ilk çalıştığım iş yerinde vardı bu yavşaktan.
En büyüğümüzdü, 65 yaşındaydı, yaşına hürmeten bu adama saygı gösteriyorduk. 5 vakit namaz kılar, namaz kılmak için işi aksatır, onun işlerini o an hangimiz müsaitse yapardı.
Bir gün, mağaza sorumlusu olan kadınla mağazanın ofis bölümünde \"dedikodu\" yaparken yakaladım bunları.
Kendi ve mağaza sorumlusu kadın dışında ben dahil tüm çalışanların sırayla dedikodusunu yapıyordu, hepimizi yerin dibine gömdü meğer ne şikayetçiymiş bizden bu yaşlı yavşak! Keşke yüzümüze de söyleseydi bunları. Bu arada; mağaza sorumlusu olan kadına yalakalık yapmayı da ihmal etmiyordu.
Ben zaten üniversiteye hazırlanacağım için işten ayrılacaktım, bu da bu sebeplerden biri oldu.
Kimseyi sikmem; arama mesafe koyar, gerekli uyarıları, şikayetleri yaparım.
Eski sevgilimden ayrıldıktan sonra yaşadığım histi.
Geçen yıldı. Ayrılalı iki ay kadar olmuştu. Bir akşam, kız arkadaşımla sahilde geziyorduk... eski sevgilime benzeyen bir adam geçmişti yanımızdan. Adam da bizim gibi, arkadaşıyla sahilde geziyordu o yüzden birkaç kez karşılaşmıştık. Normalde bakmayacağım bu adamdan salt eski sevgilime benziyor diye gözlerimi alamamıştım... hani şarkıda da denildiği gibi; \"Dün gece, hiç tanımadığım bi\' erkeğe sırf sana benziyor diye usulca sokulup \'merhaba\' dedim\" diye; ehem öhöm! Usulca sokulup, \"merhaba\" demedim tabii ama adamdan dakikalarca gözlerimi alamamıştım.
işsiz olduğum süre boyunca halk eğitim merkezlerinin ücretsiz kurslarına başvurdum, kadro açıldığında kurslara katıldım; şu an üç adet, meb onaylı sertifikalarım var tabii birçok şey de öğrendim öyle boşuna gitmedim. Öğrenmeyi severim.
Bilgisayar işletmenliği kursuna gitmeyi düşündüm ama sonra Photoshop ve ıllustrator\'da çeşitli çalışmalar yapmış bir kız için komik bir durum olduğunu düşündüm.
Basın sektöründe iş aramıyorum zaten arasaydım büyük ihtimalle iş bulurdum çünkü referanslarım var, oluşturduğum ve yazdığım haberler zaten sistemde kayıtlı ama gazetecilik yapmak istemiyorum.
Çevrem ve eski iş arkadaşlarım ne kadar çalışkan, işkolik olduğumu bilirler ama ne yazık iş verenler bunu bilmiyor.
Cv\'me bakıyor bakıyorlar... geri bildirim yok.
Allah\'a dua ettim, hayırlı dönütleri bekliyorum.
Eski iş yerinde hem gazeteci hem muhabir hem editör hem redaktör hem de gazeteye reklam alma işinden sorumluydum (üniversitede gazetecilik okudum). Hevesliyim diye, çalışkanım diye, her işi yaptırdılar.
Evde bile haber malzemeleri toplayıp, haber oluşturup, haberleri yayımlıyordum.
Yoğun çalışıyordum ve karşılığını alamıyordum. Dayanamadım, istifa ettim sonra geri dönmem için teklif edildi ama kabul etmedim.
Benimki hem iyi hem de çalışkan olmanın bedeliydi, büyük haksızlık yapılmıştı.
Konudan bağımsız; çarşıda, avm\'de görüyorum, her yere yeni yeni kahveciler açılıyor. Kim gidecek kahve içmeye, nasıl işleyecek o işletmeler.
öğrendiğime göre; starbucks denen, hiç gitmediğim işletmede bile en ucuz kahve 100 lirayı geçmiş, diğer kahve dükkanlarında da benzer fiyat tarifesi vardır. Ben zaten kahve sevmem, evde bile kahve içmem, çayseverim.
Gösteriş budalası olmayan, popüler kültür kölesi olmayan, kafası çalışan insan zaten buralara uğramaz.
Boykot edin, demiyorum zaten bana ne ama herhangi bir işletmede bir kahveye; küçük, bol kremalı kalitesiz bir keke 200 tl ödemem.
2016 istatistiklerinde en çok eksi veren yazar abridge, diye beni linç edişinizi hâlen daha unutmuş değilim. Hepinizin adını not etmiştim, zamanı geldiğinde intikamımı alacağım!
Tabii ki şaka yapıyorum. Gerçek hayatta o kadar kin güdecek insan tanımışken, sanal alemdekileri umursamam bile.
iddia doğruysa; içmediğim için beni ilgilendirmiyor.
Bağımlı olanlar düşünsün.
Edit: ayrıca 10 lira zam gelince, mantıken yüzde 10 oranında zam gelmiş olmuyor. Sigara 75 tl olsa, 10 tl zam gelse, yüzde 13 oranında zam gelmiş olur.
Birçok sevgilim oldu, hepsi çeşitli nedenlerle bitti ama hiçbiri, \"dost ihaneti\" kadar yıkamadı.
15 yıllık çocukluk arkadaşımın ihanetine uğradım (2024 Eylül) ama hâlâ toparlanamadım, nefretim çok ta:ze.
Nefs\'imle nasıl mücadele ettiğimi, hata yapmamak için nasıl dikkatli olduğumu en iyi o biliyordu çünkü çocukluk arkadaşımdı, en yakın arkadaşımdı ya hani; ona anlatmayacağım da kime anlatacaktım değil mi...
Bi\' gün, birden bire benim namusum hakkında sinkaflı ve küfürlü cümleler kullandı ama birden! Durup dururken!
Okuduklarıma inanamadım! Elim ayağım titremeye başladı! \"Ne diyorsun sen! Nasıl bir iftira atıyorsun bana, haddini aşma xxx\" dedim; cümlelerine devam etti. Sinirden gözlerim dolmuş bir şekilde onu aradım ve gerekeni söyledim ama onun umurunda olmadı; \"he he abridge\" dedi ve telefonu kapattı.
Kendisinde bipolar bozukluk var, evine gittiğimde cam şişedeki tuhaf ilaçları gördüğüm zaman bu ilaçların ne olduğunu sorduğumda bipolar bozukluğu olduğunu, her gün dört ilaç kullanması gerektiğini ama unuttuğunu ve annesinin zorla aldırdığını söyledi. Normal bir insan bunu öğrendiğinde bu kızdan kaçarak uzaklaşırken ben, ona sahip çıktım. Bipolar bozukluk konulu makâleler okudum o kız için! Onunla daha sağlıklı bir dostluk kurabilmek için ama o ne yaptı; namus konusunda hassas olduğumu bildiği hâlde benim namusum hakkında kanıtı, delili, gerçekliği olmayan, tamamen kendi hayal gücüne dayalı fikirlere gerçekmiş gibi inanarak iğrenç şeyler söyledi!
27 yaşındaki kadına, namusun herkes için hassas bir konu olduğunu, bu konu özelinde kimseyi yargılamamak gerektiğini ben öğretecek değilim! Çocukluk arkadaşım bile olsa Bipolar, deyip görmezden gelemem. Salak salak konuşup, ailesinden gizli olarak içtiği sigaraları götüyle içeceğine gitsin tedavi olsun.
Hayatımda en çok haksızlığa uğradığım ikinci vaka bu oldu zaten ilk vakayı bile atlatamamışken bir de bunu yaşadım. Rabbim üçüncü vakayı göstermesin yoksa sabrım taşar, ortalığı yıkarım artık.
Gelişmelere az önce baktım, \"m.\" uzantısını kullanıyorum o yüzden isim görünmüyor ama zall yazmış olmalı.
Online listesi alfabetik sıraya göre değil de sonradan giriş yapanlara göre düzenlenmiş sanırım çok da umurumda değil açıkcası ama değişim iyidir.
Edit: biraz bızıkladım, nesillere göre düzenleme yapılmış. Nesil olarak ne kadar eskiyseniz, listede o kadar yukarıdasınız yani "sözlük hiyerarşisi" oluşturulmuş.
Sofranın fotoğrafını çekip twitter'a attım.
Masada alkol, sigara, tütün ürünleri, gösteriş gibi şeyler olmadığı için, havalı görünmeyi sevmediğimiz için umarım linç yemem.
27 yaşındayım, açık saçlı, hızmalı, dövmeli olunca bakire değil sanılıyorum. Bu yüzden kaç erkek, "Takılmak" için bana yaklaştı ama niyetlerini anladım, "Bakireyim" deyince şaşırıp, hemen uzaklaştılar.
Bu deneyimi daha fazla yaşamamak için görüştüğüm her erkeğe bir şekilde bakire olduğumu söylüyorum, söylemek zorundayım çünkü niyetleri belliyse baştan bitsin.
Konuştuğum bir adam vardı, 37 yaşında, işinde gücünde, dış ticaret uzmanı gibi bir şeydi galiba.
Bakire olduğumu söyledim. Ardından, "Öpüştün mü, seviştin mi, canın istedi mi..." gibi sorular sordu. Ne münasebet ya! Öpüşsem de öpüşmesem de sevişsem de sevişmesem de kime ne! Ben bunun hesabını vermek zorunda mıyım!
iki üniversite mezunu adamın sorduğu sorulara bak! Hemen kendisini aradım, afedersiniz ağzına sıçıp, engelledim.
Herkes haddini bilecek ha bilmezlerse, bildiririm.
Eğer troll değilse, gerçekten yapıyorsan karaktersizin tekisin. Senin gibi birini gerçek hayatımda kaale almazdım gerçi sözlük ortamında da sizin gibileri kaale almam.
En son 6 ay önce kestirmiştim, 300 lira ödemiştim zaten uzatmaya karar verdiğim için artık kuaföre bu yüzden gitmeyeceğim.
Kaş alımı da 100 liraydı. Sarı alt tonlu olduğum için bıyıklarım yok o yüzden hiç aldırmadım ama o da kaş alımıyla aynı paralelde ilerliyordur herhalde.
Kaşlarımı da kaç aydır evde, cımbızla şekillendiriyorum.
Kafalarına göre fiyat arttırıyorlar, mecbur kalmadıkça randevu almıyorum
Moonlight sonata yönetiyor diye aklımda kalmış ama o paylaşmaz herhalde böyle şeyler.
Uludağ sözlük\'ün twitter hesabı (takip etmiyorum), sözlükten bağımsız bir sayfa bence. Anlaşmalar yapılmıştır, tweet atarak reklam yapılıyordur. Çok da takılmayın, herkes ekmeğinin peşinde.
Mesela bu akşam markete gidecektim ama marketten 3-5 bir şey alacaktım, o yüzden koca cüzdanı yanımda taşımayayım sadece kartımı alayım, cebime atayım dedim. Evden çıkacaktım, son anda yanıma kartımı almadığım aklıma gelmişti. Koşa koşa odama gidip, çantamdan kartı almıştım.
4 yıl önce üzerime kayıtlı olan arabayla kaza yaptım (önümde kasis var diye yavaşlamıştım, arkamdaki takip mesafesini ayarlayamamış, arkadan vurdu) sigorta bu yüzden bana fazla çıktı, ondan ötürü arabamı babama devrettim ama şimdi arabayı yeniden üzerime alacağım. Bakalım ne kadar sigorta çıkacak, 15 bin TL bütçem var.
Araba kullanmaktan soğudum zaten artık, yatacak otoparkta.
Bazı şeylerin üzerinden 8 yıl geçtiğine inanamıyorum.
8 yıl önce upuzun, kızıl (kına yakılmıştı) saçlarım vardı, lise okuyordum, gelecek kaygım yoktu, iş bulma kaygım yoktu, yuva kurma kaygım yoktu, 19 yaşında bir çocuktum, bisiklet sürerdim; çok özledim...
2017\'den sonra saçlarımı kısacık kestirdim, siyaha boyadım, yakıştıramadım kendime, kızıla boyadım sonra yeniden siyaha boyadım -beyaz tenli ve doğal sarışınım- sonra sigara denilen zehre başladım ama telafi etmeye çalışıyorum. Önce saçlarımı eski rengine döndürdüm, şu an açık kumralım, uzatmaya karar verdim, uzuyor da ayrıca sigarayı bıraktım.
Eskiyi geriye getiremem ama tip olarak eskisi gibi oluyorum, özüme dönüyorum.
Sözlükte yetkili olmaktan bahsediliyorsa; boş insan işidir. 2016\'da üye olduğum ilk zamanlar buradan yazıştığım bazı yazarların böyle hedefleri vardı, gammazlama yapıyorlardı tabii 19 yaşında hedefsiz bir kızdım, mantıklı geliyordu zaten mantık da aramıyordum ama şimdi... bence de kendi kendizin yetkilisi olun, diğerleri boş iş.