Kesinlikle saçmalıktır; evliyim, erkeğim ve karımı seviyorum, gayet de ahlaklıyım. Sözlüğü karı kıza yavşamak için kullananlar için doğru olabilir. Gidin işinize gücünüze bakın; yeri değil kardeşim...
Ülke ortalamasından çok okumak... Aslında olması gereken şey bu, ama o kadar az okuyoruz ki, okumak bir ayrıcalık ve gurur duyulacak bir eylem gibi oluyor...
içinde kadayıf var dışı bildiğimiz çikolata işte. Bir kucak paraya satıyorlar. Popüler kültür denen şeyin esir olmuş insanlarımız, sosyal medya kukla gibi oynuyor… yazık, çok yazık…
Yapacağım ilk iş sokakta zarıl zarıl gezip, kulakları felç eden, hasta vardır çocuk vardır diye düşünmekten aciz, trafik kurallarından bihaber,kendine sövdürmeye heves, kendini motorcu zanneden ancak ne motorculıkla nede motorlarla ilgili bir halt bilmeyen tipleri ve egzozlarıyla oynanmış dandik motorlarını piyasadan toplattırmak olur.
3 yaşımdan beri içinde bulunduğum gruptur. Nasıl düzelecek, nasıl düzlüğe çıkacak bu takım? Boşa koysan dolmaz, doluya koysan almaz, şaşkınım yani… Ama iyi günde kötü günde takımımın yanındayım, taraftarlıkda budur zaten ancak artık bir şeyleri sorgulamanın zamanı geldide geçti!
Birkaç kez gittim, fiyatlar gayet makıldü ve yemekler de iyiydi ama zaten olması gereken bu değil mi? Yani bu hizmet standartı neden devlet eliyle sağlanıyor, yani dışarıda neden fiyatı düşük olan yerde yemekler kötü, yemekleri iyi olan yer de neden aşırı pahalı, düşünmek lazım…
Enfilasyon falan da var kabul ama ne yazıkki insanımız insafsız ve bencil… bu sebepten herkes suçlu arıyor ama aslında herkes biraz suçlu… tabi ekonomik bir krizimiz de var, inkar edilemez.
Herkesin telefonuyla neredeyse koyun koyuna yaşadığı bu çağda, birisi bu kadar geç cevap veriyorsa, net olarak size geç cevap vermek istemiştir, bahanelere kanmayın… Görmedim, duymadım, meşguldüm; geç bunları kardeşim…
Asker arkadaşımın memleketi, bir kez gittim. Aklımda sadece gülle ilgili dükkanların çokluğu kalmış. Birde gittiğim gün çok sıcaktı. Her zaman mı öyle yoksa o güne mi mahsustu bilmiyorum. Bir de trafiği baya bir sakindi sanki.
Mutlaka gerektiği zamanlarda olur ama bana tıbbi bir gereklilik yokken yapılan burunlar çok yapay ve suni geliyor, itici duruyor sanki ve ameliyatlı bir burun olduğu belli oluyor. Bence çok gerekmedikçe yapılmamalı.
Yedikçe yedikçe yedirir anlık haz ve lezzet alırsınız ama iki gün boyunca o biberi sindirim sisteminizden atabilmek için acı çekersiniz. Ama uzmanlar kararında acı yemenin hep faydalı olduğunu söylerler…
Çok zor ve sinir sistemi açısından sıkıntılıdır. Heleki bir yakınınızın kaybından sonra ağlayamazsanız acınız içinizde katlandıkça katlanır. Sağlıklı düşünememeye başlarsınız. Herşey bir hayal gibi, gerçek değilmiş gibi gelmeye başlar… Ağlamak sinir sisteminin bir savunma metodudur.
Sen bilirsin derim; ben kaç senedir eşimin ne giyimine nede inancına müdahale ettim. O da hep usturuplu oldu, uçlarda gezinmedi. Kendi tercihidir, hiçbirşey demem…
Bir Fenerbahçe li olarak inanmadığım şeydir. Arkadaşlar bırakın bu işleri, dönemsel olarak belli koruma kollama olayları dönüyordur ama başarısızlığın faturasını lobiye mobiye kesmekle bu iş çözülmez. Oturup şapkamızı önümüze alacağız ve özeleştiri yapacağız. Ancak o zaman gelişebiliriz, sorunları çözebiliriz. Suçu varlığı bile kesn olmayan şeylere atmak, bilinmeyen güçlere devretmek kolaya kaçmaktr…
Bir süre kullandığım eski arabam, çilekeştir, kahır çeker, yakıtı fena değildir (tüplüydü), malzeme kalitesi markanın aynı dönem diğer arabalarına göre yüksektir, parçası ucuzdur, benimkinin tek kroniği direksiyondan ses gelmesi ve sert olmasıydı…
Eskiden başarılı olan teknik adam; ancak son birkaç kulübünde pek kayda değer işler yapamamış, üzülerek söylüyorum bizdede pek bir şeyler yapamayacak gibi duruyor, mantalitenin değişmesi lazım…
Şu devirde öyle birini bulursanız öpün başınıza koyun. Zira gördüğüm kadarıyla tanıdığım on erkekten altısı kızdığında sövüp sayıyor. Ben sövmem çünkü güçsüzlük belirtisidir…