hayatımda ilk kez ciddi bir iş görüşmesi yaptım. görüşmeden çıktığımda kendimi harika hissediyordum. ama zaman geçtikçe, görüşmede yaşanan diyalogları hatırladıkça, ne kadar saçma cevaplar verdiğimin farkına varıyorum. süreç tam bir haftadır devam ediyor (evet hala dönmediler) ve farkındalığım gitgide artıyor. hatırladıkça utanıyorum, kafamı duvarlara vurasım falan geliyor. hayatımda bir olaya hiç bu kadar takılmamıştım.
ufak bir bilgi vereyim; stajyer pozisyonu için görüştüm. uzun dönemli bir işti. asgari maaş olacaktı ve türkiye'de işi öğrenip pişmem için daha iyi bir yer yok. orda iş bitirebilecek kadar kendimi geliştirirsem sektörde çok rahat yürürüm. yapabileceğime de inanıyorum, çünkü bildiğim ve sevdiğim bir iş. öğrenmeye çok açık olduğum bir alan.
olumsuz dahi dönüş olsa rahatlayacağım. (her türlü dönecekler) ama bu belirsizlik çok sinir bozucu.
geçen diyalogları buraya yazmak isterdim ama burda paylaşınca utanç seviyem en az 5 kat artar. kendime daha fazla eziyet etmek istemiyorum. :(
benim gibi saçı direkt makineye vurduran düz adamlara batan durumdur. hem işini 5 dakikada koyundan yün kırpar gibi halledecek, hem de 15 tl alacak. çok saçma. gider makine alır, kendim traş olurum o zaman.
Ten: bembeyaz
Sakal: orası karışık. Genden hafif sarılık var ama genel olarak koyu kumral, çenede 3-5 tane kızıl var. Ahenk içinde dans ediyorlar asdgjgfds
birtakım cahil çomarların kendi kendilerine gelin güvey olarak karşı saf oluşturdukları haberdir.
he amına koyim he. oldu olacak bi de "kürtçe; türk dilini konuşan insanların bağını zayıflatıp, ülkeyi bölmek için oluşturulmuş yapay bir dildir" deyin. bazen faşizan davranabiliyorum ama ben bile böylesine akıl sır erdiremiyorum. bu kadar faşist olabilmeyi nasıl beceriyorsunuz, anlatsanıza.
edit: bir tanesi kürtçenin dil olmadığını ima etmiş. boşa kürek çekiyoruz.
olgun ateist vardır. fakat yobaz insanlarla savaşmayı bırakmıştır. çünkü yobaz, yobazdır. bin kere de anlatsan anlamaz. sen anlattıkça kendisi daha da mantık dışı argümanlar üretir.
yobazlarla savaşabilecek kadar kanı kaynayan ve cahil bir tek ergenler olduğu için, ergen ateistlerin sesi fazla çıkmaktadır. bu nedenle de sadece ergenlerin ateist olduğu gibi yanlış kanılara varılmaktadır.
jack nicholson'ın oyunculuğu dışında hiçbir şeyi beğenmediğim film. kubrick'in açık ara en abartılmış filmidir. film çıktığı dönem razzie ödüllerine en kötü yönetmen ve en kötü aktris olmak üzere iki dalda aday gösterilmiştir.
kitabı okumadım ama stephen king'le boşuna tartışmamışlar demek ki.
karşısındakinin akit de olsa insan olduğunu unutmayan kişi eylemidir. tabii sosyal demokrat bir köşe yazarı öldüğünde akit paçavrasına ne sıçar, o ayrı bir mevzu.
yoksa her boktan "this isn't real" diye kurtulunan sci-fi action film mi olur amk... diğerleri zaten enayiydi, damara enjekte edilen sıvının neden olduğunu anlamıyordu.
adam her filmde parayı kırıyor. neden vazgeçsin? millet hala sinemada izlediği sürece sonu gelmez zaten bu serinin. adamın elinde başka bir fikir kalmadı çünkü.
türkçeyi tam anlamıyla öğrenmesi halinde hayatının geri kalanında sırtı yere gelmeyecek genç ve güzel yunan aktris.
kız daha 17 yaşında ve 80 milyon nüfuslu yabancı bir ülkenin televizyonunda, prime time kuşağının en iddialı yapımlarından birinde başrol kapmış. umarım işin ciddiyetinin farkındadır ve gerek yapımcı, gerekse menajeri tarafından acımasızca kullanılıp bir kenara atılmaz.
edit: tam anlamıyla öğrenmese de olur gerçi. en kötü meryem uzerli gibi konuşur zaten.*
ikinci sezonda baştan aşağı değişen oyuncu kadrosu ile beni hayal kırıklığına uğratan dizi. ilk sezondaki karakterleri hatırladıkça kendimi ikinci sezona daha da yabancı hissediyorum. hala çok kaliteli bir yapım ama artık true detective değil sanki, başka bir gerçekçi polisiye.
dördüncü bölümde kaldım. bitirmek istiyorum ama aylardır izleyesim gelmedi. belki de bir gün kafama esecek ve bütün bölümlerini silip, diziyi kökten terk edeceğim.
laf atma konusunda sıradan türk erkeği profilinden çok daha ötededirler. "sıradan türk erkeği" diyorum bakın. cımbızla gop'tan fikirtepe'den serserinin tekini alıp koymayın önüme.
ülkemizdeki siyasi bakış açısından yunanistan'ın tam tersi konumundaki ülke.
yunanistan ile nasıl kağıt üzerinde ve siyaset kaynaklı olarak düşman gibiysek, güney kore ile aynı şekilde kardeş konumundayız. yunanlar ile aramızdaki bağ sanılandan çok daha güçlü ama güney kore ile aslında o kadar da içli dışlı değiliz. kore'de bulunan insanların izlenimlerini araştırdığımız zaman beklenmedik hikayelere ve koreli görüşlerine ulaşabiliyoruz.
çoğunuz gibi güney kore'yi ben de severim, aynı şekilde yunanistan'ı da, fakat kore tarafının bizi aynı derecede sevdiğini sanmıyorum.
4.5 yıl önce abone olmak için attığım taklalar yüzünden ertesi gün gelip interneti bağlayacaklarının garantisini veremem ama çatır çutur indirmektedir ve yüklemektedir efenim. Gerçi o zaman Tellcom Superonline idi, şimdi ise Turkcell Superonline... *