aynı liseyi farklı sınıflarda okuduğumuz güzel bir hukukumuz olan 8. nesil yazar arkadaşım. kendisine sözlük macerasında başarılar dilerim. umarım verilen oyları çok kafasına takmaz *
iki elinde pompalısıyla korku salan bir hon* herosu. aglity klasmanında yer alıyor. 2 tane aktif 2 tane de pasif skill'i vardır. ultisi begin ve mid game'de çok etkilidir.
an itibari ile çaylak olan yazar. ve ilk hoş geldini dostundan almış olacak yazar. yazım hayatında kendisine başarılar ve bokunu çıkarana kadar yazmasını dilerim.
edirne den kars'a, artvin den muğla'ya yurdun bütün metrekaresinde mahalle maçı kurallarının geçerli olması halidir.
uefa'nin bile bu kadar net, açık ve herkesçe bilinen kuralları yok iken bizim memlekette mahalle maçı dendi mi akan sular durur, kurallar bellidir yani ve herkesin bu kuralları bildiğini herkes bilir. neydi lan bu kurallar acaba diyenler için 3-5 bişi yazıcam (copy-paste olucak biraz ama)
- elin avantajı olmazdı.
- penaltılarda kaleci değiştirilirse 2 penaltı atılırdı. eğer ilk penaltı gol olursa ikincisi atılmazdı.
- frikiklerde açıl biraz denince burası ali sami yen mi şeklinde cevap verilirdi.
- mahallenin abileri kaleci alıştırırlardı ve buna göre puan verirlerdi. aralarında kavga eden çocukların puanı kesilirdi.
- top, oyun alanı içerisindeki herhangi bir arabanın altına kaçarsa büyük bir şevkle arabanın altına yatılıp top alınırdı. topu ilk kim kaparsa o takımda başlardı.
- pas vermeden sadece çalım atarak gol atılırsa sayılmazdı.
son olarak ;
- para o zamanlar kolay bulunmadığından maçın hangi takım tarafından başlatılacağına; bir tarafına tükürülmüş yassı bir taşın havaya atılıp, yaş mı, kuru mu seçiminde doğru tarafı bilen tarafın başlaması yöntemi ile karar verilirdi.
asıl mevzu bu kuralları herkesin bilmesi değil mi garip olan?
abuziddin efendi koyde sevilen bir kişiydi, köy erkeklerine ib-
ni sina'nın kitaplarından haram, helal, doğruluk, iyilik ve de fit-
nelik hakkında uygulamalı dersler verirdi. köy kadınlarına da si-
cimle örgü, nakış, yemek, çocuk bakımı, ev ekonomisi, sağlık ve di-
kişle ilgili muazzam bilgiler verirdi. köyde ki butun çocukları el-
ma şekeriyle besler, çeşitli kitaplardan onlara masallar hikaye-
ler ve arada fırsatını buldukça da hepsini meydana toplar si-
nemaya götürürdü. evinin kocaman bahçesine yeşil biber, patlıcan e-
kerdi. bu onun en büyük zevki idi. topladığı patlıcan ve biberleri gö-
mer, toprağın altında pişirirdi. sonra da onları keçi sütüne sü-
tüne sokardı. bunun tadına doyamazdı. bu onun özel yöntemiydi. am-
am en çok da yemesini severdi. göbekliydi. kuru fasülye, pilav, ca-
cığa ağızının suyu akardı. bu arada üstüne başına çok öenm verir, ta-
radığı saçlarını hergün şekillendirir, kravatını güzelce ütüler, ku-
şaklarını beline dolardı. abuziddin efendi bir gün öldü. ama ya-
şamı boyunca milletine hizmet etti. elinden düşürmediği fildişi ta-
rağı mezarının üstünde hala bir abide gibi durur.
kendini düşünmekti. aslına bakarsanız ideal erkek profilidir. hem cenabet dışarıya çıkılmaz hem de 31 zevkinden de mahrum kalınmaz. mantık bellidir yani.
şimdi diyeceksiniz ki o zaman banyo da çeksin daha rahat olur. yok arkadaş, sen banyoya koca televizyonu, laptopu vs. sokabiliyor musun? yok. ayrıca banyo da yapmanın türlü zorlukları zaten mevcut kendi içinde -hayalgücü de bir yere kadar yani- o yüzden salonda, holde, odanda her hangi bir yerde çekip, donu falan orada bırakıp direk banyoya koşacaksın.
not: televizyonu, laptopu açık bırakıp koşmayın. geçmişi sil yapmayı da. kolay gelsin.
kantır sıtrayk'in en popüler haritalarından olan assault'un gıcırdayan arka kapısıdır. haritada nerede olsanız arka kapıdan kimin girdiğini kimin çıktığını duyarsınız, oyle gıcırdar yani.
bu durumun çözümü ise bobiler de çok güzel gösterilmiştir.
ergenliğini bağıra bağıra yaşayan liseli guruhtur. insanların tepkilerini umursamadan anıra anıra, böğüre böğüre ilerler otobüs veya minibüs duraklarına. evde oturanlar arasında hasta var mı, bebek var mı acaba bu gırtlağımızdan çıkan böğürtü başklarını rahatsız eder mi hiç akıllarına gelmez. gençler ya kanları kaynıyor ya deli fişekler ya. ben o fişeği varya neyse..
genelde bu güruh kızlı erkekli ilerler, kızlar kolkola erkekerler ise sokağa yayılarak durağa ulaşma çabasındadırlar. kavgaya gidiyorlar sanki havaları vardır. boştur.
son olarak bağırırlar, böğürürler ve umursamaz bir şekilde ilerlerler.
türkiye sınırları içerisinde gerçekleşen işlemdir.
artık tüm halı sahalarda, mahalle maçlarında, prof. futbol maçlarında gol kaçıran, çizgi üstünden auta atan, kaleci ile karşı karşıya da auta veya kaleciye nişanlanan görülse guiza lakabı hemen cuk diye oturtulur. örnek vermek gerekirse;
-lan guiza mısın be olm, at onu ya!
-lan guiza, yine kaçırdın hea!
-guizaya bak atamıcak yine.. bak demedim mi?
-lan bir kere de at be guiza?
kendini bozmayan, alışkanlıklarını yitirmeyen öğrencidir. eğer ki pisuvarı dolu olsa bile pisuvarının boşalmasını bekleyen adamdır. son olarak lise adamıdır kanımca.
mahalle maçlarından fiş doldurulması gerektiği için çağrılan, çürüyen bir nesildir.
bildiğiniz gibi vergi iadesi doldurma durumu artık ortada yok. ama onun etkileri hala bir neslin bilinç altına yerleşmiştir.
özellikle 80-90 yılları arasında doğan neslin bu durumdan en çok etkilenen nesil olduğu söylenebilir.
o nesil artık vergi iadesi zarfı doldurmaktan, görmekten, anneanne ile veya babaanne ile pazarlık etmekten (bak yazıyorum ama yarısı benim hea) kurtarılmış olması yaşanılan etkileri unutucak anlamına gelmez.