sınırsız içki, sex, fındık,fıstık,cips,krem şanti,sıcak çikolota eşliğinde güzel bir yılbaşı kutlanacak mekan.. özellikle biz müslümanlar böyle mekanların olmasını talep ediyoruz.. çünkü artık bombalar, ölümler, savaşlar artık bunların olmasını istemiyoruz. yılbaşında biraz akalım, eğlenelim, çılgınlar gibi caddelerde sevişelim de millet gerçek islam neymiş görsün..
zıtların buluşması gibi bir şey bana göre.. en güzelle en çirkin.. peki nedir bu?
özellikle türkiye gibi bir yerde asosyal ve utangaçsanız kızlar hiç iplemiyor.. hafif yakışıklı olsanız bile siz depar atmadıkça siz mücadele vermedikçe kendi ayağı gelen ya ben sana bayılıyorum diyen kız sayısı çok çok az.. avrupa da asosyal de olsanız bir şekilde bu işler oluyor ama türkiye de biraz zor... bu fetiş türü sadece bana mı ait bilmiyorum ama kısaca anlatayım. burada şimdi kimse iğrenç ya gibi laflarla dürüstlük kasmasın hepimiz haftanın belirli günleri porno izliyoruz.. bu fetiş türünde güzellik ile çirkinlik bir aradadır.. örneğin acayip güzel bir kızın acayip çirkin bir adamla hunharca yiyişmesi gibi.. zaten psikolojik olarak diplerde olduğum için bu aşağılanma fetiş türü bana koymuyor.. yani bakıyorsun 20 li yaşlarında dünyalar güzeli bir kız. karşısında ağzında salyalar akan 50 li yaşlarında göbekli, tipsiz, kel hiç bir albenisi olmayan suratsız bir erkek.. hatta kız bu erkeğe aşık olmuşcasına adamın kölesi oluyor ya sindiremiyorum amk.. biz daha yakışıklı olmamıza rağmen bırak o güzel kızı türkiye de çirkin kız tarafından bile iplenmiyor terslenip hor görülüyoruz.... hal böyleyken o tipsiz herifin o güzel kızı resmen cinsel kölesi yapması, boynundan tutup her türlü pozisyonda acımadan inlettiği bir dünyada, en azından böyle bir hayata mahkum değilim cinsellik benim de hakkım deyip kendi kendimi aşağılamamdan zevk alır hale geldim resmen.. biz burada kızın resimlerine, videolarına bakıp tatmin olurken en tipsiz herif gelip kızı hunharca silkip atıyor..
değişik bir duygu lan.. hadi seksi erkekle seksi kız tamam da.. en güzel kızı çirkin adamların hunharca inletmesi hem sinir bozucu hem de zamanla bünyede bir fetiş haline gelmiş.. birde bazen kameraya ninhaha siz anca resmine bakarsınız ben burda kızı kölem yaptım oluum bakışı atmaları daha da bir aşağılanma etkisi.. galiba son cümle ile vermek istenilen düşünce tam yerine oturacak bu duyguyu fetiş unsuru haline getiren kafada yaratılan ani bir düşünce mesela söylediğim videodaki kıza aşırı aşıksınız gideri olan da birisiniz ve aynı semtte oturuyorsunuz.. bir gün cesaretinizi toplayıp ona aşık olduğunuzu söylediniz fakat kız sizi tersledi sonra başka bir gün kızı o en tipsiz erkekle hunharca yiyişirken gördünüz.. böyle hayal dünyaları gibi.... yoksa en tipsiz de olsanız bir geneleve gidip yine güzel bir kızla para karşılığı beraber olabilirsiniz..
çoğu çocuk allah a küfür etme düşüncesini içinden geçiriyor.. çocuklukta aşılanan bir takım yerli yersiz bilgiler bilinç altında öyle bir noktaya geliyor ki kişi ona kusur etmemek için aşırı saygı duyup bir taraftan da aşırı korktuğundan acaba yanacak mıyım gibi düşüncelerle çocukluğu bu korkular üzerinde gelişiyor... öyle bir noktaya geliyor ki çocuk düşüncenin varlığını reddeder duruma geliyor.. kişi, gelen küfürleri başka isme çekerek veya düşünce anında saçmalayıp o düşünceyi unutmak gibi yollarla vicdanen rahatlama yoluna gider.. bazı kutsal kelimeler o istemedikçe kötü şekilde aklına gelir.. bunun psikolojik bir sorun olduğunu da kabul etmez. durumu yakınlarına söylemekten de çekinir hoş nasıl söylesin ki... daha küçükken elimizi sobaya götürüp bak eziyet edersen allah böyle yakar diye büyüten bir zihniyete bunu nasıl söyleyebilir nasıl ifade edebilir ki... böylece obsesyon daha da karmaşık ve farklı psikolojik sorunlara neden olur.. bunda tabi ki çevrenin ve çocuğu yanlış yetiştirmenin etkisi büyüktür.. aslında obsesyonlar kısacası kişinin saygı duyduğu asla ''o'' olmaz dediği kişilere karşı geliştirdiği istem dışı düşüncelerdir.. 10-13 yaş arası çocuklarda % 60 oranında dini obsesyon sorunu var.. fakat bunların çok azı düşüncelerini paylaşıyor çoğu ise bu düşünceyi içinde yenmeye çalışıp kendiyle bir iç mücadele veriyor..
ne için peki? bize empoze edilen yalan yanlış saçma sapan kavramlar için.. bu, dünyanın her yerinde geçerlidir. ister islam, ister hristiyanlık, ister budist.... kişi, yaşadığı çevrenin en kutsal kabul edilen şeyi ile büyümeye ve onunla çocuk yaşta yanlış yönlendirmeler ile büyürse o kişi de kendi dininin değerlerine istem dışı düşünceler geliştirecektir.. din kavramı kendi başına bir bela.. gerek ruhsal gerek fiziksel her yanıyla zarardır..
dinden çıkma sebebim tabi ki o değil ama inançsızlık gerçekten özgür olmak demektir... siz özgür olduğunuzu sanırsınız fakat düşünceleriniz bir hapis hayatı yaşar...
şimdi inançsızım ve böyle düşünceler artık gelmiyor.. çünkü ''allah'' kavramı benim için kutsal bir değer taşımıyor artık...
görünüşümüz batılı olabilir ama kafa yapısı değişmedikçe bir afgandan, ya da bir ilkel kabileden farkımız yok maalesef...
ulan en basit örneği kızlar.. medeni giyinişlerine aldanıp kendinizi amerika da falan sanırsınız ama gidip saati sorsanız ya da bir merhaba deseniz koşun taciz ediyorlar modunda tribe girer kezbanlar..
artık ya olduğumuz gibi görünelim. ya da göründüğümüz gibi olalım.. lütfen!
aslında 3. mehmed dönemi çok eksantrik geçmiştir. babası 3. murad ölünce, annesi safiye sultanın gizli mektubuyla babasının ölümü duyurulmadan saruhandan, istanbula gelen 3. mehmet, babasının tüm cariyelerini, tüm çocuklarını gizlice boğdurma kararı almış anne karnında olanlar dahi boğdurulmuştur.. henüz o yıllar 7-8 yaşında olan oğlu şehzade yahya'yı ise annesi boğrudulma olaylarından etkilenerek çocuğu saraydan kaçırmıştır..
şehzade mahmud gençlik yıllarına gelince fikirlerini sık sık babasıyla paylaşıyordu.. fakat unuttuğu tek bir şey vardı karşısında babadan çok padişah vardı hemde saltanatı çok seven ve annesi safiye sultanın etkisinde kalan bir padişah!
özellikle haçova savaşından sonra celali isyanları başlamış, padişahın isyanları bastırmak için gönderdiği paşalar isyanı bastıramıyor başarısızlıkla geri dönüyordu. günlerden bir gün şehzade mahmud babasına kendisine bir ordu verilmesini ve bu isyanları başarıyla bastırıp geleceğini söyler. söyler söylemesine de sonunu hazırlayacak bir yolun fitilini de ateşlemiş olur.. safiye sultan oğlunu torununa karşı dolduruyor, saltanat korkusunu 3. mehmed'e sürekli empoze ediyordu..
şehzade mahmud devlet işlerine karışmak, kötü gidişata bir dur demek isteyen yetenekli, yeniçerilerin desteğini alan cesur bir gençti..
belkide bu kötü gidişata dur diyememek onun içini kemiriyor ve belkide babasına isyan edip tahtı ele geçirmek istiyordu kim bilir!
rivayete göre safiye sultan ile de sık sık çekiştikleri söylenir.. işte bu torun-babaanne ilişkisinde safiye sultan üstün gelecek oğluna verdiği gazlar meyvesini verecekti.. manisa sancakbeyliğine gitmek için hazırlandığı bir gece odasına dilsiz cellatlar girecek ve yağlı urganlarla boğdurulacaktı... hırsını alamayan 3. mehmed, aynı gün şehzadenin annesini de boğdurtmuş ve denize atmıştır..
belkide şehzade mahmut duraklama ile kötü gidişatın önündeki bir ara basamaktır.. boğdurulması kanımca kötü gidişatın ilerlemesine katkı sağlamış, çocuk yaşta deneyimsiz şehzadeler tahta geçmiştir..
kendini erkeksi hissedemeyen bir insanın serzenişi..
harbi nasıl erkeğim lan ben? oğlum erkek adam dediğin güçlü olur. taşı sıksa suyunu çıkartır, ben iki bir şey taşısam kalp 150 atıyor. nefes nefese kalıyorum amk.. bilek güreşinde sıradan bir kıza karşı bile zorlanıyorum. merdiven çıkınca yoruluyorum.. ulan cidden amk trollük falan değil geçenlerde annem marketten geliyor yardıma gittim. poşetleri toplasanız 10 kilo etmez.. eve geldiğimde elim istemsizce titremeye başladı.. bildiğiniz güçsüz, ezik bir erkeğim olum lan.. mesela kız arkadaşım biraz maço ol diyor.. bende onu kıramayıp maço oluyorum sonra dayak yeme noktasına geliyorum ya lan.. bakın normalde kız tarafı kırılgan olur, ne bileyim ağlayan kızlar olur, onların derdinden anlayacak bir erkek falan beklerler.. amk ben yine böyle bir gün kendi kendime ağlarken bir kız selpak uzatmıştı iyi misiniz diye? biraz sohbet ettikten sonra numaralarımızı almıştık.. ertesi gün kız mesaj atıyordu. resmen yaralarımı sarıyordu.. lan normalde erkek yapar böyle şeyleri.. masaya vurdu mu ses çıkartır.. ben masaya vursam ertesi gün elim morarıyor la.. olum cidden nasıl erkeğim bilmiyorum.. kalp doktoruna gittim kalbiniz çok sağlam hiç bir şeyiniz yok dedi.. hadi kalp hastası falan olsam güçsüzlüğümü ona bağlarım.. sadece güçsüzlük mü psikolojik olarak da erkeklere hiç benzemiyorum ki.. adamlar futbol muhabbeti yapıyor ben dün izlediğim dizinin özetini anlatıyorum. mal lan bu diye ayrılıyorlar yanımdan.. kendimi çok çaresiz hissediyorum..
ben nasıl güçlü olabilirim? korunan değil koruyan, sahiplenilmiş değil sahiplenen nasıl olurum.. kendimi çok çıplak hissediyorum ya la..
an itibarı ile başlattığım kampanya.. evet beyler.. her gün zevk almadığımız halde kendimizi yapmak zorunda hissediyormuş gibi takıntı haline getirdiğimiz bu mastürbasyon denen belayı bugünden itibaren bırakıyoruz . araştırmalara göre siz fark etmeseniz de bilinç altında bir aşağılanma duygusu da yaratıyormuş bu illet.. ey ahali doğal yolla karşı cinsle aşkani duygularla sevişmek, koklaşmak varken neden kendimizi soyut bir zevke mahkum bırakıyoruz...
asosyal, efendi, çekingen, kendini yeterince ifade edemeyen erkeklerle kızların hiç işi olmuyor birader.. belki yakışıklıysan dikkat çekici gelebiliyorsun ama belli zaman sonra sıkılıp kaçıyorlar yanından.. tipsizsen durum daha da vahim. şuraya istisna kelimesini sıkıştıralım da bazılarının gönlü olsun hadi....
çok ciddi gözlemlerim ve tecrübeyle sabittir ki gerçekten kızlar nerde böyle ortam erkeği, ağzı laf yapan piçler var onlara daha bir meyilli.. düzgün kişilikli sosyal kişiler yok mu? var ama bu yazıda asosyal kişilere yapılan haksızları yazacağım.
asosyal- çekingen-utangaç- sosyal fobik vs vs....
peki onlar böyle olmayı istiyor mu? gerçekten insanlarla konuşmamak, bir odaya çekilip öylece kalmak mı istiyor bunlar? tabi ki hayır.. açıkcası bazen yalnız kalmak istenebilir ama sürekli bir çekingenlik, asosyallik bir kişilik bozukluğu olduğundan bu bireyler böyle olmayı istemiyor. bazen mutlu hissediyor kendini az ortama giriyor, konuşuyor vs ama kendini kandırdığını anlayınca yine mutsuz oluyor.. istiyor ki derdimi anlayacak bir kız arkadaşım olsun. sevgili de değil sadece bir arkadaş.. belki onu anlayacak birini bekliyor erkeklerin yanına gidiyor tek bildikleri futbol- karı kız.. çekingen olduğundan zaten kızların yanına da gidemiyor.. böyle insanlar sürekli içinde biriktirir, sürekli okur, derin kişilerdir. fakat bunları paylaşacağı kişiler yoktur çevresinde.. sosyal kişiyle de yapamaz böyleleri.. gerçekten asosyal ile sosyal insan iyi anlaşamaz... öyle insanların içine girip sosyalleşeyim derler ama onların içinde de mutlu olamazlar... hep ciddi bir ilişki yaşamak isterler.. şöyle gerçekten sevebilecekleri bir kız.. bir gün birinden hoşlanır.. kız da ondan etkilenir.. böyle yemek yiyemez. kalbi pır pır eder.. saçma sapan bir mutluluk seline kapılır.. neyse kızın da gönlü varsa asosyal fazla zorlanmaz bazen kız açılır bazen cesaretini toplayıp senden hoşlanıyorum diyiverir ve sevgili olurlar.. ilk 2-3 hafta çok iyidir ama kız yapamaz oğlanla.. sıkılır ve ayrılır çocuktan.. ortam piçlerini tercih eder, ortamtan ortama akmak ister.. bizim asosyal gencimiz ise tekrar başa sarar. gerçekten inanmıştır bazı şeylerin değişebileceğine fakat kızın onu terk etmesiyle tekrar başa sarar... tekrar mutsuzluk, tekrar insanlara güvenememe.. baksana güzelim bir sorsana ona o öyle olmak istiyor mu? sorsana o çocuk neden böyle? işiniz gücünüz nerde popi, ortam çocuğu var onunla.. siz ne yapacaksınız zaten fazla konuşmayan, ortamlara girmeyen, sessiz efendi biriyle sizin ne işiniz olur değil mi? en gıcığa giden nokta ise böyle samimiyetsiz, ruh gibi, tek bildiği hava atmak olan, hayatı öyle yaşayan kişilerle nasıl yapıyorsunuz.. sonra burada başlıklar açıyorlar doğru erkeği neden bulamıyoruz. yok mutsuzuz.. ortam merakı olup tek amacınız sosyal medyada arkadaşlarınıza hava atmak olduğu için mutsuzsunuz.. köşelerde- kıyılarda sessizce oturan, duygusal, içinde biriktirmiş erkeklere bir selam bile vermezsiniz.. ne işiniz olur değil mi öyle ezik bir erkekle... belki bir merhaba deseniz sebepsiz yere mutlu olur.. nazik bir şekilde karşılar sizi.. kırmaz sizi, üzmez, amacı sizinle yatmak değil, karşılıklı oturup konuşmak olan insanlardır onlar.. neyse siz, sizi cinsel obje yapan, tek derdi sizinle yatmak olan, duygusuz kişilerle mutluluğu aramaya devam edin..
birde abartmayın, siz öyle olduğunuz için gelmiyorlar, sevdikten sonra ortam falan önemli değil diyen samimiyetsiz kızlara inanmayın... yalan amk. yakışıklı olsanız bile ortamınız, gezmeleriniz yoksa basıyorlar tekmeyi kıçınıza.. ulan siz böyle erkeklerden hayatta hiç yaşamadığınız değeri görüyorsunuz amk.... ama sırf ortamı olmadığı için sıkılıp ayrılıyorsunuz... nankörsünüz kızlar.. gerçekten bazılarınız çok nankör.. size en çok değer vereni siktir edip.. sizi siklemeyen sikko tiplerle takılmaya devam edin..
bugün sabah sularında beni duruma uğratmıştır. neyse çaldı telefon açtım sanıyorum kişisel görüşme alo dedim. der demez bir ses değerli kardeşim 1 kasımda istikrar ve düzeni bozmamak ve sağlamak adına oyunuzu ak partinize verin dıt dıt..
ne istikrarı ne düzeni la.. vermiyorum amk oy falan siktirin gidin.
öncelikle önemli günlerde 1 gün tatil gayet normal bir durumdur örneğin 29 ekim. özel günleri geç özel günlerden sonrasını da tatil ederler. taş kaldırdın elin mi yoruldu da her boku tatile bağlıyorsun. mesela 31 aralık. önemli gün falan değildir. yeni yıl ayağına insanları ekonomik olarak soymaktan başka bir şey değildir. bugün pazartesi yarın salı? yok lan 2016 ya giriyoruz çok önemli.
bugün dershanede bir dangalağın, hocam 29 ekim kaç gün tatil olur seçim falanda var 4 gün olur diyorlar? o durumda dershaneye gelecek miyiz valla tatil olursa güzel olur. hocadan cevap: yaparlarsa bizlik bir durum yok gençler haliyle o gün derste olmaz. çocuk seviniyor lan tatil yapsınlar diye. ulan dangalak para verip eğitim alıyorsun birde tatil diye seviniyorsun ulan tam sığır ya. bu sığ beyinlerle aynı yerde ders işlemek çok zoruma gidiyor amk. neyse bir hesap yapacağım 20 dakikalık dinlenme aramı bu yazıya verdim
ortalama bir fiyat biçer isek 3500 tl dersane kayıt parası. testi, kitabı cartıydu curtuydu giderleri çıkartırsak en minimal 3000 tl dershaneye kalıyor. sadece benim alanımda ders veren 6 hoca var. ( başka derslerede giriyorlar ama onları hesaba katmayacağım) ve 3 eşit ağırlık sınıfı var. yine kendi gittiğim yere göre hesaplayıp söylüyorum sınıflar 20 kişilik.. 3 sınıf eder 60. 60 ı çarp 3000 ile 180.000 tl. bu 180.000 tl ile 9 ay boyunca 6 hocaya kaç para verirsin? 2000 lira alsalar bir hoca 9 ayda 18.000 tl den 6 hoca 108.000 şimdi 180.000 den 108.000 çıkar 72.000 bir dönemde en minimal dersaneye kalan para. bu saydığım 6 hoca tabi ki diğer alanın sınıflarına ve mezun olmayan diğer sınıflara da giriyor. ortak küme gibi düşünün. 9 ayda ortalama 270 gün var. ama haftanın 4 günü dershane var en azından mezun sınıflar öyle diğer sistemi bilmiyorum. ve 4 saat ders görüyorsun. haftada 16 saat eder. 270 günde 38 hafta varsa. 16 yı 38 ile çarp 608 saat. bu 608 saat nedir? 9 ay boyunca aldığın ders. şimdi bunun saatinin kaç para olduğunu bulalım. demin sadece 3 sınıfcıktan hesapladığım bir sayı vardı 72.000. masrafları falan hesaplayıp kar olarak elde ettiğimiz tahmini en minimal fiyattı bu 72.000 bölelim 608 e bakalım saati ne kadar ediyor. saati yaklaşık 118 tl. ha bu parayı şöyle algılamayın. ben kişisel olarak 3000 tl vermişimdir. 608 e böldüğüm de saati bana 4-5 tl ye gelir. ama bu toplu olarak 60 kişinin 1 saatte giderleri çıkarttığımızda sadece dershanenin cebine giren 1 saatlik para. = 118 tl. efendim bunun sayısalı-sözeli- 12. sınıfa gidip öğleden sonra ayrı ayrı sınıfından tutunda teog kadar bir çok sınıf var. elektiriğe- suya- vergiye harca kesilen paralarında farkındayım. fakat dediğim gibi en minimal hesaplıyorum. bence bu rakamları işinin ehli bir dershane sahibi duysa güler geçer. ulan der bu paraları ben 1 ayda kazanırım ne 1 yılı. neyse amk böyle böyle her 60 kişilik bir hesap yapsan en minimal 1 saati 118 tl. 3 sınıfın ortak 1 saati 118 tl ise. nerden baksan 20 sınıf var. 1 saatlik ortak kazandırılan para dersaheneye 2350 tl. günde 4 saatin ortağını alırsak ortalama günlük hasılat 10.000 lira. ee adam özel okul işletiyor amk. bu para ne ki ben en minimal hesapladım. git bir ortalama kebabçıya günde o da 5000 en minimal hasılat yapıyodur. koskaca özel okul işleten adamlar kaç para kazanır deymi? yukarıda ortakdır falan anlamayan varsa tekrar özet geçeceğim 118 tl 1 saatte aldığın ders değil. oradaki 60 kişinin 1 saatte dershanenin cebine soktuğu para gibi düşünün.
şimdi 4 gün tatil olursa 40.000 tl dershane kazanır. dershanenin ortakları cartı curtu var mıdır bilemem sadece kasaya giren tahmini fiyat. birde anlamadığım para verip dershaneye gelmişsin enayi misin amk tatil olsun diye seviniyorsun.
resmi tatiller, işçinin yine çalışıp asgari ücret aldığı, zenginin ise servetine servet kattığı saçma sapan bir uygulamadır.
