(bkz: nardugan)
Her yıl 21 aralık'tan sonra ilk dolunay'da kutlanan türk bayramı. 21 aralık gecenin yenilmeye başladığı gündür ve bu günden sonraki ilk dolunayda da yıl başlar eski Türklerde.
Kelime olarak 'nara', moğolcada güneş anlamına geliyor. Yani nara-dugan; güneşin doğumu temalı bir bayram nardugan.
Burada da Türkmenistan'da ayaz ata'yla nardugan kutlaması;
Muhteşem beşli. Kanımca bu terimlerin anlamını bilenler belli bir düzey de edebiyat bilgisi sahibidirler. Bilmeyenlerin de canı sağolsun lan, sanki herkes yahya kemal.
Şiirlerin konularına göre sınıflandırılışıdır.
Epik dedikten sonra gelen "Hatta epik de Epope'den gelir, Yunancada destan anlamında." Mottosu ayrı bi olaydır.
Hem doğayı anlatması hem de -ik ekine sahip olmaması sebebiyle içlerinde pastoral bi ayrıdır, ayrıydı. Satirik şiirin agresif tavrı, bazen yüzlerce didaktik şiirin öğrettiğini anlattı tek dizede. Bakıyoruz memleket toplum meseleleri derken biz de bir kenara bırakmaya karar verdik lirik şiirleri.
Satirik şiir bizde yergi, taşlama adıyla yer alır. Pir sultan abdal'dan bir örnekle;
"Yürü bre Hızır Paşa,
Senin de çarkın kırılır,
Güvendiğin padişahın,
O da bir gün devrilir.."
Çoğunun, o anlara dönse utanmaktan yüzlerinin keşküle döneceği zamanlardır ergenlik, ama olması gereken de odur.
Vücutta yaşanan değişim, hormonların şener şen koşuşu yaptığı dönemler kimseye beyblade'deki bi kai imajı kazandıramazdı ki.
First rules in ergenlik, you do not talk about ergenlik.
--spoiler--
Ergenlik üç kısımda incelenir aslında. Belli başlı anahtar kelimelerle şunlardır:
Erken ergenlik; kızların bilişsel gelişim açısından yaşıtlarına göre daha önde olduğu dönemdir. Nasıl olmasın; bu dönemde erkekler daha çok aktivitelerde beraberdirler, kızlar da arkadaş ilişkilerinde samimiyete önem verirler.
Yani Batu için dışarıdaki Mehmet hiçbir anlam ifade etmezken, bi anda dokuz aylıkta harikalar yaratması Batu için yeterli bi sebeptir. Tabi Batu kaleye geçmezse.
Selin kızımız da samimiyetten olacak ki kankası Merve'yi diğer kızlardan kıskanır bu evrede.
Ha bu arada kollar falan hızlı uzuyor, bu çocuklar biraz sakar olabilir.
Orta ergenlik; ergen tanımının oturduğu yer. Bu dönemde her şey var lan; ölümsüzlük, çeteler, sosyal medya üzerinden muhabbetler, bi anda değişen mizaç falan her şey.
Ama burada önemli bi şey var, tüm bunlar bir aradayken ergenimiz fiziksel becerilerini, ilgi alanlarını anlayabilir. Yani ilkokulda sınıfın çoğu doktor olmayı isterken bu zamanlarda işe değişik meslekler de girer; uçak mühendisi favori.
Geç ergenlik ise durgunluktur.
Dalgalandım da duruldumluktur. Toplum içinde rol almaya çalışmakla ilgilidir, bunu düşünmekle. Duygular stabil, politikaya merak tavan.
Kişi değerler sistemini iyi kurmalıdır.
Sıranın üzerine konulup üzerine de beslenme kutusunun açıldığı örtüdür.
Tek bir görüntü insanı nerelere götürüyor; beslenmeye konulan şeyler, sınıfa yayılan yemek kokuları, haftada en az bi çocuğun yere döktüğü su veya meyve suyu..
Hatırlar mısınız Abdülkadir Selvi ankara patlamasının ardından demişti ki "artık bu ülkenin terörle yaşamaya alışması lazım.", o zaman linç etmişti herkes elinde telefonuyla sosyal mecrasında onu; http://mobil.hurriyet.com...ir-selviye-tepki-40068083
Ne oldu yani şimdi? O demecin üzerinden geçen altı ay nasıl da alıştırdı bizi teröre?
Annesi oğlu için dua dilinde gezerken, oğlu annesini operasyon yerine "nöbetteyim anne." diye sakinleştirirken beyaz yalanıyla, silah nedir sadece bikaç ay önce öğrenmiş insanlar gezinirken daha önce asfalttan ayrılmamış ayaklarıyla dağlarda, nasıl alışıyoruz kolayca teröre biz?
Bir terör örgütü nasıl sempatizan topluyor devletin bir üniversitesinde, bir devlet nasıl izin veriyor çocukların çıkışına dağlara?
Bir ülkede okumuş o kadar insan nasıl dolduramaz terörün tanımını hala? "Pkk'ya terör örgütü demek doğru olmaz." diyenler daha ne bekliyo lan? (http://mobil.hurriyet.com...or-orgutu-demedi-40214949 )
Bu ülkenin yine bugün şehit düşen kaç evladı oldu?
Ben bunu yazarken elinde kahvesi, karı kız kovalayıp duyarını twitter'dan kasan insandan farkım olmuyor belki gözünüzde eminim ama duyar kasmaktan, yarın bu konuyu unutmaktan çok daha fazlası bu.
Elimizden bir şey gelmiyor olması bu konular hakkında konuşmaya da hakkımızın olmadığı anlamına gelmemeli yani. Konuşun abi konuşun gündemde olsun hep.
Acının sırasını beklemeye alıştırmayalım kendimizi..
18 senelik kariyerinde sadece 22 tane deneme yapmış shaq ve bunlardan sadece bir tanesi girmiş.
Abim benim o boyla karpuzlama atsan girerdi sen naptın Allasen?
Dalga geçerler diye mi korktu n'aptı.
"Canım aşkım, meleğim... Sanki yanındaymışım gibi hayatını devam ettir bebeğim. Sana ulaşma arzusu beni dirençli yapıyor sevgilim. iyi olmam için bir koşul var; kendine iyi bakman, yemek Yemen ve sakin olman..."
Nişanlısına yazdığı mektuptur.
Sevdayı birkaç kelimeye sığdırabilmiştir..
Nur içinde uyu abi..
Günümüz evrim karşıtı propaganda sahibi insanların cevaplaması gereken sorudur.
Abi siz hayırdır?
Ya arkadaş sen değil miydin minicik yaşında pokemonların evrim sırasını bekleyen 52 ekran başında? Charmander'ın evrimine gözlerinle şahit olan sen değil miydin ya Allah aşkına?
Bir de kaderin şöyle bir oyunu var;
(bkz: issiar dia charmander benzerliği)
işler iyice sapasaracak diye korkuyorum.
Neyse.
Hatırlar mısın bi bölümde de Pikachu'yu fena benzetmişti evrilmişi raichu da, pikachu da reddetmişti onun gibi olmayı.
O zaman soruyo muydun "yav charmanderlar charizard oluyosa şimdikiler niye olmuyo!?" Diye?
Şartlar değişince ortamlar gerilince hooop evrim.
Mesela şöyle;
Hasan Ali yücel türk eğitim aydınlanmasının lideriydi.
Düşündükleri, yazdıkları ve dile getirdikleri öyle güzel şeylerdi ki belki de bize ait Türk rönesansını yaşatabilecek tek aydın oydu.
Atatürk'ün dava arkadaşıydı Hasan Ali, onunla 'omuz omuza', atamız vefat edince gelebildi ancak onun naaşını taşırken..
Sonra da bu yazıyı kaleme aldı.
"Biliyor musun, bu ağaçtan kolunu tutarak taşıdığın tabutun içinde kim var? O insan mı? olamaz. O bir cihandı. Fezalara sığmamalıydı; nasıl bir soğuk mahfazanın içinde durabiliyor? Oraya niçin girdi, nasıl girdi? biliyor musun? bilemezsin. Anlıyamazsın. Sen bu muammayı çözemezsin. Önüne bak, işine bak. Taşı, o cihanı bu tabutun içinde belliyerek taşı!..
Sen onu daima kendi arzularına göre yürür ve yaşar görmüştün. Şimdi O, hareketlerini sizin iradelerinize bırakmıştır. istediğiniz yere koyup dilediğiniz yere kaldırıyorsunuz. Mukavemet etmiyor, hayır demiyor. Kendini size terketmiş gibidir. Niçin? niçin bu hür, hareketlerine sahip insan, hürriyetinden ve iradesinden vazgeçmiştir? Zihnini yorma; halledemezsin. Taşı, senin götürmek istediğin yer, şimdi O'nun gitmek istediği yerdir. Gözlerinin
nemini kurutmadan, bol bol gözyaşı dökerek O'nu taşımak vazifendir. O kadar!.. Sen onu yap ve başka şey sorma!..
Taşı!..
Taşı O'nu...
...
Fanilik beka ile omuz omuza... Bu kadar yakınlık içerisinde O'nu hayatta hissetmiyor musun? Taşı; bir ölü değil, bir diri taşıyorsun. Taşı, O'nu taşıyarak yaşıyacaksın. Yaşadıkça O'nu taşıyacaksın. Taşı, taşı!..."
Evet bir kozdur efendim.
Çizgi film kuşağının tehlike çanıdır.
En çok anneler kullanır, işe yarar yaptırım gücü vardır. Bi alt versiyonlarında yaş farkı yüksek olan çocukların arasında olur; "vay be bi ekmek alınacak onu da ben alayım bari." Diyip koz sürebilir büyük abi.
--spoiler--
+oğlum iki ekmek alsana bakkaldan.
-Ya anne ya..
+iyi o zaman ben gideyim bakkala.
-Tamam git.
+Tamam.
-(Analyzing...)
-(Analyzing...)
-(Analyzing...)
-Ben giderim tamam.
--spoiler--
Bugünse norveç'i belki de norveç yapan o balıkçıların, bir kez daha ne kadar önemli olduğuna değineceğim.
Efendim ilk önce omega 3'ten konuya girelim. Omega 3 yapısında doğmamış bağ bulunduran bir yağ asidi. Esas kaynağı balık ve yeşil yapraklı birkaç sebze ile ceviz.
Bu omega 3 esansiyeldir. Yani dışarıdan alınması gerekir.
Beyindeki nöronlar bunları kullanarak zar hasarlarını minimuma indirgerler. Sinir sistemi yolaklarının tamir mekanizmasında rol oynar.
Depresyon ve Şizofreni tedavisinde kullanılabilir çünkü bu olayların temelinde hormonal bozukluklar yatabilir.
Enerji metabolizmasında görev alır. Mitokondrimembranına katılarak.
Göz sağlığınızı korur. Antikoagülan'dır yani kan sulandırır, böylece hipertansiyona bağlı kalp hastalıkları riskini azaltır.
En önemli etkilerinden biri de antiinflamatuvardır. iltihaplı romatizma hastalığına sahip insanlar için özellikle.
Fazlası burada; http://www.dfgd.org.tr/in...ular/antioksidan-nedir-20
Şimdi biz bu omega 3'ü az alıyoruz. Omega 6 alımına hücum ediyoruz. Omega 6 da ayçiçek ve mısır yağı yani.
Eskiden beslenmemizde omega 6/omega 3 oranı 4/1'ken şimdi bu oran 30/1'lere çıktı. Hal böyle olunca nörolojik, kardiyolojik, psikiyatrik ve romatolojik bozukluklar arttı.
Beyin yıpranıyor, yıpratılıyor yani.
Elleri neutrogenalı Norveçli kaptanlar ülkesinde her bir bireye yılda 22 kg somon yediriyorken bizim taka sahibi dayılarımız hamside 8 kg'da kalıyor!
Bi de minicik hamsi lan.
"Alıyorum yarısı kılçık."
O da bi işe yaramıyor gerçi;
(bkz: hakeme saldıran ts li taraftarı karşılayanlar)
O da yetmiyor bu balıkçı maskesi altında norveç'i şaha kaldıran insanlar 130 ülkeye balık satıyor, ülkemiz de 40.000 ton alıyor.
tabletlerde kullanması ayrı bir zevkli olan sanal piyano uygulamasıdır efem.
Klasik piyano efsanesi olarak kesinlikle nikah masası çalmanıza izin verir.
Birkaç şarkı çalmaya başladınız mı insana fazıl say hissi yaşatır.
Ben klasik takılıyorum galiba. Seni andım bu gece'yi çalarken kendimi sonunda yine yalnızlığa savrulmuş takım elbiseli yeşilçam jönleri gibi hissediyorum. Ekrana vururken arada viski niyetine tuttuğum pipetli meyve suyumdan içiyorum falan.
Alevi islam inancına ait ibadethanelere ve kanaat önderlerine, devletin ayırması gereken bütçe konuşulmuştu daha önce.
Cem vakfı'nın haziran'da açtığı davanın sonucu bugün saat 12.30'ta Strazburg'ta açıklanacak.
Bu yılın ilk ayında da "alevilerin ayrıma maruz kaldığını, din kitaplarında halen yerini alamadığını." Açıklamıştı avrupa'nın en yüksek mahkemesi. Tabi bu da unutuldu gitti.
Bugün siyaset gündeminde laikliği kaldırma peşine düşen puştlar olduğu sürece, düzinelerce karar çıksın hepsi yalan oluyor.
"Ey Nesimi, can Nesimi bil ki Hak aynındadır.
Cümle mahlukun vebali ”Ulema” boynundadır..”
Kendimce bir şeyler eklediğim arşivdir. Halk müziğine sevdalı biriyim, sağolsunlar ailem vesilesiyle, ki özellikle rahmetli dedemden, çok ilgi duydum bu müziğe. Yöremin de etkisi oldu.
Burada yaptığım liste sanatçıların hayatını konu alıyor haliyle. Çoğunda da dinlenilmesi gereken birkaç eserini de link olarak iliştirdim ki ulaşım kolay olsun diye. Sanatçılarla ilgili ilginç bilgiler de bulabileceğiniz bir liste oldu.
Nice sanatçılar eklemeye devam edeceğim buraya bundan hiç şüpheniz olmasın.
Özellikle ozanlarımız hakkında ayrı bir çalışma yapacağım.
Amacım benim gibi halk müziğine değer veren insanların bazı bilgilere ulaşımı kolay olsun.
Bir insan bir tane türküyü severse ne güzel benim için.
Şu an ülkede 550 milletvekili var. Onlar ayda en az 17.000 lira alıyorlar ki danışmanlarının ücreti, sağlık veya konut yardımı falan saymadan. Emeklilerin de 8500 lira. Kaç emekli vekil var bilmiyorum.
Vay be, aslında zaten pek bir faydasını da göremediğimiz meclisimizi birkaç yıl hiç açmasak bayaa tasarruf yapmış oluyoruz ha. Bu sayede onlar yedi diye biz de bulaşık yıkamak zorunda kalmayız.
Ekonomide tasarruf yaratayım derken başka şeyleri de kurtarabiliriz belki.
Neyse, bindik bir alamete bakalım.
Belki de hayatta izlenebilecek en güzel videolardan biridir. Son günlerde evlatlarımıza yapılanlardan sonra daha da ayrı bi şey oldu benim için.
Bir gün dünyadaki tüm çocukların çok çok mutlu olması dileğiyle..
O zamanlar anlamazsınız tabi ama ileride insanın içini ısıtan bi sözüdür annenin. Siz bir çatal uzatırsınız yine de, "Allah Allah pasta neden sevilmesin ki ya?" Diye de çocuk aklınızdan geçirirsiniz ama..
Siz de başka bi çocuk için bunu söyleyebiliyorsanız, sanırım içinizdeki çocuk hala sallanıyor salıncakta.
Teog sınavında 120 soruda 115 netle Tunceli 33.'sü olmayı başarabilmiş, rahatsızlığını kendine bi engel olarak görmemiş büyük insan. Burada teknik bir bilgi vermem gerekiyor, sınavda Tunceli ili 2016 yılında seksen bir il arasında birinci. ikinci kırşehir, üçüncü karabük.
Ne kadar tebrik etsek azdır. Bu genç arkadaşımız her sene değişen, öğretmenlerin bile çok az bildiği bir sınav sisteminde sırf bu bahanelere bile sığınmayarak neler yapmış. Ailesinin ellerinden öpmek gerek.
Videoya da kullanıcılardan birinin yaptığı yorum;
Vay be * Tam karşıdaki beyaz bina 02:40 askerliğimi yaptığım karakol. Ve bu kardeşimizi kule nöbetlerindeyken sürekli görürdüm ailesiyle gelip giderdi okula. Azmine hayran olurdum gerçten. Başarısına buradan şahit olmak ayrı bi mutluluk verdi bana nedense * yolun açık olsun güzel kardeşim... (hypnos)
Balayında eşlerden birinin diğerinin kolunda uyuması sonucu açığa çıkan, koltukaltı bölgesindeki sinir sıkışmasıdır. Burada median sinir hasarlanabilir, sonucunda da bilek ve parmak hareketlerinde azalma görülür. Geçicidir fakat uyandığınız zaman "N'oluyo yaaa?" Dersiniz kendi kendinize. Bazı yerlerde sevgililer günü nöropatisi olarak da geçer. iyisi mi siz, yariniz uyuduktan sonra hoppala ve de cuppala kolunuzu yavaşça çekin.
Türkiye'de yardıma ihtiyacı olan okulları bulmamızı sağlayan yardımlaşma oluşumu. Okullardaki öğretmenler bu site aracılığıyla seslerini duyurabilir, okullarının kaderini değiştirebilir. Kütüphanedeki bir tolstoy, bir cervantes, bir yaşar kemal dünyayı değiştirir..
Kendi memleketinizdeki yardıma ihtiyacı olan okulları da bulabilirsiniz iller kategorisinde. Bunu görüp de çevresine haber veren bir kişi bile yeter.
Bir reaksiyon zincirinde reaksiyonun hızını belirleyen basamağa hız kısıtlayıcı basamak denir. Yani
A--->b--->c--->d
Gibi bir reaksiyon olsun. Eğer a'nın d'ye dönüşmesi reaksiyonunda b'nin c'ye dönüşümü hız kısıtlayıcı basamaksa, a'nın d'ye dönüşüm süresini b ve c arasındaki reaksiyon belirler.
Basit bir örnekle daha açıklarsak; kaçmak için dar bir aralıktan geçmek zorunda olan öğrencilerin okuldan kaçma süresi hafif kilolu bi arkadaşın o aralıktan kaçma süresine bağlıdır.
Onu bırakıp kaçan satıcıdır.
Deniz Harp okulu öğrencilerinin ülkemizde yardıma ihtiyacı olan okullara yaptığı yardım kampanyasıdır. Muş Bulanık'ta bir okula yardımda bulunmuş ilk olarak.
ilgili haber; https://www.dho.edu.tr
Keşke ülkemin yardıma ihtiyaç duyan tüm okullarına böyle yardım kampanyaları başlatılsa, eğitim adına daha sağlam adımlar atılsa. Bir kitap bir çocuğun hayatını değiştirse, o da başka bir çocuğun ihtiyacını gidermeye kendini adasa.
Ya biz bi kendimize yardım etsek zaten, şu içerideki cehalet yaratığını bi yıksak var ya.. Bir sene sadece kendi köy okullarımıza yardım etsek ne olur? Ulan oradaki çocuğa ayakkabı verdiğin zaman onu koynuna alıp uyuyor geceleri o çocuk, yatağı soğuk oluyor ama içini ısıtıyor sahip olduğu o şey.
"Eğer bir gün benim sözlerim bilimle çelişirse bilimi seçin," diyen bir liderimiz olduğunun gerçekten farkına varırsak, şimdi mutluluk hayalini dahi kuramadığımız bu günler geride kalacak hep.
Karasal yayının yerini dijital uydulara bırakmasıyla ortaya çıkan durumdur.
Bu kanallar işin kolayını kolayca bulmuş, çocukların uyması gereken çizgi filmi saati anlayışına karşı çıkmış ve tüm gün yayınlarını çocuklara ayırarak çocukların ilgisini çekmeyi başarabilmiş. Bunu gören oyuncak firmaları da reklamlarını koyabilecek daha geniş bir yer bulmuş, satışlarını artırmayı da başarmıştır. Öyle ki; http://m.hurriyet.com.tr/...yar-dolar-odedik-29661459
Erzurum'da oyuncaklar için organize sanayi bölgemiz olduğunu bilen var mıydı? ithalattaki rakama bak lan.
Anne de rahat tabi açıyo yavrum televizyonu, koy başına çocuğu dünya senin. "Açayım bi yumuycak da yesin yavyum yemeğini, hanimiş teyete çocuk." diye diye zaten olan zeka potansiyelini de bi potada eritip iskenderin üzerinde yiyosunuz ablacım.
Eskiden durumlar böyle değildi işte; çocuk okul için saat yedide kalkamazdı da cumartesi altıda kalkmak zoruna gitmezdi pokemon, bugs bunny için. Kanal d'nin amblemi değişirdi bunun için, bunu hatırlamayan var mı?
Reklamlarda da action man sadece o kuşağın reklam arasında çıkıyodu, çocuk zaten babasını akşam evde görene kadar action man mi barbie mi hepsi kaçıyodu akıldan, neden mi?
(bkz: dokuz aylık)
(bkz: evcilik)
(bkz: taso)
Çocukta sosyal hayatı bitirdiniz olum daha ne olsun; sonra onlar da çareyi instagram'da twitter'da periscope'ta takipçi artırmakla buluyo. Ulan ne zaman övünülecek şey oldu yüz bin takipçinin bulunması, normalde iki merhaba diyemezsiniz birbirinize. Çocuklar rengarenk ışıl ışıl karakterlere bakıyo ama göremiyo ki; çizimlerin farkına bi bakın lütfen:
işin özeti burada anne babaya görev fazlasıyla düşüyor.
umarım cartoon network tarafından da tehdit mektupları almam, yumurcak tv mafyası da peşime adam takmaz.
