Gündemi takip ederken geçmişteki bazı hataları fark ettim. Bu öyle değil biliyorum ama öyle hissettirdiysem üzgünüm. Umarım mutlusundur eski dostum. Sohbetini çok özledim. Sevgiyle.
garip bir his bırakıyor insanda. çocukluktan başlayıp erginliğe doğru geçen süreçte bir şeylerin eksikliğini iyi hissettiriyor. sevgi mi, korunma içgüdüsü mü? bu sorulara cevap vermek sanırım kişiden kişiye değişecek şeyler.
kitabın kurgusunun, konusunun gerçek olup olmadığı hakkında bir araştırmada bulunmadım. şaşırıyorum kendime halbuki sevdiğim kitapların geçmişlerini didik didik ederdim.
belki de gerçek olmasından korktum. kendimi gördüm. zaman akıp giderken sadece mekanlar değişir, aklınızın içindeki hapishanenin soğuk duvarlarının tedavisi yoktur akıl hastanelerinde.
dino buzzati'nin romanı.
Romanda yirmili yaşlardaki teğmen Drogo’nun tayininin olduğu kaleye gidişi ve orada geçirdiği zaman anlatılır. Bu kale bembeyaz bir çölün, Tatar çölünün kenarında yer alır. Drogo bu kaleye sadece dört aylığına geldiğini düşünür ve tam doktordan raporunu alacakken çölün gizemli duyguları onu ikna eder ve kalede kalır. Böylelikle drogo hayatı boyunca o büyük anı bekler. Kahramanca kendisini göstereceği ve ben oldum diyeceği anı bekler fakat günler ayları kovalar aylar yılları... yaklaşık otuz yılını bu kalede geçiren drogo artık orada sadece alışkanlıktan kalıyordur. Dışarıdaki hayattansa bildiği bu monotonlukta hayatının sona ermesini istiyordur. Hastalanır. Yıllar ona ve genç bedenine iyi davranmamıştır. Ve tam hastalandığı sırada otuz yıldır beklediği o an gelir fakat drogo buna hazır değildir. Hasta olduğu için apar topar kaleden sevk edilir. Mola için konakladıkları handa artık hayatının bir anlamının kalmadığını hayallerindeki o anı yaşayamayacağını ve kahraman olamayacağını anlar ve ölmeye karar verir.
Aylak adam, Yusuf atılgan’ın aylak adam romanındaki bay c’dir. Zengin ve ne yaptığını bilen, insanların iç yüzünü kolayca görebilen biridir. Basit şeyler için kendini kahretmez. Tabuları yoktur.
Raskolnikov ise Dostoyevski’nin suç ve ceza romanındaki baş karakterdir. Zihniyle verdiği savaşı bize çok güzel aktarır. Paranın önemini ya da önemsizliğini kavramamız için doğru bir psikolojiyi bize gösterir.
ikisini karşılaştırdığımda ikisinin de bilgili olduğu görülür. Belli bir donanımları vardır. Hayatlarını idame ettirme şekilleri farklıdır. Aylak adam babadan zengindir. Raskolnikov fakirliğin en uç kısmını yaşamaktadır. Aylak adamın, raskolnikov kadar baskın olan bir vicdanı olduğunu söylemek pek mümkün değil.
ikisi de farklı alanlarda birbirlerini geçerler.
1921 Manisa doğumludur. istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirmiştir. Türkiye Komünist Partisine katılarak faaliyette bulunduğu iddiasıyla sıkıyönetim mahkemesince tutuklanarak hapse mahkûm edilmiş ve on ay hapis yatmıştır. Aylak adam, Anayurt’ oteli ve canistan adlı eserleri vardır. Eserlerinde hayatın içinde olan fakat görmezden gelmeye çalıştığımız insanları farklı bir açıyla anlatmıştır. Aylak adam, gününü istanbulun sokaklarını dolaşarak geçiren, birini arayan ama seçtiği yollar yüzünden bir türlü bulamayan kişidir. Bu karakterin iç dünyasını belirten bir cümle değildir çünkü karakterin iç dünyası normal hesaplaşmalar içinde değildir. insanları inceler. Anayurt’ otelinde ise taşrada akrabadan kalma oteli işleten zeberçet’in bilinçaltındaki düşüncelerini bize yansıtır. Karakterleri bize hissettirir Yusuf atılgan.1946 yılında Manisa’nın Hacırahmanlı Köyü’ne yerleşerek çiftçilik yapan Yusuf Atılgan 1976’da istanbul’a dönmüş; burada danışmanlık, çevirmenlik ve redaktörlük yapmıştır. 1989 yılında istanbul’da kalp krizi nedeni ile hayatını kaybetmiştir.
Gözümde canlanır koskoca mazi. Heroes’in en komik karakteri. Gerçi geçmişe gidip, bir adamın sevgilisini elinden aldı ama hiro nakamura gülüşü diye bir gülüş var. Babasının ölümü üzmüştür.
Vücut geliştiren erkek iticiliği değil vücut geliştiren bazı erkeklerin beynini geliştirememe iticiliği diye değiştirilebilecek başlık. (Beyin mi gelişir, akıl mı gelişir? Tam karar veremedim.)
cografya hocamizin 5 yasinda bi cocugu vardi. hocanin annesi bakiyordu karisi da ogretmendi derste mutlaka annesi arar ve hocamiz da keyfi yerinde mi diye sorardi. onun ustune bizde hocam keyfi yerinde miymis diye sorardik sonra hoca da bize cocugunun kati gida yemege daha baslamadigini bezi birakamadigini anlatirdi vs boyle ders biterdi.
matematikle araniz çok iyiyse odtü ygs lys iyidir. ayırt edici sorular vardır.
edebiyata yazar ezberleyerek çalışmayın bol bol test çözün birey in lys edebiyat kitabı iyidir, ayrıntıdır.
şöyle oluyor.
annem- aa kızım falancanın düğünü varmış, ben yalnız mı gideyim? (masum bakışlarıyla soruyor.)
ve kıyamadığınız için gidiyorsunuz.
sonuç
-sevilmeyen kişilerle tokalasma.
-etrafa hepinizden nefret ediyorum bakışı atma.
-düğünde en çok oynayan kişi olmak.
-bir tanecik annenizin gönlünün olması sanırım en önemlisi bu.