genellikle hasta ruhlu liselilerde baş gösteren durum.
şahsen ben zina ediyorum, sokak ortasında insanları rahatsız etmeden alkol de alıyorum. eşcinselliği övmüyorum ama eşcinselleri destekliyorum, dekolteyi nerde ne zaman giyeceğini bilen kadına da büyük saygı duyuyorum.
ben şu noktada takıldım; "islam ile dalga geçemezsin."
he yavrum hristiyanlıkla, musevilikle dalga geçebilirsin ama islamla geçemezsin öyle mi?
hiçbir din dalga konusu olmamalıdır şahsi fikrimce, krem peynire tapan adam bile.
yalnızca bizim gibi geri kalmış ülkelerde baş gösteren vahim durum.
vatan sağolsunmuş.. ne için?
bana bir faydası mı dokunmuş bu vatanın?
ben vatan için yaşamıyorum, ben kendi insanlığım için yaşıyorum.
bir şehit askerin babası "vatan sağolsun" diyebiliyorsa, o adamın evlat sevgisinde şüphe duyarım.
erkeklikmiş.
yesinler senin erkeklik anlayışını amınakoyim.
hayatında kaç kere elin silah tuttu da erkeklik falan anlatıyorsun?
size dayatmışlar askerlik erkekliktir diye, siz de bunu yemişsiniz işte.
olay bu kadar basit.
vatan 20 yaşındaki çocuğa kaldıysa zaten, vay halimize.
yaşar kurt'un şu sözleriyle bitirmek istiyorum;
"orduya istiyorlar, "savaş çıkar" diyorlar. silah veriyorlar anne; bana "öldür" diyorlar!"
not: antimilitarist değilim, savunduğum şey profesyonel askerlik.
kendisine saygılı bir şekilde sizli bizli konuşup, bir şeyler öğretmeye çalışırken "senli benli" cevap verip akabinde "sen önce kendi nickine bak, abi değil ağabey yazılır" diyebilmiş baaaağyan.
bu şimdi dişi ya, ondan böyle. türk kızı tribi. tribus kezbanos hastalığına yakalanmış kendisi acil şifalar diliyorum.
he bir de evli; (bkz: #16402297)
alyansını kaybetmiş. geçmiş olsun.
edit: şimdi de "benimle derdin ne?" diye soruyor. asudfsudf.
"evrimi savunan liselidir, ilkokul biyoloji.. bikbik" diyip de kitap yazabilen bir liseli.
ben 22 yaşımda, ücretsiz staj için show tv senin, ntv benim kanal kanal dolaşıp milletin kapısında yatarken bu liseli de baba parasıyla kitap bastırıyor işte. hayat adil değil. bir kez daha gördüm. gençlere destek olmalıyız ayağını geçin, şu liselinin entry'lerine bir göz atın öyle gelin.
6 ay ücretsiz tv8'de çalıştım, sırtımda 20 kiloluk kamerayla kolumda tripodla abuk subuk şekillere girdim. bir de 3g denilen canlı yayın aleti var, onun bel ağrısını anca taşıyan bilir. beş kuruş para almadım, işi öğreneyim yeter ki diye. ebem sikildi her gün, kar kıyamet demeden istanbul'un bir ucundan bir ucuna gittik. polislerle dalaştık, "giremezsiniz" dediler. "burda çekim yassah kardeşim" diyip üstümüze çullandılar.
ama birileri kalkıyor, babasının parası ailesinin gazıyla beş para etmez bir kitap çıkarıyor. kırtasiyede satılıyor lan düşün artık.
yok hayırlı olsun, yok bravo bilmem ne.
hayırlı falan olmasın kardeşim, hayat bu değil.
gerçi hayat size güzel amınakoyim.
lisedeki felsefe dersinden gaza gelip filozofum ben demeler falan.
"aynı derede iki kere yıkanılmaz" ve "bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir"den başka bir düşünür sözü biliyorsa adam değilim.
maddi olarak olaya yaklaşıyorsa mantıklıdır, ama neden "maddiyat" değilse;
"siktirgit amına kodumun ibnesi istanbul da seni bekliyordu sanki götveren" şeklinde aşağılanması gereken öğrencidir.
köylü cahildir, okumamıştır. öğrenmemiştir.
inek sağmayı hepinizden iyi bilir, fakat bu bir kıstas değildir.
köylü benim anneannemdir, dedemdir.
onlar da cahildir, maalesef.
"kurban olduğum tayyip ne dediyse doğrudur" der bir çok köylü, çünkü cahildir. kandırılmıştır.
dediğim gibi, benim anneannem, babaannem köylüdür. üzülürüm hallerine, cahilliklerine.
dünyaya gözünü açmalarına çalışırım bazen, beni saygısızlıkla suçlarlar.
mesela anneanneme göre akp'li olmayanların hepsi dinsiz, allahsız.
cahil değil mi şimdi bu kadın?
bizim bütün köylülerimiz böyle.
hiç öyle yok o senin cahilliğin, yok ne biçim konuşuyorsun falan demeyin.
eğer köylümüzün cahil olduğunu göremiyorsanız, sizler de çok büyük cahillersiniz.
sizler "cahil" kelimesini hakaret olarak gören insanlarsınız.
yok ebesini bilmem kim sikmiş falan diye karşı çıkan var şu olaya.
sizle ne konuşabiliriz ki?
kimle seviştiğini, nereye sıçtığını, bilmem ne yaptığını twitlemek için kullanılan bir site olduğunu sanan denyolar tarafından beğenilmeyen sosyal medyanın en güçlü platformu.
bak medya diyorum, sosyal diyorum. he tabii sen facebook'u da komik videolar paylaşmak için kullanan bir dallamasın, twitter'dan bir bok anlamaman gayet doğal.
kurulma gayesi açısından saçma bir oluşum diyenler oluyor.
bak hele bak, saçmaymış. olm siz zaten gelmeyin lan. sonra eski sevgili twitleri atıp duruyorsunuz.
ayrıca türkiye tt listesindeki saçmalıklar tamamiyle abdullah gül'ün işidir. twitter merkezini ziyaret etti ve türkiye moderatörlerini işe aldırdı.
o günden sonra türkiye tt listesinde bir tane siyasi söylem, bir tane karşıt görüş kalmadı. bir düşünün derim.
futbolu zekasıyla değil tanrı vergisi yetenekli bilekleriyle oynayan topçu.
futbol zekası düşüktür, nerde ne yapacağını bilmez. ama yeteneği sayesinde en yapılmayacak şeyi yapsa da bir türlü avantajına çevirir yine pozisyonu.
ayrıca dünya üzerinde top ayağına en çok yakışmayan topçudur. kalas gibidir, odunumsudur. ama o baldırlarla topu izmit'ten taksim meydanı'na yollayabilir.
Verdi bu eseri bestelemekte iken sağlik sorunları ile karşılaşti ve bu eser prömiyerinde ancak orta derecede bir başarı kazandı. Verdi'nin italyan milliyetçiliği ve italya'nın birleştirilmesi politikalarına girmesi dolayısıyla bu eser liberetto yazarı Soler ile birlikte hazırladığı eserlerin sonuncusu olmuştur.
Klasik opera müziği dönemi içinde çalışan, ve bu dönem ilkelerine uygun operalar ve diğer müzik türleri eserler hazırlamış olan bir italyan asıllı ama çalışma hayatının önemli kısmını Fransa'da geçirmiş besteci.
En önemli besteleri operalar ve dinsel müzik türleridir. Beethoven tarafından zamanının en iyi bestecisi olarak anılmıştır.
Bu eserde aryalar ve ikililer italyanca olarak söylenmekte iken sözlü konuşmalar Almanca olarak hazırlanmıştır. 1960lı yıllara kadar ortadan kaybolmuştur; ama bu yıllardan sonra Avrupa'da modern seyirci bulmuştur.
Bu eser Handel'in en güzel opera eserlerinden biri olup büyük derinlik gösteren vokalleri ve orkestrasyonunun zenginliği ile klasik opera repretuvarında bir zirve sayılır. 20. yüzyılda Handel'in en popüler eseri olarak görülmüştür.