benim gibi kalabalık bir dizi listesi olmayanlar için bile fayda sağlayan site.
herhangi bir sebepten ara verdiğinizde ya da tatil dönüşü tek tek son izlediğiniz bölümleri yoklamak yerine bu siteye giriyorsunuz, eski diziler konusunda da işe yarıyor yani. Yeni diziler için de yayınlanan bölümü hatırlatan mail özelliği var.
"previously on ..." gibi lüzumlu diyebilirim. kimler yaptıysa emeklerine sağlık.
galiba bir parça kıskandım. şuan bana yeni bir şans verseler bir an bile düşünmeden bu nicki alırdım. ha, belki bazılarınız "erkan elektar ses kaydına mı yoğusa bu adamın nickine mi daha çok güldün?" diye sorabilir. tabiki ses kaydına daha çok güldüm. orada "ya bacım, elektarın daha nesini kodliyim?" falan diyordu misal. ha, bu adam bir ses kaydı değil, kanlı canlı bir insan. onu da hesaba katmak lazım.
"küçük hesaplı, büyük yürekli adam" tanımının karşılığıdır kendisi.
ben bu herifin küçük hesap yaptığını görmedim. bize bir gün "ben küçük hesap adamıyım" dedi, biz de "he valla aga" dedik. normalde sırf seviyoz diye yarım kilo patlıcanlı börek alan bir insan.
bu herif bi ara da "ben dük'üm" dedi, onu da içselleştirdik ve özümsedik. la galiba bizde bişi var.
nickine bakıp bakıp güldüğüm, sonra da ağladığım kişidir. neden güldüğümü ve neden ağladığımı açıklıyorum:
yani aksanli erkan elektar' dan sonra oldu mu? olmadı. oldu desem kendi prensiplerimle çelişirim. işte bu noktada ağlıyorum. amma, bu şahıs bana ilk "gerçek aksansız berke anahtar benim" dediğinde de bir hayli güldüm. kendisine destek oldum ve gaz verdim, "sende hem aksansızlık var hem de tam bir berkesin" dedim. yani adamın 100 metreden aksansız olduğu belli oluyor, biraz yanına yaklaşınca da berke olduğuna yemin edersin.
bu nicki veya nickleri hangisi hakediyor o tartışılır. ben daha fazla tatlı canımı yoramayacağım. ne haliniz varsa görün.
iş makinelerinin fahiş saatlik ücretleri hakkında bilgi sahibi olduğunu öğrenene kadar yakın arkadaşım olan kişi.
yani bazı insanların bilmesi ve bilmememesi gereken şeyler vardır. bazı bilgiler insanı yüceltirken bazıları alçaltır. misal cosmos konusundaki nötrino parçacıkları ve erzincan tulum peyniri hakkında ardarda cümle kurarsan tüm saygınlığını ayaklar altına alırsın. ilişiğimi kestiğim kişidir. bu karara saygı duymasını rica ediyorum.
ben insanları etiketlemeyi sevmem ve ayrıntılı konuşmak benim tarzım değildir fakat frekans olarak, ufku geniş ve öyle her telden çalan bir insan değil. kendini bazı kalıpların içine hapsetmiş, o küçük mahalleden kurtulamamış. allah yardımcısı olsun.
belli bi yaşa kadar babama has zannetttiğim söz öbeği.
dicem de babama has söz öbeği diyince hiç babamlık bi konu gibi gelmiyor. özellikle öbek diyince hiç babamla bağdaştıramıyorum. sonuçta gecenin üçünde kemal sunal pijamasıyla ve uykulu gözlerle gelip "sen daha yatmadın mı?" diye sorarken öbek möbek hayatında kullanmış insan değil.
aynı gecenin sabahında da 9'da uyandırır, gece kaçta yattığını umursamadan, afra tafra yaparsan da masum masum "börek almıştım" der, şu entrynin girişinde adamı kötülemeye yeltenmekle kalırsın. o da böyle bi adam işte. nerden nereye geldim.
italyan asıllı olduğu için doğuluları aşağılamasını mazur görmemiz gereken yazar. çekememezliğin lüzumu yok. kendisine yakından baktığımız zaman aslında gereğinden fazla mütevazı olduğu görebiliyoruz. şimdi burda kendini anlatmaya kalksa ortalığın amına kor. hepiniz utancınızdan üyeliğinizi sildirmek zorunda kalırsınız. doğululuğunuzdan tiksinirsiniz. ben önünde saygıyla eğiliyorum.
coşkun sabah hayranlığıyla heyecanlandıran yazar. coşkun sabah' ın bütün kasetlerini ve gazete röportajlarını gösterene kadar coşkun sabah felsefesini tam olarak anlayıp anlamadığından şüpheliydim. bir gün 3.5 saat kadar coşkun sabah' tan bahsedip arşivlerimizi birbirimize gösterince dedim ki "işte bu güzel insan tam bir coşkun sabah delisi."
coşkun sabah' ın birleştirici ve bütünleştirici gücüne inanın.
televizyonumun üzerinde unuttuğu 1.5 tl için izmir' den kalkıp istanbul' a gelecek olan yazar.
hiçbir zaman harama el uzatmadım, bu saatten sonra da uzatmam. paran aynı yerde duruyor kardeşim. sen bana "o para sana haram olsun, dokunursan ağzına yılan girsin" dedin ya, işte o gün senin gerçekten kucuk hesap adami olduğunu anladım.
çok güzel içli köfte ve tiramisu yapan yazar dostumuz. tiramisunun neyli olduğu hala en büyük merakım.
ayrıca heyran olduğumuz eyranlarından da bahsetmeden edemeyeceğim. mahsus yavaş yavaş içip diğer kişiler bitirdikten sonra hava attım. herkes kıskanç gözlerle beni süzerken leziz eyranımı zevkle yudumladım.
bu dünyada hala dürüstlüğü hayat felsefesi haline getirmiş temiz insanların var olduğunu gösteren zirvedir. Çünkü bir insanı en iyi iki yerde tanırsın diye özlü bir söz vardır. Biri seyahatte, diğeri ise mahpusta.
ben bu gezide dostluğa dönüşen arkadaşlıkları,
kardeşliğe dönüşen dostlukları ve tabiysi aşka dönüşen flörtleri gördüm. nişanlımdan ayrıldım, yeni bir aşka yelken açtım. (adı lazım değil, kocaman ve sempatik:))
diğer arkadaşların rahatsız olmayacağını umarak müthiç gezimizden bir kare paylaşmak istiyorum:
daha keyifli bir sıçış imkanı sunmak için üretilen bir fikir. son araştırmalara göre banyodaki suni bitkilerin kabızlığı gidermedeki rolünün %30 oranında arttığını bilmeyen sığ dimağların yadırgadığı durum.
"..ben isim verip rencide etmek istemiyorum ama bazı yazar arkadaşlarımızın evinde de var. onlar kendini biliyor, bi zahmet fotoğrafını çekip yüklesinler sözlüğe."
rencide olmadığım gibi son araştırma verilerini takip eden bir insan olmamın herkese örnek olmasını diliyorum. yalnız başlık sahibinin aklına uyup caps almak için banyonun o kısmını temizlemek ve klozetin önüne çömelmek zorunda kaldım. 7 dakikamı bu boktan caps için dizlerimin üzerinde geçirdim. hala sinirliyim. oraya suni çiçek koyamamı eleştiren sığ bir insanın oyununa geldim diyebilirim. sığ ile sığ oldum.
Entelektüel bir sohbet arayanların doğru adresi olan yazar. Fakat kültür seviyesine erişemeyen bazı ezikler tarafından akılları sıra ( ! ) aşağılanmaya çalışılmasını da aynı muasırlıkla hoş görmesi muasırlığına muasırlık katmaktadır. Bilgisayarı "hadi be oğlum, hadisene bee!" Diye çalıştırmaya çalışan bilgisayar mühendislerinin; adaletin bekçisi olarak hukuk fakültelerinden icazet alıp tavlada Zar tutan avukatların yaşadığı bir ülkede harcanması acı, bir o kadar da gerçek.
Nişanlım izin verirse katılmayı planladığım organizasyon. Kendisi halk eğitim merkezinde kadrolu baş folklorcü olduğu için bana seve seve eşlik eder diye düşünüyorum. Hatta yatmadan önce biraz hayal kuruyorum. mesela Batum sokaklarında atabarı oynamak gibi bir çılgınlık yapabiliriz.
Not: kalpak olayını nişanlım ayarlayabilir. Sayı bildirmeniz lazım.
Bahçası var, bağı var
Ayvası var, narı var
Atamızdan yadigar
Bizde atabarı var
sırf mütevazılığımdan ötürü entelektüel sıfatını kabul edemesem bile tam bir kitap kurdu olduğumu inkar edemem. arkadaşlar övmüşler sağolsunlar. hepimiz okumalıyız.
ben bu herifle monopoli oynamam. yani muhabbetine falan bişi diyemem ama bazı insanlarla monopoli oynamamanız gerekir. iki kere iki dört. aklıma geldikçe delirecek gibi oluyorum.
kendisi babamın yukarı kemer gençlik alt yapısından takım arkadaşının oğludur. kamplarda falan aynı odayı paylaşmışlar.
ileri derecede italyanca bilmektedir. ben böyle bi adam görmedim. benim diyen italyan öyle italyanca konuşamaz. Bir nevi italya' nın zeki müren' i diyebiliriz.
yakın arkadaşlarının altına araba çekmeyi düşünen melek kalpli yazar.
hatta o arkadaşları uğruna benzinlik almayı tasarlamış. bana kalırsa hali hazırda arabası olan arkadaşlarına direkman benzinlik alsın. benzinlikle uğraşmak zor aga. giren çıkan belli değil. kendisi uğraşacağına arkadaşları uğraşsın. yılbaşı çekilişi gerçekleşmeden bu konuyu iletmek istedim. bu da böyle bir naçizane tavsiyemdir. gerçi beni alakadar etmez. yakın arkadaşım değil.
demek ki büyük hesap adamı olmayan yazar. yani bir akrabası dese ki "ablacım şundan şu oldu" çıkarır 3 milyar borç verir. bir an tereddüt etmez. ama aynı akrabası diş macununu yahut peynirini bitirse kızabilir. bilemiyorum. belki de gerçekten küçük hesap adamıdır. gerçi beni alakadar etmez. akrabam değil.
tam da "bu sözlükte ruhumu anlayan bir insan bile yok" derken imdat çığlığımı duymuş insandır. (#17844056) entrysi beni yerin dibine soktu diyebilirim. kendisini o kadar kötüledim, lümpen buldum, aşağıladım ama o bir an bile saygısından ödün vermedi. bundan sonra bu insan benim kardeşimden ötedir. nokta.
solunum sistemi organlarını sorduğumda tereddütsüz "kalp" cevabını vermiştir. nasıl sinirlendim anlatamam. bence ilkokul mezunu bile değil. bana diyor ki "yutak organ mı amk?" diyor. ulan yutak organların en alası. tırrik!
yutak işlevli bir organ. kapı gibi organ amk. hatta bizzat kapı.
işte bu tarz insanların yutağını ameliyatla alacaksın, layığını bulacak. biliçsizliğe tahammülüm yok.