abi deme lazim olur
-385 (küçük ibo'nun yengesi)
altıncı nesil silik 1 takipçi 66.30 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    atatürk ün kurtuluş savaşını tesadüfen kazanması

    1.
  1. fransız ve ingiliz tarihçilerin yıllardan beri dile getirdiği iddia. kulak kabartmak da yarar var. sonuçta tarih dediğimiz şey muammalardan ibaret.
    1 ...
  2. iki kemalistin evliliğinden doğacak çocuk

    1.
  3. isviçreli bilim adamlarının bile nasıl bir şey olacağını öngöremedikleri çocuk tipidir.

    (bkz: doğarken ölmek)
    1 ...
  4. memurların yobaz olması

    1.
  5. ilginç bir mevzu bu azizim. türkiye dışında herhangi bir ülkede pek rastlayamayacağınız türden bir şey. bir kesim düşünün ki, ta yıllar öncesinden bu devlet bu millet bizim duygusuna haiz olsun. ülkeyi tapulu malı sansın. işçi, çiftçi ve tüccarların kendileri için varolduklarına inansınlar. bir ülke düşünün ki, kurucuları olarak lanse edilen kişiler o kesimi zamanında devletin merkezi yapsın. halktan ayırsın ona türlü imtiyazlar versin. bir kesim düşünün ki, geneli okuma yazma bilmeyen bir ülkede iki satır mürekkep yaladığı için kendisine verilen imtiyazları olabildiğince kötüye kullansın, halkı ezsin, onları aşağılamaya çalışsın ama sosyal ilişkileri sıfır olsun. ticarete kafası basmasın, emek gücü denen şeyin yakınından geçmesin, tek yeteneği sabah bir masaya oturmak, ciklet çiğnemek akşam o masadan kalkmak olsun. ölürüz dedikleri devletin telefonlarıyla eş dostla dedikodu yapsın, devletin malı deniz yemeyen domuz zihniyetinde olsun ve mütemadiyen parası olanın işlemini gerçekleştirip bayağıca, onursuzca bir şey olan rüşveti hayatının merkezi yapsın. canları sıkılınca da eylemdi mitingdi açıııız diye kıçını yırtsın meydanlarda. sadece düşünün...

    kendilerine özel dernekleri, kulüpleri, bakkalları çakkalları, lojmanları,bilmemne evleri ve sosyal paylaşım alanları var memurların. dış dünyadan o kadar korkuyorlar ki o kadar biçare ve perişanlar ki halkın arasında, o kadar pısırıklar ki kendi gibi olmayanlara tahammülleri yok. yapamıyorlar metabolizmaları bozuluyor. tüm bunları sadece düşünün...
    6 ...
  6. ezan okunurken aşık olmaktan vazgeçmek

    1.
  7. upuzun bir kahpeydi. saçları kısaydı turuncuya çalardı. ilk kez okulda öğrenci işleri sırasında görmüştüm onu. 1 saat sonra da bulunduğum sınıfa adımını atmıştı. okulun daha ilk haftasıydı. öncesinde hiç görmemiştim kendisini. heralde alttan ders alıyor diye içimden geçirmiştim hoca dersi anlatmaya başladığında. sadece önüne bakıyor hiçbir şekilde kimseyle göz temasında bulunmuyordu. kendisini ağırdan satan kahpelerden diye düşündüm hemen. böyle çok kız tanımıştım ve işimin kolay olacağı düşüncesiyle arsız bir mutlulukla doldurmuştum içimi o an. hedefti o artık benim için. yeni oyuncağımdı. yeni heyecanımdı. sabah erkenden kalkıp çocuklar gibi kendimi okula hazırlama sebebimdi. karılar gibi. metroseksüel ilan edilmiş zavallı milenyum erkekleri gibi.

    otoparkda görüyordum hep, arabası vardı. mini eteğiyle eğilip oturunca penthouse'dan fırlama gibi oluyordu. bir filmin içinden çıkıp gelmiş gibi yürüyordu. yüzü o kadar da güzel değildi diyordum kendi kendime, yüz önemlidir diyordum. içimi siktiri boktan bir karamsarlık almıştı ve bu şekilde kendimi avutmaya çalışıyordum. onu elde edemeyecektim. hatta tanışamayacaktım. bu kız gerçekten diğerleri gibi değildi. ağırdan almıyordu. ağırdı. kendine has bir havası vardı. tamamen gerçekti bu kahpe. diyerek bir zamanı böyle harcadım.

    kantinde onu gördüm bi gün. biriyle konuşuyordu. konuştuğu benim tanıdığım bir hatundu. hemen gittim hızlı hızlı. hatuna ne diyeceğimi bilmeden koşar adım yürüdüm. çok sigara içerdim, soluk soluğa kalmıştım. bizim kıza selam verdim. o da naber len diyerek mevzuya daldı. turunculu orospu hala yüzüme bakmıyordu. ilk gördüğünde merhaba der gibi ağzını bükmüş sonra yüzünü benim olduğum yörünge dışında her tarafa çevirmişti. şöyle böyle derken bizimm hatun öğle yemeğine çağırdı. turunculu da gelecekti hem. hemen kabul ettim.

    yemeğe gittik. biraz espri yaptım. gülümsedi. iki gün sonra yine gittik bu sefer güldü. sonra sınıfta yanına oturdum ismiyle hitap ediyordum artık. beraber sigara içmeye beraber yemek yemeye gidiyorduk. okul dışında da görüşmeye başlamamız 2 haftamızı almıştı. kahveler içiyor, nargileler tüttürüyorduk.

    bu kızda beni çeken bir şey vardı. ses tonu, şuh kahkaları, mini etekleri, dolgun dudakları ve sert memeleri... ona aşık değilim diyordum, elde etmek istiyordum ilk önce, sonra zaten aşık olurdum. kendimi nasıl olsa kaptıracaktım biliyordum. yıllarca kadın milletinden çok şey çekmiştim. geneli yaralamıştı beni. önyargılarım vardı ama hep başa dönme isteğim de vardı aşktan kadınlardan tamamiyle bir türlü vazgeçmemiştim. her zaman temiz bir sayfa bulsam yazılmak istediğimi düşünürdüm. ama yoktu öyle bir sayfa da derdim. zaman zaman ağır triplere giriyordum. histeri krizlerine girip çıkıyordum.

    1 ay kadar zaman turuncuyla sevişeceğim günü hayal ettim. kaptırmıştım da kendimi. onla yemek yapmayı, iyi bir müzik ve içkiden sonra sabahlara kadar tavşanlar gibi yatakta dönüp durduğumuzu, amerikan aşk filmlerindeki orospu çocukları gibi birbirimize türlü munzurluklar yaptığımızı hayal ettim. arkadaşlarıyla aramı iyi yapmış, her şeyi kontrolüm altına aldığımı sanmıştım. kimin ağzını yoklasam tamam bitti artık siz oldunuz lafları işitiyordum. turunculunun arkadaşlarına söylediği de bu şekilde şeylerdi.

    artık o günün geldiğini hissetmiştim. güzel bir yerde buluştuk. daha önce hiç açmadığım konuları açmıştım. nolacaktık biz demiştim. olacağız demişti. ağzıma çalınan balla sevindirik olup yine hayallere dalmıştım.

    iki gün sonra, telefonlarıma cevap vermedi. ilk zamanlar bunu yapardı ama sonra bu huyundan vazgeçerdi. acaba yine tirp mi atıyor diye düşünürken siktir et üstüne gitme dedim kendi kendime.

    derken; bir gün sonra onları gördüm. el ele sinemaya giriyorlardı. çok yakışıklı bir orospu çocuğu vardı yanında. dışarı çıkıp bir sigara yaktım. ezan okunuyordu. yukarı bakıp sövdüm. eve gidip yattım.

    niye böyle olmuştu saatlerce düşündüm. defalarca aramama rağmen telefonuna bakmıyordu. arkadaşlarına sorduğumda onlar da şaşırmışlardı. bilmiyoruz diyorlardı. ertesi gün gidip bildiğim ne kadar küfür varsa edecektim, suratına sıçacaktım. ucuz intikam duygularıyla sabahı zor ettim.

    okula gittim. öğlen ancak görebildim. iğrenç bir güneş vardı. otoparkta yakaladım.

    - ya inanamıyorum dedim.. sen ve o... diye devam edecekken..

    + lütfen uzatma olan oldu üzgünüm. dedi.

    ne zaman bir konuşma için hazırlık yapsam sıçıp batırır heyecanlanırdım spontane yaşardım çünkü mütemadiyen.

    arabasına binip gitti sonra. uzaklaştı aniden. öylece kalakalmıştım ben.

    bir sigara yaktım. ezan okunuyordu. yukarıya bakıp sövdüm. daha şiddetli sövdüm.

    eve gidip yattım. zil çaldı. kapıcı aidat istemeye gelmişti...
    3 ...
  8. müslümanların kendilerini tanrıyla bir görmeleri

    1.
  9. hz.muhammed'e yahut islam'a yönelik herhangi bir hakaret ve tenkitte dişlerinin eriyererek beyinlerine doğru yol almasından anlaşılan kötü bir müslüman huyu. sanki kendilerine hakaret edilmişcesine koskoca tanrıyı savunma çabaları, bu çabaların yarattığı trajikomik durum, asıl hakareti kendilerinin ediyor oluşu vs.. ayrıca south park'ta hz muhammed'e hakaret eidlmesi başlığında rahatlıkla görebileceğimiz durum.
    3 ...
  10. tanrının tadamadığı insan zevkleri

    1.
  11. ne kadar onun en yüce varlık olduğu ve her şeye sahip olduğu düşünülüyor olsa da, insanla arasındaki uçurumun derinliğini belirleyen zevklerdir bunlar. aşık olmak örneğin, bir kadına sırılsıklam aşık olmak? hiç tadabilir mi acaba bunu? tekmeyi yemek, ucuz bir intikam peşinde koşmak, sevmek, yılmak, nefret etmek. hiç bilebilir mi acaba bunları, hiç tahayyül edebilir mi? emin değilim.
    4 ...
  12. tsk nın ülkeye verdiği zararlar

    5.
  13. tsk nın ısrarla bedelli askerliği getirmemesi

    1.
  14. kendisini meclisin dışında bir türlü tutamayan tsk'nın birilerine şirin gözükmek amacıyla bir türlü alamadığı siyasi bir karardır. ikinci dünya savaşında fransa ordusunun bile bu kadar askeri yoktu diye düşünürken, başbuğ'un ısrarla terörle mücadele ediyoruz diyerek savuşturduğu bir gerekliliktir halbuki bedelli askerlik. üstelik bu kadar askere rağmen 50000 kişinin bugüne kadar hayatını kaybetmesi de çelişkinin ulaştığı doruk noktası olarak değerlendirilebilir.
    3 ...
  15. başarı

    37.
  16. hiç tatmadığım bir şey. bilmiyorum kokusunu. hiçbir fikrim yok nasıl bir haz olduğuna dair. haz olduğundan bile şüpheliyim belki. bir insan bu kadar mı uzak olur bir duyguya? oluyor işte öyle deme.

    kenar bir mahallede büyüdüm adana'da. evimiz kiraydı. babam biraz para yaptı taşındık ordan. ev aldık bir tane. ilk evimizdi. babam çalışkan adamdı. tüccardı. kafası her daim çalışırdı. neyse gittik yerleştik. yeni bir mahalle. bizim geldiğimiz yerden daha temiz bir semt. asfalt kaplı yolları olan bir mahalle. ilk hissettiğim şey, artık toz duman arasında değil de asfaltta top oynayacağımdı. türkçeyi daha bi düzgün konuşuyorlardı burda insanlar. akıcıydı türkçe, şivesizdi. iyi bir mahalleydi , belliydi. mahalledeki çocuklarla tanışmam uzun sürmedi. futbol topu her meseleyi çözmüştü. zaten uyumlu bir tiptim, fazlasıyla dengeli, meraklı bir çocuktum. okulda bütün öğretmenlerim zeki bir çocuk olduğum konusunda hemfikirdiler. bu hep hoşuma giderdi. sülalede de öyle bir fikir yaygındı. tuttuğunu koparır bu çocuk cinsinden. bu lafı her işitmemde anlamsız kibir ile doluyordu içim. ben hallederdim. ben yapardım. ben bilirdim. zekiydim çünkü.

    ama tembeldim.

    mütemadiyen tembeldim. zeki olduğumu insanlara kanıtlamış ama o saatten sonra bi bok yapmamıştım. bi zaman sonra da zeki olduğum düşüncesine de bertaraf etmişti tembelliğim. bir şekilde işler yoluna konulur derdim hep. sihirli bir değnek gelecek ve yarınki matematik sınavını halledecek. çalışmazdım. ancak yumurta kapıya dayanırsa bakardım biraz. neyime güveniyordum bilmiyordum. zengin şımarık çocuklarından değildim, babam ve annem gayet ilgili gayet tevazu sahibi, geçmişini bilen iyi insanlardı. anlamsız bir özgüven içinde oldum hep. hep abartırdım. hep kaçardım sorumluluk duygusundan, öğretmenlerdeni okuldan, benden bir şey yapmamı isteyen veren herkesten. sıkışınca geri çekilir, olabildiğince iterdim insanları. ama iyi biri olduğumu düşünürdüm. kimseye kötülük etmezdim ben. yardımsever sıcakkanlı, insanlara kendisini sevdiren bir tip. bunun her şeyi çözdüğüne inanmıştım. zeki olmak yeterdi mutlu olmak için başarmak için. hep liderdim. lider olmayı seviyordum. top oynarken, tiyatro yaparken, topluluk halinde bir organizasyondayken vs... koşuya en önde başlayıp en önde bitirme duygusu hakimdi. bir şey nasıl yapacağımı nasıl altından kalkacağımı düşünmez, spontane hareket ederdim. bir şekilde bir şeyler olur, bir şekilde işin içinden sıyrılırım derdim hep. paso pisliğe bulaşırdım ayrıca. kavga ederdim her hafta başka bir grup insanla, hocalarla, ailemle. babam sinirli bi adamdı. hep hükmetmişti. evin içinde bağırır, sokağa çıkar bağırır, işte bağırırdı. işlerini böyle yoluna koyardı genellikle. bende ondan feci etkilenmiştim sanırım. bağırarak konuşurdum mütemadiyen. saniyeler içinde itici olabilme gibi bi özelliğim vardı. insanları kendimden uzaklaştırma konusunda ustaydım. seviyordum kavga etmeyi. kaostan hoşlanıyordum. hareketten hoşlanıyordum. olumlu olumsuz farketmiyordu benim için.

    böyle bir okul hayatım oldu. ortaokul başladı, bitti, lise başladı o da bitti. lise mezunu diplomamı aldığımda 6 okul değiştirmiştim. 3'ünden atılmıştım. siktir git lan demişlerdi. babamın veli toplantılarındaki mahcubiyetini hala unutamam. zaten lise son-da da bırakmıştı gelmeyi. lise'1 de sınıfta kalmış bir sene de öyle ziyan etmiştim.

    daha kovulmaya 15 yaşında alışmıştım. biliyordum kokusunu. okullardan kovulmuştum, sevgilimin annesi tarafından evinin kapısından kovulmuştum, kavga ettiğimiz için gittiğimiz mekanlardan kovulmuştum. acı verici bir şeydi. ama o bile sıkıyordu beni. acı bile bir yere kadardı. her şeyden müthiş bir şekilde sıkılırdım. maymun iştahlı bir heriftim. utanma duygusundan uzaktım.

    üniversite sınavına hazırlanmadım adam gibi. babam iyice para yapmıştı. özel okul piçlerinin arasında bende kendimi özel üniversite duygusuna hazırlamıştım bile çoktan. zaten kolayına kaçmaya bayılırdım.

    sınava girdim. bok gibi bir puan. ama yetiyor özel üniversiteye. bok gibi bir tercih sıralaması. bok gibi bir sonuç. kardeşim kazanırken ben elma yiyordum ekranın başında. nasıl olsa kazandım diyerek. elma boğazıma durdu akabinde sonucu görünce. kardeşim ve arkadaşlar sevinirken ben öylece kalmıştım bilgisayar başında. önemli olan geleceğim değildi, önemli olan benim bir yeri kazanamamdı. ve diğerlerinin hayvanlar gibi sevinmesiydi. önemli olan asla gelecek korkusu değildi. gelecek yoktu. geldiğinde şimdi oluyordu.

    sonra hasbelkader kazanıp gitmiştik bir şekilde üniversiteye. 3 sene heba oldu. atıldık ordan da. evi soyunma odası gibi kullanarak geçen 3 senelik üniversite rüyası da bitmişti. ordan da kovulmuştum.

    sonra açıköğtetim'e kayıt yaptırdım. hem okuyacak hem çalışacaktım. o da her şey gibi yalan oldu sonunda. yaş gelip geçmişti. yıllar geçmişti. akranlar yavaş yavaş askerden dönmüş, iş kurmuş evlenmişlerdi. son bir şans diyip tekrar hazırlanıp attım kapağı bir yere yine...

    yani , başarızlık her bir organıma sirayet etmişti. tembeldim. öylece oturarak, içerek bir şeylerin değişeceğini bekliyordum. kadınlarla olan ilişkilerimde de başarısızdım. bir şekilde vazgeçmiştim kadınlardan. tanrım yoktu, belki bu yüzden böyleydi. bir şey değildim ve bu bir şeysizlik düşüncesi hayatın simsiyah bir fonu olduğuna inandırmıştı beni. bilemiyorum. başarızlık tenimi ikinci deri gibi sarmıştı. babamın, kardeşimin başarıları altında ezilmiştim. ve en kötüsü alışmıştım.
    2 ...
  17. tek kelimelik hayat dersi

    13.
  18. kadınların azdıklarını belli etme yolları

    1.
  19. muhabbeti bir şekilde sekse getirmeleri tercih ettikleri en default yöntemdir. akabinde, konuşurken ikide bir ellerini kollarını erkeklere değdirmeleri, dudaklarını ıslatarak bakmaları, zaten regl dönemindeyim.. diye başlayan ve devam eden cümleleri...
    0 ...
  20. sorunlu bir aile hayatı var o zaman bu kız verir

    1.
  21. türk erkeklerinde mütemadiyen oluşan düşünce. bir kızla tanışılır, samimi olunur, aile hayatının problemli olduğu öğrenilir ve arkadaşa bu düşünce söylenir. iğrençtir değildir falandır filandır ama bi erkeğin doğasından kaynaklı bi durumdur bu, verip vermemesini anlayabilmesi lazımdır.
    0 ...
  22. insanın dibe vurduğunu anladığı an

    1.
  23. - lan ben dibe vurdum
    + allahtan anladın.
    1 ...
  24. eski sevgilinin seks videosunu izlemek

    1.
  25. türk erkekleri için vazgeçilmez bir depresyon nedeni. bu durumu aşıp mastürbasyon yapmayanlar da yok değil tabii.
    0 ...
  26. kemalistlerin aslında söylemek istedikleri

    13.
  27. - ne güzel geçinip gidiyorduk, nerden çıktı şimdi bu anayasa? kim uğraşacak şimdi demokrasiyle falan...
    4 ...
  28. south park ta hz muhammed e hakaret edilmesi

    42.
  29. hz.muhammed'in ve tanrının sorunudur.
    10 ...
  30. arturo bandini

    7.
  31. '' aşk her şey demek değildi, kadınlar her şey demek değildi. bir yazar enerjisini korumak zorundaydı''.
    2 ...
  32. bu ülkede cinsel hayatımı doyasıya yaşayamıyorum

    1.
  33. bir türk kızı demeci. bu yüzden zaten bilumum iğrenç yerlerde iğrenç kezbanlıkla ve azmışlıkla erkeğiyle yiyişiyor. cinsellikten anladığı yegane şey biraz fransız bilmek, biraz oral seks ve bi de boşalamadığı geceleri. hadi onu da geçtik sevgilisine en azından beni yarım bırakıyorsun diyemeden geçirdiği geceleri. ki türk gece ifadesi bi azınlığı ifade eder buralarda. gece sevişen kız baya aşmış kızdır. hepsi hava kararana kadar eve gitmek zorundadır çünkü.
    3 ...
  34. türk kızlarının mastürbasyon yapmama nedenleri

    1.
  35. çoğunun tavşanlar gibi seks yapmasından kaynaklanır efenim. sevişemeyenlerin her birinin kezban olması da diğer önemli unsurdur.
    2 ...
  36. kürtlerin dünyada türklerden daha fazla tanınması

    1.
  37. nasıl ki ispanya'da basklar ve katalanlar ispanyollardan daha fazla tanınıp, saygı kazanmışlarsa kürtlerde dünyada yıllardan beri verdikleri demokrasi ve özgürlük mücadeleleriyle bu alanda dünya sahnesinde türklerden daha fazla tanınıyordur. mevzu bundan ibarettir. mesele bir sidik yarışı değildir. hak hukuk mücadelesidir.
    1 ...
  38. ahmet türk ten özür diliyorum

    1.
  39. kendisine bugün yapılan insanlık dışı eylemden sonra kafası olan, iyi bir insan olmaya çalışan türkün kafatasçı arkadaşları adına kurması gereken cümle.
    1 ...
  40. 2011 genel seçimlerinde bdp ye oy veren türk

    11.
  41. 12 nisan 2010 ahmet türk e yumruklu saldırı

    120.
  42. şiddeti öven bir milletin soykırımı reddetmesi

    1.
  43. esası , şiddeti öven bir milletin ermeni soykırımını reddetmesi olan şey. uzayınca boku çıkıyor.

    evet canlarım ne kadar ironik bir durumdur değil mi bu? mevzunun fitilini bugünkü ahmet türk vakası ateşlemiş bulunmakta. sizlerinde gördüğü üzre, ne idüğü belirsiz birinin milletvekilliği haksız bir şekilde elinden alınmış eski bir genel başkanı, kürtlerin en önemli kanaat önderlerinden birini, türkler ve kürtler arasında her daim yatıştırıcı olup köprü vazifesi gören birini kalleşce yumruklaması mevzusu her yerde bayram mahiyetinde kutlanıyor. nidalar atılıyor. ellerden gözlerden öpülüyor. normalde oturup bir çay içmeyecekleri bu meczup şimdi kahraman ilan ediliyor. sanırsın ki ülkeyi ab'ye sokmuş, gsmh'yı 20000 dolar yapmış, türkiye'ye sınıf atlatmış.

    iki tekme bir rövaşata da ben atardım, hatta gözlerini oyardım diyebilecek kapasitede şiddete övgü , şiddete açlık, şiddete olan özlemi gördük bugün gözlerimizle. kime ne yararı varsa bu boktan şeyin. bir türlü anlamak istemiyorlar, görünen şeylerin arkasında birçok ali cengiz oyunu olabileceği. onlara girip ahkam kesmeyeceğim böylece aşağılık kompleksine de sokmayacağım kimseyi. anlatmaya çalıştığım şey basit, şiddetin ta kendisi.

    bir adamın burnu kırıldı diye ve bu adam kürt diye nasıl sevinç gösterileri yapılıyor gün itibariyle. ve bu sevinç nidaları atanların yıllarca ermeni soykırımını ya da tehciri - ki o da bi insanlık suçudur- nasıl yine şiddetle! reddettiklerini de biliyoruz biz. türkler asla soykırım yapmaz, ermenilere rica ettik onlar da gitti tarzı hararetle birtakım şeyler mütemadiyen reddedildi bu ülkede. ermeni aydınlar öldü, kürt aydınlar öldü hatta istiklal mahkemelerinde radikal islamcılar sırf cumhuriyete karşı oldukları için asıldı. şimdi siz inanıyor musunuz tüm bunlara? daha iyi idrak edebildiik mi ermeni soykırımını, istiklal mahkemelerini, dersim katliamını...

    yani, şiddet türkün kanında var anlayacağınız. derisini ikinci bir ten gibi sarmış. üstelik bırakın bundan utanmayı bu bir gurur kaynağı bu insanlar için. çok yazık gerçekten çok üzücü.

    dipnot; bu hikayede anlatılanlar her türk kişisini kapsamaz, ama alınmak isteyene de alınma denmez.
    4 ...
  44. ahmet türk

    357.
  45. yıllarca chp sıralarında siyaset yapan kürt aydını.

    kürt olduğu için bugün yumruk yemiştir. en savunmasız halinde hem de.

    o yumruğu türk değil kürt halkı yemiştir.

    zaten zamanında köyleri yakılmış bir halk için nedir ki bir yumruk?

    zamanında kurşunlar yemiş bir halk için nedir ki bir yumruk?
    3 ...
  46. diyarbakır türkiye dir

    3.
  47. diyarbakır ve diyarbakırlıyı türkiye'den ayrı düşünemeyen, düşünmeyen en asil taraftar grubunun açtığı güzel pankart.
    3 ...
  48. ismail çelik

    18.
  49. kalpaklı fotoğrafı çekilip türk bayraklarına konması gereken insandır!

    (bkz: yok artık)
    4 ...
  50. 2011 genel seçimlerinde bdp ye oy veren türk

    1.
  51. ahmet türk gibi gönlü her zaman demokrasi için atmış, yıllarca türk-kürt kardeşliği için bu yola can koymuş birine bugün yapılan saldırıdan sonra bu kararı almış sağduyulu ve özgürlükçü türk vatandaşıdır. ve 17 temmuz 2011'e kadar sayıları da giderek artacaktır. *
    4 ...
  52. boksörlü filmler

    8.
  53. komünistlere göre tüm dünya nın faşist olması

    5.
  54. aslında her komünistin de biraz faşist olduğunu bilmeyen insan yanılgısı.
    0 ...
  55. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük