ablam çalıştığı bankada uzman yardımcılığına yükselmiştir, bunu çekemeyen epey kartlaşmış ama hala yükselememiş diğer insan kişileri ablamı; ankara genel müdürlüğü arayıp ünvanını geri aldırmakla tehdit etmişlerdir.
konu banka müdürüne taşınmıştır. banka müdürünün ablama verdiği yanıt tarihidir:
+ o kadar yetkileri varsa söyle onlara, genel müdürlüğe bi telefon açıp kendilerini uzman yaptırsınlar o zaman!!
vakti zamanında bir dizi vardı 'süper baba'. rtük bu diziyi, çok hüzünlü bu ne yav herkes mutsuz, hiç iyi birşey olmayacak mı bu dizide diyerek kaldırmıştı ** umarım yaprak dökümü'nün sonu da böyle olmaz, zira acı fışkırıyor diziden.
fakültelerinin kantininde ramazanda yemek yiyenin üstüne yürünüyorsa, oruç tutanlar kantinde, tutmayanlar dışarıda oturuyorsa * kişi ramazanın gelmesini doğal olarak istemez. ***
GATA daki mezuniyet ve diploma töreninde, Gül'e baş selamı vermeyen Genelkurmay Başkanı Büyükanıt ile diğer komutanların ortak görüşürü sanırsam, zira hitap şekilleri de Cumhuriyet gazetesinin yazdığına göre 'sayın cumhurbaşkanı' şeklindeymiş. *
o eksilen 21 gram, ruh değil de; ölünce insan vücudunda olan değişikliklerin ürünü olmasın sakın. organların oksijensiz kalması sonucu büzülmesi vesaire. **
bunların bir de tek konuda entry giren çeşitleri var; sadece futbol konusunda yazanlar, sadece siyaset konusunda yazanlar, sadece anket dolduranlar... kendi düşüncesiyle karışık, tanım yapmakla yetinmeyip * düşünce yapısına uymayanı taşlayanlar, çekemeyenler, tartışma yaratıcı, ortam gerici cevap entryler girenler de mevcut.. neyi paylaşamıyoruz anlamıyorum ki.. herkesin düşüncesi aynı olsa saçma olmaz mıydı zaten? bu farklılıklara tahammülsüzlük niye??
güzel ve dahi varken makina izlemenin anlamsızlığı ve buna benzer birsürü saçma sapan, sazan avlayan başlık açan yazar. reklamın iyisi kötüsü olmaz diye bir laf var gerçi, bakın nikinin altına 12 sayfa yazı yazılmış. hatta bakın.. ben bile yazıyorum..
makinada kalitesini bir kez daha ortaya koymuş hoş bayan. ama makyözünü tanımak isterim, normalde hoş olan bir bayanı nasıl bu kadar kötü gösterebildi vallahi bravo.
tendoları saran kılıf içinde synovia bulunur. birbirine baskı yaparak hareket etmek zorunda olan tendoların, birbirine zarar vermesini ve kemik çıkıntılarından zarar görmesini önleyen yapıdır.
- lan oğlum, ismet abinin karısı taş gibi demiştik ya..
- evet?
- ismet abinin kulağına gitmiş!
- hassktir, taş mı gitmiş kulağına?
- evet..
- kim atmış?
- ben attım..
- yapma yav.. ben?
- seninki yengenin ağrına gitmiş..
- ünlü diva'nın rumeli hisarı konserinin çıkışındayız. nasıl beğendiniz mi konseri?
- muhteşemdi.. iyi ki gelmişiz.. şenay hanım gerçek bir diva.. sağolsun, kulaklarımızın pisliğini temizledi..
- pasını mı? kulaklarınızın pasını mı temizledi?
-bokunu pasırını hepsini aldı valla.. diliylen aldı..
- ay ne diyosun bee..
- hocam benden bir kir çıktı.. nah bu kadar.. bak nah.. naha bak.
yüzüme sevgi dolu
bakarken canımı acıtıyorsun, sokaklar tekin değil
kuytu bir köşe bile bırakmadılar bize
rasgele işlenen cinayette tek ipucu sözlerin
onlar da konuştukça kusmuk gibi dilinde
sokaklar tekin değil, hava soğuk, üşürsün
yün eldiven tak, parmak izin bulaşmasın kente
haydi son kez sevişelim o yanlış evlerde
o trenin vagonuna asalım derimizi
nazlanma; yanlış bir adres daha ver bana
bak bir elmanın tombul kurdu gibiyiz
kırık bir şemsiyenin sapı gibiyiz senle
yüzüme sevgi dolu
bakma; içimden silah sesleri geliyor
bir adam bir sancıyı kudurtuyor içimde
sokaklar tekin değil, zar tutarken hırpalanan biri var
büyük bir ihtimalle
bir güle ceza veren yeniyetme çocukları
olur olmaz yerlerde öldürmekten yoruldum
olduğun gibi gel, olduğun yerde soyun!
yani terli ve kırışık, yani solgun ve kirli
yani tuzlu bir gölde biriken cesetler gibi
benim dilim yetmez diye delileri topladım
yalamaya hazırız çürüyen yerlerini
yüzüme sevgi dolu
bakarken canımı acıtıyorsun, sokaklar tekin değil
iyisi mi kendine çevir dur
tüm serseri mermileri
adamın birinin çiftliği varmış, birsürü de hayvanı..
birgün adam gidip bir horoz almış. çiftliğe getirdiği horoz diğer horozları becermeye başlamış.
ve en sonunda horozları becermekten ölmüş.
adam gitmiş yine, bir horoz daha almış. çiftliğe getirdiği ikinci horoz da diğer horozları becere becere ölmüş.
adam şaşkın, lan noluyo falan, gidip bi tane daha alayım demiş.
gitmiş, satın aldığı adama da anlatmış durumu, horoz dayanmıyor, bana şöyle yaşlı işi geçmiş bi horoz verinde aynı şey olmasın yine demiş.
bakmışlar arka tarafta, başında bikaç tüyü kalmış yaşlı mı yaşlı bi horoz.
onu almış adam aradığımı buldum diyerekten, çiftliğe gitmiş.
ilk bikaç gün horozda tık yok, kimse kimseyi becermiyor..
sonraki günlerde bizim kafasında tüyü olmayan horoz, sadece diğer horozları değil, çiftlikteki bütün hayvanları becermeye başlamış..
tavşanları, tavukları, kazları, hepsini...
sahip şaşkın, hem bütün hayvanları sıradan geçiriyor, hem de ölmüyor diğerleri gibi..
ve sonunda birgün sahibi bizim yaşlı horozu yerde ölü gibi yatmış vaziyette görüyor, tepesinde de iki akbaba uçuşuyor..
gidiyor manzaranın yanına ve; 'yaa işte sende öldün sonunda hayvanlarımı becere becere.. akbabalara yem oldun sende..' diyor.
horoz yerde kıpırtısız dururken, tek gözünü açıp sahibine şöyle diyor; 'şşştt siktir git lan, akbabaları kaçıracaksın!!'
limbik sistemin temporal bölgesinde yer alan ileri derecede özelleşmiş bir nükleustur. bu nükleusun elektriksel olarak uyarılması, hipotalamusun uyarılmasına benzer tepkimelere, tüm otonomik, endokrin, ve somatik reaksiyonlara neden olur.
niye yeni tanışan insanlar birbirlerine gayet samimiyetsiz bi şekilde 'tanıştığıma memnun oldum' derler. hayır efendim memnun falan olmadın aslında. nerden mi biliyorum, eğer normal bi adamsan sen her tanıştığın kişiden sonra memnun olamazsın sen mümkün değil.
hani bi çocuk olur hoşlandığın, çocuğu tavlaman için ortam olması gerekiyordur, tanışman, iki çift laf etmen gerekiyordur, o adamla tanıştıktan sonra dersin ki, çok memnun oldum tanıştığıma. evet bunu dersin çünkü memnun olmuşsundur.
sadece karşı cinse ilgiden kaynaklanmıyor, hemcinsin olur, ya ne kadar akıllı ne kadar hoş dersin, kendinden bişiyler bulursun karşındakinde ve onunla tanıştıktan sonra yine aynı cümleyi kurarsın.
ama herkesle tanıştıktan sonra bu cümleyi sarf etme arkadaşım manyak mısın yahu?? ne diye memnun oldun benimle tanışınca? noldun sempatik falan mı oldun? hiçbişey olmadın ben sana söyliyim.. dalga geçtim senle içimden bi de üstüne..
en ilkel omurgalı hayvanların beyni ve evrimi ilerlemiş hayvanların embriyolarının beyni, longitüdinal sinir kordonunun ucunda üç şişkinlik gösterir. gelişmiş omurgalıda, evrimi en ileri olanında bile, bu üç kısım muhafaza edilir ve ön beyin, orta beyin, arka beyin adlarını alırlar.
evrim ilerledikçe beyinin belirli bölgeleri belirli vücut fonksiyonlarının idarecisi haline gelmiştir. örneğin, arka beyinin ventral kısmı beyin soğanı sindirim, solunum, dolaşım gibi vejetatif fonksiyonların kontrol merkezlerini taşır. gene arka beyinin dorso- cranial (yukarı ve başa doğru) bölgesi, hayvanlarda ayakların teşekkülü ile hareketin artması sonucu çeşitli kas gruplarının birbirine uygun ve ahenkli çalışmasını ve vücut dengesini sağlayan merkezler haline gelmiştir. kuşlarda uçma nedeniyle kas hareketlerinin koordinasyonu ve özellikle vücut dengesinin sağlanması en güç ve en karışık bir durumda olmasından ötürü bu fonksiyonları idare eden cerebellum diğer hayvanlara kıyasla çok büyüktür.
orta beyin, en ilkel omurgalılarda beyinin oldukça geniş bir bölgesini işgal eden görme merkezi halinde ise de evrimi ilerlemiş omurgalılarda orta beyin küçülmüş, fakat arka ve ön beyin bölgeleri gittikçe büyümüşlerdir.
ön beyinin cranial kısmı cerebrum (büyük beyin) be caudal kısmı thalamus ve hypothalamus olmak üzere iki ayrı bölge halinde çok gelişmiş ve büyümüştür.
genetik bir hastalıktır. bu hastalıkta kas koordinasyonunda bozukluk gözlenir. immun cevap (bağışıklık kazanma mekanizması) kusurlu olduğundan sık sık enfeksiyonla görülür.
ca iyonlarını bağlayıcı bir proteindir. hücrede bol olarak; stoplazmada, membranlarda ya da organellerde serbest halde bulunur.
çabuk okside olan, dolayısıyla çabuk parçalanan bir proteindir. bütün ökaryotik hücrelerde bulunur, tür ve doku özelliği göstermez.