gibi abla kız ilişkilerimiz devam eder, sinemaya gideriz, bazen kahve içeriz ama sınıf öğretmenim gibi çıkar ilişkisine bakan hiçbir insanla en ufak bir bağım olamadı ikinci sınıftan beri.
Haram olduğunu bilerek yalan söylemek,
Haram olduğunu bilerek kul hakkı yemek,
Haram olduğunu bilerek tecavüz etmek,
Haram olduğunu bilerek hırsızlık yapmak ile kıyaslanınca insana çok da koymayan bir durumdur.
Çok fazla özür dileyen insanlar. çünkü bu, o insanların günü gelince sizi çok üzeceğine işarettir.
Gerekli gereksiz herşeye özür dilerim diyen insandan gönül rahatlığıyla koşarak uzaklaşabilirsiniz.
"sen benim donuma kadar alırsın" bölümü. Özellikle karşı cinsle flört döneminde yaşanan bir argümandır.
Yanlış anlaşılma olmasın alırız böyle bir özelliğimiz vardır..
Çok insancıl bir öğretim görevlisi doç.dr. Ünvanlı hocamız. Kendisinin danışmanlığında olup şikayetçi olan insanlar vardı ki hala anlamam kendilerini. Bizim danışmanımız maillerimize bakmazken tolga hoca bütün maillerine dönerdi. Tezimizi tamamen kendi emeklerimizle yazdık zira hocamız araştırma yöntemleri dersine de girmeyip "kitapta herşey yazıyor, açın okuyun" demişti lakin tolga hoca bunları yapmayıp derslerine girer, sorularına yazardı ve ben çok kıskanırdım bu açıdan öğrencilerini. Benim de çok sayıda dersime girdi, kamu mali denetimi dersi de çok yararlıdır. Hem anayasa hukuku konuları hem de vergi müfettişliği, maliye uzmanlığı gibi konularda detaylı bilgi verir.
Kendisi mi zor yoksa dersleri mi bir türlü karar veremediğim tonton hocamız. Türk vergi sistemi ı-ıı ve vergi yargılama Hukuku derslerini çok zor geçtim kendilerinden. Baya baya çalışma istedi. Zaten kendisi tvs için "bu soruları anlarsınız hiçbir şeyde zorlanmazsınız" diye de iddia ederdi zira bir soruda bütün konuyu kapsayacak kadar detaylı şey anlattırırdı ama olsundu. Güler yüzü yeterdi.
Uludağ Üniversitesi mali iktisat bölümü hocalarındandır. Lisans, yüksek lisans, doktora eğitimlerini uludağ'da yapmış, uşak'ta öğretim görevlisiyken tekrar üniversiteye kazandırılmış müthiş bir insandır. Her dersine gidilmesi şiddetle önerilir zira kpss'ye yönelik ders anlatır ve çok da güzel olur.
okulu bitirdiğim yıl gelmesi kötü olmuş kendisinden çok az ders alabilmişimdir.
Öğrencilerini önemseyen hocalardan biridir. Derslerde çok güzel sorular sorar, isminizi öğrenir, klasik anlatıp geçen değil sizi de dersine katan konuya dahil eden bir tarzı vardır.
Uludağ Üniversitesi mali hukuk profesörüdür.
Dersleri en zevkli hocalarımızdan biridir.
Öğrenciyle iletişimi inanılmaz güzeldir. Daha dersinize girmeye başlamadan tanımanız mümkündür kendisini.
"arkadaşlar nasıl gidiyor ? Günde 8 saat çalışıyoruz değil mi ?" diye sorar sık sık .
Sınavlarında zorlayan fakat her konuda yardımcı olan bir tarzı vardır.
Anlattığı örnekleri somut bir olaya dayandırır, çoğunlukla güldüren ve akılda kalan şeylerdir bunlar.
Kısacası can adamdır .
Mensubu olduğumuz çerkes boyu . Bizim memlekette halen şapsığ ve kabardey mahalleleri bulunmaktadır ve sanıyorum en yoğun olduğu bölgelerden biridir. Onun dışında abhaz ,oset , besleney , çeçenlere de ülke genelinde az da olsa rastlamak mümkündür.
Kuzey ışıklarının özel ismidir. Daha doğrusu aurora borealis desek tam olarak ifade etmiş oluruz . Dünyanın en güzel manzaralarından biridir. Bir gün gidip görme hayali ile yaşama sebebidir.
Otomasyonu, ders çakıştırmaları, üstten ders verme şartlarından birinin de 2,50 ortalama olması gibi şeylerin dışında eğitimi gerçekten çok iyiymiş ben zamanla bunu gördüm. Ankara'dan 6 yılda mezun olmuş ve "çok zordu bizim üniversite" diyen arkadaşın bile irdelendiğinde bizim aldığımız eğitimin yanından geçemediğini görüyorsunuz.
idare hukukuyla ikisi bir olup insan hayatı nasıl kararıra yanıt olabilecek derstir. Çok fazla detay, çok geniş konular içerdiği için bir türlü bitmek bilmemektedir. Kişiler hukuku, aile hukuku, eşya ve miras hukukundan oluşur kendileri.
Beğenmediğim bir sestir kendisi. Tam bir ergen sesidir. Bu kadar tizleşince ses güzel olmuyor, kulak yoruyor. Ben baştan sona bir tane şarkısını dinleyemedim kendisinin. Abartılmış balon dedikleri o olsa gerek.