nasil yani, kadınlar giydiklerine ya da giymediklerine göre mi taciz ediliyormuş, hmm peki bu ufak aydınlatmadan sonra akıllarda şu soru; cocuklar, hayvanlar, damacanalar vb tacizden korunmak için nasıl giyinmeli?
Tarkan in yolla sarkisi, canım istediği için değil de ders zili olarak dinlemek ayrı bir tat, dışarda duyunca aniden gelen şimdi hangi sınıfa dersim vardı kargasasi, çok güzel ya.
yorgun, uykusuz ve mudurden gereksiz yere fırça yemiş gibi, üstelik sabah daha kargalar kahvaltıya oturmadan işe gitmeye mecbur hissediyorum, nasıl ki sevgiliye giden yollar sevgiliyse öyle de yerimde duramıyorum, öyle heyecanlıyım ki ne zaman sabah olacak da ne zaman kavusacagim çiçeklerime, yok be yazarken anladım ki umutsuz vaka değilmişim meger, işine aşık olunca gerisi çok da önemli değilmiş.
en en en birinci sırada kendilerini beğendirmek için takındıkları o mini minnoş aptalca tavirlar, ses tonunu gereksiz inceltip olur olmaz kiritmalar, bonus olarak da yine herkes gibi olup popüler olma çabası altında takip ettikleri moda, ya bı düşünelim madem moda bu kadar onemli, biz neden bunu altı ayda bir değiştiriyoruz.Kendimiz olsak, ruhumuzu yasasak, yansitsak ya, işte o zaman dünya daha bir guzellesecek.
o insanın ayakları altina yıldızları sermektir, dünyanın en güzel kokan çiçeklerinden bir buket yapmak, en güzel melodilerini fisildamak, en güzeli de ona kalbini en saf haliyle sunmaktır, tabi anlayana.
bizzat içinde bulunduğum için rahatlıkla söyleyebilirim ki öğretmenlik, işini layikiyla yapanlara bir sözüm yok ama büyük bir çoğunluk ders saatini doldurmak için dakika sayıyor, kendi ideolojilerini çocuklara dayatip kendi gibi düşünmeyeni disliyor, ha bir de velilere sorun yaşayıp bunu öğrencilere yansıtıp öğrencileri notla tehdit ediyor, kendi egosu için öğrencileri asagilayip ezikliyor, vesselam ki çok zor bir meslek ve bilgi, iletisim, sabır dışında en saglamindan vicdan gerektiren bir meslek, layıkıyla yapanlara selam olsun.
normal hayatta suratı beş karış gezip de ama sıra sosyal medyada fotoğraf paylaşmaya gelince otuz iki diş gülüp ha bir de altına , felsefeden, edebiyattan alıntılar yapıp( tabiki kaynak göstermeden) kendi öz guvensizligini fotoğraf altına gelen begenilerle kamufle edip kendini bir şey sanan insanimsi canlılarla kafa kafaya yarışır.
gerçeklerimizden, hayatımızdan ne kadar bıkmış olduğumuzu gösteren ilk başlarda masum bir kaçamak gibi gelse de zamanla tehlikelı bir hal alacak olan sığınış.
sirkler, hayvanat bahçeleri, yunus parkları ve daha nicesi
neden doğaya hükmetmeye bu kadar meraklıyız ki, neden bu savaş hali, neden bu kadar aptalız bizden başka canlıları da kabullenip, saygı gösterme konusunda, neden insan sıfatı altında insan olmayı başaramıyoruz, neden ?
bir kere bir sınırı geçince artık diğer sınırlar görünmez, adeta etkisiz hale geliyor ve ben şimdi en baştaki sınırlarınn önünde ağlayarak isyan eden o iyi niyetli küçük kız olmak için neler vermezdim ki...
insanı hayrete düşürecek cinste özgüvene sahip tiplerdir ayrıca, daha fakültede dandikten bir öğrenciyken ben mühendisim edalarıyla dolanırlar ortalıkta, bir soracak olsan üç kulaklı otla yoncayı da büyük olasılıkla ayırd edemezler ama mühendisdirler kendilerince, ha bir de madem mühendissiniz neden mühendislik fakültesinde değilsiniz diye soramazsınız bile, adamlara ayrı bir fakülte açmışlar, muhendislerin en birincileri onlar...
the strange case of dr jekylll and mr hyde, gizemiyle ve insanın iç dünyasına ayna tutan eşsiz tespitiyle insanı, yaşamı sorgulatan eser, şiddetle tavsiye ederim.
umutla başlanan ama genelde değişik küfürler ürettiren, ideallerin .mına koyan, unvan manyağı hocaların kol gezdiği, en gösterişlisinin bile tırt olduğu dandik bir kurum işte, çomu de ingiliz dili ve edebiyatı bölümüne gelmeyin, gelmek isteyen varsa da şiddetle vazgeçirin , yazık etmeyin beyninize.
ırksal ayrım yapan insanımsı şeyin öncelikle insanlık sıfatından afaroz edilmesi daha yerinde olacaktır kanımca, madem adı konmuş ''TARiHTE iLK OLARAK IRKSAL AYRIM YAPAN iNSAN''bir şeyin ilkinin olması, devamının da olduğu anlamına gelir ne yazık ki,
bu mentalitenin okyanuslar içinde bir damla içeçek suya hasret kalarak can cekişmesi, kendi kendini boğazlaması dileklerimle...