Darkorbit isimli uzayda geçen oyuna çok benzeyen hatta muhtemelen darkorbit çok bozulduğu için alternatif olarak yapılmış, hem mobil hemde pc üzerinden oynanabilen online bir oyun.
Oyunda 3 şirket var. Vega, orion ve solar. Bunlardan birini seçip başlangıç seviyesinde bir uzay gemisiyle başlıyorsunuz. Klasik online oyun mantığı. Kasılarak gelişiyorsunuz, klana falan giriyorsunuz. Savaşlara katılıyorsunuz.
Bu oyun sayesinde çok samimi arkadaşlar edinmişimdir, oyun dışında da görüştüğümüz oluyor.
yaşadığımız coğrafyadan ötürü her gün başka felaketler yaşadığımız için artık o kadar alışmış bir topluma dönüşmüşüz ki, çok büyük felaketler yaşasak bile normal gündelik hayata adapte olmamız diğer birçok topluma göre daha hızlı oluyor.
norveç'te bir trafik kazasını bile haftalarca aylarca tartışırlarken biz bütün ülkeyi ilgilendiren olayları bir ay içerisinde atlatıp sanki hiç yaşanmamış gibi kısır döngümüze dönmekteyiz.
felaketler bizim rutinimiz olmuş durumda. her şeyde olduğu gibi felaketleri de hızlıca tüketiyoruz sanırım.
Hangi işe girişirse girişsin, bir türlü kar edemeyen, zarar eden insanın başına gelendir.
Son zamanlarda başıma gelendir. Borcun dibine batmış bir babanın tek erkek evladı olarak dünyaya gelen benin omuzlarına yüklenmiş ağır bir sorumluluk duygusu temalıdır. Tek iş yetmediği için sürekli dışarıdanda farklı işler yapmaya çalışan, aklına deli gibi fikirler gelen ve inanılmaz girişimlerde bulunan ben, kazanmak yerine sürekli elimi hangi işe atsam biriktirdiğim üç beş kuruşuda kaybettim.
Hatta bu hafta öyle lanet bir işe bulaştım ki elimdekini kaybetmek bile yetmedi üstüne üstlük birde hiç yoktan yere ciddi bir miktar borçlandım. Borcu ödeyeyim dedim başvuru yaptığı hiçbir bankadan kredi çıkmadı. ibneler, ileride zengin olduğumda göstereceğim tabi hepsine.
Gelelim konuya. Hep merak ediyorum ulan hep ben mi böyle neye elimi atsam batırıyorum yoksa başkada böyle benim gibi feleğin çemberinden geçen tipler var mı? Varsa gelin dertleşelim lan. Ama içkiler sizden söyleyim, bende hiç bozuk kalmadı da.
Çok garip ve bazende komiktir. asansör kalabalıksa daha bir zordur. Birkaç kişi varsa yine bir şekilde idare edilir ve gidilecek kata daha çabuk gidilir. Ama eğer ki ağzına kadar doluysa yapacak hiçbir şey yoktur. Eller önde birleştirilir ve sabit bir noktaya odaklanıp inilecek kata gelene kadar oraya bakılır. Hatta bazen yegane görev ve anacımız buymuş gibi o kadar iyi odaklanırız ki katı geçsek bile farketmeyiz, o noktaya bakmamız lazımdır. Herkes indikten sonra ıhımmm diyip inip tekrardan gideceğimiz kata binilenilir.
Zaten gülmek için hiçbir zeka gerektirmeyen kendilerince komik ve zeki olan adam, evet diyecek olan seçmeni genel anlamda ciddi bir şekilde temsil etmektedir.
Ülkemizdeki seçmenlerin yarısı tarafından gerçekleştirilecek olan durum. Resmen beyin tutulması amk. Adama sorsan daha maddeleri bile incelememiş, 6. Ve 8. Madde ile neler olabilir hiçbir fikri yok, kalkmış pkk, hdp, CHP ve geri kalan herkes hayır diyor diye evet diyeceğim diyor. Ulan bir kerede kendiniz araştırın kendi fikrinizle karar verin. Tayyibi istediğiniz kadar sevebilirsiniz ancak ilk olarak ülkemiz için kalıcı olarak hangisi daha yararlı bunu düşünüp araştırın. Tayyip üç beş yıla gider (gitmedi) ama sonradan gelecek ve ülkeyi esir alabilecek kişileri de düşünün. Hep Tayyip yönetmeyecek sonuçta. ileride sizin sevmediğiniz biriside gelebilir, işte o zaman kafanızı duvarlara vurursunuz keşke bütün yetkileri tek kişiye vermeseydik diye.
O kadar da güzel şeyler anlatmayı planlarsınız ancak izleyen birkaç kişi olur, onlar da kimsenin olmadığını ve sizin de fazlasıyla sıkıcı olduğunuzu görünce gider. Hatta takipten bile çıkanları görülmüştür.
birliğimizi bozamayacaklar diyen kişilerin halkın kendisine oy vermeyen kesimlerini bir şekilde kalıba koyup kendi kitlesine karşı hedef haline getirmesidir. bunlar solcu, şunlar ateist, bu alevi, şu zerdüşt, o terörist, bu hain, şu yahudi dölü, onlar fetöcü, bu ermeni piçi de, sonrada birliğimizi bozamazlar. aynen.
bugün ortaköy'de yapılan terör katliamı için başbakan binali yıldırım'ın söylediği sözdür.
evet haklısınız, sizi korkutamaz tabi, 500 korumayla ve en az 30 araçlı konvoyla dolaştığınız için.
ama biz halk olarak korkuyoruz sayın başkan, tenha yerlerde de, kalabalık yerlerde de bulunmaya korkuyoruz. haftasonu çok mecbur kalmadıkça hiçbir şekilde evden çıkmamaya çalışacak kadar korkuyoruz. ailemizde en az bizim kadar korkuyor, işten 1-2 saat geç çıksak 30 kere arayacak kadar hemde.
o yüzden öyle tv ekranlarına çıkıp "tirir bizi kirkitimiz!" demekle hiçbir işin içinden kurtulamazsınız. bu insanlar artık sizin içi boş gazlamalarınıza gelmiyorlar. terör sizi korkutmuyorsa, korkmadığınız şeyin üzerine gidin ve halkınızın daha huzurlu, güvenli bir şekilde yaşamasını sağlayın.
instagramda gezinirken denk geldim ve içerisinde bulunduğumuz durumun ciddiyetinde olmayan zihniyeti herkesin görmesini istedim. Şu hale bakın ya, ülke yanmış bitmiş, herkesin acısı var, heryerden içler acısı haldeyiz ama bu popülerlik meraklısı embesillerin haline bakın. Normal paylaşıma yap yine ama böyle bir paylaşıma yapma bari. Bir kişide çıkıp eleştirmemiş, yazık ülkemin geleceğine. Bu ülkenin geleceği bunlara ve bunlar gibilerine kaldıysa yandık. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1291543/+ https://galeri.uludagsozluk.com/r/1291544/+
evet arkadaşlar. ilginç bir teori ortaya atacağım ve sizde 2017 yılı içerisinde haklı çıktığımı göreceksiniz.
uludağsözlük zall tarafından 2005 yılında kuruldu. ilk zamanlar yıla göre hesap yapılmayıp belirli aralıklarla yeni nesil yazarlara geçildi. sanırım daha sonra akıllarına, kurulduğu yıldan sonra her yıl bir nesile geçme fikri gelmiş olacak ki on birinci nesilleri birkaç yıl daha biriktirip, kuruluşlarının 12. yılına geçildiğinde on ikinci nesil yazarları almak için.
bakın, eğer bu yıl on ikinci nesiller gelirse haklıyım, değilse yine "bu da mı gol değil be!" der, bilgi ve mizah içerikli entrylerimi yazmaya devam ederim.
Sözlük yönetiminin özel mesajdan tüm yazarlara attığı hem yeni yıl mesajında yer alan istatistiklerdir.
çeşitli alanlarda sıralamalar yapılmış. bende büyük bir heyecan içerisinde bu farklı alanlarda kendimi ararken sonlara yaklaştığımda tam içimden "hay s*keyim burada bile yokum, hiçbir listeye yine giremedik" diye sitem ederken sonunda bir sıralamaya en sonuncu sıradan dahil olduğumu gördüm.
entryleri en çok oylanan yazarlar sıralamasında 100. sıradaymışım.
2017'de göreceksiniz, kendisi benim yılım olacaktır. 17 sayısını zaten hep sevmişimdir. merak etmeyin, geçen sene de aynısını 16 için söyleyenlerden değilim.
Mesela imamhatipleri ve bazı cemaatleri örnek gösterebiliriz. Adamlar karşı cinse resmen düşman gözüyle baktıkları için en ufak bir yakınlaşmayı veya konuşmayı en büyük Günah biliyorlar. Sonra oradaki hocalar badelemek adı altında müritlere kayıyor.
Artık kutuplaşmanın en son noktasıdır. Çomar olmayıp bu ülkenin ve çomarların kahrını çekeceğinize bırakın Çomar olun diğerleri sizin kahrınızı çeksin.
Yukarıda geçen önerme tamamen hayal ürünüdür, lütfen dikkate alıp çomarlaşmayınız.
Bu ülkede hala iyi insanların azda olsa olduğunu gösteren bir haberdir. yolda ailesiyle birlikte arabada giderken kontrol yapan trafik polisini görüp, o polisin soğukta üşüdüğünü düşünüp ağlayan bir çocuk var. Ailesiyle eve gittiği halde çocuk ağlamaya devam ediyor ve daha sonra ailesiyle birlikte yeniden geri dönüp polisi buluyorlar. Ve küçük çocuk polise sarılıp ağlıyor. Poliste kendisine teselli veriyor, sen sarıldığın için ısındım ben, artık asla üşümem diyor ve daha sonra çocuk evine gidiyor.
Tam 1 yıl geçiyor ve bu seferde güzel yürekli polisimiz, bu güzel yürekli küçük kardeşimizi buluyor ve evinde ziyaret ediyor. Ne kadar güzel bir haberdi o öyle. O kadar kötü olaylar olurken böyle güzel birkaç olaya denk gelmekte bizi fazlasıyla mutlu etmiyor mu?
Ayrıca haberleri izlerken bu ülkede hala ümidin tükenmediğini ve güzel yürekli insanların hala varolduğunu gördüm, istemsiz bir biçimde gözlerim doldu ve mutluluktan ağladım. Daha öncesinde ise gelen zam haberlerine olan sinirimden ağlamıştım. Ne olursa olsun bu ülkede bir şekilde hep ağlıyoruz. Haberler iyide olsa, kötüde olsa.
Halka yansıtılmasa bile emlak ve arsa alımlarında çok ciddi azalma var. Azalma ve ekonomik gerilememizin sonucu satışlar düşüyor ve bireysel olarak gayrimenkulünü satmaya çalışan insan fiyatı baya geriye çekiyor. ilanları takip ediyorum ve haftalarca, aylarca satılmayan evlerin fiyatı yaklaşık olarak %5-10 arasında düşmektedir.
Çok fazla ev yapıldı ve insanların alım gücü giderek azaldı. Arap ve suriyelerilerin çok daha fazla ev alacağını düşünüp bu piyasayı yardırdılar ancak bekledikleri etkiye kavuşamadılar. Tahminimce yaza kadar ev alımlarını halk olarak durdurursak şuanda 300 milyara alacağımız ortalama bir evi 250 veya 260 milyara alabileceğiz.
O yüzden benim tavsiyem, acele etmemek yönünde olacaktır. Acele edip satışların artmasını sağladıkça bu piyasa inmeyecektir. Sabredin daha uyguna alın.
henüz yazar olmamış bir çaylaktır. baştan peşinen söylüyorum benimle hiçbir alakası yoktur. kendi nickaltı başlığıma bakmak için arama kısmına nickimi yazdığımda bu yazar çıktı ve bende bu şekilde haberdar oldum.
bu sözlüğe bitane ben yetiyordum aslında. neyse, eğer bu şahıs yazar olursa ben nickimi değiştireceğim. zaten uzun süredir ne yapsam diye düşünüyordum, artık ciddi ciddi farklı bir nick bulacağım.
Maalesef ki, akp ve mhp'nin yapamadığını zamanında hdp milletvekili yapmış ve kaçırılıp yakılan askerimiz için önergesini vermiştir. ancak ülke halkına göre vatan haini ve terörist olarak bilinen hdp'nin verdiği önergeyi, vatan millet savunucusu olan akp veya mhp siklememiştir bile.
bugün tamamen karşı çıktıkları şeye ertesi gün hayranlık duyup tapabilirler. uydu alıcısı gibidirler, en baştaki nasıl bir sinyal gönderirse hepsi koşulsuz şartsız buna inanıp savunur.
muhtemelen sadece bizim ülkemizde olan ve ülkedeki medyaya inanmayıp dış basını takip eden her bilinçli insanın yaşadığı durumdur.
geçen rte konuşma yapıp dış basını suçluyordu, türkiyeyi ve hükümetimizi kötü göstermek için elinden geleni yapıp bizim halkımızı kışkırtıyorlar vs diye. bu konuşmadan sonra çomar arkadaşlarım dış medyayı takip ettiğim için beni neredeyse vatan haini ilan ettiler. olm yapmayın etmeyin, asıl kandırılıp uyutulan sizsiniz amk. ülkede o kadar olay oluyor bizim kanallarda belgesel izletiyorlar. e bırakta penguenlerin cinsel hayatını siktiredip dış medyayı izleyelim amk.
neyse ya, bu akp kitlesi hakkında konuştukça sinir katsayım artıyor. format dışına çıkmamaya gayret göstererek bu entryi de sonlandırıyorum.
yahu eli silah tutan bir sürü suriyeli ülkemize girip işsizliği arttırıp burada yaşayıp tavşan gibi ürerken bizim askerlerimiz gitmiş onların ülkesini kurtarmaya çalışıyor ve şehit oluyor.
tamamen saçmalık. toplayın bütün suriyeli erkekleri, eli silah tutan ve savaşacak durumda olanları, en ön safta gönderin suriye'ye kendi ülkelerini kendileri korusun amk. böyle şey mi olur lan. adamları alıp burada besliyoruz, onların yerine kendi askerlerimizi gönderip şehit haberlerini alıyoruz. adamlarda adam olsa, kendi ülkesine bile faydaları yok, kaçmış gelmiş burada kimisi haraç kesip hırsızlık yapıyor, kimisi ise keyif çatıp tavşan gibi ürüyor anasını satıyım.
yemin ediyorum tamamen enayilik bizim yaptığımız. kendi ülkesine faydası olmayan, ülkesi yanıp tutuşurken burada gülüp eğlenen insanların bu ülkeye mi faydası dokunacak? hiç sanmıyorum.