özellikle yetim odaklı insani yardımlarıyla ümmete büyük hizmetlerde bulunan kuruluş.
bir bakıyorsunuz sudan'daki yetimlere ulaşmışlar yiyecek ve barınak yardımında bulunuyorlar, aynı sıralarda başka bir ekip arakan'dan kaçanlara bangledeş'te çadır kent kurup su kuyuları açıyor, geridekiler biz ne yapacağız derken bir kısmı doğu gutaya koşuyor bir kısmı gazzeye geri gidiyor, dünyayı doğan haber ajansından, cnn'den, ntv'den takip edenlerin başını hızla döndürecek süratte ümmet için mücadele ediyorlar, allah onlardan razı olsun.
imam buhari vakfının 2017 yılında şehit edilen değerli hocası, birçok talebe yetiştirip ümmete hizmet için sokaklara salmıştır, en acısıysa yetiştirip ahlak sahibi yaptığı çocuklardan birisinin ebeveyni tarafından katledilmiş olmasıdır. allah rahmet eylesin.
son günlerde farklı farklı kaynaklardan beslenerek basın yoluyla türk toplumunun bilinç altına işlenmeye çalışılan, hiç de masum olmayan bir faaliyet, o kadarki bu sözlükte yıllar sonra başlık açtırdı zat-ı şahaneme.
eminim eski yazarlardan entutun bile yavaş yavaş kafası karışmaya başlamıştır, lan acaba boşa mı yıllardır sövüyoruz bu çocukcağızlara diye.
suruçta gerçekleşen son katliamda nedense kafamda böyle bir komplo teorisi canlandırdı, öyleya artık her saldırıyı, her katliamı üzerine atabileceğimiz bir örgütümüz daha var, henüz yaralıları yerden kaldıramadan bombayı ışid patlattı diye kulaktan kulağa yaydık? nereden biliyoruz? nasıl bu kadar emin olabiliyoruz? anladığım kadarıyla hepimizin müneccimlerle seviyeli bir ilişkisi var.
geçtiğimiz günlerde cnntürk denen o garip kanalda canlı yayında hdpli bir kadın çıkıp "pekeke terör örgütü değildir" derken sunucu arkadaşın onaylar vaziyetteki surat ifadesi zaten yapılmak istenileni özetliyordu.
her neyse bizler çayımızı yudumlayıp entrylerimizi girerken insanlar orada ölüyorlar, sakat kalıyorlar, işin arkasında kim varsa allah belasını versin, fakat unutmayın pekaka hiçbir zaman masum olmadı, üzerlerine sinen o şehit kanlarıyla da asla masum olayamacaklar. bugün başımıza ışid diye bir bela musallat oldu diye bu ülkenin 40.000 insanının ölümünden sorumlu bir örgütü masumlaştırmayın.
renklerini iyicene belli eden sözüm ona iki ayrı taraftar grubu. neyse mamiden kapmışlar aferini hamdolsun!.. kombineleri yola çıkmıştır umarım.
bu ülkeyi gözünüzün önüne getirin insanların, topluluklar halinde kendini ifade edebildiği tek yer neresi kalmıştı? stadyumlar değil mi? dileyen küfür ederdi, dileyen eğer inönü stadındaysa maçı bırakır denizi izlerdi, dileyen tayyibe dileyen kılıçdaroğluna muhabbet arasında giydirirdi, tribün çocukları iyi bilir bunları. şimdi ne mi oldu? sözüm ona ezeli rakip ebedi dost kankaların da desteği ile toplumun son özgürlük kalelerine de kilit vuruldu.
bunlar başbakanlarının izin verdiği kadar taraftar, içişleri bakanlarının izin verdiği kadar hür iradeli adamlar..
başlıktaki her unvan için bir futbolcu adı yazabiliriz. mesela çirkef deyince bülent korkmazın üstüne türkiye'ye adam gelmemiştir.. antipatiklik konusunda ise rakip takım taraftarlarına volkan demirel ve ibrahim toroman inanılmaz antipatik gelir.. ancak karaktersiz deyince bir durup düşünürüm.. volkan, bülent, ibo hepsi karakteri sağlam adamlardır. ancak arkadaş bu caner erkin denen adam nedir yahu? bu adam başlığa cuk diye oturuyor abi. yani her şeyden önce fener taraftarı bu adamın takımda kalmasına nasıl müsade eder çözemedim gitti.
zaman değerlidir mirim. hızla akıp gider, çok kıymetli zamanını bu platforma ayıran binlerce insan varken bu orta çağ uygulaması silik muhabbetinden vazgeçilmesi gerektiğini düşünüyorum.
mesela bugün son olarak entut uzaklaştırılmış, fikirlerini sevmem ters düşeriz epeycene ancak nick altında 300'den fazla entry olan bir adamın bu sözlüğe ne kadar vakit ayırdığını tahmin edebilirsiniz.. sadece entut değil bu sözlüğün silik listesini alt alta sıralarsak günün entry rekorunu kırararız. üstelik bu insanlar kıymetli vakitlerini birilerini kar gütmesini göz ardı ederek hiçbir beklenti içerisinde olmadan harcadılar. sonuç? belkide sümüğün bile tutmaktan aciz bir mod tarafından uçuruldular. daha önce bilen bilir benimde modluk yaptığım eko sözlük diye bir platform vardı, fikirlerinden zerre haz etmediğim edward downing diye kimileri için bir baş belası mevcuttu, ancak ne fikirlerine ne de kendisine saygı göstermesemde sözlüğe ayırdığı zamana saygı duyup silik yememesi için çok çabalamışımdır. tabiki onunda sonu tıpkı entut gibi olmuştu.
bunun bir çözümü olmalı mesela;
çok sıcak bir konu olduğu için entut üzerinden gidelim. yazarın statusu tipik olsun açtığı ve üzerine gittiği konular siyasidir genelde, entutun siyasi başlıklar altına entry girmesi bir süreliğine engellensin, bu sayede yazar eğer sözlüğü seviyorsa zaten diğer konulara yönelir bu sayede o yazarın diğer konulardaki görüşlerini de öğrenmiş oluruz hem de kişi kendini bu konular üzerinden geliştirmek için yeni argümanlara yönelir ve sözlük bir yazar kaybetmektense yepyeni bir alanda o yazarı kazanır. teknik olarak bir ütopya değil bu işin yazılım ayağı çözülür ancak uygulama olarak ne kadar uzakta bize bu kişiden kişiye değişir..
çin 4. uzay üssünü kurmak üzere, biz halen entut'un, fazıl say'ın, zenci'nin, edward downingin v.s. fikir özgürlüklerini tartışıyoruz. yazık yapmayın zaman kıymetlidir.
fikret orman ve yönetiminin son bombasıdır. yok fedaydı, yok melemendi yok takım süper gidiyordu falan fiş mekan işte gelinen son nokta da bu.
en çok zoruma giden de elin fenerbahçelisi rıdvanın taşıdığı duyguları ne mevcut beşiktaş başkanı ne de antrenörü taşımıyor, vizyonları ancak ve ancak bucasporu yönetmeye yeter bunların, yazıklar olsun.
bugün bir kez daha anladım ki bu işler görüldüğü gibi değil arkadaş. kulüp yönetmek, daha önemlisi iktadarken muktedir olabilmek çok önemli. güçlü bir iktidar olabilmek yönettiğin zümrenin mutluluğu için en önemli etken.
ben feda ile birlikte evinde 2 çeşit feda t-shirtü bulunan, 1i fernandes, 2si taraftar forması olmak üzere sezon başında 3 adet farklı forma alan ve beşiktaş dergisi aboneliği bulunan kendime ve maddi imkanlarıma göre sıkı bir beşiktaşlıyım. iş hayatımın yoğunluğundan ötürü maç kaçırma kaygısıyla kombinenin kapısından da döndüm bu yıl. yanlış anlaşılmasın parasından değil ben almazsam açılan yeri alan arkadaş benden daha çok maça gidebilir diye almadım. bugüne kadar da aklıma biraz daha destek olmak maksadıyla (çünkü rakiplerimizle makas iyicene açıldı) kulübe üye olmayı planlıyordum ancak bugün karşılaştığım durum daha öncelerden fikret orman yönetimine karşı biriken rahatsızlığımın artık patlama noktasına ulaşmasını sağladı.
semtten ve kulübün içerisinden olanlar bilir, levent erdoğan denen adamın bulunduğu yönetimlerde yer almasındaki en büyük etken derneklerin onun kontrolü altında olması ve bu derneklerden ciddi şekilde yönetim seçiminde oy alınabildiği düşünüldüğünde levent erdoğan başkanlar için ideal bir kanka halini alıyor. ancak bunun bir takım karşılıkları olması gerek? en basitinden pazar günü çanakkale'den 2 otobüs dolusu adam geliyor, inönü'de fener maçı için, gelsinler başımızın üstünde yerleri var tabiki, peki ya bilet? bilet yok. en azından bizim gibi parasıyla maça gitmek isteyen adamlara yönetim şaka yapar gibi sadece 600 bilet ayırmış. biletixde satışa çıktıktan yaklaşık 5 dakika sonra bilet falan kalmadı. e stada gideydin diyenler olabilir, onu da yaptım ancak merterden oraya geldiğimde stadın önünde de yeller esiyordu. 5-10 arkadaş birbirlerine serzenişte bulundular ve yukarıda anlattığım muhabbet çıktı ortaya.
bu stad 32.000 kişilik, biletix 600 adetini sattı, dün bjk logolu kredi kartı sahiplerine yaklaşık 12.000 bin bilet satıldı localar ve kombinelerle birlikte 3000 bilet daha sahibinin elinde diyelim. gazeteciler ve diğer akreditasyon yaptıranları da abarta abarta söyliyelim 1000 olsun. etti mi sana 16.600? hadi 1000 tane de iş adamları, sponsorlara vs. dağıttın? oldu 17.600 nerede abi diğerleri? nasıl oluyor da sen biletix'e sadece 600 bilet veriyorsun? onu ona sadece 600 verdin staddan sattığın 400 nedir abi?
pazar günü oturdum ligtvdeki konuşmanı canlı izledim fikret başkan. çok güzel şeyler anlattın, kulübün nasıl para kazanacağına dair projeler sundun. lakin parasıyla gelen taraftardan bilet saklarsan bu anlattıklarının ne önemi kalabilir.. dahası ne farkın kaldı yıldırım demirören'den? zamanında karagümrüklülere dağıttığı biletler yüzünden köşeye sıkıştırmıştınız demiröreni, o zaman sen vardın, işin kötüsü artık adamda bırakmadınız şimdi sizlere dur diyecek.
düşürülen uçağımızın ardından pörtleyen yazar sıçmıklarından biri.
öncelikle bu plan için kaç göt gerekiyor sanırım bu hesaplanmalı, malum yüz ölçümü büyük bir ülkeden bahsediyoruz. ziyadesinde bazı yaptırımlar ve "kaka çocuk esed" benzetmeleri için iyi bir mazeret olabilir bu durum. ancak nasıl ki uyarısız bir şekilde bu uçağın düşürülmesi uluslararası hukukta suçsa, bunun karşılığında o devlete savaş açmakta ağır bir hareket olarak karşılanır, yani her ne kadar atarlı ergen arkadaşlarımız üzülse de savaş açmak için dünya bu durumu biraz basit karşılıyor.
haricen sizin su kanallarınız belli de suyu kaçırdığınız yerler yanlış mirim.
bu akşam oynanan fenerbahçe bursaspor mücadelesinin sonunda kupa seremonisi esnasında tv ekranında belirmesini beklediğim yazıdır.. neden yazmadıklarını anlamadım. oysa ki kimse yadırgamazdı.
evet tarihten hiç hoşlanmayan veyahut ömrü boyunca sadece orta öğretim sıralarında tarih eğitimi almış bir insanın bu savaşta başkomutanın ulu önder mustafa kemal atatürk olduğunu zannetmesi makul bulunabilir.
ancak 4. sınıf bir tarih öğrencisinin üstelik çanakkale savaşları meydanında turistlere rehberlik yapan birisinin bu soruya mustafa kemal atatürk demesi eğitim sistemimizin ne kadar içler acısı bir halde olduğunu gösteren başka bir örnek sanırım.
bütün hayatı sözlük olan bir ergenden başka bir şey değildir..
neymiş efendim sözlük yönetimini protesto edeceklermiş ha siktir lan. çin 4. uzay üssünü kurdu amk. siz nelerle uğraşıyorsunuz gelin yazın kafanıza göre takılın, sonra gidip bir çay koyun olsun bitsin.
ayrıca bu ortamı sanal bir platform olmaktan çıkarıp manevi bir değer yüklemeye başlayan arkadaşların hayatlarını gözden geçirme vakitlerinin geldiğini düşünmekteyim.
bana göre garip ve mucizevi bir olaydır. bunca rüzgara ve yapışkanlıklarına rağmen gökten her biri tek başına yere düşer, bir bütün halinde yere düşmelerini engelleyen şeyin ne olduğunu çok merak ediyorum mirim.
ses seviyeleri desibel (db) olarak ölçülür. eğer uzun süre yüksek sese maruz kalırsanız bu işitme için tehlikelidir. 80 db, işitme için tehlikeli seviye olarak kabul edilir. eklediğim görseldeki ses tablosu hangi frekans ve şiddetli seslerin zararlı olduğunu anlamanıza yardımcı olur. ses yoğun bir seviyeye ulaştığında, bu iç kulaktaki tüy hücrelerine zarar verebilir. ani bir ses darbesi kayıp ile sonuçlanabilir. ilk yüksek frekans sık sık zarar veya alanı etkiler. konuşmalarda, sessiz harfler "t", "s", "th" ve "sh" insanlar tarafından daha zor duyulur.
son olarak lefter küçükandonyanis hayatını kaybetmesi sonucu cennetin yapmış olduğu taktiksel değişikliktir.
daha önce beşiktaş'dan baba hakkı, galatasaray'dan metin oktay'ı kadrosuna dahil eden cennet son olarak lefter transferiyle her birimizin gözlerini doldurdu..
akpnin hazırlayacağını iddia ettiği sözüm ona özgürlükçü anayasanın tavuklar için hazırlanmış olan versiyonu. bildirgeyi gün yüzüne çıkaran ise liberal demokrat parti genel başkanı cem toker'dir.
--spoiler--
Bu yasak delisi zihniyetin, özgürlükçü anayasa hazırlaması, mudurnu tavukçuluğun tavuk hakları bildirgesi hazırlaması gibi bir şey olacaktır
--spoiler--
madde 7- (1) cumhurbaşkanlığına türkiye büyük millet meclisi üyeleri içinden veya meclis dışından aday gösterilebilmesi en az yirmi milletvekilinin yazılı teklifiyle mümkündür.
bireyin seçme seçilme hakkını ve siyasi özgürlüğünü bağıra bağıra engelleyen bu taslağa niçin günümüzün çakma liberalleri ve sosyal demokratlar hiç ses çıkartmıyor acaba?
