Sessiz ve nezih bir ortamı var. gerçi çoğu kütüphane öyledir , lakin burası konak ta, izmir in göbeğinde, ders çalışmaya müsait ortamı ve temiz kitaplarıyla beni cezbediyor. ders çalışmak için gittiğim yerdir. hatta canım çok sıkkın olduğunda gider bir kitap bitirim orada. çalışma saatleri 8:30 - 17:30 arasında ödünç kitap alırken kimlik bilgilerini veriyorsunuz. 18 yaşından küçükseniz veli ile alabiliyorsunuz kitapları. kısacası izmir de gidilesi kütüphanelerden biridir. şu aralar ergenler gelmeye başladı. farklı ortam aramaktalar sanırım. Yazın bomboş oluyor neredeyse ve tadından yenmiyor .
sınıfta herkes hocaya fikrini iletmeye çalışır. her ağızdan bir ses çıkar. sonra dersin lan bende söyleyeyim. tam söylersin ve sınıf o anda susar. sonrasında sessizlik... saniyeler uzadıkça uzar da bitmez o an.
sonra komutan demez mi " olum niye kalkmıyorsun? "
bende " kalkmıyorum uykum var komutan ya " dedim.
komutan da " tamam canım sen bilirsin " dedi .
bende bir anılar bir anılar vallahi.
hani böle canın sıkılır dersin benim sevgilim olsun lan. ama ha deyince bulunmaz meret işte. kız olası geliyor insanın bu konuda vallahi. çünkü bir mesajına bakar. erkeklerde de vardır bu olay ama istisnadır yanı.
Cem yılmazın bir stand-up'ında dediği gibi yalancı yalanı söyleyemeyene denir. yalan söyleyene yalancı diyemezsin. Yani en sağlam yalan hiç bir zaman bilinmeyecek. (#19198748) burdan alıntı yaptım.
uyutuluyoruz. uyumayanlarda da icrat yok gerçi tek kişi ne yapabilir ki . şöyle ülkü ocaklarında toplanıp bassak biyerleri felan iyiy olabilir aslında.