abdelkaderkeyta
0 (düz adam)
on birinci nesil yazar 1 takipçi 36.07 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    invisible woman

    1.
  1. Ralph Fiennes'in ikinci yönetmenlik denemesi
    Gerard Butler'la başrolleri paylaştığı ilk filmi Coriolanus günümüz balkan coğrafyasına benzer bir sanal ülkede geçen tuhaf bir Shakespeare uyarlamasıydı. Fazla beğenilmedi sanırım ama yine de zamanın Hollywood jönünün ilk yönetmenliği diye bir ölçüde ilgi çekti.

    Bu filmde de yine klasik ingiliz edebiyatı gezindiği sular, ki bu kez gerçeğin ta kendisi.
    Fiennes, yazar Charles Dickens'in kendisini oynuyor burda. Dickens o yılların Britanya'sında romanları ve oyunlarıyla bir yıldız adeta. Evli barklı koca Dickens'ın 18 yaşındaki gizli sevgilisi ve büyük aşkına odaklanıyoruz. Hiç fena olmayan bir aşk ve dönem (öyle deniyor ya eski tarihlerde geçenlere) filmi.
    Bir de sanırım Hollywood'da popülerliği azalan ingiliz oyuncular, ülkelerine dönüp ağır sanat filmleriyle bir yeni cins "itibar" kazanmaya çalışıyorlar
    0 ...
  2. youth film

    1.
  3. The Great Beauty'nin oscarlı italyan yönetmeni Paolo Sorrentino yine benzer lezzette bir film yapmış. Film baştan sona isviçre dağlarında bir otelde geçiyor. Eşsiz manzaralar. Kendi hayatlarıyla hesaplaşan uçuk ve eşsiz karakterler.
    Michael Caine artık sahneye çıkmayan ve ingiltere kraliçesinin özel davetini dahi ısrarla reddeden ünlü orkestra şefi. Rachel Weisz onun (eşi tarafından aldatılmış) mutsuz kızı,
    Harvey Keitel yaşlanınca kariyeri inişe geçmiş ve bunu sindiremeyen ünlü yönetmen, Paul Dano kariyeri ile derdi olan mutsuz ünlü oyuncu, Jane Fonda yaşlanmış bir femme fatale, bir de rehabilitasyon için otelde olan şişmanlıktan yürüyemeyen Maradona var. Ve dahası da.
    Film alışıldık bir konu üzerinden ilerlemiyor tıpkı Great Beauty gibi. Görsellik ve karakterlerin iç hesaplaşmalarına vurgu yapan bir sanat eseri. Uygun modda izlemek lazım.
    1 ...
  4. 9 kasım 1988

    1.
  5. Türk futbol tarihinde sarı kırmızı bir devrimin başlangıç günü
    1 ...
  6. robin williams ın intiharıyla ilgili yeni bilgiler

    1.
  7. intihardan 3 ay önce parkinson tanısı konulmuş. Ve yapılan otopside de bu hastalıkla ilişkili olduğu düşünülen, beyin dokularını işlevsizleştiren bir protein birikiminin sebep olduğu Lewy body demansı denilen bunama nedeni saptanmış.
    Bilişsel ve duygusal becerilerin zamanla dağılıp gittiği, halüsinasyonların hakim olduğu bir süreç yani.
    Kronik depresyonu da tetiklenmiş bu dönemde.
    intihar etmese, zaten 3 yıl falan (o da kimbilir ne hallerde) yaşayacakmış.
    Feci halleri var insan olmanın, tam nereden nereye durumu.
    8 ...
  8. defter dergisi

    1.
  9. Metis yayınlarinın 1987-2002 arası 15 yıl yayınladığı felsefe, edebiyat ve tarih dergisi.
    pdf formatında ve bilabedel internette. Korsan da dEĞiL, yasal.
    buyrun.
    0 ...
  10. siyah sert berlin

    1.
  11. Enis Batur'un kitabı. Bir edebiyatçı gözüyle, fotoğraflar, sanat eserleri ve belgeler eşliğinde şehir kültürüne bakış.
    2 ...
  12. uerige

    1.
  13. düsseldorf altstadt bölgesinde 150 yıldan fazladır varlığını sürdüren bira imalathanesi-pub-restoran.
    Koyu ve açık renkli iki çeşit biraları vardır. standart bardakları, Bavyeranın litrelik devasa kupalarına göre epeyce küçüktür ama ezeli rakip Köln kentinin rakı bardağını andıran incecik kölsch'lerine göre daha büyükçe ve incedir. Boşalan bardakları, bardak altlığıyla kapatmadığınız sürece sürekli yenisini getirirler.
    bir çok değerlendirmeye göre ürettikleri bira dünyanın en iyilerindendir.
    1 ...
  14. galatasaray 2015 2016 sezonu forması

    1.
  15. Bir yıllık aradan sonra gözleri kamaştıran, yürek atışlarını hızlandıran geleneksel parçalı dizaynın geri dönüşüdür.
    0 ...
  16. 43 istanbul müzik festivali

    1.
  17. 31 mayıs pazar günü açılış konserini izlediğimiz şehrimizin göz bebeği festival.
    Açılış konseri ile ilgili izlenimler şöyle:
    Borusan istanbul filarmoni orkestrası, Sascha Goetzel şefliğinde, piyanist Can Çakmur ve tenor Serkan Bodur'a eşlik etti.
    programda çalınan eserler;
    Dimitri Shostakovich- Piyano Konçertosu No. 2,
    Modest Mussorgsky- Bir Sergiden Tablolar,
    Hasan Niyazi Tura- Şehidin Türküsü, idi.

    konserin en merak uyandıran bölümü genç keman virtüözü, besteci ve şef Hasan Niyazi Tura'ya özel olarak bu festival için sipariş edilen Çanakkale Savaşı’nın 100. yılı ile ilgili yeni eseri, Şehidin Türküsü idi. Bu konser aynı zamanda eserin dünya prömiyeri de oldu.
    0 ...
  18. love is all you need

    1.
  19. yönetmen, Tema ve oyuncuların çoğunun iskandinav, ruh ve mekanın italyan olduğu, Nefis görüntülerin eşlik ettiği keyifli bir Susanne Bier filmi.
    0 ...
  20. inge morath

    1.
  21. 1923-2002 yılları arasında dünya tarihine tanıklık etmiş Avusturyalı fotoğraf sanatçısı.

    nefis siyah beyaz fotoğraflarının yanı sıra bu güzel insanı ilginç kılan diğer özellikler; Arthur Miller'in Marilyn Monroe'dan sonraki eşi ve oyuncu Rebecca Miller'in annesi olmasıdır.
    1 ...
  22. başucu şarkiları 3

    1.
  23. Zuhal Olcay'ın kusursuz kullandığı sesiyle ve bir tanecik zerafetiyle birbirinden şaane şarkıları şaane biçimde yorumladığı albüm.
    Her koşulda her ortamda her ruh halinde pasolezzet gider.
    0 ...
  24. la cenerentola

    1.
  25. Rossini'nin en keyifli operalarından biri.
    Oper Frankfurt'un 2014-2015 programında kapalı gişe sergilenen, (sezon başında bilet almadıysanız ve benim gibi şanslı iseniz) ancak son anda iade edilen biletlerden bularak izleyebileceğiniz görsel şölen.
    3 ...
  26. before i disappear

    1.
  27. Shawn Christensen'in yönettiği 2014 yapımı keyifle izlenecek bir film. Özellikle anaakım dışı sinema lezzetlerine ilgi duyanlar çok beğenecektir.
    Buyrun:http://www.imdb.com/title/tt3060492/
    0 ...
  28. günübirlik hayatlar

    1.
  29. Irvin Yalom'un 2015 tarihli son öykü kitabı "Creatures of a Day - And Other Tales of Psychotherapy"nin, pegasus yayınlarından çıkan Türkçe çevirisi.
    Raflarda yerini almış, yazarın hayranlarının ilgisini beklemektedir.
    2 ...
  30. defne sandalcı

    1.
  31. Bizlerle paylaştığı tek kitabında -Aşk için istediğimiz Başka Hayvanlar- başlığı altında şu cümleleri kurmuş yazardır.

    "Zaman geçmiyor, birikiyor insanın etrafında.
    Ve ben ki, sık sık yerçekiminden kurtulup dünyadan kayan cinslerdenim, bu pis pis dünyanın 10 kat hızında volta voltalamazsam n'olayım!
    Ah.
    Yazmayı engelliyor da bu döngü, yazmak için bütün nedenlerimi de ufalayıp erteliyor da, hem bitirmeden elinde tutmak, zamanı da istediğim kadar geride tutma olanağı sağlıyor da, yazılarla ben yıllardır bu sapmış olanakla..
    Her şey boş, diyor bir Ermeni şarkısı. Her şeyin içinin dolu olduğu bir zaman varmış. Ah. Hem benim aklım, bilincim öyle depolanmış beynimde durmuyor, onları orda düzenlemek, bir sisteme sokmak sonra da size sunmak kim ben kim!
    "ne iş yapıyorsunuz?"
    "ne yazıyorsunuz?"
    voltalıyorum, voltalıyorum kelimeler içimdeki öfkeyle yan yana tırısa kalkacaklar az kaldı tırısa kalkıp kırılacaklar az kaldı… Ana Dil'imi kopartacağım az kaldı, piç piç heceler ağzımdan çitalar gibi fırlayacaklar da bir böğürtü dili konuşturacağım az kaldı
    Ah."

    Bu güçlü kalemle tanışan okur, elbette bu güzelim şiirlerin devamını beklemektedir.
    0 ...
  32. ça ira

    1.
  33. 400 yılı aşan tarihe sahip opera gibi bir sanat geleneğini, bir de Roger waters bakış açısıyla izlememizi sağlayan süper prodüksiyon.
    Buyrun:
    https://www.youtube.com/watch?v=AYKL-eS-PKs
    0 ...
  34. son dört şarkı

    1.
  35. Richard Strauss tüm Lied'lerini soprano ses için, tutkulu bir aşkla sevdiği karısı Pauline söylesin diye yazmış.
    Karısı Pauline artık şarkı söyleyemeyecek kadar yaşlanınca, Strauss Lied yazmayı bırakmış. Sonra bi takım koşullar bu son 4 Lied'in yazılmasına neden olmuş; şeklinde (asla doğrulanamayacak) bir hikayesi olan, orkestra ve soprano için yazılmış Strauss bestesi.
    0 ...
  36. juan diego florez

    1.
  37. Kafalarımızdaki, iyi tenor olmak için şişman olunması ve hatta en iyilerden biri olmak için de çok şişman olunması gerektiği önyargısını yıkan, borusan filarmoni sayesinde istanbul'da izleme olanağı bulduğumuz peru'lu dünyaca ünlü tenor.
    0 ...
  38. teflon parmakyiyen

    1.
  39. kemal aratan'ın efsane çizgi karakteri ihtiyatsız Adam'ın bir numaralı düşmanıdır. Yanında satır, teflon tava ve küçük tüp olmadan gezmez.
    indirdiği hasmının parmaklarını satırla kesip, hemen tüp ve tava ilen kızartıp yemesi ile nam salmıştır. Yer aldığı Her macerada, tavadan cızır cızır sesler yükselirken Teflon beyin ağzı sulanmaktadır.
    Bu sahne Redkid'deki i'm a poor lonesome cowboy'a tekabül eder.
    2 ...
  40. the art of watching films

    1.
  41. her sinemaseverin kitaplığında bir tane olmalı bundan.
    0 ...
  42. kadınların renkleri farklı algılaması

    1.
  43. "insan dişilerinin en az %15'i, onlara fazladan-dördüncü- bir renk fotoreseptörü kazandıran bir genetik mutasyon taşır ve bu sayede yalnızca 3 tip renk fotoreseptörüne sahip olan çoğumuz içün aynı görünen renkleri birbirinden ayırt edebilir" iMiŞ.

    yani biz kadınlarla "yahu olur mu, bunların ikisi de aynı renk, ne kadar da takıntılısın" falan diye tartışırken fena halde yanılıp, salak durumuna düşüyormuşuz meğer. Al işte kadınlara yapilan bir haksızlık daha.
    2 ...
  44. mampf

    1.
  45. Frankfurt' ta ortalama bir evin salonu kadar büyüklükte bir caz kulübüdür. Mekanın sahibi de bir caz piyanisti olduğundan, başka sanatçıların konuk olmadığı akşamlarda kendisinin de yer aldığı piyano, bateri, kontrbas üçlüsü sahne alır. Mottosu "In the mood for jazz" dır. Şahane bir akustiğe sahip, küçük, sevimli bir mekandır. Nefis yerel biralar sunarlar. Merkezin biraz dışında gibi görünse de U-Bahn Marienplatz durağından yürüyerek kolayca ulaşılır.
    0 ...
  46. frankfurt jazzkeller

    1.
  47. frankfurt'ta akşam saatlerinde mağazalar kapanıp inlerle cinler top oynamaya başlayınca, muhtemelen yapılacak en iyi şeylerden biri jazkellere uğramak olacaktır. şehrin merkezinde kleine bockenheimer strasse'de bir binanın bodrum katına yerleşik bu aile işletmesinde çok keyifli bir akşam geçirebilirsiniz. sahnede almanya'dan veya yurtdışından gelen çok kaliteli müzisyenler yer alır. genelde makul bir giriş ücreti ödersiniz. öyle içki alın diye kimse sizi zorlamaz. hatta garsonların ana görevi boş bardakları toplamaktır. program esnasında, sanatçıya saygı temelinde genelde kimse ayağa kalkmadığından, aralarda barın önüne gidip sıraya girmeniz gerekir içki almak için. almanyayı ve almanları sevebileceğiniz yerlerden biridir.
    0 ...
  48. © 2025 uludağ sözlük