Osmanlı döneminden beri aynı cephelerde savaştığımızı ve arapların bu savaşlardan 350.000 şehit verdiğini öğrendiğimizde gurur duyulası bir durumdur. Ancak arapların kendi içlerinde bile bölünmelere sebebiyet vermelerinden ötürü, bizimle birlikte yaşayabilecekleri çok tartışılır.
14-15 yaşlarındayken korkusu yüzünden gece 2-3'e kadar uyumadığım durumdur. hırsızların gece değil, sabaha karşı geldiklerini öğrendiğimde ise işler daha da boka sarmıştır. bu yüzden yatağımın yanında beyzbol oynamak amaçlı bir sopa ve kullanmaktan son derece tedirgin olabileceğim bıçak da bulunmaktadır. Gelen hırsız kesinlikle imha edilmeli, ölmese bile öldürülmekten beter edilmeli. Çünkü eve giren hırsız, kameralara kendini net olarak belli etmiş olsa dahi, ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılır. Ama eğer hırsızı öldürürseniz suçlu sizsiniz.
çekirdek çitlemeyi bırakmak üzereyken, "dur şu büyükmüş şunu da çitleyeyim", "şu da güzel gözüküyor şunu da çitlemem lazım" gibi muhabbetlere girdikten sonra, çekirdek çitlemenin bünyede uyuşturucu gibi bağımlı bir etki bırakması olayıdır.
cami fakat "insanların yer bulmak için kafa göz birbirine dalmadığı ve sessiz cami"dir. Bunun dışında, çalışma odamdır. Etrafını kütüphane raflarının çevirdiği ve yaklaşık 500-600 kitabın bulunduğu odam. Canım benim
"mahallenin sürekli balkonda oturan ve çekirdek çitleyen, orta yaşlı teyzesi"dir. Ara sıra arka balkona çıkıp arka bahçede oynayan çocuklara kızma niteliğine sahiptir. Mahallenin güvenliği de kendisinden sorulur. Gelen ambulansların ve polislerin plakaları dahi ezberlenmiş, ambulansın geldiği evde o an hangi misafirin olabileceği dahi tespit edilmiştir. mossad, bu teyzelerimizin yanında hiçbir şeydir.