sonuna kadar cumhuriyetçi, türkçenin güzelliklerini savunan biri olarak, bazı kavramlar evrenseldir. örneğin almanyada kilisede çan vardır, fransada kilisede borazan çalınmaz. Bosnadan ülkemize gelen adam türkçe ezan duysa bu ne arkadaş demez mi? ısıtıp ısıtıp ortaya fitne fesat karıştırmak için yapılan tartışmadır. yazmaya bile değmezdir.
hülya avşardan iki tane daha vardır. biri sibel can diğeri seda sayan. bu kişiler türkiyede bir şekilde star olmuş el üstünde tutulan varlıklardır. senin benim beğenip beğenmememiz televizyon yapımcılarının çok umrunda değildir. hülya avşar denen jüri üyesi yeteneksizsiniz dahil o ses türkiyede de ayar üstüne ayar yemesine rağmen, umrunda değildir olmayacaktır. güzel bir söz vardır, türkiyede her şey olursun ama rezil olamazsın.
trafiği aksatması, gösteriş olması gibi bahaneler düşman benzetmesidir. dünyada eşi benzeri olamayan bir saygı gösterisidir. ne gerek var demekte düşmanlık göstergesidir. babanın karşısında bacaklarını uzata uzata oturmayan adamın, babasına saygısı ve ezan okunurken müziğin sesini kısmak gibidir. ayrıca yol ortasında da dikilirim, ellerimi açıp dua de ederim. bunu sorgulamakta yavşaklıktır.
kimine göre mantıksız, kimine göre mükemmel kimine göre abartılı bir filmdir. ancak sinemanın insanlara gerçekleri birebir sunma sözü yoktur. anlatmak istediğini bir şekilde anlatır. bu filmde hafızanın silinme isteğini değil, birbirini seven iki insanın, birbirini unutmama isteğini işlemiştir.