türk erkeklerinin sözlükte pek rağbet etmedikleri, ama yolda yürürken gördüklerinde asıldıkları, yavşadıkları, taciz ettikleri, tecavüz ettikleri, yine de sesini kesip şikayet etmemesi istenen, sürekli evde oturması beklenen, yeri geldi mi babasından abisinden kocasından dayak yiyen, her daim iki bacak arasındaki namusunu koruması gereken, ama sevgilisine vermeyince kezban muamelesi gören, küçüklüğünden beri tutucu yetiştirilip açılıp saçılmayınca "rus kızları nerde sen nerde" denilen ve sözlükte bu kadar atıp tutanların pek çoğunun annesi, ablası, kardeşi, teyzesi, halası vs. olan kızdır.
çok sıkıntıdayım sözlük. sevgilimi bir seviyorum bir sevmiyorum. salak salak davranmaya başladım iyice. deli gibi kötü davranıyorum adama. sevemiyorum artık daha fazla. ama ayrıl desen ayrılamam sözlük. çok seviyorum çünkü..
sırf şu ikilemden dolayı bir "gökhan özen- benden sorulur" bir "irem derici- kalbimin tek sahibine" dinliyorum. hem ağlıyorum hem gülüyorum hem de utanıyorum sözlük..
Cevaplanamayan hık mık ne desem şimdi diye düşünülen sorulardır.
Bir gün amcanın küçük kızı* ve arkadaşlarla yürüyüş yapmaktayız. Arkadaşın* kurduğu cümle üzerine;
Ben:* ayh deme öyle şeyler benim kalbim var.. *
Amca kızı: benim de gö.üm var. o da sayılır mı? *
x: edepsiz seni..
(#22899056) bu duruma örnek olarak:
maalesef gece yattığım salonda bir akvaryum ve bu akvaryumun çok ses çıkaran bir motoru var. uyumaya çalışırken motorun çıkardığı sese sövmeye başladım derken kendimi birden "acaba mağara adamlarının seks hayatı var mıydı" sorusunu sorarken buldum..
(#23293049) deki arkadaşlar yine.. akşam televizyon izliyoruz. muhteşem sülüman-hürrem ikilisi falan yorumlar gırla.
x: * bu kadının saç rengi bana yakışır dimi lan?
y: ay hayır yaa..
x: evet.
y: hayır.
x: evet lan!!!
iç ses: allahım nereye düştüm ben..
yazarın dumur olmasına sebebiyet veren diyaloglardır.
örneğin: iki kız arkadaşla birlikte markete gidilmektedir. birinin alerjik durumlardan dolayı burnu tıkanmış ve nefes almakta güçlük çekmeye başlamıştır. diyalog başlar.
x: * ay burnum tıkandı yine ya. sprey de evde kalmış yenisine de 25 tl veremem şimdi.
y: e buhar yapalım çek onu içine?
x: ay yok öyle de ölücek gibi oluyorum.
ben: hapın mı ne vardı onu iç?
x: yanımda değil.
ben: vicks sürelim açar o burnunu mentollü mentollü oh mis..
x: ay o da çok tıkıyor ya olmaz. **
ben: sen de ne emmeye geliyon ne gömmeye be!!!
x: ay yok ememem de!!
biz: wtf??!!
Sevgilimin, onun yakin arkadasinin, benim yakin arkadasimin calistigi ayrica evimizin bulundugu cok guzel olmasa da sevilesi bir havasi olan, ayri kalindiginda ozlenilen cadde..
Araba kullanirken yan tarafta oturan babanin muhtemelen yorum yaparken sarf ettigi cumlelerdir. "Kizim allah icin su vitesi degistir artik araba can verdi!"
Gercekten nezakettir. Hani ben seni insan yerine koymusum bir sey soylemisim ya da yazmisim bir gulucuk neyin yap konu kapansin dimi yok illa kulaklarini cinlaticam..
Bir zamanlar iyiydi de artik gitse de genclerin onu acilsa dusuncesini uyandiran fenerbahceli * kalecidir. Ettigi lafi sozu bilmeyen densiz biri oldugu da soylenebilir. Artist..
Sevgilinin oyle ya da boyle o sebepten bu sebepten beraber yasadiginiz sehri terk edip baska bir sehire gitmesi hatta tasinmasi olayidir.
Ogrenirsiniz iciniz acir. Bir suru hatiraniz vardir cunku onunla o sehirde. Gidince o hatiralar sadece hatira olarak kalacaktir, yerine yenisi gelmeyecektir. Bunu bilmek uzer sizi, icinizi kavurur. Aglarsiniz.. son kalan birkac ayiniz vardir beraber gecirebilmek icin "seni gormek istedi canim kalktim geldim ehe ehe " diye catkapi gidersiniz evine, yuzu gulsun diye turlu sebeklik yaparsiniz da o sirada icinizde kasirgalar kopar. Ama gulersiniz yuzune. Var gucunuzle gozyasiniza direnirsiniz. En yakin arkadasinizla konusmak bile gelmez icinizden. Kendinizi yer durursunuz. icinizde buyur durur onu tekrar gorunceye kadar. Once yolcu edersiniz yari aglamakli yari gulen yuzunuzle. Onun otobuste doktugu gozyaslari icinizi acitir yaninda olup silmek istersiniz. Aglarsiniz.. Sonrasi durgunluk, sonrasi karanlik, sonrasi sabir ve bekleyis..
tanım: yazarların özledikleri kişi, nesne ve olaylardır.
ben babamı özledim sözlük. 1 yıl oldu neredeyse gideli. küçüklüğümden beri bu kaçıncı gidişi sayamadım ben. ama biliyorum ben daha iyi günler göreyim diye gidiyor. "çalışmazsam nasıl geçiniriz kızım?" diyor "burda çalış baba gitme" diyorum ama burda çalışınca da olmuyor . bir yerden sonra yetmiyor. babam gidiyor. ben ağlıyorum. özlüyorum, deli gibi özlüyorum. hayatımda özlediğim tek insan babam. "keşke" diyorum "keşke şimdi yanımda olsaydı otursaydım dizine okşasaydı saçlarımı kızım deseydi bana minik kuşum, kolum, kanadım, herşeyim diye bitirseydi cümlesini her zamanki gibi. ve ağlasaydık sonra baba-kız.. ama geçicek bugünler de biliyorum birkaç ay sonra yine yanımda çocuksu konuşmalarına, beni güldürmeye çalışırken yaptığı şebekliklere, sımsıkı sarılmaya, gözlerimden öpmeye kaldığı yerden devam edecek. sadece birazcık sabır.." ama olmuyor işte babam benim ilk aşkım, ilk sevgim, ilk öfkem, ilk kavgam, ilk gözyaşım, ilk tebessümüm ve tek kahramanım. böyle insan özlenmez mi..
duyulduğunda insanı sevinsem mi üzülsem mi ikilemi içinde bırakan söylemlerdir.
at gibi, vay amk çocuğu, piçe bak sen, heheheh keraneci bunlardan bazılarıdır.
ağızdan birden çıkan ve çıktığı anda sizi rezil eden cümledir.
bir gün aştiden beşevlere gidiyorum minibüsle. bir yandan da (bkz: yaran minibüs diyalogları) nı okuyorum. arada gülüyorum falan.neyse ineceğim yere gelmek üzereyiz. okuduklarımın etkisinde kalarak belki 20 kişinin içinde "mübarek bi yerde inebilir miyiiim?!" diye bağırdım.. herkes bana baktı tabi millet gülmemek için kendini zor tutuyor falan ben kıpkırmızı..