- cimalanacak erkek özenle seçilmeli. ilk defa cimalanacaksa bu sürece psikolojik olarak hazırlanmalı.
- kişisel temizlik
- cimalama aleti boyutu. Benim gibi 27 cm ise sorun yaşayabilirsiniz. Bazen ağaca asıp salıncak yapmak isteyen oluyor.
Her şey geçen gece 4'te kapımın çalmasıyla başladı. Gelen amın oğlu esteban'ın ta kendisiydi. "Ne var yarram ne istiyorsun gecenin bu vakti?" Dedim. "Seni" dedi.
Artık ok yaydan çıkmıştı. Hemen keramettin'i uyandırıp masaya vurdum.
- vaovvv. Demek 27 santim.
+ ne sandın tırrık. Hadi geç bakayım şöyle.
- ihihihi.
Nasıl Güneşli bir günün akşamı varsa heteroseksüel bir erkeğin de homolaşma aşaması vardır.
Büyük bir erkek popülasyonu biseksüelliğinin farkında bile değil. Ama inanıyorum ki zamanla oturacak böyle şeyler. özgürce birbirimizi cimalayabileceğiz.
Soğuk bir ocak sabahını ısıtacak; masum, sevişgen ve ihtiraslı bir eylem.
Her şey yağmur sonrası açan güneş gibiydi. Yine kendimi seksi, kel ve göbekli berberimin ellerine bırakmıştım. "Nasıl olsun şekerim?" Dedi. " şu aralar amerikan modaymış, iki tane de çizik attın mı tamamdır." Dedim.
Seksi kolları adeta vücudumda dans ediyordu sanki. Dayamalarını unutup sadece aynadan o beyaz bıyıklarını kesiyordum. Taa ki o ses gelene kadar. "Saatler olsun.."
Saat ne amına koyim dedim içimden. Sonra gözlerimi bıyıklardan alıp yeni saçlarıma baktım. Aman tanrım, olamazdı. amerikan istediğimi belirtmeme rağmen ingiliz kesmişti. üstelik çizikler de 3 taneydi. Büyük bir hışımla:
- bu ne yahu? ingilizlerden nefret ederim bilmiyor musun sen?
+ pardon canım dalmışım.
- senin dalmanı cima ederim. Kel dedik, göbekli dedik başımıza çıktın. Yat bakim sen şuraya.
Dedim ve yaklaşık 110 kiloluk seksi berberi domalttım. Artık iş sadece büyük bir titizlikle cimalamaya kalmıştı. Keramettin'i çıkarıp bir sağa bir sola vurmaya başladım. Yalvarışlarını, çığlıklarını duymuyordum bile. Sanki cimalı taş devrinden çıkmışcasına cimalıyordum.
Her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi bunun da gelmişti. 7.5 lirayı masanın üstüne koyup dükkandan çıktım ve bir daha hiç uğramadım o semte.
önce lemmy... sonra bowie... birden aklıma efsanevi kuşağın aslında bayağı bir yaşlandığı çoğunun 5-10 sene içerisinde göçüp gideceği geldi. şimdiye bakıyorum, şimdinin geleceğe vaadettiklerine bakıyorum... müzikal anlamda gerçekten 50'lerden 60'lardan bu yana piyasanın nabzını tutabimiş ve genel olarak müziğin köklerini sağlamlaştırabilmiş bir isim çıkmadı yada o kadar az ki, etkisini göremiyoruz. steven wilson var bi diyebiliriz belki. neyse bowie'ye geri dönelim. son albümünü dinlediniz mi bilmiyorum ama gerçekten üst düzey kalitede bir albüm sunmuştu. yaşlandıkça daha oturaklı müzik yapmaya başladı, popüler çizgiden ayağını kaydırıp baya caz müziğe kadar geldi. son iki albümünü diskografisindeki diğer albümlerden daha çok seviyordum diyebilirim hatta. tabi efsanevi hit parçalarının hakkını vererek... son albümünün adı gibi "blackstar" idi kendisi, anti-hero bir karakteri vardı, gerçekten 21. yüzyılda sanata dair kaliteli bir şeyler ortaya koyabilmiş, rönesans adamı gibi her dalda başarılı insanlardan birisiydi. huzur içinde uyusun...
